Çocukla tatil fikri her zaman biraz strese neden olur. Malum çocukların nerede, ne zaman, ne isteyeceği belli olmaz. Bir de hastalık var, sağlık var gibi acil durumlar eklenince çocukla çıkalacak tatil ile ilgili dört dörtlük düşünmek gerekiyor. Durum böyle olunca da her şey dahil konseptli, çocuk kulübü olan oteller ön plana çıkıyor. Türkiye’de çocuk dostu otel konseptinin öncülerinden olan Ela Quality Resort Belek’te çocuklu aileler için her şey düşünülmüş. Bünyesindeki Everland Q çocuk kulübü ile 0- 17 yaş grubu çocuklara özel hizmetler veren Ela Quality Resort Belek’te minikler, otele girdikleri andan itibaren kendilerini önemli ve özel hissediyor. Tatillerine ‘Çocuk Resepsiyonu’nda karşılanarak başlayan minikler, gündüz ve gece aktiviteleri ile tatil boyunca ailelerine ihtiyaç duymadan keyifli vakit geçiriyor.Everland Q’da 0-3 yaş arası bebek odası, sinema odası, lego odası, top havuzu ile gündüz ve akşam aktivitelerinin yapıldığı geniş bahçede çocuklar gönüllerince eğleniyor. Ayrıca spordan tiyatroya, eğitimden beslenmeye kadar tüm yaş gruplarındaki çocuklara yönelik özel hizmetler veriliyor.Bir değil, iki çocuk ücretsizOtel, 0-12 yaş arasında iki çocuk için ücretsiz tatil kampanyası ile anne ve babalara büyük kolaylık sağlıyor.Her yaş grubunun beklentisine uygun aktivite ve eğlence imkanlarının bulunabileceği otelde fiziksel aktivitelerin yanı sıra sanatsal aktivitelere de önem veriliyor. Gece 23.00’a kadar hizmet veren çocuk kulubü anne babaların kendilerine vakit ayırıp başbaşa vakit geçirmesine imkan sağlıyor.Göl evlerinde, havuzunuz ve iskeleniz size özelSadece çocukları değil, büyükleri de düşünen otel, sessizlik ve dinginlik arayanlar için Göl Evleri’nde sakin bir tatil imkânı sunuyor. Otel içerisinde sessiz havuz bölgesindeki, havuza paralel uzanan ve iki katlı villalardan oluşan Göl Evleri’nde, size özel havuzunuz ve iskeleniz bulunuyor.SPA’da yorgunluğunuzu atınEla Quality Resort Belek’in SPA’sı Ab-ı Zen Spa & Rituals Lounge yorgunluğunu atıp rahatlamak isteyenler için Türk hamamından masaja, cilt bakımına kadar birçok alternatif sunuyor. Hizmet anlayışını ve kalitesini, Avrupa’da kabul edilen SPA kalite standardı olan Europespa Well sertifikası ile belgeleyen ve Ab-ı Zen Spa, kullandığı yüzde 100 organik ve naturel ürünlerle 160 farklı bakım ve masaj hizmeti vererek, misafirlerini baştan aşağı yenilenecekleri bir yolculuğa çıkarıyor.Dünya mutfakları bir aradaMutfak hizmetleri ile Türkiye ve dünyada çok sayıda mükemmeliyet ödülünün sahibi olan otel; Osmanlı mutfağı füzyon anlayışıyla yepyeni lezzetlere kapı açıyor. İtalyan, Fransız, Meksika, Japon, Ege ve Balık konseptli A’la Carte restoranlarıyla misafirlerinin damaklarında unutulmaz tatlar bırakıyor.Sadakat kartınız olsun7’den 70’e herkesin beklentilerine karşılık vermek için tüm ayrıntıları düşünen Ela Quality Resort Belek, yeni dönemde uygulayacağı “Sadakat Kart” ile sürekli gelen misafirlerine özel tatil imkanları sunmaya hazırlanıyor. Otel 583 odası, 270 metre kumsalı, bin 100 metrekarelik iskelesi, 110 bin metrekarelik yeşil alanıyla doğa tutkunları için de güzel bir alternatif.
Yaz iyice yaklaşırken zayıflamak isteyenlerin beslenme listesinde de salatalar bolca yer almaya başladı. Salata yemenize rağmen kilo veremiyorsanız, ne yediğinize bir kez daha dikkatli bakın. Amerika’daki Hekimler Kurulu’nun araştırmasına göre ülkedeki 100 restoranın mönüsünde bulunan salatalar ortalama bir fast food zincirinde satılan hamburgerden daha kalorili. Büyük bir hamburger 530 kaloriyken, salatalar 550 kaloriyi aşıyor. Esteticium Beslenme ve Diyet Koordinatörü Uz. Diyetisyen Bahar Aktan, “Salata diyet bir yemektir” algısı ile sorgusuz tüketmenin kilo vermenin önünde bir problem olarak durduğunu belirtti. İşte bilinmesi gerekenler.Salata denilince akla ilk olarak, temel mevsim sebzelerinden oluşan karışımlar ve bunların zeytinyağı-limon ile harmanlanmış hali gelir. Ancak günümüzde değişen yeme alışkanlıkları salataya yaklaşımımızı değiştirdi. Salata, günümüzde restoran mönülerinde ana yemekler kadar geniş yer buldu. Bu durum önceleri, sağlıklı beslenme ve diyet yapma eğilimimizim artmasıyla yani ihtiyaca yönelik gelişti. Sonraları ise artan çeşitlilik ve lezzetleri ile diyet yapan ya da yapmayan birçok kişinin tercihi haline geldi. Önceleri soslarla, sonraları ise peynir, et, balık, tavuk, tahıllar ile zengin sunumları ile ana yemekler yerine tercih edilmeye başlandılar. Ne kadar zengin içerikli olursa olsun “salata diyet bir yemektir” algısı ile sorgusuz tüketmeye devam ettik. Oysa ki içeriğin zenginleşmesi aynı zamanda kalorinin yükselmesi, hatta bazen yağ ve karbonhidrat miktarının gereken değerinin üstünde olması anlamına gelebiliyor.Avakadolu salata - 300-350 kkalAvokado bir çok besin ögesini beraber içermesine rağmen dikkat edilmezse, salatanızın yağ içeriği ve kalori miktarını arttırabilir.Deniz ürünleri salatası - 450-500 kkalFazla miktarda kolesterol ve sodyum içerebilir. Özellikle sos ile pişirilmiş olanlarından sakınmaz ve porsiyon kontrolü yapılmaz ise aşırı yağ alımı söz konusu olabilir.Hellimli peynirli salata - 450 kkalHellim hem yağ hem de tuz içeriği yüksek bir peynir çeşidi. Diyetlerde çok tercih edilmez. Özellikle yağda kızartılmış hellim ile hazırlanmış bir salata ise diyet yapan bir kişi için uygun olmayan bir salata haline dönüşür.Çıtır tavuklu salata - 550 kkalGaleta unu ile panelenmiş tavuğun kızartılması ile hazırlanır. Hem beyaz undan yapılmış ekmek hem de fazla miktarda yağ içerir.Kinoalı - mercimekli salata - 350 kkalPorsiyon kontrolü yapılmaz ise aşırı miktarda karbonhidrat alımına neden olabilir.Tahılların porsiyonu önemliSalatalara yapılan tahıl ve kruton tarzı karbonhidrat eklemeleri de salataların karbonhidrat içeriğini artırıyor. Kinoalı, karabuğdaylı, bulgurlu, mercimekli, yağda kızarmış ekmek parçalı (kruton), galetalı salatalar bu aralar çok popüler. Peki içerdikleri tahıl ya da ekmek miktarı sizin için uygun mu? Porsiyon kontrolü olmadan yapılan tahıl eklemeleri salatayı diyete uygun olmaktan çıkarır.BUNLARA DİKKAT EDİNDiyete uygun mu?İçerdiği peynir, et, balık, tavuk porsiyonları diyette tüketebileceğimiz miktarda mı? Veya diyete uygun bir yöntem ile mi hazırlanmış?3 dilim yağlı peynir, 2 porsiyon panelenmiş-kızartılmış tavuk, beşamel sosla pişirilmiş biftek parçaları, 2 porsiyon somon füme…. Bunlar hemen hemen her restoranın mönüsünde bulacağınız klasik salata türlerinden. Fakat ne yazık ki diyet yapan bir kişi için uygun değil.GLİSEMİK İNDEKSİNE BAKIN Kullanılan sebzelerin çeşidi ve porsiyonu da oldukça önemli. Havuç, mısır, patates gibi glisemik indeksi yüksek sebzeler diyet yapanlar için pek uygun olmayan salata malzemeleri. Hızlı insülin salınımı ve tokluk süresini kısaltmaları ile bilinen bu sebzeler mönülerdeki salataların birçoğunda mevcut.SOSLAR SİZİ KANDIRMASIN Soslar salataların kalorilerini 100-300 kalori arasında artırabilir. Mayonezli, hardallı, nar ekişili, balzemik sirkeli, bol yağlı baharatlı soslar salataların ana yemekler kadar yüksek kalorili olmasında oldukça önemli rol oynuyor. 1 yemek kaşığı balzamik sirkenin yaklaşık 40 kalori, 1 yemek kaşığı nar ekşisinin 30 kalori olduğu unutulmamalı.KURUYEMİŞE DİKKAT EDİNZeytinyağı, yağlı tohumlar ve avokado ise salataların yağ içeriğinden sorumlu kısmı. Bol yağlı salatalar, bol kuruyemiş ilavesi yapılmış salatalar, avokado veya avokadolu soslar kullanılmış salatalar da en az yağlı soslar kullanılmış kadar yüksek kalorili olabilir. 1 yemek kaşığı zeytinyağının 45 kalori, 1 avokadonun 160 kalori olduğunu bilin.
Herkesin sevdiği bir renk vardır. Çoğumuz bu renklere bir ömür boyu tutkuyla bağlanırız. Sarı, yeşil, mavi artık bizim rengimizdir. Bu tutku kıyafet seçiminden, mutfak aletlerine, ev dekorasyonuna kadar etkili olur. Renklerin çocukların dünyası için önemi çok daha büyük. Araştırmalara göre renkler çocukların bilişsel ve motor gelişiminde kritik bir önem taşıyor. Bazı renkler uyarırken bazıları gevşetip rahatlatıyor. Bazı renklerin öğrenme ve pekiştirme üzerinde olumlu etkileri var.Renklerin psikolojine etkisinden yola çıkan Filli Boya da Türkiye’de ilk kez psikolog eşliğinde çocuk odalarına özel renk koleksiyonu hazırladı. Marka, Uzman Psikolog Ayben Ertem ile birlikte gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda çocuklar için “Filli Boya Çocuklarda Renk Etkisi” koleksiyonunu beğenilere sundu. Psikolog Ertem’in renkler ve çocuklarla ilgili anlattıkları hayli ilginç, hem de faydalı.Erkeklerin odasını pembeye boyayabilirsiniz20.yy başlarından önce renkler cinsiyet ayrımında kullanılmıyordu. Yani pembe kızların, mavi erkeklerin rengi değildi. Pembe sakinlik, dinginlik veren bir renk olarak erkek çocukların odalarında da kullanılabilir. Tüm renklerde olduğu gibi pembenin kız çocuklarının odasında bile yoğun kullanılması ajitasyon ve gerginlik yaratabilir. Açık pembe boyayacağınız bir odada beyaz, gri, mavi mobilya ve aksesuarlar kullandığınızda huzurlu odalar elde etmiş olursunuz.Çocuğunuz içine kapanıksa turuncu, öfkeli ise mavi tonlarını kullanınBebek odaları: Bebek odalarında kullanılacak yeşil tonları bebeğinizin öğrenmesine katkı sağlarken beraberinde sessizlik, huzur, dinginlik de getirir. Yeşili, beyaz ve morun açık tonlarıyla kombin ederseniz sakin, huzurlu, bebeğinizin rahat uykuya dalabileceği bir bebek odası yaratabilirsiniz. Bebeklerin oyuncakları da renkli olduğundan sıcak renkleri de odaya dahil etmiş olursunuz. Kırmızı, sarı, turuncu gibi sıcak renkler zihni uyaran ve bedeni harekete geçiren renklerdir dolayısıyla rahatlatıcı renkler olmadıklarından bebek odalarını tamamen sıcak renklerden oluşturmak çok uygun değil. Okul öncesi çocuklar: Bu yaştaki çocuklar güven ararlar. Odalarında daha sıcak, parlak renkler kullanılabilir. Ancak sıcak ve parlak renklerin çok fazla kullanılması agresif ve dürtüselliği ortaya çıkarabilir. Yerinde kullanıldığında da gerginliği, kaygıyı azaltır. Okul öncesi çocukların odalarında kullanılabilecek en iyi renkler açık somonlar, şeftali, mercan, soluk turuncu ve açık sarı gibi renklerdir. Mavinin kırmızı rengin tersine anksiyeteyi, agresyonu azaltma etkisi vardır. Kan basıncını ve nabzı azaltır. Öfke nöbetleri geçiren, davranış problemleri yaşadığınız çocuklarda mavinin yatıştırıcı, özelliğinden faydalanabilirsiniz.Okul dönemi: Bilim adamları yeşilin okula giden çocukların okuma hızında ve anlama becerisinde iyileşme yaratabildiğini söylüyor. Hem kaygıyı azaltan hem de akademik olarak faydalı bu rengi odada biraz fazla kullanmakta bir sakınca yok. Duvarlarda yeşilin farklı tonlarından faydalanabilirsiniz. Çocuğunuz çok hassas, içine kapanıksa açık turuncu, soluk turuncu gibi renklerden faydalanabilirsiniz. Turuncu tonları dışadönüklüğü, kendine güveni artıran renklerdir ancak çok yoğun kullanıldığında fazla uyarıcı olabilir, biraz soğuk renklerle aksesuar ve mobilyada desteklenebilir ya da odanın küçük bir duvarını biraz daha koyu bir ton yapabilirsiniz. Sarı, mutluluk ve neşeyle ilişkilendirilen bir renktir. Yapılan çalışmalara göre motivasyonu ve konsantrasyonu artırmada yardımcıdır. Parlak sarı da hafızayı güçlendirir.
Yarın Anneler Günü... Annemize daha sıkı sarılmamız, hayatımızdaki önemiyle ilgili düşünmemiz için küçük bir hatırlatma benim için Anneler Günü. Onun değerinin hiçbir şey ile ölçülemeyecek olduğunu bilsek de annemizi mutlu etmenin, daha fazla vakit geçirmenin, sevincimizi paylaşmanın yollarını aramalıyız. Ama günlük koşuşturma telaş içinde belki de ilk ihmal ettiklerimiz annelerimiz oluyor.Vodafone'nun bu yıl Anneler Günü, için hazırladığı reklam filmi "Arayan annense aç" diyerek birçoğumuzu kendimizle yüzleştirip duyguladırdı. Gerçekten de “Anneler böyle yapmaz, sessize almaz, görmezden gelmez." O zaman yarın en azından yanlarına gidemiyorsak bile onları mutlaka telefon ile arayalım. Vodafone Anneler Günü boyunca her yöne 30 dakika konuşma hediye edilirken, çeşitli cihaz ve markalarda yüzde 60’a varan indirim sunuyor. Yarın için programınızı şimdiden yapın. İşte anneniz ve çocuğunuzla birlikte eğlenip keyifli zaman geçireceğiniz bazı alternatifler. Tabii küçük bir hediyeyi de unutmayın.Güne keyifli bir brunch ile başlayınMövenpick Hotel Istanbul, Anneler Günü’nde canlı piyano müziği ve çocuklara özel pasta süsleme kursunun yer aldığı sürprizlerle dolu bir brunch programı hazırladı.AzzuR Restaurant’ta 12.00 - 15.00 arasında gerçekleştirilecek brunch'ta Türk kahvaltılık çeşitlerinin yanı sıra Akdeniz mutfağından seçkin örnekler, leziz suşiler ve dünyaca ünlü Mövenpick dondurmaları gibi lezzetlerin tadını çıkarabilirsiniz. Kişi başı KDV dahil 135 TL olan brunch, 0-6 yaş arası çocuklara ücretsiz, 7-12 yaş çocuklara yüzde 50 indirimli.Madame Tussauds’da yıldızlara dokununİstanbul’un en keyifli üç merkezi Legoland Discovery Centre İstanbul, Madame Tussauds İstanbul ve Sea Life İstanbul’da Anneler Günü’nde tüm annelerin biletleri yüzde 50 indirimli olacak. Sea Life'da ailece su altı dünyasını keşfedip, Madame Tussauds İstanbul'da yıldızlara dokunabilirsiniz.Kidzmonda’da eğlenip aktivitelere katılınTürkiye’nin ilk çocuk şehri Trump AVM'deki KidzMondo’da Anneler Günü’ne özel haftasonu tüm annelere, anneannelere, babaannelere giriş ücretsiz. Üstelik anneler çocuklarıyla birlikte aktivitelere katılıp meslekleri de deneyimleyebilecekler. Kampanya, KidzMondo’nun web sitesinden (www.kidzmondoistanbul.com) yapılan online satışlarda da geçerli olacak.İstanbul Akvaryum’da maceraya katılınDünyanın en büyük tematik akvaryumu, İstanbul Akvaryum, aileleri Anneler Günü’nde farklı dünyaları keşfetmeye davet ediyor. Anneler Günü’ne özel, İstanbul Akvaryum 14 Mayıs- 14 Haziran tarihleri arasında yetişkinler için yıllık kartı 125 TL yerine 99 TL’ye, çocuklar için yıllık kartı ise 95 TL yerine 69 TL’ye sunuyor. 17 bin kara ve deniz canlısına ev sahipliği yapan İstanbul Akvaryum, ziyaretçilerine dev köpekbalıkları, vatozlar, timsahlar ve Guiness rekorlar kitabına girmiş dünyanın en büyük kemirgenleri kapibaralar ile tanıştırıyor.Hediyelerle mutlu edinBoyner, Anneler Günü’ne özel 14 Mayıs'a kadar yapacağınız 300 TL’lik alışverişe 100 TL hediye çeki ile Boynerleme fırsatı sizi bekliyor. Üstelik Axess ve Card Finans’a özel 9 taksit ve Hopililere özel sürprizlerle.Ayrıca dünyaca ünlü kozmetik markalarından yapılacak her 250 TL’lik alışverişe anında 75 TL indirim sunuluyor. 100 TL lik hediye çeki ise 300 TL’lik kozmetik dışı alışverişlerde kullanılabiliyor.Tefal’den yüzde 30 indirimTefal, annelerin evde en çok ihtiyaç duydukları küçük ev aletlerinde kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor. Sağlıklı yemeklerin uzmanı Actifry’dan Titanium Expertise tava tencere serisine kadar pek çok üründe yüzde 30’a varan indirimler mevcut.
Masal dinlemeye sevmeyen var mı? Bu soruya "hayır" cevabını verecek olan neredeyse yoktur. Çocuklar için masal dinlemek uyku saatinin vazgeçilmezi... Kırmızı Başlıklı Kız, Pamuk Prenses ve Yedi Cücelerl... Bizden sonra çocuklarımızın da büyüdüğü masallar. Peki bu masalların içerdiği mesajların çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini biliyor muydunuz?S Konsept Danışmanlık'ın kurucusu Uzman Pedagog ve Psikoterapist Soner Koşan, çocuklarımıza masal seçerken dikkat etmemiz gerekenleri anlattı.Masal dinlemek hayalgücünü geliştirirMasalların çocuklar üzerinde birçok yararı vardır. Masallar çocukların, hayal güçlerinin gelişimi, iletişimleri, yaratıcılıkları, umutları için çok önemlidir. Masallarla birlikte bizler olmazların olur, imkânsız denen şeylerin aslında yapılabilir olduğunu öğreniyoruz. Çocuklar masalları sıcacık ve en güvenli yer olan yataklarında, en güvendiği kişilerin sımsıcak sesinden dinler. Çocuklar en savunmasız halde ve uykuya dalarken bu masalları dinler. Bu kadar özel olguların bir araya geldiği yerde algılar açılır, yaratıcı fikirler her yeri sarar ve çocuklar mutlu bir şekilde uykuya dalar. Bunlar bile aslında masalın ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.Masal seçiminin çocuk için önemi nedir?2-10 yaş arası çocukların kendini, çevreyi, tanımlamaları, sınırları, kişileri, kültürü, yasakları, özgürlükleri, kuralları tanıma yaşı. Bu yaşlarda anlatılan ve çocukların can kulağı ile dinledikleri masallar, çocuklara dizayn verme yerine ufuklarını, umutlarını, zihinlerini açan içerikler olması çocukların gelişimi için çok önemli. Çocukların imajinasyonu çok güçlüdür. Hayal gücü çocuğun yaşamdaki en büyük kaynağıdır. Bu kaynağı birbirimize olan yaklaşımlarımız, çocuklarımızla olan iletişimiz, olaylara verdiğimiz tepkilerimiz, masallardaki içerikle ve birçok olgu ile beslenir. Bu yüzden masallar mutluluğumuzu etkileyen önemli bir unsurdur.Kırmızı Başlıklı Kız gibi masallar çocukların özgüvenini zedelerKendi uydurduğunuz masalları anlatınMasal okumaktan çok uyduruk masallar anlatın çocuklarınıza. Size, çocuklarınıza dair masallar olsun. Bu masallarda balıklar ağaca tırmansın, kuşlar, denizin altında yüzsün, ağaçlar yürüsün, olmazlar olur olsun, vahşi hayvanlar sevimli olsun, kimse kimseyi öldürmesin, yaralamasın, masallar ölmek, öldürmek, öfke, kin, sınıf, ideoloji, zengin fakir, güçlü, güçsüz ikilemleri olmasın. Peki ne olsun diyeceksiniz? Yeni yeni fikirler, umutlar, heyecanlar, icatlar, yaşam şekilleri, sevgiyle organize edilen cümleler, birliktelik, farklı düşünceler, farklılıklar… gibi birçok konuyu birleştirebilir ve çocuklarınızı da masallara katarak anlatabilirsiniz. Her çocuk nevi şahsına münhasır doğar ve her aile kendi sosyal, siyasal, kültürel, dinsel, sosyal yaklaşımlarına göre çocuklarını yetiştirir. Bu kadar karmaşık bir yapıda şu yaşta şu masallar anlatılması gerekir demek çok da doğru olmaz. Ama dikkat edilmesi gereken nokta. Masalların özgür, yaratıcı olması ve öfke, kin, nefret, ölüm, yasaklayıcı, emredici yaklaşımı olmaması gerekir.Klasik masallar öfke saçıyorKlasik masalları anlatmayın. Örneğin Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Hansel&Gratel veya Kırmızı Başlıklı Kız masallarını. Bu masallara dikkat edin içinde öfke, kin, korku, teslimiyet, sosyoekonomik sınıf farklılıkları, efendi, köle gibi çocuklarımıza sınırları net çizdiren bilinçaltı motifler var. Bu yaklaşımlar çocuklarımızın hayalgüçlerini ve özgüvenlerini zayıflatan etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmakta.Bilinçli ebeveynler okulu!4 yıldan beri 200’den fazla okulda ve kurumda 14.000’den fazla ebeveyne “Bilinçli Ebeveynler Okulu” eğitimlerini veren Uzman Pedagog ve Psikoterapist Soner Koşan, “Bilinçli ebeveyn pedagojik yayınları çok okuyan veya çok araştıran değil, sevgisini filtresi ve koşulsuz verendir” Bu eğitimlerimizin bir bölümü de masallar ile ilgiliydi. Dışarıda zaten yeterince kural ve yasak var çocuklarımız en azından masallarda özgür, barışçıl ve yarış olmadan hayal kursunlar ki çocuklarımız büyüdüklerinde düşünceleriyle, icatlarıyla, yönetim şekilleriyle bizlere özgüveni, mutluluğu verebilsin" diyor. www.skonseptdanismanlik. com
Yaza neredeyse 1 ay kaldı. Fazla kilolarınızdan bir türlü vedalaşamıyorsanız Beslenme Danışmanı Gönül Ateşsaçan, Aristo diyetini öneriyor. Ateşsaçan, üç hafta boyunca neredeyse tamamen çiğ sebze, meyve tüketerek hormonları düzenleyen kozaterapi ile epifiz bezini temizleyerek aç kalmadan, mutsuz omadan hızlı ve kalıcı kilo vermenin mümkün olduğunu anlatıyor:Üç hafta boyunca gluten yasak!Diyet programını yüzde 80 çiğ sebze ve meyve tüketimini artırarak oluşturuyoruz. Üç hafta boyunca; yumurta, yağı azaltılmış süt, yoğurt, peynir, beyaz et gibi proteinler ve çiğ yeşil sebze, şekeri düşük meyve (çilek, yeşil elma, ananas) tüketirken, tam buğday ekmeği dahil olmak üzere, ekmek, makarna, pilav tüketmiyoruz. Kısacası gluten yasak. Haftada 2 gün mutlaka sebze ve meyve detoksu ile bağırsakları düzenleniyoruz. Bu program ile haftada 1 beden küçülmek mümkün. Hormonların düzenlenmesini sağlayan; deniz yosunu, kara lahana, şalgam yaprağı, kereviz, çin lahanası, vişne, muz gibi özel besinler kullanıyoruz. Kızılcık, anason, sarı kantaron, papatya gibi bitki çaylarına da yer veriyoruz.Şekersiz meyveleri 4-5 porsiyon tüketinAteşsaçan, diyeti şöyle özetliyor: Sabah uyanınca bir bardak oda ısısındaki suya yarım tatlı kaşığı bal ve 7-8 damla limon katıp için. Kahvaltınızı ekmeksiz çok az bir miktarda peynir, domates, salatalık, yeşillik koyup yanına iki adet haşlanmış yumurta bırakarak açık bir yeşil çay ile kahvaltı yapabilirsiniz. Öğle öğününde proteinlerden oluşan et, balık ve tavuk tercih edilebilir. Akşam öğünü, öğle yemeği gibi yine istedikleri kadar protein, salata ve mevsim sebzesi buharda haşlanmış olabilir. Vücudun karbonhidrat ihtiyacı olacağından mevsimine göre, şekersiz meyveleri şeftali, yeşil elma ve nektarini çok olgunlaşmadan günde 4-5 porsiyon yiyebiirsiniz. Mesela sabah kahvaltısından sonra 10:30 gibi bir adet şeftali ve nektarin tüketebilirsiniz.Günde 2.5 litre suSabah uyanınca bir bardak oda ısısındaki suya yarım tatlı kaşığı bal ve 7-8 damla limon katıp için. Her gün 2,5 litre sıcak su tüketin.Bu suyu tüketme şekli: Yaseminli yeşil çay - üç adet form plus çay - günde 1 kez, 4-5 fincan boş sıcak su içilecek. (Limon dilimi, çubuk tarçın, 2-3 karanfil atılıp içilebilir)YASAK LİSTESİ-Patates-Bezelye-Mısır-Havuç-Kiraz-Karpuz-Portakal-Şekerli meyveler-Şekerli meyve suyu-Nescafe-Pirinç-MakarnaBUNLARI UNUTMA!-Ana öğün atlama: Üç öğün yeterli, hücrelerin beslensin-Rahatlat zihnini, bedenini ve ruhunu-İşlenmemiş gıdaları tüket, gluteni yani ekmeği yaşamından çıkar-Sebzeyi bolca, meyveyi şekersiz ve sayarak ye-Tam 08:00'da kahvaltı masasında, 24:00'da yatakta ol-10 bardak su ve 10 bin adımı unutmaHareket edinGüneş, epifiz için çok önemli ve onun için bir tür gıda anlamına geliyor. Her gün 10 dakika öğle saatleri haricinde güneş almak şart.Her gün 10 dakika güneşlenmek ve her gün bir önceki güne göre 5 adım daha fazla atarak 10.00-12.000 adıma ulaşabilmektir.üHormonların düzenlenmesi sağlayan özel besinlerBu gıdalarda magnezyum ve çinko içeriği yüksek olup, melatoninden zengindir.- Deniz yosunu lahana- Şalgam yaprağı otu- Kereviz- Çin lahanası- Badem - Muz,- Acı biber- BörülceBitki çayı olarak:- Kızılcık çayı- Anason- Sarı kantaron- Papatya çayıÖrnek listeSabah: Ballı limonlu su - (sabah kahvaltıdan 30 dakika önce aç)Kahvaltı - 8:00 Seçeneklerden birisi tüketilecek:2 adet haşlanmış yumurta ve az yağlı peynir, bolca yeşillik3 yumurtadan omlet (1 tam 3 beyaz ile) çırpılacakAra 10:00: Aralarda 2 adet salatalık, 1 yeşil elma tarçınlı, 1 çay bardağı sarı leblebi, 1 fincan veya rezene çayıÖğle 12:00 - 13:00: Aşağıdaki seçeneklerden bir tanesi yenilebilir: Kırmızı ve beyaz et istediğiniz kadar ve yanında yeşil salata (tek tip yeşillik-roka, göbek marul gibi) yeşil salataAra 15:00-16:00: Aralarda iki adet salatalık, bir yeşil elma veya bir kase çilekYeşil ( 1 fincan) ve rezene çayı (1 fincan) ve form çay ( 1 fincan)Akşam 19:00-19:30: Kırmızı ve beyaz et istediğiniz kadar ve yanında yeşil salata (tek tip yeşillik-roka, göbek marul gibi) yeşil salataAra 21:00-21:30: Yeşil elma ve yanında iki ceviz, rezene çayı (1 fincan) ve melisa çayı (1 fincan)DİKKAT!İlk haftadan sonra haftada 1 kez sütlü tatlı-sade dondurma ve istediğiniz bir yemek.3'üncü hafta: Bir kez sabah 1 adet yağsız tost.3'üncü hafta: Bir kez kuru bakliyat.Kaçamak yaparsanız hemen üzerine sıcak su için.Kabızlığa dikkat, her gün düzenli çalışması önemli.Haftada iki detoks şart.Bir günlük yeşil elma detoksuBu detoks haftada 2 gün yapılacak. Metabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı karışım tüm gün içilecek ve yanında sadece günde 4-5 adet yeşil elma yenilecek, iki salatalık ve iki adet hurma. Aralarda acıkırsanız bir çay bardağı beyaz leblebi yenilebilir.Kısaca:Sabah, öğle ve akşam bir adet haşlanmış yumurta yenilecek.Bütün gün yeşil elma (veya şekersiz meyvalardan) yenilecek, bol su ile beraber hazırlanan özel karışım içilecek. Ayrıca acıkırsanız iki hurma ve iki adet salatalık yiyebilir. Bunların dışında bir şey yenilmeyecek.Özel karışım tarifiMetabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı karışımın malzemeleri:- 1,5 litre su - Yeşil elmanın sadece kabukları - 1 orta boy limon kabuklu olarak - 2 parça kabuk tarçın - Demet maydanoz - Küçük parça taze zencefil -adet karanfil - 5-6 adet tane karabiber - 1 poşet veya 1 çay kaşığı kaşığı yaseminli yeşil çay - İçerken taze nane eklenebilirYapılışı1,5 litre soğuk suya atılacak ve 1 taşım kaynatılıcak. Soğuyunca süzülerek bir şişeye konularak ve tüm gün ister soğuk isteğe bağlı olarak doğal tatlandırıcı eklenerek tüketilir. Bir günde maksimum beş porsiyon meyve yenebilir. Yeşil elma yerine 1 kase çilek, 1 küçük armut, 2 dilim ananas da yiyebilirsiniz.
Murat Bozok Türkiye'nin en önemli mutfak şeflerinden. Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı restoranlarda çalışmış. Ülkemizin ünlü birçok restoranının mutfağı ona emanet. Kendi adını taşıyan “Murat Bozok's Kitchen” ile yeni aşcılar yetiştiriyor. Baharla birlikte manav tezgahları da yeşillendi, birçok baharatın taze mis kokuları etrafa yayılıyor. Murat Bozok'a göre sebzeler dünya mutfağında yükselişte. Dünya nüfusu düşünüldüğünde, sürdürülebilirlik adına da sebzenin daha çok kullanılması gerektiğini belirterek şunları anlatıyor: “Sebzelerin kralı olarak bilinen şef Marc Veyrat, ‘Artık et, balık değil sadece sebzelerden oluşan bir mönü yapacağım. Mönülerimde ölmüş hayvanları kullanmayacağım’ şeklinde konuşmuştu. Pancarın başka bir rengi, kuşkonmazın yeşili, moru, beyazı var... Sebzeler bir şefe çok daha fazla ilham veriyor. İleride sebzeler ana mönü olarak gelecekler. Kendi çalıştığım restoranların mönülerinde de sebzeyi ön plana çıkartıyoruz, yerel üreticiyi desteklemeye çalışıyoruz. Peru'dan kuşkonmaz almak yerine, Eskişehir'den, Silivri'den almak daha mantıklı. Lezzeti de bozulmuyor.”Bozok, ülkemizin sebze meyve konusunda çok şanslı olduğunu belirtiyor. “Şu an dünyada yerellik ve yalınlık çok moda. Zeytinyağlılarımızı pişirme yöntemimiz, dünyada bizi ayıran en önemli değerlerden biri” diyerek sebze pişirmenin püf noktalarını anlatıyor.Yemek aşkla değil, bilinçle güzelleşirBozok mutfakta güzel yemek yapmanın formülünü şöyle açıklıyor: Kendine güvenmek önemli. Mutfağa girerken bazıları korkuyor "Aman şunu yapabilir miyim?" vs diye telaşlanıyor. Pişirdiğimiz şeyi bütün duyularımızla iyi gözlemlememiz lazım. Bir şey yanarken, yağın cızırtısını dinlemek çok önemli. Hafızaya kaydedelim ki o tecrübe bizde otursun. Yemek yapmak sanat değil zanaat bence. Yapa yapa öğrenirsiniz. Çağımızda stres çok fazla. Mutfak ve yemek en iyi rehabilitasyon yeri. İnsanın kendini tüm dünyadan ayırması için. Ona konsantre olursanız, kokusuna, koyacağınız şeye, tadına, işte o yemek güzel olur. Aşkla yapmaktan fazla bilinçle yapmamız lazım.Hangi tencere?Zeytinyağlılar için döküm tencere, et pişirirken döküm tava, balık için teflon tava kullanabilirsiniz.Zeytinyağı ve sirke yeterMurat Bozok haşlanmış sebzelerin fazla soslanmasını doğru bulmuyor: "Sebzenin sade haşlanmış hali en güzelidir. 26 tane Michelin yıldızı alan ve yanında çalışma imkanı bulduğum Joël Robuchon ile ilgili bir anekdotu yeri gelmişken paylaşmak istiyorum. Bir yarışmaya jüri olarak gidiyor Robuchon. Şefler ıstakoz pişiriyor. Birisi, 'chocolate mousse' haline getirmiş ıstakozu. Robuchon "Allah'ın yarattığı en güzel ürünlerden birini bu kadar bulamaç haline de getirmeyin" diyor. Biz şefler egolarımız, yaratma arzularımız için bazen fazla oynuyoruz. Basit olan güzeldir. Güzel bir zeytinyağınız varsa, güzel bir sirke eşliğinde haşlanmış sebze için yeterlidir.”Sos yaparken bu dengeye dikkat!Haşlanmış sebzeler limon mu yoksa sirke ile mi soslandırılmalı? Bu sorunun cevabını Bozok şöyle veriyor: “Bu damak zevkine göre değişir. Sos yaparken ikisini de kullanmak gerekiyor. Sos yaparken, dilin aldığı dört tat çok önemlidir. Tatlı, tuzlu, acı ve ekşi. Sos yaparken, bu dengeyi önemsemek gerekiyor. Haşlarken tuz koyduğunuzda tuzu aldınız zaten, karabiberle acıyı koydunuz, ekşi için sirke veya limon tercih edebilirsiniz. Biraz pekmez veya balla tatlılaştırabilirsiniz. Nar ekşisi de önemli, sos olarak en bizden olanıdır. Hem tatlılık hem ekşilik var. Üzerine birazcık tuz, birazcık karabiber, hafif de zeytinyağı eklerseniz en lezzetlisi nar ekşisi olur. Soslar yemeğin tadını bastırmak için değil, ona lezzet katmak içindir...”Soğan göz yakmaz suç kör bıçağın!Evlerdeki bıçaklar içler acısı. Soğan dilimlerken gözlerimiz yaşarır, bunun tek sebebi bıçağımızın bileylenmemesidir. Bıçak bileylenmediği için bastırdığınızda bir türlü gitmiyor, bastırıyorsunuz. Aynı limondaki gibi soğandaki esanslar da göze geliyor ve eve dağılıyor. Mesela şeflerin gözü yaşarmaz, şefin gözü yaşarıyorsa, mutfaktakiler bıçakları bileyleyin derler.Haşladığınız suya bol miktarda tuz katınBakla, bezelye, kuşkonmaz gibi sebzeleri fokur fokur kaynayan suda pişirmek gerekiyor. Sebzenin haşlanacağı su çok olmalı. İçine de bol miktarda tuz konmalı. O sudan bir kaşık aldığınızda, hani deniz suyu boğazınıza kaçar yakar ya o hissi vermeli. ABD'de "Okyanus gibi yakması lazım" derler. Oda sıcaklığındaki kuşkonmazı suyun içine attığınızda suyun derecesi düşürüyor. Su miktarı ne kadar fazla olursa bu dereceyi düşürme olasılığı da az oluyor. Sıcak sudan alıp kenara bıraktığımızda pişmeyi kesmemiz gerekiyor. Sebzeleri, haşlandıktan sonra zeytinyağı ya da terağının içinde sallayabilirsiniz.Ne kadar pişmeli?Sebzeler aldente kıvamında olmalı. Pişirdiğiniz sebzeyi dişinizle bastırdığınızda bir güç uygulaması gerekiyor. Eğer dişlerinizin arasına giriyorsa pişmemiş demektir. Birazcık basınç uygulayabiliyor ve dişinizin arasına kaçmıyorsa iyi pişmiş demektir.Beyaz sebzeler sütlü suda haşlanmalıBeyaz sebzelerin birincisi rengini koruması önemli. İkincisi bu sebzelerin hepsinde toprak tadı var doğallıkları gereği. Bu tadı almak için süt gerekiyor. Yarım ölçek süt, yarım ölçek süt şeklinde pişirilmeli.Kök sebzeler!Köklü sebzeleri ise soğuk suda atıp pişirmek gerekiyor.Enginarı C vitaminli suyun içinde bekletinEnginar pişirirken en önemli şeylerden biri rengini korumak. İçine limon sıkarak veya portakalda bekleterek rengi korunabilir. İyi mutfaklarda suda çözünen C vitaminleri kullanılır. Enginarın bekletildiği suyun içine bir tane atmak yeterli. Böylece rengini, vitaminini ve tadını koruyabilirsiniz. Püf noktası-Enginar başta olmak üzere tüm zeytinyağlıları pişirirken tenceye bir tane yıldız anason atabilirsiniz. Damak tadımıza çok uygundur. Daha fazla kullanırsa baharat tadı öne geçer.-Zeytinyağlıları pişirirken portakal da kullanabilirsiniz ama hiçbir şekilde tadı öne çıkmamalı. -Koyduğumuz sosun, baharatın dengeli olması lazım.-Zeytinyağlılara şeker de atılabilir ama abartılmamalı.-Soğan ve sarımsağın tadı baskın olmamalı.
Dr. Bahar Eriş, çocuklarda üstün yetenek üzerine odaklanmış bir akademisyen ve yazar. Columbia Üniversitesi’nde 6 yıl boyunca, “üstün yetenek alanında master ve doktora yapmış. 10 yıl boyunca mezunu olduğu Boğaziçi Üniversitesi’nde yetenek gelişimi dersleri vermiş. 2015 yılından itibaren de Bahçeşehir Üniversitesi‘nde yüksek yetenek dersleri veriyor. İlk kitabı Her Çocuk Üstün Yeteneklidir’de, çocuklarda üstün zeka ve üstün yetenek gelişimi konularını anlatan Eriş, Alfa Yayınları‘ndan çıkan yeni kitabı Anne Beynim Aç‘ta beyin gelişimini, çocuğun duygusal ve zihinsel ihtiyaçlarıyla bağ kurmayı anlatıyor.Ailelere yol göstermeyi hedefleyen Bahar Eriş, “Yazarken hayalimde hep bir çocuk görüntüsü var. ‘Ben o çocuğun annesine babasına bir şeyleri doğru anlatırsam, o anne baba benim anlattıklarımdan bir şey alırsa ve uygularsa, o çocuğun daha başarılı ve mutlu bir yaşam sürmesine katkıda bulunabilirim’ düşüncesi hep var kafamda. Hayatta en büyük motivasyonum bu” diyor. Çocuklar ile ebeveynler arasında beyin bağı kurulmadığında, ergenlik döneminde sıkıntılar yaşanacağını söyleyen Eriş, ailelerin kurmadığı bu bağları ileride başkalarının kurduğuna ve bazen de bu ilişkilerin ailelerin istemedikleri kişilerle geliştirdiğine dikkat çeken, Eriş, anne babaların beyin bağını kurabilmek için çaba göstermesi gerektiğini vurguluyor. Bunun için de ebeveynlerin çocuklarının ilgilerine, eğilimlerine, karakterine ve tercihlerine saygı duymalarını, içlerinde sakladıkları potansiyeli ortaya çıkarmak için zemin hazırlaması gerektiğini belirtiyor.Çocuğun her anını aktiveyle doldurmak yaratıcılığı öldürüyorÇocukla beyin bağı kurmanın birçok aileye zor geldiğine bu nedenle de bu bağı kuranların sayısının az olduğunu belirten Eriş, öncelikle çocukların yaratıcılıklarının desteklenmesi gerektiğini söylüyor: Yaratıcılık 21’inci yüzyılın en büyük becerisi sayılıyor. Bunu geliştirmenin çeşitli yolları var. Çok basit bir örnek vereyim. Çocuk resimde güneşi sarı değil de mavi renkte mi çizdi, hemen müdahale etmeyin. Mavi güneş olmaz demeyin. Kalemi elinize alıp resmi düzeltmeyin. Çocuğun hayallerini aptalca ya da saçma olarak nitelendirdiğinize, farklı bir şey yaratma isteği ölecektir. Çocuğa nefes alacak alan yaratmak önemli. Yaratıcı düşünceye yer açmak için boş kalmak ve sıkılmak da gerekir. Her anı bir aktiviteyle dolu olan çocuk, hayal gücünü devreye sokamaz. Kendini oyalamanın yolunu öğrenemeyince, iyi vakit geçirmek için hep dışarıya bağımlı kalır. Özgün bir şey yaratmak için zamanı da kalmaz.BEYNİ PARLASIN3 yaşına kadar çocuğun ekranla buluşmaması en iyisi. TV’yi kapalı, kitapları açık tutan evlerden daha parlak beyinler çıkıyor.Düşünen ve sorgulayan çocuk nasıl yetiştirilir?Çoğu zaman çocukların sorduğu sorulara bir cevabımız yok. Ya varmış gibi yapıyoruz, ya gerçekten var olduğunu sanıyoruz, ya da şarkıdaki gibi “düşünme hiç, neden diye yorulma” diyerek geçiştiriyoruz. Çocuğunuz size göre mantıklı olmayan bir soru sorabilir. Buna tepki olarak “yanlış, saçma” gibi bir şey söylerseniz, düşünme ve sorgulama kanallarını tıkarsınız. Yanlış düşünüyorsun demek yerine sadece susmak bile çocuğa çok daha büyük bir iyilik olur. “Yanlış” ya da “saçma” gibi kesin bir yargıdansa, tereddüt daha dürüst bir cevap. Çocuk size cevabını bilmediğiniz bir soru sorduğunda ona “Bilmiyorum, sence?” sorusunu sorabilirsiniz. Top yine çocukta! Bu geri pas, çocuğun düşüncesini belli bir kalıba sokmadan, düşünmeye devam etmesi için yolu açar. Bu, “birlikte düşünelim, birlikte araştıralım, birlikte okuyalım” gibi adımlarla da devam edebilir. Okuduğunuz her hikayede, başınıza gelen her olayda “neden, niçin ve nasıl” sorularını siz çocuğa sorabilirsiniz. Böylelikle sormak, sorgulamayı bir alışkanlığa dönüştürür. ‘Epilepsiye Objektif Ol’ fotoğraf yarışmasıDünyadaki en yaygın nörolojik bozukluklardan biri olan epilepsiye dikkat çekmek amacıyla Türk Epilepsi ile Savaş Derneği ve Sanofi’nin işbirliği ile üç yıl önce başlatılan “Epilepsiye Objektif Ol” konulu fotoğraf yarışmasının 3.’süne başvurular başladı. Ünlü fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’un da jüri üyeleri arasında yer aldığı ve 6 yaşından büyük herkesin katılabildiği yarışmaya son başvuru tarihi 21 Nisan 2017…