Üniversite yerleştirme sonuçları açıklandı...Bu sonuçlar, tam bir tez konusu. Yüksek lisans tezi yazacaklara bir önerim var; genelde tezler birbirinin kopyasıdır ya, hiç o kısır döngüye düşmeyin. İşte, size çok güzel bir tez (araştırma) konusu sunuyorum: “Ülke kaynakları nasıl israf edilir?”Bir yanda okuyacak, okumak isteyen öğrenci topluluğu var, öte yanda okullar, bu öğrencileri domine edecek üniversiteler var, ama onları bir araya getirecek sistem yok ya da bozuk sistem var!İnanın, bundan daha güzel bir tez konusu bulamazsınız. Yaz yaz bitmez...ÖSYM’in meşhur ‘Sayısal Veriler’ tablosunu incelemekle işe başlamakta yarar var. Orada herkesin gözden kaçırdığı bir noktaya değinelim; bu yıl tercih yapma hakkı olan aday sayısının 1.846.880 olduğu belirtiliyor, ancak hemen altıda ise 994.766 adayın tercih yaptığı vurgulanıyor.Vay be!852.114 aday, daha baştan tercih yapmamış. Tercih yapmaya gerek bile duymamış...994 bin 766 aday üniversite tercihi yaptı. Üni versitelerin örgün lisans ve önlisans programlarına yerle şen aday sayısı 696 bin 241. Üniversitelerin lisan s ve önlisans programların da toplamda 214 bin 430 kontenjan boş kaldı.İkisini toplayın, yani 852.114 ile 214.430’u, eder 1.066.544. Sayıya bakar mısınız, kocaman değil mi?Kazanıp da kayıt yaptırmayanlar da olacak, bu sayı 1.200.000’e ulaşacak. Ek yerleştirmede yeni açılacak (!) bölümler ve üniversiteler de olacak, bu sayı iyice büyüyecek...Peki, temmuz ayında biz ne yaptık; biri bana bunu açıklayabilir mi?Hani bir söz vardır, “körler sağırlar birbirini ağırlar” diye, galiba öyle bir şey yaptık.Unutmadan şunu da belirtmekte yarar var: Üniversitelere daha önce yerleşmiş 442.542 aday, tekrar sınava başvurmuş...Demek ki, yarım milyona yakın genç, memnun ve mutlu değil. Bu çocuklar, çözümü kendileri bulmaya çalışıyor, tekrar tekrar sınava girerek mutluluğu yakalamaya çalışıyorlar...Bu nasıl bir ek yerleştirme?Aslına bakarsanız, ek terleştirmede tercih yapabilecek 1.250.000 dolayında potansiyel üniversite adayı var.Böyle bir potansiyelin olduğu yere ‘ek yerleştirme’ filan denmez, düpedüz ‘essah yerleştirme’ olur bu!Şimdi soru şu: “Üniversiteye girmeye çabalayan bu kitle, var olan kontenjanlara, bölümlere veya üniversitelere neden itibar etmiyor?” İşte , bu ve benzeri soruları YÖK, ÖSYM , üniversite ve eğitimcilerin çok iyi irdelemesi, gerekli çözümleri hemen üretmesi gerekiyor.Geldiğimiz bu nokta, ülke kaynaklarının israfıdır. Her ile bir yükseköğretim ve o illerin ilçelerine bir yüksekokul düşüncesi ile açılan kurum, fakülte ve yüksekokullar öğrenci zihnindeki üniversite algısını tam karşılamıyor. Akademik uzman sayısı eksik, teknik donanımı yetersiz, fizyolojik, sosyal ve kültürel gereksinimleri karşılamaktan yoksun yerlerdeki bu kurumlar, adaylar tarafından öncelikle tercih edilmiyor. Bunların, öğrenci zihnindeki algısını değiştirecek düzenlemelerin hızlıca yapılması gerekiyor. Bir dönem adaylar tarafından ilgi gösterilen ve talep edilen bir programın, ‘pıtrak’ gibi hemen her üniversitenin akademik programına girmesi de önemli açmazlardan biri!Şu kesin: Öğrenci garantici davranıyor!Önünü göremediği veya çekincesi olduğu bölümleri tercih etmiyor. Birilerinin artık bunu anlaması gerek. Öğrenci geleceğini riske etmek istemiyor. Hukuk, tıp, diş hekimliği, mimarlık, psikoloji, diyetetik, fizyoterapi bölümleri neden çok tercih ediliyor ve hemen her yerde doluyor? Öğrenci bu bölümlere ‘garanti meslek’ gözüyle bakıyor da, ondan!Haksız mı? Yooo, yerden göğe kadar haklı...Ege Üni. Deri Müh. 15 kontenjandan 4’ünü doldurabilmiş. Çanakkale 18 Mart Üni. Jeoloji ve Maden mühendislikleri 10’ar kontenjandan sadece 3’ünü doldurabilmiş. Bakın Ardahan Üni. Arkeoloji bölümüne, 50 kontenjandan sadece 17’sini doldurabilmiş. Dahası var, Dicle Üni. Fizik Öğrt. 20 kontenjandan sadece 1’ini dolmuş.Bu liste böyle uzar gider, ama sorun çözülmez!Öğrencilere çalışın diyoruz, ama biz dersimizi çalışmıyoruz. Şu karşılaştığımız tabloyu ‘öngöremedik’, çözüm üretemedik.Kağıt üstünde şunu başardık: Sınava başvuran aday sayısı kadar kontenjan var. Bu, hakikaten doğru; ancak gerçek çok farklı.Ortada bir sürü tercih edilmeyen bölüm, ortada bir sürü ‘üniversitemsi’ okul, ortada çağı yakalayamayan yaklaşımlar ve geleceğini el yordamıyla bulmaya çalışan gençlik...Çözüm: Açık uçlu sorular!
Bu yıl, geçtiğimiz yıllardan çok daha farklı, somut bilgiler verdik sizlere. Tercihlerle ilgili teknik bilgileri verdik, bunlarda sorun yok; ancak hem üniversiteler hem de bölümlerle ilgili bilinçli tercih yapmanız için çok sağlam istatistikler yayınladık.Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması (TÜMA) 2017, Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2016, URAP-Üniversitelerin Akademik Performansa Dayalı Genel Sıralaması yayınladığımız önemli endekslerdi...Bugün, yine çok önemli bir çalışmayla karşılaşacaksınız, Türkiye Barolar Birliği’nin hukuk eğitimi ve öğretimindeki standartları belirlemek amacıyla başlattığı “ölçme-değerlendirme” çalışmaları sonuçlandı. Türkiye’deki hukuk fakültelerinin dekanlarının katılımıyla yaklaşık 3 yıldır yürütülen çalışmaya, 73 hukuk fakültesinden 53’ü katıldı. Çalışma sonucunda hazırlanan listede ilk sıraları devlet üniversiteleri aldı.Bu çalışma, hukuk tercihi yapacak adaylar için hayati önem taşıyor. Tavsiyem, bu listeyi incelemeden hukuk tercihi yapmamanız...Ölçütler belirlendi“Ölçme-değerlendirme” çalışmalarına 2014 yılında başlayan Türkiye Barolar Birliği, 37 hukuk fakültesi dekanının katılımıyla kurduğu komisyonda, bir hukuk fakültesinin hangi asgari standartları taşıması gerektiğine dair ölçütleri belirledi. Çalışmaya YÖK Başkanlığı ile son şekli verildi. Akademik kadro, kütüphane olanakları, eğitim-öğretim faaliyetleri gibi kriterlerin yer aldığı değerlendirme formu Türkiye’de aktif olarak eğitim veren tüm hukuk fakültelerine gönderildi. Verilen cevaplar doğrultusunda en iyiler listesi hazırlandı.Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu şunları söyledi: “Kontrolsüz şekilde açılmış ve sayısı her geçen gün artan hukuk fakültelerinin pek çoğunun eğitim-öğretim kalitesi ne yazık ki istenilen seviyede değil. Üniversiteye girecek adaylar tercihlerini yapmadan önce önlerinde hukuk fakültelerini objektif ölçülere göre sıraladığımız cetveli bulacaklar. Bu cetvel, hukuk fakültelerinin tercih edilme sıralamasının oluşumunda en önemli etken olacak. Amacımız, üniversite adaylarının daha bilinçli tercih yapabilmelerinde yol gösterici olmak. Ayrıca hukuk fakültelerinin de eksikliklerini görerek kendilerini geliştirmelerini sağlamak.”TÜRKİYE’NİN EN İYİ 15 HUKUK FAKÜLTESİ SIRALAMASI:ÜNİVERSİTEPUAN 1. İstanbul Üniversitesi 3112. Ankara Üniversitesi 2253. Marmara Üniversitesi 2094. Dokuz Eylül Üniversitesi 1745. Gazi Üniversitesi 1706. Galatasaray Üniversitesi 1377. Hacettepe Üniversitesi 1338. Bahçeşehir Üniversitesi 1309. Anadolu Üniversitesi 12910. İstanbul Bilgi Üniversitesi 12711. İstanbul Kültür Üniversitesi12512. Yeditepe Üniversitesi12313. Erzincan Üniversitesi12114. Özyeğin Üniversitesi15. Yalova Üniversitesi 118117
1- TERCİH KILAVUZUNUN OKUNMASITercih listesi oluşturulurken ilk yapılması gereken işlem, 2017 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzu’ndaki istenilen programlar hiçbir ön şart gözetilmeksizin istek sırasına göre belirlenmesi ve yanlarına da 2016 yılında o bölüme giren adayların başarı sıraları yazılmasıdır. Bunun için çeşitli tercih sitelerindeki süzme programlardan yararlanılabilir. Bu aşamada tercih edilmesi düşünülen programlar, ÖSYM’nin belirlediği sınırlamayı, yani 24 tercihi aşabilir.2- PROGRAMLARIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİBu aşamada sadece puana veya başarı sırasına göre yazılan, kazanıldığında kayıt yaptırmayacağınız veya gittiğinizde barınma, ulaşım gibi sorunlar oluşabilecek programlar listeden çıkartılmalıdır. Ayrıca mezun olduğunuzda istihdam olanakları kısıtlı olan ve ileride daha büyük sorunla karşılaşmamak için listedeki programlara dikkat edilmelidir.3-BAŞARI PUAN ARALIKLARIN BELİRLENMESİ4-PROGRAMLARIN ÖZEL ŞARTLARININ OKUNMASITercihlerinizde yer verdiğiniz bölüm/programların devlet, vakıf, KKTC veya yurtdışı da olsa maddi şartlarına dikkat edilmelidir. Devlet üniversitelerinde ikinci öğretim yapan bölümlerin harç miktarları normal öğretimlere göre çok yüksektir. Ayrıca devlet üniversitelerinde de yurtdışı üniversiteleriyle entegre yürütülen bölüm/programların ücretli olduğu unutulmamalıdır.5- TUTARLILIK DENETLEMESİNİN YAPILMASIAdaylar tüm tercihleri oluşturduktan sonra bir uzman gözetiminde tercih tutarlılık denetlemesi yapmalıdırlar. Bu denetleme yapılırken her programın tek tek bir alttaki program ile karşılaştırılmalı, en çok istenen program üste yazılmalıdır.6-TERCİHLERDE SON NOKTATüm bu aşamalardan sonra, son aşama tercih formunun işleme konmasıdır. Öncelikle tercih işleminin ne zaman sona ereceği unutulmamalıdır. Tercih işlemleri yapıldıktan sonra hiçbir değişiklik yapma hakkınız olmayacaktır. ÖSYM’nin sitesinde tercih işlemleri bittikten sonra, “Tercihleriniz sistem tarafından başarıyla kabul edilmiştir” uyarısını görmeden sistemden çıkmayın ve Tercih Formunuzun bir kopyasını yazıcıdan almayı unutmayın.7-SINAVLARA TEKRAR HAZIRLANMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?Özellikle puanı istediği bölüme yetmeyen, ancak yapacağı çalışma ile hedeflediği yeri kazanabilecek durumda olan adaylar için bir yıl daha hazırlık yapmak bir kayıp değildir. Çünkü bireyin istemediği bir bölümde okuması, istemediği bir mesleği yapması daha büyük sorunlar oluşturabilİr. Ancak 2 veya 3 yıldır hazırlık yaptığı halde yeterli puana ulaşamayan adayların en kısa yoldan kabiliyetlerini geliştirici bir mesleki kurslara katılmaları ve mesleğine yönelik bir sektörde çalışarak hayata atılmaları daha yararlı olacaktır. Puanları düşük olan adaylara diğer bir tavsiyemiz ise, açıköğretim okuyup aynı zamanda çalışması olacaktır. Bu sayede hem açık öğretimle eğitimine devam edip diploma alabilecekler, hem de iş tecrübesi edineceklerdir.SORULAR - YANITLARG. KayaalpBenim TM-1 sıralamam 54 bin. İktisat tercih edeceğim, sırası 46 bin. Sizce girme ihtimalim nedir, sıralamalarda çok sapma olur mu, ne düşünüyorsunuz?Cevap: Sıralamalarda çok sapma olacağını sanmıyorum, çünkü geçen yıla göre kontenjanlarda çok fazla bir artış olmadı. Üstelik bu bölüm çok tercih ediliyor. Yanılmayı dilerim, ama sözünü ettiğiniz yere girme olasılığınız düşük gibi…K. Kaçarİlk sıralara puanımdan bir hayli yüksek yerleri yazdım. İlk 4 üniversite, gelme olasılığı çok zor olan ama çok istediğim yerler. Daha sonraki iki sıralamam da, gelmesi muhtemel yerler. İstediğim bölüm, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler. Sıralamam 194 binlerde. İstediğim vakıf üniversitesi 199 bin başarı sıralaması ve ben ordan başka bir yer istemiyorum. Olur mu? Bir de olmasına kesin gözüyle baktığım reklam tasarımı ve iletişimi bölümü var. Sizce bu nasıl bir bölüm, kimler tercih etmeli ve geleceği var mı?Cevap: Girmeyi düşündüğünüz bölümle, aranızda 5 binlik bir avantaj var. Küçük bir avantaj gibi gözükse de, bence önemli bir fark, yani önemli bir avantaj. Kazanma olasılığınızı yüksek görüyorum. Üstelik işin ucunda ücret varsa, bu avantaj farkının kapanmayacağı kanısındayım. Reklam tasarımı ve iletişimi bölümüne gelince… Kimler seçmeli demişsiniz, bu mesleğe meraklı olanlar, ilgi duyanlar seçmeli. Son derece dinamik, keyifli ve önü açık bir meslek. İnsan ilişkileri, dinamizim, merak, yaratıcılık bu mesleğin olmazsa olmazları…E. ÇiçekçiSıralamam MF-4’te 33.329. İnşaat müh. Tercih edeceğim. Tercih etmeyi düşündüğüm bölümün sırası 31.900. Sizce gelir mi, tercihe hangi sıradan baslayayım?Kazanma ihtimaliniz var, ama bıçak sırtında olduğumuzu da bilin. Şansımız yüzde 49 dolaylarında; yazıp, beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Bu sıralamadaki alternatifleri çoğaltmanızı tavsiye ederim. Yeriniz varsa, yani tercih sayınız 24’ü aşmıyorsa, ilk sıradaki tercihlerinizi 20 bin dolaylarından başlatabilirsiniz.M. EkimOkan Üni. Beslenme ve Diyetetik mi, yoksa İTÜ Şehir ve Bölge Planlama mı, yoksa YTÜ Kimya Mühendisliği mi yazmalıyım? Bu konudaki görüşleriniz benim icin cok önemli veya sizin önerebileceginiz üçüncü bir seçenek var mı?Zor bir durum ve zor bir soru. Sizi tanımadan, karşılıklı görüşmeden, ne istediğinizi tam bilmeden verilmiş bir yanıt olacak, bunun farkındayım. Bunların tümüne puanınızın yattiğini düşünerek, şöyle bir yanıt vermeye çalışacağım: Ben, ilk sıraya Okan Üni. Beslenme ve Diyetetik bölümünü koyardım. Son derece geçerli bir dal. Okan, bu bölümlere iyi yatırım yaptı ve gelişen, dinamik bir üniversite. Daha sonra YTÜ Kimya Müh. tercih ederdim, ama bu mühendisliğin yanına ya gıda müh. ya da end. müh. eklerdim, yani tek başına bırakmazdım, yetmez çünkü! Son sırada da İTÜ Şehir ve Bölge Planlama bölümünü tercih ederdim. Benim sıralamam böyle olurdu…YARIN: En iyi Hukuk fakülteleri
Çift anadal, tercih aşamasında en çok sorulan, en çok dile getirilen bir kavram, aynen yatay geçişte olduğu gibi...Yapılması kolay sanılır, hatta vakıf üniversitelerini düşünen adayların önüne bir seçenek olarak sunulur, ‘şu bölüme gir, şununla da çift anadal yaparsın’ türünden bir ifadeyle, işin zor olmadığı, amacına kolaylıkla ulaşabilirsin türünden ifadeler kullanılır. Ancak bunu gerçekleştirmek söylendiği kadar kolar değil, hele ki mühendislik programlarında bunu gerçekleştirmek sanıldığından daha da zordur. Evet, böyle bir seçenek var, ama sanıldığı ya da söylendiği kadar kolay değil. Aşağıda gerekli şartları ve koşulları sıraladım, bunları bilmenizde yarar var...Bir lisans öğretim programına (birinci anadal) kayıtlı olan öğrencilerin, üniversitelerindeki başka bir bölümün tüm derslerini alarak, aynı zaman dilimi içinde her iki programı da başarıyla tamamlayıp, ikinci bir dalda lisans diplomasına sahip olmaları anlamına gelir...Yandal Nedir?Bir lisans öğretim programına (birinci anadal) kayıtlı olan öğrencilerin, üniversitelerindeki başka bir bölümden bazı dersleri eş zamanlı ve başarıyla tamamlayıp, yan bir dalda sertifika almalarıdır.Çift ya da Yandal Programına Devam etmek İçin Şartlar Nedir?Başarı Durumu: Bölümünde/Programında öğrenimini üstün başarıyla yürüten öğrenciler, çiftdal ya da yandal programlarına başvurabiliyorlar. Başarı tanımlaması üniversiteden üniversiteye değişiyor. Bazı üniversitelerde, öğrencinin birinci lisans programındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden 2.50 olması istenirken, bazılarında 2.70 ya da 3.00 ortalama beklenebiliyor. Bazen de öğrencinin birinci anadal sınıfındaki başarı sıralamasında ilk yüzde 20’lik dilim içinde yer alması şartı konabiliyor.Başvuru Zamanı: Öğrenciler çiftdal programına, kayıtlı bulundukları programın en erken 3’üncü en geç 5’inci yarıyılında başvurabiliyor.Krediler: Çift anadalda tamamlanması gereken kredi sayısı, yandaldan çok daha fazla. Üniversiteler arasında da farklılıklar olabiliyor. Örneğin, bir üniversitede, birinci lisans programının kredilerinin yanısıra, çift dal için 40 ve yan dal için 18 kredi tamamlamak gerekirken, bir diğerinde bu krediler 36 ve 15 olabiliyor.Başarısızlık: Çiftdal veya yandal programına devam eden öğrencinin birinci lisans programındaki genel not ortalaması belli bir düzeyin (üniversiteler arasında farklılıklar olabiliyor) altına düştüğünde, ikinci anadal veya yandal programıyla ilişkisi kesiliyor.Çiftdal Programından Mezun Olmak için Şartlar Nelerdir?Eğer öğrencinin, birinci lisans programındaki mezuniyet not ortalaması belli bir düzeyin altına düşerse, çiftdal diploması ya da yandal sertifikasını alamıyor.İkinci anadal ya da yandal programlarındaki genel ortalamanın da ‘belli bir düzeyin (örneğin, 4.00 üzerinden 2.00’nin) altına düşmemesi gerekiyor.Öğrenci, asıl kayıtlı olduğu birinci lisans programını başarıyla tamamlarsa, ikinci anadal veya yandalda başarılı olmasa da mezun olup, birinci anadaldaki lisans diplomasını alabiliyor.Çiftdal Programının Zorlukları Nelerdir?Bütün bu kuralları göz önünde bulundurduğumuzda, çiftdal programlarını tamamlamanın hiç de kolay olmadığını görüyoruz. Öğrencinin birinci lisans programının gerektirdiği derslerin yanısıra, ikinci anadaldaki tüm dersleri de başarıyla tamamlamak için gerçekten çok yoğun bir ders program yükünü kaldırabilecek üstün bir kapasiteye, yüksek çalışma becerilerine, motivasyona ve zamana ihtiyacı vardır. Bu nedenle, birinci lisans programlarında çok sıkı çalışmadan, rahatlıkla yüksek bir ortalama tutturabilen ve bir program daha tamamlayabilecek kadar zamanı olduğunu düşünen öğrencilerin çiftdal programlarına yönelmesini öneriyoruz. Ders programlarının düzenlenmesinde bazı ders saatlerinin ve sınav döneminde sınavların çakışması da programların yürütülmesinin zorluklarındandır. Üniversite hayatının sunduğu bazı sosyal etkinliklerden (kulüpler, festivaller, spor etkinlikleri vb.) yararlanmanın da imkansız hale geleceği bir program yükü oluşacağı gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Çiftdal programını seçecek öğrencilerin tüm bu zorlukları göze alarak programa başlamalarında yarar var. Çiftdal yükünü kaldıramayacaklarını düşünen öğrencilerin, yandal seçeneğini değerlendirmeleri daha yararlı olur.2016-2017 URAP Dünya Alan Sıralaması’nda en az 10 alanda yeralan 6 üniversitemizin dünyadaki durumu:Not: Bu yıl üniversitelerimiz 41 alandan 25’inde yer aldı.YARIN: SORULARINIZ-YANITLARIMIZSORUN: sgultekin@gazetevatan.com
Tercih süreci başladı, henüz çok fazla bir çoğunluk yok. Geçtiğimiz ilk haftada, geçen yılların yoğunluğunu pek gözlemleyemedim. Resmi tercih sürecinin başlayacağı bu hafta, eminim oldukça sıkı geçecek...Günde yaklaşık 50 öğrencinin tercihlerine yardımcı oluyorum. Gelen öğrencilerde şuna şahit oldum: Meslek lisesi öğrencileri “Tablo 6A’da ve Tablo 6B.1’de yer alan lisans programlarına, ilgili ortaöğretim kurumuna 30.03.2012 tarihinden önce kayıt olan adaylar ek puanlı yerleştirme puanları ile yerleştirileceklerdir. İlgili ortaöğretim kurumuna 30.03.2012 tarihinden sonra kayıt olan adaylar ek puanları hesaplanmış olsa bile Tablo 6A’da ve Tablo 6B.1’de yer alan lisans programlarına ek puanlı yerleştirme puanları ile yerleştirilmezler” maddesinden bir haberler!30.03.2012 tarihinden sonra meslek liselerine kayıt olan öğrenciler, hala lisans programlarına ek yerleştirme puanları ile yerleştirilmeyeceklerini bilmiyorlar, hemen hemen tüm meslek lisesi öğrencisi, tercihlerini yaparken ek puanlı yerleştirme puanlarını kullanıyor.Adaylar, yukarıdaki maddeyi gösterdiğimde, ‘eee, peki bunu niye yazmışlar?’ diye soruyorlar.Sevgili Gençler,meslek lisesi mezunu her adaya, bu ek puanlı yerleştirme puanını yazmışlar, ancak bu herkes bunu kullanabilir anlamına gelmiyor; bunu kullanacak olanlar, 30.03.2012 öncesi kaydolan veya o tarih öncesinde kayıt olup da, henüz mezun olmayan adaylar kullanacak.Bu maddeyi anlamadığınız takdirde, ya tercihlerinizi yanlış yapmış olacaksınız ya da boş bir beklenti içinde olacaksınız.Aklıma gelmişken, bu önemli noktayı açıklama gereği duydum...Açıklanması gereken birkaç önemli nokta daha var:Tercih süresi bitene kadar, sisteme işlenen tercihlerde değişiklik yapılabilirsiniz. Tercihlerinde değişiklik yapmak isteyen adaylar, bu işlemi elektronik ortamda yapacaklar. Ancak tercihlerin tümüyle iptali yapılmaz. Tercih süresi tamamlandıktan sonra tercihlerde kesinlikle değişiklik yapılamaz.2017-YGS/LYS sonucu ile bir yükseköğretim programına merkezî yerleştirmeyle yerleşen (Ek Yerleştirme dâhil) veya özel yetenek sınavıyla bir yükseköğretim programına kayıt olan adayların, 2018-YGS/LYS’lere girdikleri takdirde, OBP’lerinin çarpılacağı katsayı/katsayılar yarıya düşer.Özel yetenek sınavıyla bir yükseköğretim programını kazananın değil, kayıt yaptıranın OBP’leri bir sonraki yıl yarıya düşüyor, buna da dikkat edin.Yatay geçiş nedir nasıl yapılır?Bu soru, tercih döneminin baş aktörlerindendir. Sıkça dillendirilir, kolay yapılacağı sanılır. Oysa yapılması, söylendiği kadar kolay değildir.Aşağıda, yatay geçişle ilgili en doğru ve en geniş açıklamayı bulacaksınız. Okuyun, tercihlerinizi ona göre yapın...Yatay Geçiş, üniversite sınavı sonuçlarına göre bir programa yerleştirildikten belli bir dönem sonra, aynı ya da farklı bir bölüme ya da başka bir üniversitedeki bir bölüme geçmek isteyen öğrencilere belli kurallar çerçevesinde geçiş imkanı veren bir uygulamadır.Puan Türü: Öğrencinin okuduğu program ile geçiş yapmak istediği programın puan türü farklı ise, sınava girdiği yıl geçiş yapacağı bölümün puan türünün hesaplanmış olması gerekir (TM-1 den MF-4‘de geçiş yapmak isteyen öğrencinin, sınava girdiği yıl MF4 puanının da hesaplanmış olması gerekir).Not Ortalaması: Yatay geçiş yapmak için aranan ilk şart yüksek not ortalamasıdır. İstenen en düşük not ortalamasını üniversiteler kendisi belirler ve genelde en düşük ortalama 4.00 üzerinden 3.00 ile 3.50 arasında değişir. Yatay geçiş kontenjanlarının sınırlı olduğu düşünülürse, en yüksek ortalamaya sahip olan öğrencinin şansının daha yüksek olduğu görülür.Geçiş Zamanı: Öğrenciler en erken I. öğretim yılını tamamladıklarında yatay geçiş başvurusu yapabilir. Hazırlık ilk yıl sayılmaz, öğrencilerin not ortalamasının hesaplanabilmesi için bölümlerinde bir yılı tamamlamaları gerekir. Önlisans programlarında ilk yarıyıl ya da son yarıyıl için; lisans programlarıda ise ilk yıl ya da son yıl için başvuru yapılamaz.Başvuru sayısı: Bir öğrenci 2 kez başvurabilir. Üniversitenin onayı olduğu sürece, bir kez reddedilen bir öğrenci bir sonraki yarıyılda da başvuru yapabilir. Bu kararlar tamamıyla üniversitelere bırakılmıştır. Normalde 2. başvuru, 2. öğretim yılı sonunda yapılır.Öğrenci Sayısı: Bir bölüme yatay geçişle kaç öğrenci alınacağı genellikle o bölümün öğrenci kontenjanı ile orantılıdır. Bu oran % 5-10 arası olabilir. 100 kişilik bir kontenjanı olan bölüm 5 öğrenci alabilir. Bu sayılar da üniversiteler tarafından belirlenir ve açıklanır.Özel Durumlar: Kayıt dondurmuş olanlar yatay geçiş hakkını kaybetmez.Disiplin cezası almış öğrenciler yatay geçiş için başvuramaz.Yarın: Çift anadal nedir?
- Sosyoloji ve felsefe gibi bölümleri bitirdikten sonra, özel kurumlarda çalışacaksak hangi üniversiteden mezun olduğumuzun bir önemi var mı? Sevtap NurSosyoloji ve felsefe mezunları reklamcılık, radyo-TV, halkla ilişkiler, insan kaynakları, işletme alanlarında yüksek lisans yaptıktan sonra, adını saydığımız bu alanlarda rahatlıkla faaliyet gösterebilirler. Mezun olduğunuzda, hangi üniversiteden geldiğiniz değil de, nasıl geldiğiniz ve ne fark yaratacağınız önemli, aslında bu tüm bölümler için geçerli...- Hocam yaşlı bakımı bölümü iş olanakları nedir? Aslıhan ErenNüfus yaşlanıyor, bilhassa Avrupa’da daha da yaşlanıyor, dolayısıyla yaşlı bakımına büyük ihtiyaç olacak, bu alanda yetişmiş elemana çok fazla ihtiyaç duyulacak. Yabancı dil bilgisiyle yurtdışı çalışma olanakları da söz konusu olabilir. Bence iyi bir seçim, yazmanı öneririm.- Diyaliz bölümü yazmak istiyorum, ama yine de içim çok rahat değil. Net bir bilgi alamadım, siz ne dersiniz? Çağatay UsluÇok iyi yaparsın, çok isabetli bir tercih yapmış olursun. Sadece diyaliz değil, keza radyoloji, odyometri, anestezi vb. diğer programlar da çok geçerli. Bu dallar, uzmanlık gerektiriyor, yani bu meslekleri yapabilmek için, mutlaka bu bölümlerden mezun olmak gerekiyor. Ben olsam, mutlaka tercih ederdim.- Bu yıl tercih yaptığımızda, ilk yerleştirmede ve ek yerleştirmede hiçbir şey çıkmazsa, yani herhangi bir bölüme yerleşemediğimizde, gelecek yıl okul puanımız düşer mi? İkinci sorum ise, işletme hakkında ne düşünüyorsunuz, özellikle Gebze Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü için... Bora TekinBu yıl bir yere yerleşmezsen, seneye puanın düşmez. GTÜ çok iyi bir üniversite, akademik olanakları, öğretim üyeleri çok iyi, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı da az, yurtdışı doktoralı öğretim üyesi sayısı oldukça fazla. Mükemmel bir tercih olur, sonra bana teşekkür edersin. İşletme için bir şey demeye gerek yok, son derece geçerli bir dal.- Sayısal sıralamam 160 binlerde, tercih yapmaya kaç binden başlamalıyım? Hale Gürbüz135 binlerden başlamanızda sakınca yok, ancak bunların sayısı 4-5’i geçmemeli. Daha sonra kendi sıranızın biraz üstündeki ve altındaki (150-170 bin vb.) yerlere ağırlık verin. Son 4-5 tercihiniz de, kendinizi garantiye alabileceğiniz tercihlerden oluşmalı. Açıkta kalmak istemiyorsanız son tercihleriniz 185 binler dolayında olabilir...- Hocam, Kızım Tıp bölümü için tercih yapacak. İstanbul Çapa Tıp ya da Ankara Hacettepe Tıp arasında karar vermek gerekirse görüşünüz ne yönde olur.Benim sıralamam şöyle olur: Hacettepe, İstanbul, Ankara...- Ben, MF-3 puan türünde 20.665, MF-4 puan türünde 21.991. oldum. Tercih aralığım ne olmalıdır? Diş hekimliği kontenjanlarında artış oldu mu? Cansan AydınHer iki puan türünde de yerin varsa 5 bin ila 35 bin arasından tercih yapabilirsin. Tercihlerini 5 binlerden başlatmanda hiçbir sakınca yoktur.- Sadık Hocam, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümü hakkında fikriniz nedir, acaba geçerli bir bölüm mü? Cevabınızı en kısa zamanda bekliyorum. Okan ErmişBu bölümde oku, üzerine de işletme yüksek lisansı yap, sence nasıl olur? Bence mükemmel olur, ‘şu bölüm bu bölüm’ karmaşası kalmaz, değil mi?- Hocam, kızım moleküler biyoloji ve genetik bölümü istiyor, mezun olunca iş durumu nasıl, açıkta kalır mı? Nurhayat Tanrıvermişİyi bir tercih olur, açıkta kalmaz; moleküler biyoloji ve genetiğin girmediği bir alan yok ki; beslenmeden tutun da, giyim, ilaç sanayii, kozmetik vb. her alana hükmediyor, dolayısıyla yersiz bir endişe içindesiniz. İstiyorsa, bırakın okusun...- Hocam, Galatasaray Üniversitesi iletişim bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Mehmet AytemizÇok iyi... Zaten Galatasaray Üni. hakkındaki düşüncelerim çok olumlu. Oldukça zor bir üniversite, ama değer; gerek kazandırdığı dil/diller bakımından, gerek akademik değerleri bakımından, gerek camiası bakımından kesinlikle birinci sıraya koyulacak bir üniversite.- Bu yıl kazanıp, kayıt yaptırdığımz taktirde gelecek yıl kaç puan düşer mi? Eylem GürbüzEvet, düşer. OBP’nin çarpılacağı katsayı: 0,06 olur... İlk kez giren veya bir önceki yıl kazanamayan adayın OBP’si 0,12 ile çarpılır...- Hocam, TM’de hangi bölümlerin iş olanağı daha fazla?Bu çok genel bir soru olmuş, ama yine de bazı bölümleri sıralayalım... Uluslararası İşletme, Uluslararası Ticaret, Uluslararası Finas, Uluslararası İlişkiler, Sağlık Kurumları İşletmeciliği, Aktüarya, Hukuk, psikoloji vb. Bence iş olanağının en yüksek olduğu bölüm, kişinin severek okuyacağı bölümdür.- Harita mühendisliiği hakkındaki fikrirleriniz nedir? Burak KaracaHarita Müh. önü son derece açık, iş garantisinin yüzde yüz olduğu, bir 10 yıl da bu şekilde devam edeceğini düşündüğüm bir dal. Seviyorsanız, kesinlikle tavsiye ederim.- Hocam, sizce İstanbul İngilizce iktisat mı Hacettepe İşletme mi, hangisinin önü daha açık? Duygu Bozokİkisinin de önü açık, ama İstanbul İng. İktisat’a öncelik vermenizi tavsiye ederim.- Makine, mekatronik ve otomotiv mühendisliği bölümlerini iş olanakları açısından nasıl sıralayabiliriz?Sıralama aynen yazdığınız gibi olmalı; yani makine, mekatronik, otomotiv müh. şeklinde. Zaten diğer iki dalın da atası makine müh. Diğer bölümler, bu bölümün formasyonu. Makineyi oku, diğerlerinde yüksek lisans yaparsın. Kolay gelsin...
MF-4 puan türündeki başarı sırası 45.000, TM-1’deki başarı sırası da 61.000 olan bir adayın, her iki puan türünden de tercih yaptığını var sayalım...Adayın ilk önce iki ayrı liste hazırlaması gerekiyor; MF-4 tercihleri için ayrı bir liste, TM-1 tercihleri için ayrı bir liste. MF-4 sıralaması 45 bin dolaylarında olan bir adayın, bu puan türündeki ilk tercihlerini 30 bin dolaylarından başlatmasında herhangi bir sakınca yoktur. İlk tercihler, gönlünüzdeki yerler olsun. Bu aday, TM-1’deki tercihlerini de 40-45 binlik sıralardan başlatabilir.Adayın MF-4’te 55 bine kadar düşmesi, kendini garantiye alması anlamına gelir, tabii kazandığında pişman olmamak koşuluyla... TM-1 puan türünde 71 binlere kadar inilmesi, adayın bu puan türünde de garantiye alacaktır.Her iki puan türünde de orta sıralardaki 15-20 tercihin, bizim bulunduğumuz sıradaki yerlerden veya bizim sıramızın biraz biraz altındaki yerlerden olmasında yarar var. Daha sonra yapmamız gereken şey, bu iki listeyi birleştirmek. Kendimize sormamız gereken ilk soru: Ben, önce 1’inci sıradaki MF-4’lü bölümü mü istiyorum, yoksa TM-1 ile alan yeri mi? Aday, ilk sıraya MF-4’ten öğrenci alan bölümü yazacak. Daha sonra aynı soruyu şu şekilde soracak: Ben, ikinci sıradaki MF-4 ile öğrenci alan yeri mi istiyorum, yoksa 1’inci sıradaki TM-1 ile öğrenci alan yeri mi? Adayın cevabının yine MF-4 olduğunu varsayalım. Bu kez adayın kendine şu soruyu sorması gerekir: Ben, 3’üncü sıradaki MF-4’lü yeri mi, yoksa TM-1’li yeri mi tercih ediyorum? Yanıtın TM-1’li bölüm olduğunu varsayalım. Böylelikle ilk üç tercihi sıralamış oluyoruz. Bu işlem, son tercihe kadar bu şekilde soru-cevap şeklinde devam etmeli...Sadık Hoca’nın favori meslekleriMetalurji ve Malzeme MühendisliğiMetalurji ve malzeme mühendisleri; hammadde üretimini, malzemenin sentezlenmesini ve işlenmesini, ürün tasarımını, geliştirilmesini ve üretimini, ömrünü tamamlamış malzemelerin geri kazanımını kapsayan tüm aşamalarda yer alır.Metalurji ve malzeme mühendisleri, herhangi bir malzemenin üretimi için gerekli planları yapar ve uygulanmasını denetlerler. Ayrıca, mühendislik tasarım gurubunun üyesi olarak, malzeme seçme, önerme ve kullanımının denetimi gibi görevlerinin yanı sıra özel amaçlara yönelik malzemeler de tasarlarlar.İş imkanları açısından oldukça geniş bir bölüm. Genel anlamda döküm ile ilgilenir. Bunların iş alanları ve kullanım alanları oldukça geniş olduğu için üretimin her basamağında iş imkanına sahip olursunuz. Bu bölümün mezunu, bütün üretim yapan fabrikalarda mutlaka çalışır. Örneğin: Cam fabrikaları, demir-çelik sektörü, seramik fabrikaları, makine üretim fabrikaları, plastik fabrikaları, polimer fabrikaları, gemi imalatı, boru fabrikaları, metal işlenen tüm fabrikalar, elektronik malzemeler yapılan fabrikalar, savunma sanayisi, uçak fabrikları ve daha bir çok üretim yapan fabrikada rahatlıkla çalışabilirsiniz. Son söz: Malzeme olmadan, mühendislik olmaz!Uluslararası Finans - Uluslararası Ticaret Uzmanlığı:Uluslararası gelişmeler, refahın artması yolunun ticaretten geçtiğini göstermekte. Uluslararası gelişmeleri izleyen, bunu ülke çıkarları ile birleştiren, küresel rekabete açık, büyük düşünen, ülkemizin potansiyelini değerlendirirken uluslararası rekabette ön plana geçilmesini hedefleyen uzmanlara ihtiyaç artıyor.Günümüz dünya ekonomisinde, ulusların ekonomik zenginliği ve gücü, uluslararası ticarette ve uluslararası finans piyasalarındaki etkinliği ve rekabetçiliği ile ölçülüyor. Ekonomik ve siyasi entegrasyonlar ile küreselleşme olgusunun varlığında, dış ticaret ve özellikle finansman konuları, iş ve bilim dünyasının yeni cazibe alanları olarak ortaya çıkmaktadır. Uluslararası ticaret ve finansman alanında yetişmiş nitelikli insan kaynaklarına bugün ve gelecekte, her zaman, dünden daha büyük bir gereksinim olacak.Mekatronik Mühendisliği Günümüzde makine, elektronik, bilgisayar donanımı ve bilgisayar yazılımı sektöründe teknolojinin hızla ilerlemesi ve aynı zamanda endüstriyel otomasyonun gelişerek endüstride akıllı makinelerin ve robotların kullanılmaya başlanması farklı mühendisliklerin birleştirilerek yeni mühendisliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan biri olan Mekatronik Mühendisliği , akıllı makinelerin, ergonomik ve faydalı ürünlerin tasarlanarak üretilmesi için Makine Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliğinin bir birleşimi olarak ortaya çıkmıştır. Kısaca, Mekatronik Mühendisliği ; makine, elektrik-elektronik mühendisliği ve bilgisayar yazılım teknolojilerinin bir makine veya ürün üzerinde birleşerek bütünleşmesini sağlayan bir mühendislik dalı olarak tanımlanabilir.İnsanoğlunun teknolojiden beklentilerinin had safhaya ulaştığı gözlemleniyor. Yaşamımızı kolaylaştıran teknoloji ürünleri daha karmaşıklaşmakta ve kullanılan bu ürünlerin, tasarımından kullanım aşamasına kadar disiplinlerarası bir çalışma sonucu ortaya çıktığını görüyoruz. O yüzden de makine, elektrik, elektronik disiplinlerinin birlikte sunulduğu mekatronik alanından mezun uzmanlara da bu süreçte ihtiyaç arttı.
Bu yıl üniversite kontenjanlarında geçen yıla göre yaklaşık 58 bin 284 artış var.. Lisans programlarında 473 bin 776, lisans programlarında ise 436 bin 904 olmak üzere, toplam kontenjan 910 bin 680 olacak.Üniversite kontenjanlarında geçen yıla göre 58 bin 284 artış oldu. Bunun 41 bin 23’ü devlet üniversitelerinde, 15 bin 287’si vakıf üniversitelerinde, 2 bin 65’i KKTC üniversitelerinde artırıldı. Yurtdışı üniversitelerinde lisans kontenjanlarında 91 azalma olurken, ön lisans programlarında sayı değişmedi. Toplama baktığımızda ise 58 bin 284 artış söz konusu.Kontenjan artışları bakımından devlet ve vakıf üniversiteleri mukayese edildiğinde oransal olarak devletten ziyade vakıf üniversitelerin kontenjanının daha çok olduğu görülüyor..2016 ve 2017 kontenjanları Lisans programlarının geçen yılki toplam kontenjanı 449 bin 18, ön lisans programlarının toplam kontenjanı ise 403 bin 378 olmak üzere, toplam 852 bin 396 olarak belirlenmişti.2017-ÖSYS’de ise lisans programlarında 473 bin 776, ön lisans programlarında ise 436 bin 904 olmak üzere, toplam kontenjan 910 bin 680 olacak. Bu yılki lisans kontenjanlarında 24 bin 758, ön lisans kontenjanlarında 33 bin 526 olmak üzere, toplam kontenjan artışı 58 bin 284 olacak.Devlet üniversiteleri Devlet üniversitelerindeki lisans programlarının kontenjanı geçen yıl 358 bin 880, ön lisans programlarının kontenjanı ise 319 bin 816 olmak üzere toplam 678 bin 696 olmuştu. Bu yıl ise devlet üniversitelerinin lisans programlarının toplam kontenjanı 373 bin 651, ön lisans programlarının toplam kontenjanı ise 346 bin 68 olmak üzere 719 bin 719’a çıktı. Bu kapsamda devlet üniversitelerinde geçen yıla göre lisans kontenjanlarında 14 bin 771 artış, ön lisans kontenjanlarında ise 26 bin 252 olmak üzere, toplamda 41 bin 23 artış yapıldı.Vakıf üniversiteleri Vakıf üniversitelerinin geçen yılki lisans programlarının toplam kontenjanı 75 bin 390, ön lisans programlarının toplam kontenjanı ise 78 bin 154 olmak üzere toplam 153 bin 544 olarak belirlenmişti. Bu yıl ise vakıf üniversitelerinin lisans programlarının toplam kontenjanı 83 bin 536, ön lisans programlarının toplam kontenjanı 85 bin 295 olmak üzere toplam 168 bin 831’e yükseldi. Vakıf üniversitelerinin lisans kontenjanlarında geçen yıla göre 8 bin 146, önlisans kontenjanlarında 7 bin 141 olmak üzere toplamda 15 bin 287 artış yapılacak.KKTC üniversiteleri Geçen yıl KKTC üniversitelerindeki 12 bin 958 lisans, 5 bin 308 ön lisans olmak üzere toplam 18 bin 266 kontenjan verilirken, bu yıl bu üniversitelerin lisans programlarının toplam kontenjanı 14 bin 890’a, ön lisans programlarının toplam kontenjanı 5 bin 441’e yükseldi. Bu kapsamda bu yıl KKTC üniversitelerindeki kontenjan 20 bin 331 olarak belirlendi. KKTC üniversitelerinin kontenjanında geçen yıla göre 2 bin 65 artış sağlandı.Yurt dışı üniversiteleri 2016 yılında yurt dışı üniversitelerinin lisans programlarının toplam kontenjanı bin 790, ön lisans programlarının toplam kontenjanı 100 olmak üzere, toplam bin 890 olarak belirlenmişti.Bu yıl ise yurt dışı üniversitelerin lisans programlarının toplam kontenjanı bin 699, ön lisans programlarının toplam kontenjanı 100 olmak üzere, bin 799 olarak belirlendi. Bu kapsamda, lisans kontenjanlarında 91 azalma olurken, ön lisans programlarında sayı değişmedi.Açık öğretim kontenjanı arttı Öte yandan, açık öğretim lisans programlarının geçen yıl toplam kontenjanı 56 bin 277, ön lisans programlarının toplam kontenjanı 113 bin 338 olmak üzere, toplam 169 bin 615 olarak açıklanmıştı. Bu yıl ise açık öğretim lisans programlarının toplam kontenjanı 69 bin 89, önlisans programlarının kontenjanı 125 bin 69 olmak üzere toplam 194 bin 158’e yükseldi.Böylece, açık öğretim lisans kontenjanlarında 12 bin 812, ön lisans kontenjanlarında 11 bin 731 olmak üzere, toplamda 24 bin 543 artış kaydedildi.