Performans haplarının yan etkilerinden kurtulmak mümkün mü?

12 Ağustos 2016

Erkeklerin cinsel hayatlarını renklendirmek için kullandıkları performans hapları, bilinçsiz kullanıldığında hayatı bile tehdit edebiliyor.Performans hapları son yılların en rağbet gören tedavileri arasında. Pek çok erkek -hekime bile danışmadan- cinsel performans sorunları için sertleşme ilaçlarını kullanıyor. Ancak bu ilaçları alan erkekleri bekleyen bazı yan etkiler de var. Enzimler engelleniyor, şikayetler artıyorPerformans haplarının yan etkilerini anlamak için işin biraz tıbbi boyutunu bilmek gerekiyor. Bu haplar peniste PD5 (fosfodiesteraz 5) denilen bir enzimi engelleyerek etki ediyor. Bu enzim engellenince penise giden kan damarları açılıyor ve sertleşme oluşuyor. Ancak az bilinen bir nokta vücutta bu enzimin neredeyse farklı 11 grubunun olması.Mide-bağırsak sistemi, kan hücreleri, böbrek ve sinir sistemindeki yumuşak kaslarda bu enzim var. Örneğin, fosfodiesteraz 7 iskelet kasında, fosfodiesteraz 6 gözde retinada bulunuyor. İdeal olan performans haplarının yalnızca peniste etki göstermesi. Ancak gerçekte bu haplar vücutta farklı noktalarda bulunan fosfodiesteraz enzimini engellediği için yan etkiler oluşuyor. Bu yan etkiler arasında baş ağrısı, yüz kızarıklığı, burun tıkanıklığı, yüzde kızarma, sırt ağrısı gibi şikayetler yaygın.Hangi ilacı seçmeli?İlacın tipine göre bazısında sıklıkla bel ağrısı yaşanırken, bir diğerinde hazımsızlık artabiliyor. İşte bu nedenle performans ilaçlarını hekime danışmadan kullanmayın diyoruz. Bazen ilacın tipini, dozunu, kullanım şeklini değiştirmek gerekiyor. Üstelik yeni geçirilen bir kalp krizi, kontrolsüz düşük ya da yüksek tansiyon veya bazı ailesel göz problemlerinde de bu ilaçlardan uzak durmalısınız.Hormon seviyesinin normal olması şartBazı durumlarda erkekler bu ilaçların işe yaramadığı inancıyla doz aşımına bile gidiyor. Ya da hekime danışmadan ilacın tipini değiştiriyor. Oysa bu ilaçlar bir afrodizyak değil. Sertleşme ilaçları ancak hormon seviyesi normalse etki edebiliyor. Bu haplar sertleşme sorunun altında yatan neden bulunduğunda ve hekim tarafından önerildiğinde güvenli oluyor. Bu nedenle eğer sertleşme sorunu yaşıyorsanız bir uzmana başvurun ve onun kontrolünde ilaç kullanın.

Devamını Oku

Erkekler, uzun yaşam ve cinsellik

30 Temmuz 2016

Düzenli ve mutlu bir cinsel yaşama sahip erkekler, daha uzun yaşamakla kalmıyor. Aynı zamanda yaşlılığını daha da kaliteli yaşıyor.Cinsel fonksiyonla kaliteli ve uzun yaşamın yakından ilgisi var. Yapılan çalışmalar düzenli ve mutlu bir cinsel yaşama sahip erkeklerin daha uzun yaşadığı, daha kaliteli yaşlandığı hatta yaşıtlarına göre daha genç gösterdiğini ortaya koyuyor. Peki neden bazı erkeklerin cinsel gücü daha hızlı düşerken, bazıları ileri yaşlara kadar hiçbir destek almadan seks performansını koruyabiliyor? Yaşam tarzı ve genlerin etkisine cinsel hayat açısından da bakmanın sırası.Uzayan yaşam süresine rağmen insanlar daha erken yaşlanıyorYaşlanma erken başlıyorBenim gözlemim şu: Dünyada yaşam süresi uzuyor ama insanlar daha erken yaşlanıyor. Erken yaşlanmadan kastım obezite, diyabet, damar hastalıkları, kalp sorunları, inme-felç, eklem problemleri, hafıza-konsantrasyon sorunları gibi yaşlanma problemleri giderek daha erken yaşlarda görülmeye başlandı. Bunda hem yaşam tarzı yanlışlarının (örneğin sağlıksız beslenme, hareketsizlik, aşırı alkol, sigara kullanımı gibi) rolü var, hem de aşırı ve kronik stresin. Biz cinsel fonksiyon açısından da bu durumla sık sık karşılaşıyoruz. Kliniğimize otuzlu yaşlarında 80 yaşındaki bir erkeğin seks hormonlarına sahip pek çok genç başvuruyor. Bu erkekler bazen 20’li, 30’lu bazen kırklı yaşlarda cinsel isteksizlik, sertleşme kaybı, boşalma problemleri yaşıyor. Genç yaşlardan itibaren cinsel gücü artırmaya yönelik tedaviler, tavsiyeler ve yaşam tarzı düzenlemeleri veriyoruz.“Uzun yaşam genleri” cinselliği kurtarıyorHerkes süper yaşlı olamazGelelim sağlık kurallarını hiç uygulamayan kişilerin seksüel olarak nasıl o kadar yıl aktif kaldığına... Amerikan Geriatri Birliği bu kişilere “süper yaşlılar” diyor. Ortalama 100 yaşında olan 500 kişi üzerinde yapılan bir çalışma, bu süper yaşlıların yüzde 40’nın 70’li yaşlarda kilolu olduğunu ve sigara içtiğini gösterdi. Ancak bu kişilerin iyi kolesterolü yükselten, kalp-damar sorunları ve Alzhiemer hastalığından koruyan genlere sahip olduğu da tespit edildi. Bunlara “uzun yaşam genleri” deniyor. Maalesef çoğu kişi bu genlere sahip değil. Şanslı genlere sahip olduğunuzu ümit edip sağlık kontrollerinizi aksatmak doğru değil. Cinsel sorunlar da yaşam tarzı ve çevresel faktörler nedeniyle oluşuyor. Hem geç yaşlanmak hem de cinsel gücü uzun yıllar devam ettirmek istiyorsanız sağlıklı yaşam tercihleri yapmalısınız.

Devamını Oku

Stresli erkeklere cinsel destek rehberi

23 Temmuz 2016

Stres önemli sağlık tehditlerinden biri. Stres durumunda vücudunuzda salgılanan kortisol-adrenalin gibi stres hormonları, sürekli üretildiklerinde ise baş ağrıları, sinirlilik, öfke, konsantrasyon güçlüğü, depresyon, endişe, kas gerginliği gibi bir dizi problem gelişiyor. Tüm bu problemlere ek olarak ruhsal sıkıntı yaratan her durum cinsel gücü de düşürüyor.Erken andropoz olabilir Beyinden testislere testosteron üretimiyle ilgili mesaj yollayan hipofiz bezi ile stres ve duyguları kontrol eden beyin bölümleri ortaklaşa çalışıyor. Bu nedenle aşırı stres durumunda hipofiz bezinden başlayan sinyaller düşüyor ve testosteron üretimi azalıyor. Yani yoğun stres altında, huzursuz, endişeli, mutsuz, depresif erkeklerde testosteron daha az üretilip andropozun daha erken başlamasına neden olabiliyor.Peki bu ne demek? Testosteron düştüğünde başta cinsel istek azalıyor. Libido olmadığında da sertleşme için gereken bazı maddeler, örneğin damarlarda bulunan nitrik oksit maddesi salgılanmıyor. Böylece cinsel bölgelerde yeterince kan akımı olmuyor ve sertleşme problemi, boşalma sorunları, haz duyamama olmak üzere pek çok cinsel sorun ortaya çıkıyor. O gün yaşadığınız akut bir stres kısa süreliğine (birkaç günlüğüne) cinsel problem yaratırken, kronik stres uzun vadede testosteron seviyelerini azaltıyor ve artık organik anlamda tedavi gerektiren bir tablo ortaya çıkıyor.Performans endişesi başlar Cinsel isteksizlik yaşayan veya birkaç sefer sertleşme sorunuyla karşılaşan erkeklerde performans endişesini sık görüyoruz. Performans endişesini cinsellikte yeterli performans gösterip göstermeyeceğine dair endişe, korku olarak açıklayabiliriz. Bu endişeyi taşıyan erkekler cinsellikten ve eşlerinde uzaklaşmaya başlıyor. Bu da ilişkide gerginliklere, tartışmalara dönüşüyor.

Devamını Oku

Sperm kalitesini Omega-3 ve Likopen yükseltiyor

17 Temmuz 2016

Her beş erkekten birinin sperm sayısı düşük. Bu sayının düşmemesi için beslenmeye dikkat etmek şart.Pek çok araştırma erkeklerde sperm kalitesinin giderek azaldığını gösteriyor. Neredeyse her beş erkekten birinde sperm sayısı düşük. Bu durumu hastalarımın spermiogram sonuçlarından da takip ediyorum. Üreme sağlığı açısından sperm sayısının, sperm hareketliliğinin, sperm kalitesinin büyük önemi var. Sperm sağlığı için doğru beslenmeye özellikle dikkat etmelisiniz.Üremeye en az üç ay önceden hazırlanınSperm hormonların kontrolü altında testislerde üretiliyor. Bu üretimin gerçekleşmesi yaklaşık üç ay sürüyor. Hatta biz sperm sayısı ve kalitesiyle ilgili yaptığımız testlerin kontrolünü de bu nedenle üç ayda bir istiyoruz. Çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerin cinsellik ve üreme fonksiyonlarına en az üç ay öncesinden dikkat etmeleri gerekiyor. Sağlıklı beslenme bu anlamda çok mühim. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı uyguladığınızda bu etkiyi mutlaka sperm kalitesi üzerinde hissediliyor. Bazı durumlarda sperm kalitesini yükselten vitamin-mineral- antioksidanlardan da yaralanıyoruz. Düzenli egzersiz, kaliteli uyku, stres yönetimi gibi faktörler de üreme fonksiyonları üzerinde etkili. Kısırlık açısından ise sperm sayısı-kalitesi ve hareketliliğinin, hormon seviyelerinin, diyabet gibi metabolik durumların, sperm yollarının, kullanılan ilaçların, testisin anatomik pozisyonunun, geçirilmiş (kabakulak gibi) enfeksiyonların, varikosel gibi sorunların kontrol edilmesi gerekiyor.Düzenli egzersiz, kaliteli uyku, stres yönetimi sperm sayısını artırır.Beslenmenize bunları katın-Likopen: İçerdiği likopen ile domates sperm hareketliliğini, aktivitesini destekliyor. Tam mevsimi. Karpuz da likopenden oldukça zengin. Üstelik cinsel fonksiyonları destekleyen antioksidanlar da içeriyor. Ancak aşırı tüketiminde fazla kalori yükü oluşturabilir. Bir ince dilim yeterli.-Omega-3: İyi bir omega-3 kaynağı olan cevizi her gün bir avuç tüketebilirsiniz. Cinsel fonksiyonları da destekleyecektir. 2-3 ay devam edebilirsiniz. Semizotu da iyi bir omega-3 kaynağı. Omega-3 için balık tüketimine de ağırlık verin. Ben haftada 2-3 gün balık tüketimini mutlaka öneriyorum.-Çinko: Testosteron ve sperm için önemli bir mineral çinko. Çinko deniz mahsullerinde bolca bulunuyor. Kabak çekirdeği de çinkodan oldukça zengin. Üstelik demir, magnezyum, fosfor gibi diğer mineralleri de bolca içeriyor.-Folik asit: Hamilelik öncesinde ve hamilelik için kadınlar için folik asit destekleri bulunuyor. Erkeklerde de spermin kromozomal yapısını desteklediği için bu vitamin önemli. Mercimek ve brokoli-ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler folik asitten oldukça zengin.-L-arginin: L-arginin hem cinsel fonksiyonları ve sertleşme kalitesini hem de sperm üretimini destekliyor. Bitter çikolata iyi bir l-arginin kaynağı. Meni hacmini ve sperm kalitesini arttırıyor. Hergün 1 küçük parça yeterli. Fındıkta da doğal olarak l-arginin miktarı yüksek.-Su: Spermi içeren meninin büyük bölümü sudan oluşuyor. Meni hacmini arttırmak, hücresel etkiyi arttırmak için günde en az 6-8 bardak su için.Vücut kitle endeksi 30 üzerinde olanlarda sperm sayısı düşüyorBu yiyeceklerden uzak durunKafein: Aşırı kafein tüketiminden uzak durmanızda fayda var. Kahveyi günde 1 fincanla sınırlayın. Gazlı içeceklerdeki, kullandığınız ilaçlardaki kafein miktarına dikkat edin.Tatlandırıcılar: Özellikle gazlı içeceklerde ve diyet ürünlerde bulunan aspartam sperm kalitesini düşürür.Trans yağ: Pek çok atıştırmalık ve fastfood'un içerdiği trans yağlar sperm kalitesini düşürüyor. Dikkat!Sigara: Sigara kadında da erkekte de üreme fonksiyonlarını olumsuz etkiliyor. Sigarayı bırakan erkeklerde sperm yapısında iyileşme görülüyor.Alkol: Alkolün de sperm hareketliliğini olumsuz yönde etkilediğini biliyoruz. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerin sigarayı bırakmalarını, alkolü ise ılımlı miktarda tüketmelerini öneriyoruz.Aşırı kilo: Aşırı kilo, vücut kitle endeksinin üzerinde olması sperm sayısını ve kalitesini düşürüyor. Bu etki vücut kitle endeksi 30 üzerinde olan erkeklerde artıyor.

Devamını Oku

Bu lifting başka lifting

8 Temmuz 2016

Geçtiğimiz günlerde bir hastam ilginç bir soruyla geldi. Yeni duyduğu bir trendden bahsediyordu: Skrotal Uplift. Yani testisleri taşıyan kesenin cerrahi yöntemle toparlanması. Estetik bir operasyon. Anlaşılan yabancı bir dergide bu konuyu okuduktan sonra biraz araştırma yapmıştı. Yöntemin fayda edip etmeyeceği konusunda bilgi almak istiyordu.Eskiden beri var Aslında yeni bir paketle tanıtılan bu yöntem uzun yıllardır kullanıyor. Testisleri içeren skrotum adlı kese travmalarda, kazalarda veya hastalıklarda hasar görebiliyor. Bu durumda skrotum cerrahilerinden yararlanılıyor.Yaşın etkisi Skrotum testisleri çevreleyen gevşek bir kese. Penisin hemen altında yer alıyor. Skrotumun dışarıda olmasının sebebi sperm üretimi ve ömrünün vücut ısısından daha düşük bir ısı gerektirmesi. Testisler çok ısındığında sperm üretimi zarar görüyor. Bu nedenle testisler vücudun dışında ve skrotumun içinde bulunuyor. Bu kese aynı zamanda bir kas yapısına da bağlı. Böylece testis ısısı düştüğünde bu kas skrotumu kasıyor ve testisleri vücuda yaklaştırarak ısı artışı sağlıyor. Testis ısısı arttığında ise bu kas gevşeyerek testisleri vücuttan uzaklaştırıyor ve testis ısısı düşüyor. İşte normal yaşlanma sürecinde hem cilt dokusunda olan değişimler hem de skrotum kesesini saran kasın yaşlanması eskisine göre daha gevşek bir görünüme yol açabiliyor. Bu durum bazı erkekler için ciddi bir rahatsızlık yaratırken, bazıları için sıkıntı olmuyor. Ciddi vücut imajı sıkıntılarını bir yana bırakırsak, tıpkı meme, kalça, burun ya da penis şeklinden keyfi olarak memnun olup olmamak gibi.Estetik gerekir mi?Cinsel fonksiyonla ilgili uzun yıllar deneyimi olan bir ürolog olarak kanaatim yaşlanma sürecinde önce fonksiyonun gözetilmesi. Yani penisin sertleşme, boşalma fonksiyonlarının, cinsel isteği yöneten hormonların kontrol edilmesi ve gerekirse desteklenmesi. Sonuçta cinsellikte en önemli faktör cinselliğe yetecek bir sertleşmenin olması, bunun ilişki boyunca devam etmesi ve kontrollü bir boşalmanın gerçekleşmesi. Bunun için de penis damar ve sinirlerinin, testosteron hormonunun iyi durumda olması gerek. Gerekirse ilaçlar, hormon tedavileri, penis şok tedavisi gibi penis cilt yapısını, damarları gençleştiren yöntemler kullanılabiliyor. Skrotumu destekleyen kas yapısı da tedavilerle geliştirilip penisi ve skrotumu daha fit gösterebiliyor. Bunlardan sonra ciddi anlamda bir penis boy-hacim eksikliğinde ve skrotum anormalliklerinde de operasyona başvurabiliyoruz.Cinsel gücünüzle ilgili güven kaybı, görüntüden memnun olmamak gibi endişeler yaşıyorsanız önce fonksiyonu iyileştirin. Hekiminiz zaten anatomik bir sorununuz veya görüntüyle ilgili ciddi bir sorun olup olmadığını size söyler.

Devamını Oku

Tatilde ıslak mayo enfeksiyonlarına dikkat!

2 Temmuz 2016

İdrar yolu şikayetlerinin ortadan kaldırılmasının cinsel mutluluğunuzu artıracağını bilmelisiniz. Yüzme sonrası mayo değiştirilmemesi de riski artırıyor. Önümüzdeki hafta Ramazan Bayramı başlıyor. Pek çok kişi soluğu deniz, havuz kenarında alacak. Böyle zamanlarda en sık görülen sağlık sorunlarının başında idrar yolu enfeksiyonları geliyor. Islak mayolar bunun en önemli nedenleri arasında. Islak mayoyla kalanlar idrar şikayetleriyle daha sık karşılaşıyor.Cinsel gücü düşürürSon yıllarda yapılan çalışmalar sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma sızı gibi şikayetlerin cinsel performansı düşürdüğünü gösteriyor. Yani idrar yolu enfeksiyonları idrar yolu sıkıntılarına yol açmakla kalmıyor, cinsel performansı da düşürüyor. İdrar yolu şikayetlerinin ortadan kaldırılmasının cinsel mutluluğunuzu arttıracağını bilmelisiniz. Yaz aylarında özellikle sıvı alımının yeterli olmaması enfeksiyonların barınması için uygun ortam hazırlıyor. Cinsel bölge temizliğine dikkat edilmemesi, yüzme sonrası mayo değiştirilmemesi de riski arttırıyor. Diyabet hastalarının özellikle risk altında olduğunu söyleyebiliriz. Bol su için, mayo değiştirinGünde 6-8 bardak su içmeye gayret edin.Alkol ve kafein içeren içecekleri aşırı tüketmeyin.İdrarınızı tutmayın ve her 3-4 saatte bir idrara çıkmaya çalışın.Cinsel bölgenizi temiz tutun, günlük olarak hafif sabunlu suyla temizleyin ve sentetik kimyasal maddelerin kullanmayın.Sıcak havalarda naylon yerine pamuklu çamaşır kullanın.Denizden çıkınca ıslak mayo ile kalmayın, mutlaka aralarda mayonuzu değiştirin.Tedaviyi geciktirmeyinİdrar yolu enfeksiyonlarının tanısı oldukça kolay. Ancak önemli olan sorunu geciktirmemek. İdrarla ilgili bir sıkıntınız olduğunda (örneğin idrara çıkmak için kuvvetli bir istek, yanma, sık sık az miktarda idrara çıkma gibi) hemen bir uzmana başvurmalısınız. İdrar tetkiki ve idrar kültürü tanı için çoğu zaman yeterli oluyor. Çoğu vaka antibiyotik tedavisine yanıt veriyor. Bol sıvı almak tedaviyi hızlandırıyor. Kasık bölgesine uygulanacak sıcak kompresler rahatlatıcı oluyor. Ancak sorun ilerlerse o zaman böbreklere kadar ilerleyebiliyor ve daha ciddi tedaviler gerekiyor.

Devamını Oku

Düşük testosteron kalbi tehdit ediyor

26 Haziran 2016

Testosteron düşüklüğü yalnızca cinsel hayatı olumsuz etkilemiyor. Genellikle 30'lu yaşlarda başlayan bu problem enfeksiyondan kalp hastalıklarına pek çok hastalığa da sebep oluyor.Erkeklik hormonu olarak bilinen testosteron genelde hep androlojik sağlıkla birlikte anılıyor. Andropoz, azgın teke sendromu, orta yaş krizi, performans kaybı gibi konularla gündeme geliyor. Ancak testosteron sadece erkek sağlığıyla ilgili değil. Kalp sağlığını, damar sağlığını hatta kilo dengesini bile etkiliyor.30'lu yaşlardan sonra dikkatTestosteron düşüklüğü erkeklerde otuzlu yaşlardan itibaren başlayabiliyor. Bazı enfeksiyon hastalıkları (örneğin kabakulak), bazı hormon hastalıkları, travmalar testosteron üretimini daha erken yaşlardan itibaren de düşürebiliyor. Ancak bu faktörler olmasa bile testosteron yaşa bağlı olarak azalıyor. Sonuçta özellikle performans kaybına yol açıyor. Testosteron aynı zamanda kas kitlesini, yağ kitlesini, kemik yoğunluğunu, metabolizmayı etkileyen de bir hormon. Dolayısıyla testosteron düştüğünde göbeklenme, kilo artışı, metabolizma yavaşlaması, kemik erimesi gibi sıkıntılar oluşuyor. Şeker hastalığı riskini artırıyorSon yapılan çalışmalar testosteronun anti-diyabetik yani şeker karşıtı bir hormon olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla testosteron eksikliği şeker hastalığı riskini de yükseltiyor. Testosteron eksikliği yaşayan erkeklerin beş yıl içinde diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riski artıyor. Aynı şekilde kalp sağlığını tehdit eden metabolik sendrom (modern yaşam hastalığı olarak da isimlendirilen) riski de yükseliyor."Testosteron düştüğünde göbeklenme, kilo artışı, ve metabolizma yavaşlaması oluşuyor."Göbekli orta yaşlı erkekler dikkat!Sonuçta testosteron düşüklüğünün en çok etkilediği yaş grubu olan orta yaş ve sonrası erkeklerin bu duruma dikkat etmeleri gerekiyor. Hele de kilo fazlalığı, göbeklenme, yüksek tansiyon, sigara kullanımı gibi kalp sağlığını tehdit eden başka riskler varsa testosteron seviyelerini kontrol ettirmek önemli. Testosteron seviyeleri sabah saatlerinde alınan bir kan testiyle anlaşılabiliyor. Bu noktada klinik şikayetler gözetilerek eksiklik durumunda testosteron yerine koyma tedavilerinden yararlanılabiliyor. Testosteron takviyeleri prostatı tehdit etmiyorTestosteron performansı ve kalbi koruyor, güçlendiriyor. Peki ya prostat üzerine olan etkisi? Uzun yıllar testosteronun prostat sağlığını tehdit ettiği düşünüldü. Ancak son yıllarda bu konuda yapılan çalışmalar bir araya getirildi ve testosteron takviyeleri prostatı tehdit etmiyor sonucu açıklandı. Hatta son günlerde yapılan yeni bir çalışmada da testosteron tedavilerinin prostatın agresif türlü kanserlerini bile artırmadığı gösterildi. Biz yine de klinikte prostat kontrollerimizi aksatmıyoruz. Sonuçta ürolojik ve androlojik sağlıkta prostatı, böbrekleri, mesaneyi, idrar yollarını, üreme gücünü ve cinsel performansı birlikte ele alıyor ve tüm sistemleri koruyacak şekilde tedaviyi düzenliyoruz. Prostat-kalp ve testosteron üçgeninde herkes kazançlı çıkıyor!

Devamını Oku

Prostat kanserinden korunmak için kilo verin

19 Haziran 2016

Yağlı ve kalorili beslenmek prostat kanserini artırıyor. İkinci - üçüncü kuşak akrabalarınızda prostat kanseri olması yakalanma riskinizi 5 - 10 kat artıyor.Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanserlerden biri. Yaklaşık her 6 erkekten biri prostat kanserine yakalanıyor. Bu çok ama çok yüksek bir rakam! Üstelik son yapılan çalışmalar kilolu erkeklerin daha yüksek bir riskle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. 55 yaş üzerinde sık görülüyorProstat kanseri özellikle 55 yaş üzerinde çok sık görülüyor. İkinci-üçüncü kuşak akrabalarınızda prostat kanseri varsa, sizin de prostat kanseri olma riskiniz 5-10 kat artıyor. İlk kuşak akrabalarınızda prostat kanseri varsa riskinizi neredeyse 11-12 kat daha fazla. Yani ailenizde prostat kanseri varsa dikkat! Aşırı kilo önemli bir riskAktivitesi düşük bir yaşam tarzı, aşırı kilo ve obeziteye neden olan fazla yağlı ve kalorili bir beslenme planının prostat kanseri riskini arttırdığı da biliniyor. Son dönemde sekiz Avrupa ülkesinde yaklaşık 150 bin erkeği 15 yıl inceleyen yeni bir çalışma yayınlandı. Buna göre vücut kitle endeksi ve bel çevresi yüksek olan erkeklerde prostat kanseri riski daha yüksek. Hatta bel çevresinde her 10 cm'lik artış riski yüzde 18, vücut kitle endeksinde her 5 birimlik artış da riskinizi yüzde 10 artırıyor. Aşağıdaki tabloda değerlerinizi kontrol edebilirsiniz. Erken teşhiste tedavi şansı yüksekProstat esasen 40'lı yaşlardan itibaren erkek vücudunda oluşan hormonal değişimler nedeniyle iyi huylu olarak büyümeye başlıyor. İleri durumda prostat büyümesinde sık idrara çıkmak, zor idrar yapmak, idrara başlarken bir süre beklemek, idrarı kesik kesik boşaltmak, tuvaletten çıktıktan çok kısa bir süre sonra tekrar idrar hissi duymak ve mesanenin tam boşalmadığını hissetmek en sık görülen yakınmalar arasında. Bunlara ani idrar sıkışmalarını, idrar kaçırma ve geceleri idrar hissiyle uyanmayı da ekleyebiliriz. Ancak prostat kanserinde de hemen hemen aynı belirtiler oluşuyor. Prostat kanseri erken evrede bir şikayet yaratmıyor, sinsi ilerliyor. Bir erkeğin orta yaşlardan sonra düzenli olarak tetkik yaptırması gerekiyor. Erken teşhis edilen ve prostat kapsülü dışına henüz taşmamış olan kanserlerde tedavi başarısı yüksek.

Devamını Oku