Öğretmen adaylarının sınav başvuruları

4 Haziran 2003

MEB'nın öğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla gerçekleştirilecek Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) başvurular 5-11 Haziran 2003 tarihleri arasında yapılacak. MEB'in öğretmen ihtiyacının karşılaması amacıyla 51 branşta, 20 bin öğretmen kadrosuna atama yapılacak. Başvuru evrakı, il merkezlerindeki ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinden, KKTC'de ise ÖSYM temsilciliğinden 3.5 milyon liraya alınabilecek. Adaylar, 40 milyon lira sınav ücreti yatıracaklar.Kimler başvurabilir?Sınava, öğretmen yetiştiren yükseköğretim programları mezunları veya bu programlardan mezun olabilecek durumdakiler, lisans mezunu olup pedagojik formasyon sertifikası alanlar, YÖK tarafından denkliği kabul edilen yurtdışındaki üniversitelerin öğretmenlik alanlarından mezun olanlar başvurabilecek. 2002-KPSS'ye girmiş öğretmen adayları, öğretmenlik ile ilgili puanı almışlarsa bu puanla atanmak üzere doğrudan MEB'e başvuracaklar. Bu durumdaki adaylar, puanlarını yükseltmek amacıyla 2003-KPSS'ye de girebilirler.SınavÖğretmen adaylarına yönelik 2003-KPSS, 13 Temmuz Pazar günü Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Malatya, Samsun, Trabzon, Van ve Lefkoşa'da gerçekleştirilecek. 2003-KPSS iki oturumda yapılacak. Sabah oturumunda adaylara genel yetenek ve genel kültür testlerinden oluşan bir test uygulanacak. Öğleden sonraki oturumda ise adaylar "Eğitim Bilimleri" testini yapacaklar. Sınav sonuçları, sınav tarihinden itibaren 2 yıl geçerli olacak. Adaylar, sınav sonuçlan belli olduktan sonra MEB'e doğrudan başvuracaklar. Başvurma tarihi ve şekli, ayrıca ilan edilecek.Kontenjanlar-Beden Eğitimi 1700 - Beslenme/Gıda Tekstil Ev Y. ve Beş. 20 - Bilgisayar 750 - Biyoloji 50 - Coğrafya 50 - Din Kültürü ve Ahlak Bil. 700 - El Sanatları 10 - Elektrik 5 - Elektronik/Telekom. 100 - Felsefe 50 - Fen Bilgisi 800- Fizik 20 - Giyim/Hazır Giyim 5- Görme Eng. Sınıf Öğr. 10 - İHL Meslek Ders 150- İngilizce 2000 - İş Eğitimi (Ticaret) 20 - İş Eğitimi (Ev Ekon.) 30 - İş Eğitimi (İş ve Teknik Eğitimi) 90 - İşitme Eng. Sınıf Öğr. 50 - Kimya 5 - Kuaförlük, Cilt Bakımı 10 - Makine Ressamlığı 2 - Makine/Tesviye/Kalıp 2 - Matbaa 2 - Matematik 750 - Matematik (İlköğretim) 1000 - Metal İşleri 3 - Mobilya ve Dekorasyon 2 - Model 2 - Motor 2 - Muhasebe Grb. 250 - Müzik 50 - Nakış 2 - Okul Öncesi/Çocuk Gelişimi 750 - Radyo-TV 5 - Rehber Öğr. 900 - Resim/Grafik 5 - Resim İş/Resim 100 - Sanat Tarihi 5- Sekreterlik Grb. 15 - Seramik 2- Sınıf Öğr. 5000 - Sosyal Bilgiler 150 - Su Ürünleri 1 - Tarih 200 - Tekstil 1 - Turizm ve Otel Grb. 25- Türk Dili ve Ed. 1099 - Türkçe 2900 - Zihinsel Eng. Sınıf Öğr. 150Türkiye'de hayatı kaybetmek, sınavı kaybetmekten kolayVarsay ki sınavı kaybettin, ucunda ölüm yok ya! Hatalarını, eksiklerini gözden geçirir, seneye kazanırsın. Neticede ucunda ölüm yok, telafisi mümkün! Biliyorum, şu anda hepiniz çok kaygılısınız. Telafisi mümkün olan şeyler için, kendinizi ve çevrenizi üzmeye değmez. Çocuk olmayın, aklınızı başınıza toplayın. Dokuz ayda iki değerli insanı yitirdik; Necdet Saraç ve Ercan Arıklı. Bu iki büyük gazeteci artık yok! Çok sistememize rağmen, ne yazık ki onları geri getiremiyoruz. Geri getirebileceklerimizle, geri getiremeyeceklerimizi iyi anlatabildim mi? Haydi, bir daha düşün! Türkiye'de hayatı kaybetmek, sınavı kaybetmekten daha kolay!

Devamını Oku

Çok tartışılan bir konu: AOBP

20 Mayıs 2003

Hüseyin Çelik, ÖSS'de gelecek yıl değişiklik yapılarak, soruların tüm lise müfredatını kapsayacağını ve Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı hesaplamasında da düzenlemeye gidilerek, lise türleri arasında "fırsat eşitliği" sağlanacağını ifade ediyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, MEB'nin ÖSS sisteminde yapmayı düşündüğü değişikliğe, "Tümüyle yanlıştır yaptıkları" diyerek cevap verdi. Gürüz: "Akıl almaz bir şeydir bu. Müfredatın ölçülmesi, değerlendirilmesi öğretmenlerin işidir. Öğretmenine sahip çıkmayan bakanlık, nasıl bakanlıktır? Bunu anlamak, mümkün değil. Müfredatın değerlendirilmesi öğretmenlerin asli görevidir, başka hiçbir kimseye bırakılamaz, üniversiteye giriş ayrı bir olaydır. Bütün sistemi yok sayıyorlar, inanılmaz bir şey!" diyor.AOBP ve uygulanan katsayı konusunu, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Savaş Küçükyavuz'a sordum. İşte, Çelik'in bilmedikleri: Türkiye, nüfus artışı yüksek olan ülkelerden biri. Ekonomik gelişmişliğini yeterince sağlayamamış bir ülke, kaynakları kıt. Okuma arzusunu taşıyan çok insan var, ancak onlara okuma olanağı sunacak yerimiz az. Talebin çok, arzın kısıtlı olduğu bir durum yani... Arz ve talebin dengelenmesi için, çeşitli yöntemler var; eğer bu sözünü ettiğiniz ekonomi dünyasında ise, talebi frenlemek için fiyat bir mekanizma olarak kullanılabilir. Bizim olayımıza geri dönersek... Burada da her yıl, bu isteği gösteren 600 bin civarında genç oluyor. Bunlara, az sayıda imkan sunabiliyorsak ve aradaki fark da yıldan yıla birikiyorsa, burada bir mekanizma kurmak zorundayız. Bu durumda, sınav kaçınılmaz oluyor. Bakın, Amerika'da binlerce üniversite var, 4 bin civarında üniversite var. Nüfus artış hızları bize nazaran çok az, ama orada da üniversiteler sınavla alıyor. ABD Başkanı, anayasa mahkemesine Michigan Üniversitesinin bir uygulamasını iptal ettirmek için başvurmuş.Size, çok kısa Michigan uygulamasını anlatayım: Michigan uygulamasında, öğrenciyi toplam 150 puanla değerlendiriyorlar. Bunun bir bölümü, bizim OBP dediğimiz lise başarısıyla geliyor. Bunun bir bölümü, onların yaptıkları SAT veya ACT adlarını taşıyan sınavlarla geliyor. Bunun bir bölümü, ortaöğretimde gördüğü müfredatın içeriğinden geliyor ve bu değerlendirmenin içinde, eksi puan da var. Müfredatla ilgili kısım, eksi dörtten artı sekize kadardır. Yani lisede gördüğü müfredat, gitmek istediği programla son derece uyumsuzsa, edindikleri puandan uyumsuzluğunun büyüklüğü ölçüsünde indirim yapıyorlar. ABD Başkanının mahkemeye gidiş nedeni, bu uygulamayla ilgili değil, oradaki etnik bir durumla ilgili. Amerikan sistemi, etnik azınlıklara ayrıcalık uygulamak istiyor; asyalılara, kızılderililere, siyahderililere vb. ilave puan vermek istiyor (150'de 20). Başkan, bunun beyazlara karşı yapılmış bir haksızlık olduğunu, anayasaya aykırı olduğunu ve durdurulması gerektiğini istiyor, yani o kısmı ayıralım. Üniversite sayısı bu kadar çok olan, nüfus artış hızı az olan ABD'de sınav var ama aynı bizde de olduğu gibi, sınav tek araç değil, yanında çok önemli olarak, ortaöğretim başansı var. Eğer bir benzetim yapmak istersek, bu müfredat ile ilgili söylediğim eksi 4 arü 8 meselesi, bu da bizim katsayımıza benziyor.

Devamını Oku

Bir bakışta, özel okullara yoksul öğrenci alımı

18 Mayıs 2003

Özel okullara alınacak öğrencilerin belirleneceği sınav, 23 Ağustos Cumartesi günü il merkezlerinde yapılacak.* Bu sınava, ilköğretim okullarının 8'nci sınıflarında okuyan öğrencilerden Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na başvuru şartlarını taşıyan öğrenciler başvurabilecek.* Sınav sonucunda seçilecek öğrenciler, 2003-2004 öğretim yılında özel ortaöğretim kurumlarının hazırlık veya 9. sınıflarında öğrenim görecekler.* 8. sınıftan mezun olamayan öğrenciler sınavı kazansalar dahi, özel okullara kayıt yaptıramayacak.* Sınava başvuracak öğrenciler, öğrenim gördükleri okullara 16-27 Haziran 2003 tarihleri arasında başvuracaklar.* Okullar, başvurma belgelerini 1 milyon 500 bin lira karşılığında öğrencilere verecek.* Öğrenciler başvuru formunu doldurup, velisine imzalattıktan sonra 7 milyon lira sınav harcını kılavuzda belirtilen hesap numarasına yatırdıklarına dair banka dekontu ile birlikte teslim edecekler.* Ön kayıt ve kesin kayıt esnasında, öğrencinin Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na başvurma şartlarını taşıyıp taşımadığına dair belgeler istenecek.* Özel okullara yerleştirme işlemi, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde kurulan komisyonlarca yapılacak.* Öğrenciler, sınav sonuç belgesi ve Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na başvuru şartlarını taşıdığına dair belgelerle birlikte, özel okul bulunan il ve ilçe milli eğitim müdürlüğündeki komisyonlara başvuracaklar.* Birden fazla özel okul bulunan yerleşim birimlerinde adaylar, 5'i geçmemek kaydıyla özel okul tercihi yapabilecekler.* Komisyonlar, tercih sırası ve puanlan dikkate alarak, bakanlıkça özel okullar için belirlenen kontenjan sayısı kadar öğrenciyi yerleştirecekler.* Öğrencilerin kendi yerleşim birimi dışında tercih ettikleri okullardan birine yerleştirilmeleri halinde, barınma ihtiyaçları velilerince karşılanacak. Ancak öğrencinin kayıt yaptırdığı özel okulun bulunduğu yerleşim biriminde boş kontenjanı olan resmi pansiyon varsa, bu pansiyondaki boş kontenjanlardan valiliklerce belirlenecek koşullara göre, bu öğrenciler de yararlandırılacak.* Kesin kayıtların bitiminden sonra açık kalan kontenjanlara, kılavuzda belirtilecek esaslara göre öğrenci kaydı yapılacak.* Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na başvuru koşullarına göre, öğrencilerin maddi imkanlardan yoksun olması gerekiyor. Ailenin yıllık gelir toplamından fert başına düşen net miktarın 2003 mali yılı için belirlenen 2 milyar 240 milyon lirayı geçmemesi şart koşuluyor.* Öğrenciden, ailesinin gelir durumunu belgelendirmesi isteniyor ve gelir düzeyi belirlenen miktardan yüksek olan öğrencilerin başvuruları kabul edilmiyor.

Devamını Oku

ABD'de spor bursu

15 Mayıs 2003

IDEA (International Doorway to Education & Athletics), "Uluslararası Atletik Show Çalışması" programıyla, yabancı öğrencilerin ABD'de yükseköğrenime katılmalarını sağlar. Bu program, farklı branşlardan seçilen öğrenci-sporcuların ABD'deki üniversite ve kolejlerdeki eğitim maliyetlerini karşılamaktadır. 1998'den bu yana ABD'de her yaz düzenlenen bu program ile şu ana kadar 1500 yetenekli öğrenci-sporcu, ABD'de eğitim gördü. 15 günlük kamp süresince, öğrenci-sporcular antrenman ve maçlarda bütün hünerlerini göstererek, eğitimleri için burs almaya çalışırlar. Program, çeşitli kültürel, sosyal etkinlikler de içerir; geziler, üniversite ziyaretleri, konserler, maçlar vb. Yakın Batı, IDEA kampına katılacak öğrenci-sporcuların Türkiye'den yapılan başvurularını alan ve ön elemeleri yapan yetkili kurumdur; başvuru sahiplerini, ABD üniversiteleri ve kolejleri için hazırlar. Yakın Batı'ya yapılan başvurular, ön elemeden geçirilerek, IDEA'ya ulaştırılır. İstenilen özelliklerdeki öğrenci-sporcular, "Uluslararası Atletik Show Çalışması" kampına katılma şansına sahip olurlar. Ön elemeyi geçenler, pres-trop training programına alınırlar. Böylece katılımcılar, fiziksel ve teknik olarak finallere hazırlanırlar. Finaller, ABD'deki farklı üniversitelerin koçlan ile ortak çalışmalar yapılarak düzenlenmiştir. Koçlar, antrenman ve yerel takımlarla yapılan maçlarda katılımcıları izler. Kamp süresince IDEA danışmanları, doktorları ve psikologları düzenli olarak katılımcıları gözetirler. Üniversiteler tarafından seçilen öğrenciler, İngilizce kurslarına ve devamında da lisans programına başlayabilirler. Program, daha önce profesyonel sözleşme imzalamamış ve üniversiteye 2003-2005 yıllarında başlamak isteyen öğrenci-sporcuları bir araya getirir. Kimler başvurabilir?* 16-26 yaşlan arasında olanlar,* (Erkekler: futbol, tenis, golf, basketbol, beysbol - Bayanlar: futbol, tenis, golf, basketbol, softball, voleybol oynayanlar)* Lise öğrencileri veya mezunları* Üniversite öğrencileri(Türkiye kontenjanı sınırlı olduğundan, son başvuru tarihi: 30 Mayıs 2003)IDEA, bursu garantiler mi?Program, şimdiye kadar yüzde 100 başarı sağlamış olsa da, IDEA üniversitelerin bütçelerini kontrol etmez. IDEA, bursunuzu garanti etmez. Seçilmemeniz durumunda, IDEA gelecek seçmelere ücretsiz katılmanızı sağlar. IDEA katılımcıların hedeflerine ulaşmaları için her türlü desteği verir. Nerede, ne zaman?IDEA programı, her yıl 14-31 Temmuz tarihleri arasında uygulanır. Georgia (Georgia Southwestern University) ve Missouri'de (Lindenwood University) bulunan üniversite kampuslarında düzenlenir. Kaç üniversite katılıyor?Programa, 55-85 arası üniversite katılıyor. Bu sayı, her yıl ihtiyaca göre değişir. Üniversite başlangıç tarihiProgram, 31 Temmuz da biter. Üniversite tarafından kabul edilmenizden itibaren, okulun ilk başlayan dönemine yetişebilirsiniz. Bu dönem, genelde Ağustos ve Ocak aylarıdır. İngilizce hazırlıkİngilizce öğrenmesi gereken veya geliştirmesi gereken katılımcılar, üniversiteye başlamadan önce hazırlık okurlar. İngilizce hazırlık da burs kapsamındadır. İngilizce bilgisi, başvuru koşullan arasında değildir. Burs süresiÜniversiteler, üniversite yaşamınız boyunca performansınıza göre bursu garantilerler. İstatistiklerPrograma katılan üniversitelerin ücretleri yıllık 18-30 bin $ (eğitim, konaklama, yemekler dahil) arasındadır. Şimdiye kadar programa katılan öğrencilerin yüzde 15'i tam burs kazandılar; yüzde 30'u yıllık 7 bin $ ödediler; diğerleri ise, 3-7 bin $ arasında ücret ödediler. VizePrograma katılacakların, ziyaretçi vizesi alması gerekir. Program sonunda burs kazananlar, öğrenci vizesi almalıdır.ABD'de çalışma imkanı var mı?IDEA öğrenci-sporcuların, ABD üniversitelerinde burslu eğitim görmesini sağlayan bir organizasyondur, ABD'de iş fırsatları yaratacak bir organizasyon değildir. Yakın Batı: 0212 247 58 69

Devamını Oku

Hiçbir şeyden çekmedi, adından çektiği kadar!

14 Mayıs 2003

Etiketçi bir toplum olursa, böyle olur! Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nin adı; hep dalga konusu yapıldı, küçümsendi. "Sen, bu kafayla ancak, Kahramanmaraş Sütçü İmam'ı kazanırsın!" derler; kendini bilmezler, tarihini bilmezler...Sütçü İmam kimdir?31 Ekim 1919 Cuma. Fransız işgalinin ikinci günü... Fransız ve Ermeni askerleri birlikte devriye geziyorlar. Yolda rastladıktan Türklere olmadık hakaretler ediyorlar. Şehirdeki huzursuzluk had safhaya varmıştı. Bir grup Fransız-Ermeni devriyesi, ikindi üzeri kışlaya dönüyordu. Uzunoluk Hamam'ından çıkan kadınlara yaklaşan askerler; "Burası Türklerin değil, burada artık bu şekilde gezemezsiniz" diyerek, sarkıntılık yapmaya başlarlar. Olay yerine ilk yetişen Çakmakçı Sait, askerlere karşı koymaya çalışsa da, ağır şekilde yaralanır. Olaya şahit olan Sütçü İmam (1878 yılında doğan İmam, fakir bir ailenin çocuğu idi. Uzunoluk Camimin imamlığını yapan İmam, geçimini de caminin altındaki küçük dükkanında süt satarak sağlardı. İmam olan asıl adı, "Sütçü İmam" olarak bilinirdi), tabancasını çekerek bir işgalci askeri öldürür, ikisini de yaralar. Bu kurşun, İstiklal Mücadelesinin de ilk kıvılcımı olur. Sütçü İmam, Fransız ve Ermeni askerleri tarafından aranır, ancak bulunamaz. Bu durum, işgal güçlerini oldukça kızdırır. Sütçü İmam'ın dayısınınoğlu Kadir'i hunharca şehit ederler. İşgalci güçlerin yaptığı taşkınlıklar, bitmek bilmez.Bayrak olayıİşgal komutanının şerefine bir balo tertiplenir. Komutanın dansa davet etliği bir ermeni kızı; "Kendimi esarette hissediyorum. Kaledeki Türk bayrağı dalgalandığı sürece, sizinle dans edemem!" diyerek teklifi reddeder. Komutan, kaledeki Türk bayrağını indirtir. 28 Kasım 1919 Cuma, Maraş'ın kara sabahıdır. Yatağından kalkan halk, kale burcunda dalgalanan bayrağı göremez. Bu olay, şehri infiale sürükler. Savcı Ali Kısakürek, halkı bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eden bir bildiri yazar. Cuma namazı için, Ulu Camii'nde toplanılır. Ezan okunduktan sonra, cami imamı; "Kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir Millet, hürriyetini kaybetmiş sayılır. Hürriyet olmayan bir yerde, cuma namazı kılınmaz!" der ve dağıtılan bildiriyi onaylar. Maraşlılar kaleye hücum ederek, indirilen bayrağı yeniden dikerler ve cuma namazını orada kılarlar. Bayrak olayının ardından, adım adım savaşa sürüklenilir. Aslanbey başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti faaliyete geçer ve direniş hazırlığına başlanır. 21 Ocak 1920'de başlayan mücadele, 22 gün sürer. Bu uğurda, pek çok şehit verilir. Maraş'ın, topyekün direniş göstermesi büyük takdir toplar. Kurtuluş Savaşı sonrasında Maraş'a bir yazı gönderilerek, Milli Mücadeleye katılanların listesi istenir. Şehrin yöneticileri, "Maraş'da Milli Mücadeleye katılmayan tek bir fert bile yoktur" cevabını verirler. 5 nisan 1925 günü toplanan TBMM, İstiklal Madalyası'nın fertlere değil, şehir halkına verilmesini kararlaştırır. Maraş, Milli Mücadeledeki fedakarlıktan ötürü, "Kahramanlık" payesiyle de ödüllendirilir. İşte, böyle!

Devamını Oku

-Merhaba! Ben, Çelik. - Hangi Çelik? Arçelik mi, Hüseyin Çelik mi?

11 Mayıs 2003

Bir gün geçmiş olsa da, "Anneler Günü"nüz kutlu olsun, öncelikle, annelerin annesi Zübeyde Hanım'ın aziz ruhu önünde saygıyla eğiliyorum. "Anneler Günü" diyince, benim ilk aklıma gelen Zübeyde Hanım olur. Önce o, sonra kendi annem... Ne mutlu ki ona, öyle bir çocuk dünyaya getirmiş! Varlığımızı borçlu olduğumuz tüm annelerimizin de mübarek ellerinden saygıyla öpüyorum."Size, anne diyebilir miyim?"Reklamlardaki Çelik soruyor: "Size, anne deyebilir miyim?" diye. Evet, sen diyebilirsin. Diğer Çelik, ne zaman 'anne' diyebilir?* Kendisine teslim ettiğimiz çocuklarımız, enkaz altında kalmadığında,* Din ile eğitimi birbirine karıştırmadığında,* Çocuklarımıza en az bir yabancı dili öğretebildiğinde,* Belirli bir zümreyi değil, herkesi kucakladığında,* Dünya ile rekabet edebilecek düzeyde bireyler yetiştirdiğinde,* Tek işinin, ÖSS ile uğraşmak olmadığını anladığında vb.Şimdi sırası değil!Sınava tam bir ay kaldı, ama kafalar hâlâ karışık. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kafaları karıştırmaya devam ediyor; kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Sayın Bakan! Hele sınavı bir yapalım, hele çocuklarımız salim kafayla sınava bir girsinler; bunları sınavdan sonra konuşuruz. Durduk yere insanları tedirgin etmeyin, sınavdan sonra nasıl olsa bolca zamanımız olacak.Pasaportunuzu alın!Hangi üniversite iyidir veya hangi meslek çok para kazandırır?" diye soracağınıza, "Dil Pasaportu"nu almaya bakın! TÖMER Kayseri Şube Müdürü Oktay Durukan, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerde 2005 yılında uygulanması planlanan "Dil Pasaportu" için, şimdiden yabancı dil öğrenilmesi veya bilinen dilin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Durukan, "Dil Pasaportu"nun, Avrupa Konseyi'nin belirlediği, kişilerin bildikleri dil veya dillerin dökümünü içeren bir kimlik olacağını belirtiyor. Avrupa Konseyi'nin amacı, konseye üye ülkelerde yaşayan insanların birkaç dilde iletişim kurabilecek düzeye gelebilmelerini sağlamaktır. Böylelikle insanların iletişim kurma becerileri gelişecek, hareket özgürlüğü, iş, eğitim ve bilgiye ulaşma olanakları genişleyecek. Ülkemizde yabancı dil bilen insan sayısının yüzde 10 civarında olduğu düşünülürse, 2005 yılında hayata geçmesi planlanan "Dil Pasaportu" uygulaması için şimdiden hazırlıklı olmamız gerekiyor!

Devamını Oku

Bizler daha ölmedik!

6 Mayıs 2003

Geçen cuma, belki de yayıncılık hayatımın en zor günüydü. Seyredenler biliyor; ağlayarak, program yaptım. Çeltiksuyu YIBO'nun durumu içler açışıydı. En değerli varlıklarımıza, yarınlarımıza sahip çıkamamıştık. Gazete başlıklarını okurken, kendimi tutamadım. Ağlayarak okuduğum bazı başlıklar: Bu yavruların elleri yakanızda... En acı yoklama... Dün, AA ajansına düşen bir haber: Bingöl'de meydana gelen depremin ardından Çeltiksuyu YIBO'nun enkazından kurtulan öğrencilerin en büyük korkusu okuyamamak... Çeltiksuyu YIBO'nun enkazından kurtulan ve Büyük Tekeören Köyü'nde yaşamını sürdüren 7. sınıf öğrencisi Yeşim Günce, 8. sınıf öğrencisi Müesser Gündü ve 6. sınıf öğrencisi Suphi Gündü, ailelerinin eğitimlerine devam etme iznini vermemesinden korkuyorlar.İşte, medyanın gücü!Yukarıdaki haberi okuduktan sonra, Özel Okullar Derneği Başkanı Rüstem Eyüboğlu'nu aradım. Sorunu dile getirirken, sorun çözüldü! Eğitimci dediğin böyle olur! İstanbul, Ankara ve İzmir'de faaliyet gösteren Özel Okullar Derneğinin; 25 çocuğumuzun eğitim-öğretim ihtiyacını üstlenebileceğini belirtti. Sıcacık yemekleri de verilecek, cep harçlıkları da verilecek... Ancak; karşımıza, yatacak yer sorunu çıktı. Bu çocukların, barınma sorununu nasıl aşacağız? Nerede yatıracağız, çünkü özel okullarımız yatılı değil. "Hocam, ben sizi beş dakika sonra bir daha arayacağım" dedim. Buraya kadar gelmişken, geri adım atamazdık. Bence; bu sorun, işin çözümü en kolay tarafıydı; kolay mı bizi zorlayacaktı? Hemen, İstanbul İli Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'i aradım. Sorundan bahsettim; sorunu anında halletti, anında çözdü. "Çocuklar, bizim pansiyonlarda kalacak" dedi. Elde var iki, devam... Bahçeşehir Koleji'nin Kurucusu Enver Yücel'i aradım. Yücel, örnek aldığım bir insan, çağdaş bir eğitimci, girişimci. Düşünmeden, hemen kabul etti. Beş çocuğumuza sahip çıktı.Devam... Mutlu haberi, Bingöl Valisi Hüseyin Avni Coş'a da bildirdim; morali düzelsin, güzel haberi yavrularımıza iletsin diye... Dün sabah, cep telefonuma bir mesaj geldi: Türkiye'nin 63 ilindeki 93 şubemiz depremzedelerin hizmetindedir. Ayrıca, Bingöl'e prefabrik dershane açacağız. Selamlar, İbrahim Taşel. İbrahim Taşel, Final Dergisi Dershanelerinin Kurucusu. Benim, örnek aldığım bir diğer kişi; dürüstlük ve başarı örneğim... Devam edecek miyiz?

Devamını Oku

Bu süre bize yetmez!

4 Mayıs 2003

California deprem kuşağıyla ilgili çalışmalar yapan bilimadamları, zayıf titreşimlerin yorumlanması suretiyle büyük depremleri 4-16 saniye önceden haber verebilecek bir yöntem geliştirdiler. Sistem, depreme yol açan enerjinin yerkürenin derinliklerinden yüzeye doğru hareket edişinin yorumlanması ilkesine dayanıyor. Büyük bir deprem olacağının ilk belirtisi, hızlı hareket eden ancak düşük enerjili bir darbe olmaktadır. Buna 'P dalgası' adı verilir. Bunu, enerji açısından çok daha yüklü, fakat daha yavaş hareket eden 'S dalgası' izler. 'S dalgası', 'P dalgası'na oranla çok daha şiddetli bir sarsıntı yaratır. Wisconsin Üniversitesi profesörlerinden Richard Ailen ve California Teknoloji Enstitüsü öğretim üyelerinden Hiro Kanamuri, 'P dalgası'nı ölçerek, depremin yeri, kaynağı, zamanı ve şiddetini 4 saniye önceden saptamayı başardılar. Ailen, "P dalgası'nı farkedebilirsek, asıl deprem yüzeye ulaşmadan uyanda bulunabiliriz" diyor. Bu sayede, örneğin okul öğrencilerinin sıraların altına sığınabileceğinin mümkün olacağı belirtiliyor...Yıllar bize yetmiyor, 4-16 saniyenin adı mı olur. Okul mu kalıyor ki, çocuklar sıraların altına sığınabilsin. Biz, sıralardan ziyade çelik dolapları tavsiye ediyoruz. Çelik dolaplardan daha fazla randıman aldık hatta, çelik dolapların, çocukları koruduktan başka, binalara da kolon görevi yaptığına şahit olduk. Kim demiş, bilime katkımız yok diye! Al işte, anında görüntü: "Büyük Depremlerde Çelik Dolapların Kolon Görevi Sağlaması Üzerine Bir Araştırma!" Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, "Sistem çökmüştür, depremin altında kalan sistem olmuştur, hepimiz suçluyuz" demiş. Doğru ve samimi bir itiraf. Bu lafları çok duyduk, ama bu söylemlerle bir yere varamadık. Sayın Bakanla, cumartesi günü telefonla görüştüm. Gerçekten çok etkilenmiş, morali bozuk. Bir süre dertleştik. "Siz, Milli Eğitim Bakanı olsaydınız, istifa eder miydiniz?" diye sordum. "Hayır, etmezdim" dedi. İstifanın, popülist bir yaklaşım olacağını belirtti...Biz, 'kelle' istemiyoruz; bir sorumluluk örneği istiyoruz; yeni bir yaklaşım ve yeni bir anlayış istiyoruz. Oraya seçtiklerimiz, geçmişten de sorumlu, gelecekten de! Evet, siz yapmadınız; gerçi yapanlar da ortada yok. Bir müddet sonra, siz de yok olacaksınız. Peki, biz kimi bulacağız? Bize karşı sorumlu olanları nerede bulacağız? Milli Eğitim ve Bayındırlık Bakanları; haydi, bir ilki başlatın ve bir sorumluluk örneği göstererek istifa edin!Ödeniyor...YURTKUR'dan öğrenim kredisi alan öğrenciler, kredi miktarlarının artırılmasından kaynaklanan farkları bu ay içinde alacaklar. Öğrenim kredilerinin Ocak 2003 tarihinden geçerli olmak üzere artırılmasından kaynaklanan farklar, 336 bin 71 eski öğrenciye 9 Mayıs Cuma gününden itibaren ödenmeye başlanacak. Öğrenim kredisi artışından kaynaklanan farklar, önlisans ve lisans öğrencilerine 120'şer milyon lira, lisansüstü öğrencilerine 240'ar milyon lira, doktora öğrencilerine ise 360'ar milyon lira olarak ödenecek. İlk defa öğrenim kredisi almaya hak kazanan 154 bin 528 öğrenciden, kredi taahhüt senetlerini 28 Nisan tarihine kadar YURTKUR'a teslim edenlere de öğrenim kredileri, 16 Mayıs Cuma gününden itibaren toplu olarak verilecek. Önlisans ve lisans öğrencilerinin hesaplarına toplam 390'ar milyon lira, lisansüstü öğrencilerine toplam 780'er milyon lira, doktora öğrencilerine de toplam 1 milyar 170'er milyon lira yatırılacak.

Devamını Oku