‘Bedava Para’ bitti şimdi ne olacak?
2008 yılından bu yana Fed’in piyasalara sağladığı likidite artışının sonuna gelindi. Fed artık yeni tahvil veya menkul kıymet almayacak. Dünkü toplantı ile Fed’in bilançosundaki genişleme bu ay sonu itibarıyla sona eriyor. Finansal tarihte önemli bir sayfa da böylelikle kapanmış oluyor.
Dünkü toplantı sonrasında yapılan resmi açıklamada artık ünlü hale gelen “Considerable time” duruyor. Ancak “hatırı sayılabilir sürenin” ne kadar uzayacağı, verilere bağlanmış durumda. Önümüzdeki dönemde istihdama ağırlıklı olarak bakacak olan Fed; enerji fiyatlarından kaynaklı düşüşler sayesinde enflasyonda da kısa vadede yaşanabilecek düşüşlerden çok uzun vadeye ağırlık vereceğini açıkladı. Açıklama, piyasaların arzuladığı kadar “güvercin” olmaktan uzak, daha “gerçekçi” bir tavır sergilemiş. Piyasalar dünkü toplantı öncesinde “gerekirse Bedava Para Paketleri’ne devam edilebilecek” tarzı bir açıklama beklentisi içindeydi. Gelmeyince işin ciddiye bindiğini düşündüler.
Faiz artışı Haziran’da
ABD 10 yıllık tahvil getirileri yükselirken asıl etki doların diğer başta euro olmak üzere önemli para birimleri karşısındaki yükselişi hızlı oldu. ABD hisseleri çok da olumsuz bir tepki vermedi. Aslında bunun ardında tam da “bedava para döneminin” sona ermediği, ‘evet Fed ek likidite vermese de cari faiz oranlarını bir süre daha koruyacağı’ beklentisi var. Benim uzun zamandan beri tahminim 2015’in ikinci çeyreğin sonlarına yakın 16-17 Haziran’da yapılacak Fed’in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında ilk faiz artışını yapacağı yönünde. Bu toplantının basın toplantısını da kapsaması bence bu ihtimali arttırıyor.
Bizim seçim dönemimize; şimdilik öncesine; denk gelmesi bu toplantının önemini bizim için arttıracak. Her halükârda o tarih yaklaşmadan önce piyasa faiz artışını önceden fiyatlayacaktır. Bugün için Fed de piyasa da ‘Bekleyip görelim’ diyor. Yılın son iki ayına girilmişken kimse risk almak, yılın kazanımlarını kaybetmek istemeyecektir. Faiz artışıyla ilgili fiyatlamalar/tahminler Ocak ayının ikinci yarısından itibaren hareketlenecektir.
Bu dönemde ABD 10 yıllık tahvil getirilerini yakından izlemekte fayda var. Yüzde 2.50’lik seviye önemli. Üzerine geçilmedikçe piyasa çok da fazla önemsemeyecektir. Ancak üzerine yakın zamanda çıkılacak olur ise piyasalardaki oynaklık fazlasıyla artar.
ABD tahvil getirilerinde yükselişler dikkat çeker hale geldiğinde gelişen ülke piyasalarına fon girişleri “nazlanmaya” başlayacak, risk primleri de artacaktır. Fonlamasını kısa vadeli yurt dışı borçlanmalarıyla yürüten şirketlerin bu konuda dikkatli olmaları gereken zamanlara yaklaştık!