Sanal sızmadan nasıl korunursunuz?
Yarın öbür gün önde gelen haber sitelerinden birinden ya da derecelendirme kuruluşlarının birinin Twitter hesabından; ortada fol yok, yumurta yokken; şöyle bir haber gelse ne yapardınız? “Türkiye’nin kredi notu iki kademe düşürüldü, görünüm negatife çekildi!” Ya da, “Türk jetleri, 10 dakika önce Suriye’nin başkenti Şam’ı bombaladı!”
Haberi ilk duyduğunuzdaki tepkiniz önce hisselerdeki “uzun” pozisyonlarınızı satmak olurdu herhalde.
Peki ya haber sahte, haberi veren site “hacklenmiş” ise? Emin olduğunuzda iş işten çoktan geçmiş olacaktır.
Böylesi bir durum Salı günü ABD piyasalarında yaşandı! “Hack’lenen” (sanal olarak sızılan) Associated Press’in Twitter hesabı üzerinden şöyle bir mesaj yollanmış: “Beyaz Saray’da iki patlama, Obama yaralandı.” Tam da Boston Maratonu’ndaki “çifte patlamanın” üzerine piyasaların hassas olduğu bir dönemde gelen bu “sahte haber” piyasaları allak bullak etmiş. 4 dakika içinde piyasalar 150 puandan fazla düşmüş! ABD borsalarındaki değer kaybının 200 milyar dolara ulaştığı hesaplanmış!
Piyasanın tepkisi çok da şaşırtıcı değil. Piyasa doğası gereği böylesi “şok olumsuz” haberleri ‘önce sat, sonra sorgula’ mantığıyla değerlendirir ki çoğu zaman da haksız çıkmaz! Nadir olarak da ‘şok olumlu’ haberlerde benzer tepkileri verebilir ancak bu tepkiler olumsuzlara oranla daha sınırlıdır.
Önceki günkü hamlenin likiditeyi de bir anda ortadan kaldırdığına da dikkat çekmek istiyorum. Bu da aslında piyasaların ne denli “kırılgan” olduklarını ve “ürkek” davrandıklarını göstermesi açısından önemliydi. Piyasalar neredeyse “kapı gıcırtısından” ürküyorlarsa işimiz var!
Neler yapılabilir?
Peki buna karşı ne yapılabilir? Herkesin işi zor! Portföy yöneten, bireysel pozisyon alan, alım-satım yapanlar için böylesi bir duruma karşı önlem almak hayli zor. Yine de aklıma gelen bazı önlemleri paylaşmakta fayda var:
1- Olabildiğince işlem derinliği olan (en derininde bile likidite kaybolabilir ya...) ve temeli sağlam olan finansal ürünleri tercih etmek.
2- Size özel hazırlanmış, tek alıcısının sizin olduğunuz karmaşık finansal türev ürünleri yerine, standart alınıp satılan, organize piyasalarda işlem gören finansal ürünleri tercih etmek.
3- Kaldıraç oranlarını olabildiğince düşük tutmak. “Tombul Parmak” ya da “Twitter” gibi sebeplerle piyasalarda bir anda “limitlerinize” çarpıp, anaparanızın tamamını kaybedebilirsiniz.
4- Olabildiğince dar “stop loss (zarar durdurma)” limitleri ile çalışın. Ekran başında işlem yapıyorsanız, duygularınıza esir olmayın, prensiplerinizi baştan koyun ve bunlara uyun. Ekran başında olmadığınızda emir bırakın, emirler sizin için “çalışsın”...
Şimdilik aklıma gelenler bunlar...
Son dönemde “algo trading”in (bilgisayar programlarının kendi başına alım-satım yapması); insan eliyle yapılanı geçtiği bir ortamda böylesi olaylara “yem olmamak” için çok dikkatli olmakta fayda var!