Her dizinin ağırlığını sırtlayan başrol oyuncuları var ama bazı dizilerde öyle yan roller var ki, sadece birkaç sahnede görünmelerine rağmen harikalar yaratıyor, akılda kalıyorlar. O nedenle bugün dört erkek oyuncuyu kaleme aldım.Cihan izleyiciyi rahatlatıyor(Fırat Topkorur – Fatih Harbiye’nin Cihan’ı)Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk bölümü mezunu olan Fırat Topkorur, aynı zamanda Devlet Tiyatrosu oyuncusu. Daha önce onu Sen de Gitme, Bu Son Olsun filmlerinde izlemiştik. Ama Fatih Harbiye’de dikkatleri üzerine çekti. Dizide Cihan karakterine hayat veren 32 yaşındaki Topkorur’a dikkat! Zira, o bir sahnedeyse kendisine baktırmayı biliyor ve sahnenin duygusunu yükseltiyor. Bitirim mahalle delikanlısı Cihan’la izleyiciyi rahatlatıyor. Topkorur, bize göstereceği daha çok fazla rolü sırtındaki çuvalında taşıyor.Komedinin aranan yüzü olacak(Toygan Avanoğlu – Güzel Köylü’nün Bünyamin’i)Daha önce Düşman Kardeşler dizisinde izlediğimiz Toygan Avanoğlu hiç şüphe yok ki asıl çıkışını Güzel Köylü’yle yaptı. “Araba bitti ya” repliğini dimağımıza kazıyan Bünyamin karakterine hayat veren oyuncu her hafta daha fazla dikkat çekiyor. Dizide Konyalı bitirim Bünyamin’e hayat veren Avanoğlu’nu bundan sonra daha fazla izleyeceğimize eminim. Zaten tanıdığım en komik insanlardan biri. Özellikle komedi projelerinin bundan sonra aranan yüzü olmalı. Demedi demeyin! Gökkuşağı gibi bir oyuncu(Beyti Engin – Ulan İstanbul’un Hayati’si) Beyti Engin deyince benim aklıma gökkuşağı geliyor. Bugüne kadar onu komedide, dramada, politik aksiyonda, sahnede, sinemada izledim. Hepsinde bambaşka bir adam oldu. Her rengini gösterdi. O nedenle her projesinde kendisini fark ettirmeyi biliyor. Ulan İstanbul’da Hayati karakterine hayat veriyor. İşgüzar Hayati’nin Kandemir demesi dillere pelesenk oluyor. Bundan sonra da yine ne oynarsa oynasın kendisini izleteceğine eminim. Şüphesiz inandırmayı başarıyor(Nadir Sarıbacak – Bana Artık Hicran De’nin Nazif’i)Bir oyuncu düşünün hangi projeye girse sizi o kişi olduğuna inandırıyor. Bir an bile şüphe etmiyorsunuz. Nadir Sarıbacak son yıllarda sinemada ve ekranda dikkatleri fazlasıyla üzerine çekmeyi başarıyor. Şu aralar Bana Artık Hicran De dizisinde kamyoncu Nazif karakterine hayat veriyor. Rolü üzerine öylesine giyiyor ki, ne yalan söyleyeyim onu izlerken “Keşke Hicran Nazif’i seçse” diyorum. Sinemadaki başarısı zaten ortada. Ekranda izleyicilerin ve yapımcıların daha fazla dikkat etmesi gereken oyunculardan biri. Benden söylemesi!

Eylül ayında iddialı yapımlar bir biri görücüye çıktı. Ama bu yıl başlayan hiçbir yeni yapım zirvede açılış yapamadı. Pazartesi atv’nin Karadayı’sının karşısına Star Reaksiyon dizisini koydu. AB’de reytingini yükseltse de Tüm Kişiler’de Karadayı’yı tahtından etmesi zor. Kanal D’nin Ulan İstanbul’u, TRT 1’in Beni Böyle Sev’i, Show TV’nin Ah Neriman’ın da zirve şansı yok. O nedenle pazartesinin galibi bu sezon yine Karadayı olacak gibi görünüyor. Salı akşamlarının şampiyonu belli. Yapımlar ikincilik için yarışıyor. Kanal D’nin Küçük Ağa dizisi zirveyi bu sezonda hiçbir yapıma bırakmayacak. Fox Emanet’i, atv Kaçak’ı, TRT 1 Seksenler’i ikincilik için yarışa sokuyor. Çarşamba matematiği çok karışacak. 14 haftadır zirvenin sahibi Star TV’nin Güzel Köylü’sü… Havaların soğumasıyla Güzel Köylü kan kaybedebilir. Ama bir süre daha zirvede kalır. Ekibe şimdi daha büyük iş düşüyor. Yazın yarattıkları büyüyü daha da artırmaları lazım. Çünkü dramalar şampiyonluk için gümbür gümbür geliyor.VADİ ZİRVEYİ BIRAKMIYORAtv’nin Kara Para Aşk dizisinin AB’de birinciliğe oturacağını daha önce yazmıştım. Ve dediğim oldu. Ne yazık ki, Kanal D’nin Benim Adım Gültepe’si reytinglerde çıkardığı sesi karşılayamadı. Show TV’nin Yılanların Öcü dizisinin reytingleri düşük ama sıralamada pek çok diziyi geride bırakıyor. Birkaç hafta içinde özellikle Tüm Kişiler’de reytingini artırabilir. TRT 1 Zengin Kız Fakir Oğlan’ı, Fox Kadim Dostum’u Güzel Köylü’nün izleyicisini çekmek için çarşamba akşamına aldı. Ancak ofisteki hesap reytinge yansımadı. Biz ekim ayında da zirve yarışında Güzel Köylü ve Kara Para Aşk’ı konuşuruz. Perşembe akşamlarının da 12 yıldır şampiyonu belli, Kurtlar Vadisi. Bu sezon Kanal D’ye transfer olan dizi kan kaybetmeden devam ediyor. Fox’un yazın başlayan dizisi Kocamın Ailesi özellikle AB’de Vadi’nin ensesini bırakmıyor. Geçen sezonun iddialı yapımı Aramızda Kalsın ne yazık ki, bu sezon izleyicinin pek ilgisini çekmiyor. Kocamın Ailesi Star TV’nin Aramızda Kalsın’ından izleyicisini aldı. TRT 1’in Hayat Ağacı çok iyi bir yapım olmasına rağmen ne yazık ki, reytinglerde varlık gösteremiyor.BUGÜNÜN SARAYLISI KAN KAYBETTİCuma akşamlarının geçen sezondan beri iki şampiyonu var. Tüm Kişiler’de Fox’un Karagül’ü, AB’de Star’ın Medcezir’i. Bu sezonda durum değişmeyecek gibi görünüyor. Kanal D’nin Arka Sokaklar’ı, TRT 1’in Kızılelma’sı, atv’nin Diğer Yarım’ı bu iki yapım karşısında ciddi kan kaybetti. Cumartesi bence en zor gün. Show TV Fatih Harbiye, Kanal D Güllerin Savaşı, atv Bugünün Saraylısı, Star Sil Baştan, Fox TV Kiraz Mevsimi’yle yarışıyor. Henüz Samanyolu TV’nin Şefkat tepe’si yarışa katılmadı. Kiraz Mevsimi birinciliği kimseye bırakmıyor. Bugünün Saraylısı ciddi kan kaybetti. Fatih Harbiye’de izleyici kitlesinin çoğunu Kiraz Mevsimi’ne kaptırdı. Bu sezon böyle devam edecek gibi görünüyor. Cumartesinin dizi matematiğinde ikinciliği de Gülleri Savaşı üstlenir. Pazar Tüm Kişiler’in şampiyonu Samanyolu TV’nin Küçük Gelin’i. Ama Fox’un O Hayat Benim’i ensesinde şampiyonluğa oturmak için bekliyor. Şansı da yok değil. Her an birinciliğe oturabilir. Kanal D Bana Artık Hicran De dizisiyle yarışa katıldı. Bence AB’de kesin birinciliğe oturmalıydı. Şimdilik ikincilikte.KAÇAK GELİNLER TV8'DEStar TV Kaçak Gelinler ve Aşktan Kaçılmaz’la yarışta. Önümüzdeki haftadan itibaren Kaçak Gelinler tv8’e transfer oluyor. Hafta içi ekrana gelecek. Tüm Kişiler’in kanallara göre reyting sonuçlarına baktığımızda, pazartesi atv’nin, salı Kanal D’nin, çarşamba Star’ın, perşembe Kanal D’nin, cuma ve cumartesi Fox’un, pazar Samanyolu TV’nin şampiyonluğuyla sona eriyor. AB verilerine göre; pazartesi atv, salı Kanal D, çarşamba atv, perşembe Kanal D, cuma Star TV, cumartesi ve pazar Fox’un birinciliği var. Yani bu sezon yarış Kanal D ve Fox arasında görünüyor.

Ben bir Perihan Abla çocuğuyum. Haliyle Perran Kutman’a olan sevgimi ve saygımı siz düşünün. Yıllar önce tanıştığımızda nasıl heyecanlandığımı, elimin nasıl titrediğini size anlatamam. Çünkü Perran Kutman o kadar bizden, o kadar gerçek oynuyordu ki, ablamla yıllar sonra kavuşuyormuşuz gibi hissetmiştim. O da karşılaşınca “Hoş geldin güzel yavrum” diyerek beni bağrına basmıştı. Ekranda izlediğim samimiyetle gerçekte de karşılaşmak olağanüstü bir tecrübeydi. Gelelim, pazartesi akşamı Show TV’de başlayan Ah Neriman dizisine… Süreç Film- İnci ve İsmail Gündoğdu’nun yapımcılığını, Hatice Memiş’in yönetmenliğini üstlendiği Ah Neriman’ı Rüya İşçileri kaleme alıyor. Perran Kutman, Tarık Ünlüoğlu, Sezin Akbaşoğulları, Ahmet Rıfat Şungar, Burak Satıbol, Filiz Taçbaş, Berna Koraltürk, Nilay Deniz, Rüzgar Aksoy ve Avni Yalçın’ın başrolleri paylaştığı dizi bize ilk bölümde zengin hayatı içinde şımarık kızları olan, ağabeyiyle konuşmayan ve yıllardır mahallesine adım atmayan Neriman’ın hayatını anlattı. Mihrap Yerinde’ye benziyorduDizinin en güzel yanı kim kimdir diye uzun süre anlatmak yerine seyirciyi hemen hikâyenin içine çekip orada karakterlerle tanıştırmasıydı. Ama ne yazık ki, izlediğimiz dizi bu haliyle birkaç ay önce yine Show TV’de ekrana gelen, Yasemin Yalçın’ın başrolünü oynadığı Mihrap Yerinde’nin neredeyse aynısıydı. Tabii ki, konu aynı olabilir ama nasıl işlendiği önemlidir. Fakat Neriman ve Mihrap karakterleri birbirine o kadar benziyordu ki, bir ara dizinin devam ettiğini bile düşündüm. Kabul ediyorum, oyunculuklar çok iyiydi. Herkes üstüne düşen rolü sırtlanmıştı. Ama hikâyenin akmayan yanları vardı. Rejinin kurduğu dünya sıradandı. Bir de bana göre en önemli fark şuydu: Biz Perran Kutman’ı canlandırdığı samimi karakter dolayısıyla sevdik. Doğallığına tav olduk. O hep ailemizin içinden biriydi. Şimdi fiziksel görüntüsündeki değişim doğallıktan biraz uzaklaştırıyor. Fakat son üç projesinde; Deli Saraylı, Canımın İçi ve şimdi Ah Neriman’da karşımızda başka bir Perran Kutman var.Laf sokan karakterler oynuyorCanlandırdığı karakterlerin ortak özelliği; daha akıllı ama akıllı olduğunu sürekli gözümüze sokan, üstten bir bakışı olan, laf sokan, çocuklarına karşı hınzır bir yarış halinde, yaşından daha genç davranan kadınlar. Sanırım, biz aklını gönlünün önüne koyan bu karakterleri sevemiyoruz. Kalbi konuşan karakterlerde izlemek istiyoruz Kutman’ı. Umarım Neriman’ın aklı susar, gönlü konuşur. O zaman özlediğimiz Perran Kutman’ın da tadını çıkarırız. Aksi takdirde ilk bölümüyle Tüm Kişiler’de 2.07 reytingle 18’inci, AB’de 2.36’yla 12’nci olan Ah Neriman’ın pazartesi Karadayı, Ulan İstanbul, Reaksiyon rekabetine girmesi çok zor.

‘Kurt Seyit ve Şura’ Fahriye Evcen takviyesine rağmen reytinglerde 23’üncü sıraya düştü.BÜYÜK HÜSRAN Yeni sezonda Fahriye Evcen takviyesi de ‘Kurt Seyit ve Şura’yı kurtarmaya yetmedi. Dizi, Tüm Kişiler’de 2.00 reytingle 23’üncü, AB’de 3.35’le 7’nci oldu. Bölüm başına 1 milyon liralık maliyetiyle en iddialı yapımlardan biri olan Kurt Seyit neden başarılı olamıyor?SORUN HİKAYEDE Oyuncular, senaristler, yönetmen harika. Sorun hikayenin kendisi. Bu dizi ne vaad etmişti? Kurt Seyit ve Şura’nın muhteşem aşkını. Peki ne gördük? Sevdiğinden kolayca vazgeçen, gözü başkasına kayan bir adam! İşte bu yüzden izleyici Kurt Seyit’i inandırıcı bulmuyor.‘Kurt Seyit ve Şura’yı Fahriye de kurtaramadı!Yapımcılığını Ay Yapım-Kerem Çatay’ın, yönetmenliğini Hilal Saral’ın, başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ, Farah Zeynep Abdullah, Fahriye Evcen, Birkan Sokullu, Demet Özdemir, Ushan Çakır ve Zerrin Tekindor’un üstlendiği Kurt Seyit ve Şura İstanbul yeni sezonunu salı akşamı Star TV’de açtı. Dizide iki yenilik vardı. İlki, senaryoya iki yeni isim katıldı. Artık senaryoda Ece Yörenç, Murat Uyurkulak ve Aylin Alıveren imzası var. Ama en dikkat çeken fark şüphesiz diziye Murka’nın katılması yani Fahriye Evcen’in dahil olmasıydı. Dizi geçen sezon kaldığı yerden başladı. Şeref Oteli’nde çıkan yangın sonrasında Kurt Seyit tutuklandı ve Celil’e Şura’yı İngiltere’ye göndermesini söyledi. Aradan geçen aylarda değişen şey, Seyit’in sakallarının uzaması, Şura’nın çamaşırhanenin işletmecisi olması, Celil ve Güzide aşkının içten içe alevlenmesi, Pedro’nun iyice palazlanması olmuştu. Son anda idamdan kurtulup Pera’ya dönen Kurt Seyit ve Şura’nın karşılaşma anında ise tutkudan ve anlatılan o büyük aşktan eser yoktu. Tam tersi Şura’nın gitmediğini gören Seyit’in bıkkınlığı vardı Tatlıtuğ’un oyununda… O nedenle öleceğini zannettiği için Şura’ya yazdığı o süslü aşk cümlelerinin geçtiği mektup izleyici gözünde inandırıcılıktan yoksundu. Hikâye, oyunculuk performansları ve reji kendisine ilk golü burada attı.Bu bölüm 1 milyon lira ederFarkında mısınız, Kurt Seyit ve Şura gitgide güzel kadınların toplandığı bir dizi haline döndü. Bir Şeref Otel var ki, içindeki kadınların her birini başka bir diziye koysanız en az 5 dizi çıkarırsınız. Farah Zeynep Abdullah, Fahriye Evcen, Melisa Aslı Pamuk, Demet Özdemir, Elçin Sangu, Zerrin Tekindor, Seda Güven… Sırf kadın kastına ödenen parayı düşünün, üstüne Kıvanç Tatlıtuğ, Birkan Sokullu, Ushan Çakır, Çağlar Ertuğrul, Osman Alkaş, Tolga Savacı’yı ekleyin, mekanı, prodüksiyonu koyun bu bölümün maliyeti 1 milyon lira eder. Peki, biz bu bölüm ne izledik? Şura’dan vazgeçip gözü Münevver’e yani Murka’ya kayan bir Seyit vardı karşımızda. Böylece dizi kendi kalesine ikinci golü attı. Bize bu dizi ne vaat etmişti? Kurt Seyit ve Şura’nın muhteşem aşkını… Peki, biz ne gördük? Gözü daha genç ve güzelini gördüğünde başkasına kayan Seyit’i… Aşkına sahip çıkmayan, Şura’yı her an aldatma potansiyeli olan Seyit’i neden sevelim ki… Böyle bir karakter çizdikten sonra bölümde yaratılan sözde kıskançlık olayları da ehemmiyetini yitiriyor. Sadece 120 dakikayı dolduruyor.Evcen için tehlike çanları çalıyorGelelim, Fahriye Evcen’in dizideki performansına… Elimi vicdanıma koyup söylüyorum. Çok ama çok güzel bir kadın Evcen. Ama dizide onu Murka olarak göremedik. Sanki, Çalıkuşu’nun Feride’si Kurt Seyit’e girmiş gibiydi. Buna karşın, Emine olarak dizide Zerrin Tekindor harikalar yaratıyordu. Reyting sonuçları gösteriyor ki, Fahriye Evcen de Kurt Seyit ve Şura’yı kurtaramadı. Bundan sonra Evcen’in kariyeri için tehlike çanları çalıyor. Çünkü Yaprak Dökümü’nden sonra Yalancı Bahar dizisini yaptı ve kısa sürede yayından kaldırıldı. Ardından Veda’yla karşımıza çıktı ve onun da kaderi aynıydı. Geçtiğimiz sezon Çalıkuşu’nun Feride’siydi ve olmadı. Şimdi Kurt Seyit ve Şura’yı kurtarmaya geldi. Sonuç mu? Dizi, Tüm Kişiler’de 2.00 reytingle 23’üncü, AB’de 3.35’le 7’nci, ABC1’de 2.94’le 11’inci oldu. Bu saatten sonra bu diziyi kurtarmak çok zor.Dizinin asıl sorunu Seyit’in hikâyesiBence bu dizide zaten iyi oyuncular, iyi senaristler, iyi yönetmen ve teknik ekip var. Bundan sonra kim gelirse gelsin sonuç değişmeyecek. Çünkü bu çocuk ölü doğdu. Daha doğrusu bu çocuk doğmamalıydı. Asıl sorun hikâyenin içinde yatıyor. Nermin Bezmen’in dedesini anlattığı Kurt Seyit ve Şura romanı çapkın bir asker olan Seyit’i anlatıyor. Seyit, bir gün Şura diye güzel ve genç bir kıza âşık oluyor. Atlatılan onca badireden sonra bile Müslüman olmadığı için Şura’yla evlenmiyor. Aşkını onlarca kadınla aldatıyor. Sonra Murka’yı görünce bu kez gönlü ona da kayıyor ve Müslüman Mürvet’le evleniyor. Ona da Murka diyor. Bir süre Murka ve Şura’yı idare ediyor. Sonunda da Şura’dan tamamen vazgeçip onu İstanbul’dan gönderiyor. Dizilerde görmek istediğimiz kahraman ve aşkına sahip çıkan adamlar değil mi? Şimdi elinizi vicdanınıza koyun, siz bu aşkın muhteşem olduğuna inanır mıydınız? Sanırım, ekipte bu aşkın gözü kara olduğuna inanmamış olacak ki, hikâyenin başından beri seyirciyi de inandıramıyor.

Yılın iddialı projesi Reaksiyon, geçtiğimiz pazartesi ilk bölümüyle ne yazık ki, izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmıştı. Şeklin özden fazla dikkat çektiği, kimin kim olduğunu ve dizinin ne anlattığını bir türlü kavrayamadığımız dizi reyting sonuçlarında da bekleneni verememişti. Hatta ben “Reaksiyon konusuz dizi olmuş” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının sonunda da “Ekran karşısında Reaksiyon’u izlemeye gönüllü bu kadar kişi varken, bu diziyi acilen izleyiciye yaptıklarını hatırlamaları gerekiyor. Bir diziyi tutturmanın formülünün de şekle değil öze takılmak olduğunu…” diye bitirmiştim. Bu hafta ekrana gelen ikinci bölümde gördük ki, Reaksiyon ekibi tüm eleştirileri okumuş ve dikkate almış. Çünkü bu defa konusu belli, oyunculukları oturmuş, draması ve aksiyonu sağlam bir iş vardı karşımızda. Zaten bu özen reytinglere de yansıdı. Reaksiyon, Tüm Kişiler’de 3.88 reytingle 3’üncü, AB’de 6.54’le ikinci oldu. AB’de en yakın rakibi Karadayı’nın reytingi ise 6.67. Yani zirveyi kıl payı kaçırdı. İzleyiciye de “Oh” dedirtti. İki haftada değişen bu sonuç gösteriyor ki, dizi yapımcıları artık denek gruplarıyla çalışmalılar. Çünkü kendi beğenileriyle, izleyicinin istekleri örtüşmüyor.Yılın bombası Stadyum’da patlayacakErsin Düzen’in hazırlayıp sunduğu Stadyum’da bu akşam büyük bir bomba patlayacak. Yaklaşık üç yıldır GS TV dışında hiçbir televizyon programına katılmayan Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal Stadyum’a konuk oluyor ve hakkında bilinmeyenleri cevaplıyor. Ersin Düzen ve yorumcu Hakan Ünsal’ın ev sahipliğindeki programda Aysal’a; olağanüstü genel kurul kararını, yeniden aday olup olmayacağını, takımdaki kötü gidişi, kadro dışı kalan futbolcuları ve takımla Prandelli ilişkisi sorulacak. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın konuk olacağı Stadyum bu akşam 22.45’te TRT 1’de. Üç yıldır ekrana çıkmayan Aysal’ı yayında ağırlamak büyük başarı. O nedenle Ersin Düzen’e tebrikler. Akşam ben de ekran karşısında takımım hakkında merak ettiklerimi izleyeceğim. Tansiyonu yüksek bir program olacağına eminim.

Yapımcılığını Tükenmez Kalem-Gani Müjde, yönetmenliğini Murat Düzgünoğlu’nun üstlendiği Sil Baştan cumartesi akşamı Star TV’de ilk bölümüyle görücüye çıktı. Emre Kınay, Dilara Gönder, Murat Dalkılıç, Sergen Yalçın, Önder Açıkbaş, Esra Dermancıoğlu, Belma Canciğer, Cenk Ertan, Tuna Orhan ve Çiçek Dilligil’in rol aldığı, liseden para karşılığı mezun olan ve şu anda önemli pozisyonlarda bulunan sekiz kişinin okuluna dönüşünü anlatıyor Sil Baştan. Öncelikle fikri çok beğendiğimi söylemeliyim. Üstelik Murat Dalkılıç ve Sergen Yalçın dizide kendilerini oynuyor. O nedenle iş daha cazip görünüyor. Dizi, İzzet Ünver Lisesi mezunu ve 10 yıldır aynı okulun müdürü olan Çetin’in 100’üncü yıl için düzenlediği talaş böreği günüyle başlıyor. Okuldan mezun olan avukat Yiğit, futbolcu Sergen, gazeteci Ceren, model Gizem, şarkıcı Murat, işadamı Kadri, Milli Eğitim Bakanı Oktay 23 yıl sonra okulda buluşuyor. Zaten bölümün yüzde 90’ı da bahçede geçiyor.30’uncu dakikada okula girilmeliydiBir yanda Sergen Yalçın, Yiğit ve Gizem var. Onlar hikâyenin laf sokucuları. Diğer tarafta Oktay, Kadri ve Ceren görgüsüzlükte sınır tanımıyorlar. Murat’a gelince varsa yoksa selfie (Öz çekim) peşinde… Bölümün 67 dakikası iki tarafın birbirine laf sokmasıyla geçiyor. Okulun diğer öğrencileri bahçede kalabalık yapıyor. 67’nci dakikada bahçeye bir bomba düşüyor. Eski matematik öğretmeni onur ödülü almak için sahneye çıkıyor ve 8 öğrenciyi para karşılığı mezun ettiğini itiraf ediyor. Bu duruma en çok Milli Eğitim Bakanı Oktay tepki gösteriyor. Sonrası mı? Hikâyenin baş aktörleri olan 8 kişinin ailelerinin bunu yaptığı ortaya çıkıyor ve başbakan talimatıyla hepsi liseye geri dönüyor. Milli Eğitim Bakanı Oktay bile… Birinci bölüm finali böyle bitiyor. Açıkçası bu hikâyeyi cazip kılan şey, o sekiz kişinin tekrar okula dönmesiyken ikinci bölüme bırakmak bence yanlış karar olmuş. 67 dakika bir bahçe komedisi izleyeceğimize 30’uncu dakikadan sonra okula girmeliymişiz.Tüm Kişiler’de 5’inci AB’de 4’üncü olduGelelim oyunculuklara… Emre Kınay ve Dilara Gönder arasındaki paslaşmayı çok sevdim. Ama beni en çok şaşırtan Sergen Yalçın oldu. İnsanın kendisini oynaması çok zordur. Sergen, çok doğal ve sempatik oynamış. Gerçekten bir futbolcu böyle olur diyorsunuz. Murat Dalkılıç’ı tanıdığım için normalde daha sempatik biri. Ama kendisini oynarken biraz kasılmış. Önder Açıkbaş’ı fazla abartılı buldum. Neredeyse her sahnede başka bir sesle konuşuyordu. Aynı şekilde Cenk Ertan’ın bir Milli Eğitim Bakanı’nı fazla yüksek oynadığını düşünüyorum. Esra Dermancıoğlu’nu sadece bir sahnede gördük. Tuna Orhan’ın kendisinin de önemli biri olduğunu gösterme çabaları çok gerçekti. Belma Canciğer gazeteci Ceren’e hayat veriyor. Onu izlerken çoğu yerde hak versem de, bazen “Yok artık, bu kadar da değil” dedim. Yönetmen Murat Düzgünoğlu’nu tebrik etmek lazım. Çünkü dizinin tamamı neredeyse tek mekânda yani bahçede geçerken seyirciyi hiç sıkmadı. Sil Baştan, Tüm Kişiler’de 3.18 reytingle 5’inci, AB’de 3.16’yla 4’üncü, ABC1’de 2.71’le 7’nci oldu. Ama hikâye bundan sonra başlıyor. O nedenle nasıl bir dizi olacağını görmek için haftaya tekrar bakmak lazım.

Eylül ayında yeni dizilerin görücüye 27 Ağustos 2013 tarihinde “Biz ne zaman bu kadar kötü olduk?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıda “Eskiden kutsal aile kavramı diye bir şey vardı. Dizilerde de aile, komşuluk, dostluk, vefa gibi kavramlar işlenirdi. Perihan Abla, Süper Baba, Hayat Bağları, İkinci Bahar, Ekmek Teknesi dediğimde hepiniz ne demek istediğimi anlarsınız. Bu dizilerin ortak özelliği kötünün, kötülüğün aile içinden değil, dışardan gelen bir şey olduğunu göstermesiydi. Ne zaman ailenin başına bir şey gelse herkes bir araya gelir iyilik kılıcını kötülere karşı çekerdi. Bizlerde ekran karşısında onların yanında olur kötülere karşı zafer kazanırdık” diye isyan etmiştim. Ama o dönem sektördeki herkes “Reyting getirmez, tutmaz öyle işler” demişti. Kısacası benim isyanım ütopya olarak kalmaya mahkûmdu. Ta ki perşembe akşamı TRT 1’de Hayat Ağacı dizisi başlayana kadar… Focus Film-Nilgün Sağyaşar’ın yapımcılığını, Cafer Özgül’ün genel koordinatörlüğünü, Volkan Yazıcı’nın senaristliğini üstlendiği diziyi Barış Yöş yönetiyor. Dizinin inanılmaz bir oyuncu kadrosu var. Fikret Kuşkan, İdil Fırat, Özge Özberk, Onur Saylak, Enis Arıkan, Zeynep Aydemir, Tolga Güleç, Beyza Şekerci, Kenan Bal, Ayşe Tunaboylu ve Fırat Temir. Dikkat ederseniz herkes oyuncu. O nedenle ekranda şahane bir oyunculuk şöleni izledik. Herkes rolünü fazlasıyla giymiş ve bizi o karakter olduğuna inandırmıştı. Kenan’a karşı birleşeceklerHayat Ağacı, Eşref Karahanlı adlı geleneklerine bağlı bir kunduracının ailesinin parçalanma ve bir araya gelme hikâyesini konu ediniyor. Karahanlı oğlu Murat, gelini Filiz, torunları Selen,Can ve küçük kızı Umut’la birlikte yaşıyor. Ailede dede Eşref ve babaanne Keriman’a bir saygı var. Ama bu saygı korkudan değil sevgiden… Ortanca kızı Ayşen, damadı Cengiz ve torunu Birce İzmir’den İstanbul’a baba evine dönerler. Çünkü Cengiz özü sözü bir adam değildir. İzmir’de birilerini dolandırmış ve son çare “Tutunamadık” diyerek kayınpedere sığınmıştır. Onların gelişi Murat ve ailesinin uzun süredir hayal ettiği ayrı eve çıkış bileti olur. Eşref Karahanlı’nın diğer kızı Esra ise tam bir kariyeristtir. 2 yıldır işsiz eşi Arif çocukları Didem’e bakar ama Esra mutsuzdur. Her şeye rağmen birbirine kenetlenmiş bir aile tablosu izleriz. Ta ki Kenan gelene kadar… Eşref’le arasında nasıl bir husumet olduğunu bilmediğimiz ama o aileyi dağıtmaya yeminli bir karakter Kenan. Zaten dizinin bölüm finalinde de ekmek teknelerini yakarak ne kadar gözü kara olduğunu kanıtlıyor. Umarım bundan sonra Kenan’a karşı birleşen bir aile izleriz.Reytingin canı cehennmeBarış Yöş, çok iyi bir atmosfer yaratmış. Ben bu aileyi izlerken yaşadıklarını inandım. Çünkü tüm sorunlar çok gerçekti. Hepimizin ailesinde olabilen şeyler vardı. Kısacası Hayat Ağacı bana ilaç gibi geldi. Gelelim reyting sonuçlarına… Dizi, Kurtlar Vadisi Pusu, Kocamın Ailesi, Güldür Güldür Show ve Aramızda Kalsın varken ciddi bir varlık gösteremedi. Tüm Kişiler’de 1.17 reytingle 24’üncü, AB’de 1.20’yle 20’nci oldu. Kabul ediyorum reyting düşük ama TRT 1’de yayınlanıyor. Yani kamu yararına hizmet eden bir kanaldan bahsediyoruz. O nedenle tıpkı TRT 1 kanal koordinatörü Kurtuluş Zeydan’ın dediği gibi “Reytingin canı cehenneme.” Yeter ki, bize unuttuğumuz kavramları hatırlatan, didaktik bir anlatımı olmayan böyle işler çıksın.

Kurtlar Vadisi Pusu, perşembe akşamı yeni sezonunu bu kez yeni kanalı olan Kanal D’de açtı. Beşiktaş-Asteras maçına karşı yarışa katılmasına rağmen yine hızlı başladı. Üstelik uydu frekanslarının değişmesi nedeniyle ne yazık ki, ekranda olması gerekenden az reyting vardı. Çoğu kişi frekans ayarlarını bulmakta zorlandı. Dizi, Tüm Kişiler’de 6.89 reytingle birinci, AB’de 5.37’yle ikinci, ABC1’de 7.54’le birinci oldu. Geçen sezon Polat Alemdar saklandığı için dizi iyice sıkıcı olmaya başlamıştı. Ama yeni sezon için inanılmaz bir emek harcamışlar. Diziden ayrılan önemli karakterler olmasına rağmen bölüm kimseyi aratmayacak bir heyecanla başladı. Öncelikle teknik ekip değişti. Behzat Ç.’nin de yönetmenliğini üstlenen Doğan Ümit Karaca artık Kurtlar Vadisi’nin amirali oldu. Serdar Akar ise süpervizörlüğü yürütüyor. Karaca’nın aksiyon çekmekteki başarısı ekrana fazlasıyla yansımıştı. Kurulan dünya, ülkeden ülkeye geçişlerdeki gerçekçilik, duyguların sağılması dikkat çekiciydi.Dünyaya meydan okuduGelelim, yeni bir Türkiye sloganıyla yola çıkan bölümün içeriğine… 11 Eylül 2001’de kurulan oyunu tek başına yıkmaya talip olan Polat Alemdar’ı izledik bu bölüm. Dizi, Elif’in mezarını kazan Polat Alemdar’la başladı. O sahnelerde geçmişe giderek neler olduğunu öğrendik. Neredeyse bölümün tamamı Polat Alemdar’ı izledik. Bu doğru bir matematik. Çünkü biz bir kahramanlık hikâyesi izliyoruz ve kahramanımızı olaylarda aktif görmemiz gerekiyor. Dizinin en çok dikkat çeken özelliği ise Mekke, İrlanda, İtalya, Amerika, Mısır ve Türkiye’de geçmesiydi. Dünyaya meydan okuyan Polat Alemdar, Armegedon örgütünden salgın hastalık virüslerine, IŞİD’den dünya iletişim ağına pek çok konuya el attı. Finalde babası IŞİD tarafından kaçırıldı. Andy Garcia’yı da finalde görebildik. Polat Alemdar’ın davetiyle önümüzdeki hafta Kurtlar Vadisi Pusu’da izleyeceğiz. Diziden ayrılan Abdülhey ve Kara karakterlerini de unutmadılar. Öldüklerini açıkladılar. Kısaca, 12 yıldır zirveden inmeyen Kurtlar Vadisi, değişen tüm kadrosuna rağmen bu sezonda zirvede olacak gibi görünüyor. Çünkü Türkiye kahramanlık hikâyelerini seviyor. O nedenle Kurtlar Vadisi’ni biz daha en az beş yıl izleriz.