Hüseyin Çelik, ÖSS'de gelecek yıl değişiklik yapılarak, soruların tüm lise müfredatını kapsayacağını ve Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı hesaplamasında da düzenlemeye gidilerek, lise türleri arasında "fırsat eşitliği" sağlanacağını ifade ediyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, MEB'nin ÖSS sisteminde yapmayı düşündüğü değişikliğe, "Tümüyle yanlıştır yaptıkları" diyerek cevap verdi. Gürüz: "Akıl almaz bir şeydir bu. Müfredatın ölçülmesi, değerlendirilmesi öğretmenlerin işidir. Öğretmenine sahip çıkmayan bakanlık, nasıl bakanlıktır? Bunu anlamak, mümkün değil. Müfredatın değerlendirilmesi öğretmenlerin asli görevidir, başka hiçbir kimseye bırakılamaz, üniversiteye giriş ayrı bir olaydır. Bütün sistemi yok sayıyorlar, inanılmaz bir şey!" diyor.
AOBP ve uygulanan katsayı konusunu, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Savaş Küçükyavuz'a sordum. İşte, Çelik'in bilmedikleri: Türkiye, nüfus artışı yüksek olan ülkelerden biri. Ekonomik gelişmişliğini yeterince sağlayamamış bir ülke, kaynakları kıt. Okuma arzusunu taşıyan çok insan var, ancak onlara okuma olanağı sunacak yerimiz az. Talebin çok, arzın kısıtlı olduğu bir durum yani... Arz ve talebin dengelenmesi için, çeşitli yöntemler var; eğer bu sözünü ettiğiniz ekonomi dünyasında ise, talebi frenlemek için fiyat bir mekanizma olarak kullanılabilir. Bizim olayımıza geri dönersek... Burada da her yıl, bu isteği gösteren 600 bin civarında genç oluyor. Bunlara, az sayıda imkan sunabiliyorsak ve aradaki fark da yıldan yıla birikiyorsa, burada bir mekanizma kurmak zorundayız. Bu durumda, sınav kaçınılmaz oluyor. Bakın, Amerika'da binlerce üniversite var, 4 bin civarında üniversite var. Nüfus artış hızları bize nazaran çok az, ama orada da üniversiteler sınavla alıyor. ABD Başkanı, anayasa mahkemesine Michigan Üniversitesinin bir uygulamasını iptal ettirmek için başvurmuş.
Size, çok kısa Michigan uygulamasını anlatayım: Michigan uygulamasında, öğrenciyi toplam 150 puanla değerlendiriyorlar. Bunun bir bölümü, bizim OBP dediğimiz lise başarısıyla geliyor. Bunun bir bölümü, onların yaptıkları SAT veya ACT adlarını taşıyan sınavlarla geliyor. Bunun bir bölümü, ortaöğretimde gördüğü müfredatın içeriğinden geliyor ve bu değerlendirmenin içinde, eksi puan da var. Müfredatla ilgili kısım, eksi dörtten artı sekize kadardır. Yani lisede gördüğü müfredat, gitmek istediği programla son derece uyumsuzsa, edindikleri puandan uyumsuzluğunun büyüklüğü ölçüsünde indirim yapıyorlar. ABD Başkanının mahkemeye gidiş nedeni, bu uygulamayla ilgili değil, oradaki etnik bir durumla ilgili. Amerikan sistemi, etnik azınlıklara ayrıcalık uygulamak istiyor; asyalılara, kızılderililere, siyahderililere vb. ilave puan vermek istiyor (150'de 20). Başkan, bunun beyazlara karşı yapılmış bir haksızlık olduğunu, anayasaya aykırı olduğunu ve durdurulması gerektiğini istiyor, yani o kısmı ayıralım. Üniversite sayısı bu kadar çok olan, nüfus artış hızı az olan ABD'de sınav var ama aynı bizde de olduğu gibi, sınav tek araç değil, yanında çok önemli olarak, ortaöğretim başansı var. Eğer bir benzetim yapmak istersek, bu müfredat ile ilgili söylediğim eksi 4 arü 8 meselesi, bu da bizim katsayımıza benziyor.
Çok tartışılan bir konu: AOBP
Hüseyin Çelik, ÖSS'de gelecek yıl değişiklik yapılarak, soruların tüm lise müfredatını kapsayacağını ve Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı hesaplamasında da düzenlemeye gidilerek, lise türleri arasında "fırsat eşitliği" sağlanacağını ifade ediyor
Haberin Devamı