Şundan bundan
Referandum günü geldi çattı. Temel konularda nihai kararı vatandaşın vermesi beni çok heyecanlandırıyor. İnsanoğlunun en büyük keşiflerinden biri, belki de en önemlisidir.
Mucize diyebiliriz.
Kristof Kolomb’un yumurtası gibi, yapınca çok basittir. Her vatandaşın bir tek oya sahip olması şimdi doğal geliyor. Ama keşfedilmesi için binlerce yılın geçmesi gerekti. Hâlâ içine sindiremeyenlerin varlığını izliyoruz.
Seçim ve referandumlar mutlak toplumsal eşitliğin sağlandığı belki de tek andır. Güzel çirkinle, zengin fakirle, güçlü güçsüzle, eğitimli eğitimsizle, kahraman korkakla, genç yaşlı ile, erkek kadınla, şişman zayıfla, uzun kısa ile, vs. sadece sandıkta eşitleniyor.
Böylece aramızdaki tüm farklılıklar yok oluyor. Neticede herkesin bir tek oyu var. Genelkurmaybaşkanı ve sıradan er, Rahmi Koç ve yanında çalışan müstahdemi, başbakan ve dağdaki çoban, karara etkisi aynı oluyor. Demokrasiyi çok seviyorum!
Yoğun bilgi akımı
Yarın sonbahar sezonu açılıyor. Şeker Bayramı ve referandum yaz tatilini Eylül ortasına uzattı. Doğal olarak ekonomi geri planda kaldı. Neyse, artık hepsi bitti. Bir hafta sonra okulllar açılıyor. Normal mesaiye geri dönüyoruz.
Bilgi akımı açısından yoğun bir haftaya giriliyor. Salı günü TÜİK ikinci çeyrek milli gelirini açıklıyor. Makro göstergelerin en kapsamlısı ve önemlisidir. Büyümenin tek haneli ama yüksek çıkması bekleniyor. Şeytanı ayrıntılarda arayacağız.
Çarşamba günü Haziran istihdam ve işsizlik verileri yayınlanıyor. Temmuz sonuçlarını yani üçüncü çeyreği de kısmen kapsıyor. Takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş işsizlik oranı Mayıs’ta sabit kalmıştı. Haziran sonucunu merakla bekliyoruz.
Aynı gün Temmuz dış ticaret endeksleri ve ödemeler dengesi çıkıyor. Temmuz’da dış ticaret açığı yükseldi. Cari işlemler dengesi ve finansman tarafı önem kazandı. Dış açıkta gidişatı daha iyi görebileceğiz.
Ertesi gün Ağustos tüketici güven endeksi açıklanıyor. Aşırı değerli TL, ihracat ve yatırımları vurdu. Ekonomi, özel tüketim sayesinde ayakta duruyor. Onun da teklemesi halinde sorunlar iyice ağırlaşacaktır.
İzne çıkıyorum
Her yaz yazılarıma iki hafta ara veririm. Bu yıl yapmadım. Yazlığın baştan çıkartıcı ortamına rağmen yazmayı sürdürdüm. Çünkü bir nedenim vardı.
Bilgi Üniversitesi iktisada giriş derslerinde on küsur yıldır aynı kitabı okutuyorum. Bir yandan insanın canı değişim istiyor; daha iyi yeni kitaplar çıkıyor, vs. Öte yanda o kitap için hazırlanmış ders notları, tablolar, grafikler, yani harcanmış emek oluyor.
Bu yıl gözümü karartıp ders kitabını değiştirdim. Şimdi oturup bütün ders malzemelerini sıfırdan yenilemek gerekiyor. Önümüzdeki iki hafta tüm zamanımı o işe ayıracağım. Sonra gene beraberiz.