Şampiy10
Magazin
Gündem

Kim düzeltecek?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Evdeki hesap çarşıya uymadı. Yaz sonu sükunetinden yararlanmak için başladığım genel değerlendirme uzadı. Bazı okuyucular sıkıldı. Neyse ki, öğretici bulanlardan destek mesajları geldi. Bu yedinci ve son yazı oluyor.

Salı günü tarihin ikinci en yüksek Temmuz dış ticaret açığı açıklandı: 6.5 milyar dolar. Rekor 2008’de, petrol fiyatının bugünün neredeyse iki katına tırmandığı günlerde kırılmıştı (8 milyar dolar).

Ekonominin yeni dengesinin iyi bir göstergesidir. Yatırım harcamalarında artış kısıtlıdır. İç talebi kredi ile finanse edilen tüketim taşımaktadır. Üretim teklemektedir. Ama dış açık yükselmektedir.

Nedenleri konusunda az çok fikirbirliği de oluştu. Aşırı değerli TL yerli sanayiye içeride ithalatla, dışarıda diğer ülkelerle rekabet olanağı tanımıyor. Geri planda ise döviz kurunu buraya getiren ve burada tutan iktisat politikaları yatıyor.

Her uçak yere iner

Bu yazı dizisinde Türkiye ekonomisinin iki farklı cephesine aynı tuttuk. Bir yanda faiz, enflasyon, bütçe açığı, borç oranı, kur volatilitesi, borsa endeksi, vs. mali piyasaları mutlu eden ve mutluluğunu yansıtan göstergeler var. Mali istikrar dedik.

Resmin diğer tarafında ise her geçen gün daha belirginleşen reel ekonomik dengesizlikler yer alıyor. İşsizlik yüksek bir tabana oturdu. Dış açık büyüyor. Büyüme geriliyor. Yatırımlar kıpırdamıyor. Doğrudan yabancı sermaye gelmiyor.

Kamuoyunu şaşırtan, ezberlerini bozan bu yeni denge sürdürülebilir mi? Hayır dedik. Piyasa ekonomisinin en temel kuralıdır. Dengesizliklerin oluşması engellenemez. Ama oluşan dengesizliklerin sürmesine izin verilmez. Mutlaka düzeltilir.

Uçak analojisini severim. Uçak gökyüzünde ebediyen kalamaz. Genellikle uçağı pilot yere indirir. Yapmazsa fizik kuralları işler ve uçak düşer. Ekonominin pilotu iktisat politikasıdır. Fizik kurallarının yerini ise piyasa mekanizması alır.

Ekonomik kriz uçağın düşmesine benzer. Politika sorumluları reel dengesizliklere zamanında müdahale edememiş, sorunların birikmesine izin vermiştir. Piyasalar da bu süreci desteklemiştir. Derken, bir gün birileri müziğin çoktan sustuğunu farkedir. Dans biter.

Zor sorular

İlk soru şöyle: düzeltmeyi kim yapmalı? İktisat yönetimi mi? Piyasalar mı?

İlki tercih edilir. “İntizamlı düzeltme” kavramını küresel krizde çok kullandık. İnisiyatif iktisat politikasında olunca düzeltmenin ekonomik ve toplumsal maliyeti azalır.

İkinci soru daha zor: bu yönde işaret var mı? Doğrusu ben göremiyorum. Merkez Bankası-Hazine ikilisi muhafazakar iktisat anlayışına yakın duruyor. Geçmiş politikalarda israr ediyor. Düzeltmeyi başlatmayı riskli kabul ediyor.

O halde reel dengesizliklerin düzeltilmesi piyasanın keyfine kalıyor. Tercih edilmeyen durumdur. Piyasalar genellikle bir uçtan diğerine salınır. Düzelme intizamsız seyreder. Ekonomik-toplumsal maliyeti çok yükselir.

En zor soru: Ne zaman? Maalesef bilmiyorum; bilen olduğuna da inanmıyorum. Hoş; bilenlerin de söyleyeceklerini hiç sanmıyorum. Ancak, düzeltme geciktikçe şiddetinin ve maliyetinin artacağı kesindir. O açıdan, ne kadar erken olursa o kadar iyidir.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. İlk çeyrekte sanayi üretimi
  2. Kapitalizmin eleştirisi
  3. Nisanda enflasyon
  4. 21’inci yüzyılda sermaye
  5. İlk çeyrekte dış ticaret
  6. Borçlanma faizi
  7. Faiz kararı ne olmalı?
  8. Faiz ve tasarruf oranı
  9. Reel faizin kısa tarihçesi
  10. İlk çeyrekte bütçe

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.