Bu cümleyi perşembe günü yayınlanan yazımda kullanmıştım. Aslında çok sık kullanıyorum. Çünkü bir dizinin yaşaması için tekrar etmesine ihtiyaç var. Nasıl mı? Mesela O Hayat Benim ilk yayına girdiğinde ne yazık ki, istenilen reytinge ulaşamamıştı. Hatta listenin epey altında yer aldı. Ancak kanalın tekrar yayın politikası sayesinde bir sonraki bölümde yükselmeye başladı. Buna onlarca örnek verebilirim. Mesele Poyraz Karayel dizisi de ilk bölümde şanslı başlamamıştı. Ancak tekrarlarıyla ikinci bölümden itibaren yükselişe geçti. Perşembe gününün reytinglerine baktım az önce. Onda da aynı şeyi gördüm. Bedel dizisi iki hafta önce başladığında 3 reyting barajını geçememiş ve kötü bir başlangıç yapmıştı. Ona da önerim bolca tekrar etmesi ve o bölümde ulaşamadıkları izleyiciyi tekrar yayınlarıyla yakalamaları olmuştu. Sonuç başarılı. Dizi ikinci bölümünde neredeyse 1.5 reyting yükseldi. Tüm Kişiler’de 4.35 reytinge ulaştı. Bu arada dizinin yönetmeni Ulaş İnaç diziden ayrılmış ve yerine Feride Kaytan gelmiş. Bundan sonra dizinin daha da yükselmesi için hikâyenin daha sürükleyici olması, rejinin işi büyütmesi ve kanalın ikinci bölümün tekrarını özellikle gündüz kuşağında da değerlendirmesi gerekiyor.FIBER METE olarak dönüyorTiyatroda izleyip yetenekli gördüğüm kişileri daha sonra ekranda izlemekten çok keyif alıyorum. Emre Erkan’ı en son Pragma oyununda izlemiş ve mutlaka bir dizide yer alması gerektiğini düşünmüştüm. Geçtiğimiz gün salı akşamı Fox TV’de başlayacak olan, başrollerini Buğra Gülsoy, Özge Özpirinççi, Mert Öner ve Tamer Yılmaz’ın paylaştığı Aşk Yeniden dizisine dahil olduğunu öğrendim ve çok sevindim. Emre Erkan dizide Buğra Gülsoy’un yakın arkadaşı ve teknoloji üstadı Fiber Mete karakterine hayat verecek. Mete diziye üçüncü bölümden sonra girecek. Dizinin tanıtımları güzel, türü romantik komedi. İlk bölümün büyük bir kısmı Amerika’da çekildi. O nedenle merakla bekliyorum. Fakat üçüncü bölümü de heyecanla bekler oldum. Çünkü Emre Erkan’ı tiyatro sahnesinden sonra dizide izlemek ayrı bir güzel olacak.
Salı akşamı başrollerini Serhat Teoman, Nur Erkul, Gökhan Soylu, Tamer Tıraşoğlu, Seda Akman, Musab Ekici, Suzan Aksoy ve Serkan Öztürk’ün paylaştığı Acil Servis ilk bölümüyle görücüye çıktı. Uzun süredir tanıtımları yayınlanan diziyi bu kadar beğeneceğimi tahmin etmezdim. Sonuçta önümüzde üç sene yayınlanmış ama yıllarca tekrar etmiş bir Doktorlar dizisi vardı. Üstüne bu sezon yayınlanan Hayat Yolunda geldi. O nedenle sıradan bir doktor dizisi izleriz diye düşünmüştüm. Fakat ilk sahneden finaline kadar beğeniyle izledim. Önce oyunculuklarla başlayacağım. Serhat Teoman, çok uzun yıllardır tanıdığım bir arkadaşım. Kötü olanı her zaman söyleyebildiğim ve anlayışla karşılayıp dinleyen biridir Serhat. Eleştiriye açıktır. Ama bu işte ona söyleyecek söz bulamadım. Çünkü Sinan karakterini bize 90 dakikada anlatmayı ve en önemlisi gerçekçi kılmayı başardı. Gökhan Soylu da Murat karakterinin o naif halleri ve babacan tavrıyla gönlümde taht kurdu. Tamer Tıraşoğlu, dublajlı olmasına rağmen Berzan karakterine cuk oturmuştu. Seda Akman’ı güçlü ve sert kadınlardan sonra güçlü ve güler yüzlü görmek iyi geldi. Musab Ekici’nin ilk televizyon macerası. Hiç fena değildi. Mert’i biraz daha acemi yorumlasa belki işin komedisi çıkabilirdi. Nur Erkul’u çok severim. Zeynep’in acısını da anladım ama neden o kaküllerle oynadığına takıldım. Ekranda en önemli şey gözlerden çıkan duyguya kapılmamızken, Nur’un kaküllerinden gözlerini göremedik.GERÇEKÇİ ODAKLANILMIŞGelelim rejiye… Merve Girgin ve Barış Erçetin’in eline sağlık. Açılış sahnesi, o kalabalık trafiğinin ekrana yansıması, yaratılan atmosfer gerçekti. Açıkçası en beğendiğim tarafı bu dizide gerçekçilik oldu. O nedenle yapımcı Fatih Aksoy’u takdir ettim. Hayatta en takık olduğum konulardan biri figürasyona önem verilmemesidir. Bir dizi izlersiniz bakarsınız mekanlar, arabalar yıkılıyor. Ama bölüm oyuncusu o kadar kötü giyinmiş ve oynamıştır ki, sahnenin inandırıcılığı yok olur. Acil Servis’te buna çok dikkat edilmişti. Hastanedeki her yardımcı oyuncu kostümünden performansına iyiydi. Dizinin en sevdiğim tarafı bu oldu. Çünkü bir devlet hastanesine gelen hastalar aynen öyle olur. Bilen bilir.Dizinin senaryo uyarlamasını zaten aylar önce okuma fırsatı bulmuştum ve o zaman beğenmiştim. Okuduğumda hissettiğimi ekranda görebildim. Tek sorun o doğum sahnesiydi. O bebek öyle doğmaz, ölürdü. Dizinin bir sağlık danışmanı var. Keşke oraya dikkat etselerdi.GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIMBeni en çok mahveden ve gözyaşlarıma engel olamadığım sahne Hüseyin ve Zeynep’inkiydi. O kadar duygu dolu bir sahneydi ki, Hüseyin’in Zeynep’e “Ölme, ben sensiz yaşamayı bilmiyorum” dediği anda, benim gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Kolay kolay ağlayamam ama bu sahne beni bitirdi. Genel olarak ben Acil Servis’in temposunun, oyunculuklarının, sanat yönetiminin ve rejisinin merkezine gerçekliği koymasına tav oldum. Bu işin mayası sağlam. Fakat reytingleri iyi gelmedi. Dizi Tüm Kişiler’de 2.65 reytingle 24’üncü, AB’de 2.50’yle 16’ncı oldu. Peki, bundan sonra ne yapmak lazım? Poyraz Karayel başladığında ne hissettiysem aynı duygudayım. Onun da mayasını sevmiş ve ilk bölüm reytingini hak etmediğini söylemiştim.BOLCA TEKRAR ETMELİDizi Doktoru olarak Acil Servis’teki doktorlara benim de bir reçetem var! Öncelikle morallerin bozulmaması lazım. Çünkü iyi bir iş her zaman yerini bulur. Sadece zamana ihtiyacı vardır. Ne yazık ki, Acil Servis’in süresi kısaydı. Rakipleri yaklaşık 150 dakika ekranda kalırken 97 dakika yayınlamak bir riskmiş ve o riski almışlar. Bundan sonra bu tempoyu bozmadan biraz sürenin uzaması lazım. Show TV’nin diziyi bulduğu her boşlukta ama en çok Yılanların Öcü ve Güldür Güldür gibi reyting alan işlerinin ardından tekrar etmesi lazım. Tekrar bazen hayat kurtarır. Dizinin ne yazık ki, kanalda yayınlanan tanıtımı ve biraz billboard dışında hiç tanıtımı yapılmadı. Daha fazla tanıtıma ihtiyacı var dizinin. Röportajlar, programlar olmalı. Ve en önemlisi reyting artırılacak diye yanlış yollara sapılmamalı. Çünkü iş bu haliyle namuslu duruyor. Sonrasında geriye ektiklerinizi biçmek kalıyor. Biraz sabır ve emekle bu iş yükselir. Bu arada pazar Acil Servis ekibi Kanaltürk’te benim hazırlayıp sunduğum Dizi Doktoru programına konuk olacaklar. 10.45’te ekrandayız. Neden işe inandığımı ve emeklerini çok net göreceksiniz.
Malum, Salı akşamlarının galibi Özcan Deniz, Hatice Şendil ve Begüm Kütük’ün başrollerini paylaştığı Kaderimin Yazıldığı Gündizisi... Onu Küçük Ağa takip ediyor. Ama dakikalık reytingler ikisinin de yıkılmaz olmadığını gösterdiği için yeni başlayacak üç dizi Salı akşamı yarışa girecek. Önce Serhat Teoman ve Nur Erkul’un başrolünü oynadığı Acil Servis yarışa katılacak. Dizi yarın ilk bölümüyle Show TV’de ekrana gelecek. Onu önümüzdeki hafta iki dizi daha takip edecek. 10 Şubat’ta Atv’de Kadir Doğulu ve Elçin Sangu’nun başrolünü oynadığı Sevdam Alabora, Fox TV’de Özge Özpirinççi ve Buğra Gülsoy’lu Aşk Yeniden başlıyor. Bu üç dizinin nasıl bir rekabete gireceğini incelersek, Acil Servis, Küçük Ağa ve Kaderimin Yazıldığı Gün kitlesini eritmeye çalışacak. Ancak Aşk Yeniden ve Sevdam Alabora ise birbirini yiyecek. Çünkü Hem Kadir Doğulu ve Elçin Sangu, hem de Buğra Gülsoy ve Özge Özpirinççi gençliği hedefliyor. İki çifti de gençlik seviyor. Onların diğer hedefi ise Küçük Ağa’dan izleyici çalmak. Yarın yeni bir Salı savaşı başlıyor ama asıl yarış haftaya... Bakalım, kim kimi yiyecek?Ekranda 49 dizi varŞubat ayının ilk haftasına başladık. Ocak ayı diziler için hiç fena geçmedi. Ama 2015 diziler için biraz eksik başladı. İnterpress’ten Deniz Bağcı bir araştırma yapıp yollamış. Araştırma bize geçtiğimiz sezonun durumunu çok net gösteriyor. 2015’in Ocak ayında 10 televizyon kanalında 49 dizi ekrana geldi. Şimdi bu sayıya çok diyeniniz varsa, bundan önceki yıllarda en az 70 dizi yayınlanıyordu. Anlayacağınız 2015’in başında diziler düşüşte... 5 ayda 31 dizi yayından kaldırıldı. Bu da son yılların rekoru. Ama önümüzde başlayacak 26 yeni dizi var. Bu da ayrı bir rekor. Yeni başlayacak diziler hangileri mi? En yakın zamanda başlayacakları hatırlatalım. Acil Servis, Aşk Yeniden, Sevdam Alabora, Asla Vazgeçmem, Beş Kardeş, Serçe Sarayı, Kara Kutu, Racon, Eve Dönüş, Milat ve Maral. Baksanıza sadece Şubat ayında 11 dizi başlıyor. Bizi yine yerli dizi dolu günler bekliyor.
Malum eylül ayından bu yana Türk televizyonları çok zor günler geçiriyor. Eylül drama dönemi olduğu için sezonun en iddialı işleri ekranda arz-ı endam ediyor. Ancak sonuç negatif. Bir türlü olmuyor, olamıyor. Drama tutturma peşine düşüldüğü için de ekranda yüzümüzü güldüren iş yoktu. Dramada Paramparça, Kaderimin Yazıldığı Gün başarılı olunca sektör rahatladı.Mesele süre değil içerikBugün bir dizinin süresi minumum 120 dakika. Bu hem sektör çalışanlarını, hem de izleyiciyi çok zorluyor. Ama rekabet o kadar acımasız ki, 140 dakikaları bulan diziler yayınlanıyor. Gelelim, bu kadar muhabbeti neden yaptığıma... Efendim, normalde 60 dakika olan ama yeni sezonun ilk bölümü olduğu için 83 dakika yayınlanan Kardeş Payı reytinglerde ciddi bir varlık gösterdi. Dizi, Tüm Kişiler'de 5.21 reytingle üçüncü, AB'de 6.70'le ikinci oldu. Demek ki, mesele süre değil nasıl bir içerikle çıktığınızmış.Tepinerek güldümKardeş Payı, yeni sezonuna Sivas Divriği'de başladı. Selçuk Aydemir ve ekibinin kalemini özleyenler için şahane bir bölümdü. Dramayla şişen izleyiciyi de rahatlattı. Bazı esprilerde kendimi tepinerek gülerken buldum. Kendi adıma Türkiye'ye yeni bir mizah anlayışı getirdikleri, sürenin değil içeriğin önemli olduğunu ve güldürmenin de bir kalitesi olduğunu gösterdikleri için mutluyum. Kardeş Payı hoşgeldi, iyi ki geldi.
Yapımını NTC Medya-Mehmet Yiğit Alp, senaryosunu Özgür Evren Heptürk, Leyla Karaloğlu, Seval Bozkurt, yönetmenliğini Ulaş İnaç’ın üstlendiği Bedel dizisi perşembe akşamı görücüye çıktı. Necip Memili, Sedef Avcı, Berk Erçer, Osman Alkaş, Rozet Hubeş, Gonca Sarıyıldız, Dilara Öztunç ve Kerem Kupacı’nın başrollerini paylaştığı dizi üç bölüme ayrılmıştı. Karakterlerin çocuklukları, gençlikleri ve 30’lu yaşları… Dizi önce 1994 yılında bir yetimhanede başladı. Begüm ve Ömer’in hayatını izledik. Aynı zamanda Sami Bey, Naciye, Vedat ve Halil İbrahim’in ev hallerine odaklandık. Sami Bey’in çocukları arasında ayrımk yapması yani Halil’i Vedat’tan daha çok önemsemesi büyük bir felakete yol açtı. Vedat babasının silahıyla kardeşini öldürdü. Sami Bey, gayrimeşru oğlu Ömer’i eve getirdi ve adını değiştirerek Ali yaptı. Vedat tam istediği sevgiye kavuşacağını zannederken bir rakibi daha oldu. Sonunda onun da hayatını elinden aldı. Sevdiği kadınla evlendi, onu öldürdü daha doğrusu öldürdüğünü zannetti ve kumarbaz oldu. Finalde de karısını kumar masasına kaybetmeye kadar geldi.Sahneler köpürtülmeliİlk bölümün akışı okunduğunda bir sorun yok gibi görünse de, 1994 yılının 18 dakika sürmesi bence fazla olmuştu. Çünkü başrollerle ancak 19’uncu dakikada tanışabildik. Ardından 2005 yılına geçtik. O da 30 dakika kurgulanmıştı. Asıl hikâyeye ancak 49’uncu dakikadan sonra başlandı. Kabul ediyorum, karakterleri tanımamız ve geçmişlerini bilmemiz adına iyi bir hamleydi ama çok uzundu. Keşke aralara kısa flashback sahneleri yapılsaydı. Kesinlikle daha iyi olurdu. İşin bir kadın dizisi olduğunu tanıtılmıştı. Ancak ben izlerken daha fazla erkek izleyiciyi hedeflediğini düşündüm. Çünkü iki erkek arasında yaşanan savaşta her şey mubah. Alkol, ölüm ve karısını kumarda masaya koyma… Ortada aşk kalmadı. Kim kahraman, kim değil anlamadık. Çünkü sonunda kahramanımız da kötü adama dönüştü. Sahne tasarımları adına da birkaç sözüm var. Okunduğunda çok büyük olabilecek sahneler var. Mesela Begüm’ün Vedat’tan tokat yediği ya da Ali’nin Vedat’tan kumar masasında karısını istediği sahneler… Bunlar köpürtülüp merak duygusunu artırabilecek sahnelere dönüştürülebilirmiş. Ama bu büyük olaylar bile sıradanmış gibi yansıtılmıştı.Memili çok inanmışGelelim oyunculuklara… Necip Memili gerçekten bu işe son nefesine kadar inanmış ve inanılmaz bir karakter çıkarmış. Vedat’ın içindeki dalgaları inanılmaz iyi yansıtmış. Sedef Avcı, Memili karşısında dimdik durmayı başarmış. Ben Begüm karakterinde ona çok inandım. Osman Alkaş ve Rozet Hubeş’e diyecek söz var mı? Nefis oynamışlar. Asu Maralman işin komedisini çıkarmış. Ama Berk Erçer için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu hikâyenin intikam alan karakteri olarak biraz daha kendinden vazgeçmesi gerekiyor. Ne yazık ki, ilk bölümde Ali’nin nasıl hissettiğini değil, Berk’in nasıl göründüğünü izledik. Ulaş İnaç ve Berk Erçer bundan sonra bir karar verip oyuncunun kendinden vazgeçmesini hedeflemeliler.Karışık bir tasarım olmuşSonuç olarak, Bedel ilk bölümde bize içinde intikam, kumar ve aynı kadını paylaşamama konusu olduğu için fazlasıyla Ezel dizisini hatırlatsa da, bambaşka bir yola girecek. Dizinin 50’nci dakikasından sonrası merak duygusunu cezbetmeyi de başardı. Fakat reytingleri ilk bölümde parlak gelmedi. Dizi Tüm Kişiler’de 3.19 reytingle 18’inci, AB’de 2.69’la 15’inci oldu. Peki, bundan sonra ne yapmalı? Kanal dizinin çok fazla tekrarını yayınlamalı. Böylece daha fazla kitleye ulaşılır. Dizinin kafası karışık tasarımı bir dengeye oturtulmalı. Sahneler köpürtülerek çekilmeli ve oyunculuklar inandırıcı olmalı.
Ezgi Asaroğlu, Yeşim Ceren Bozoğlu, Ceren Moray, Keremcem, Sinan Albayrak'ın başrollerini oynadığı O Hayat Benim dizisine konuk oldum geçen gün. Hamdi Alkan'ın yönetmen koltuğuna oturduğu dizinin önce Gelincik Yokuşu'ndaki çekimlerine gittim. Orası gerçekten Çengelköy'de bulunan Gelincik Yokuşu. Sokakta karşılaştığım sakinlerle sohbet ettim önce. Herkes diziyi çok sevdiğini ve Nuran karakterine hayat veren Yeşim Ceren Bozoğlu'nun gerçekten Gelincikli gibi olduğunu söyledi. Sette inanılmaz bir hız var. Çünkü dizi yaklaşık 140 dakika sürüyor. Yeşim Ceren Bozoğlu'yla sohbet ediyoruz. "Oya, 19 saat çalışıyoruz. Şu anda Nuran evin odunu ve kömürü benim evimin doğalgazından daha önemli benim için. Çünkü artık buralı olduk" dedi."Sinemayı özledim"Keremcem'in çekimi bitmişti ama beni kırmayıp biraz daha kaldı. Ekiple arasında şahane bir uyum var. Özellikle partneri Ezgi Asaroğlu'nu çok sahipleniyor. Açıkçası bu tavrını çok takdir ettim. Keremcem, "Şanslıyım. İyi anlaştığım bir partnerim var" diyor. Ezgi Asaroğlu'yu makyajda yakaladım. İnanılmaz yüksek bir enerjide karşıladı beni. Keyfinin çok yerinde olduğunu ama sinema yapmayı özlediğini belirtti.Efsun'u oynamak tatil gibiCeren Moray'a "Neredeyse her sahnede varsın, yorulmuyor musun?" diye sordum. "20 gün izinsiz çalıştığım oldu. Ama hiç şikayet etmem. Çünkü Efsun'u oynamak tatile çıkmak gibi bir şey" cevabını verdi. Hamdi Alkan geldi geleli reyting yükseldi. Boşuna ona reyting Hamdi demiyorlar. Ben Gelincik Yokuşu'nda ayrılırken çekim tüm hızıyla devam ediyordu. İzleyiciyi pazar akşamları bir parça entrikayla uyutabilmek için...
Başrollerini Mehmet Aslantuğ, Hande Doğandemir, Barış Arduç, Sarp Akkaya ve Seçkin Özdemir’in paylaştığı Racon’un önceki akşam tanıtımı yayınlandı. Diziyi ilk ben duyurmuştum. Daha sonra Hande Doğandemir’le konuştuğumuzda senaryoyu çok beğendiğini ve bu iş için bekleyeceğini söylemişti. Sonunda ilk tanıtım çıktı. Mehmet Aslantuğ ve Hande Doğandemir çok iyi bir baba-kız olmuşlar. Renk olarak birbirilerine yakınlar. Sarp Akkaya’yı izlemeyi çok seviyorum. Muhteşem Yüzyıl’dan beri görünmüyordu. Racon’da da çatışmanın diğer ayağı olmasına sevindim. Barış Arduç son yıllarda yükselen oyunculardan. Dizide Hande Doğandemir’le iyi bir partner olacaklardır. Seçkin Özdemir bu hikâyede hep ortalığı karıştıracak. Kısa tanıtımdan ben büyük bir heyecan aldım. İnşallah Kerem Deren’in kaleme aldığı senaryo, Mehmet Ada Öztekin’in rejisiyle iyi bir diziye dönüşür. Bu sezon hepimizin iyi bir dizi izlemeye ihtiyacı var. Racon’un çekimleri 2 Şubat’ta başlıyor. Ay sonunda da atv’de ekrana gelecek. Umarım daha fazla geç kalmazlar. Çünkü meteoroloji deyip geçmeyin. Havalar düzeldiğinde kara hikâyeler izlenmez. Güneş karayı eritir. Racon’da kara bir hikâye olduğuna göre kışın yayında olmalı!HOŞÇAKAL NAZİFE ANNEAz önce bir haber okudum. Kurtlar Vadisi’nde Polat Alemdar’ın annesi Nazife Anne yarın diziye veda edecekmiş. Düşünsenize 15 Ocak 2003’ten beri Serpil Tamur bu dizide oynuyor. Yani tam 12 sene olmuş. Yarın yayınlanacak bölümle diziden ayrılacak ve bir devir kapanacak. Nazife Anne sağduyusu, yumuşak sesi ve güzel kalbiyle bir nesil büyüttü. Milyonlarca kişinin annesi oldu. Şimdi bambaşka hikâyelerle yeni nesiller büyütecek. Hoşçakal Nazife Anne, hoşgeldin Serpil Tamur.BEDEL VE KARDEŞ PAYI DİZİLERİ YARIN AKŞAM BAŞLIYORNTC Medya yarın akşam iki diziyle ekrana gelecek. Atv’de başrollerini Necip Memili, Sedef Avcı ve Berk Erçer’in canlandırdığı Bedel başlayacak. Star TV’de ise Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Seda Bakan’ın başrolünü oynadığı Kardeş Payı ikinci sezonuna “Merhaba” diyecek. Aynı yapım şirketi, aynı gün kendisine rakip olacak. İkisini de tabii ki izleyeceğim. Ama sevindiğim haber, Kardeş Payı’nın yeniden başlaması… Bakalım, yeni sezona nasıl başlayacaklar…
Endemol Türkiye'nin yapımcılığında hayata geçen, Star TV'de ekrana gelen Benzemez Kimse Sana cumartesi akşamı başladı. Jürisinin kim olacağı konusunda büyük tartışmalara neden olan yarışma Seyfi Dursunoğlu, Nükhet Duru ve Ümit Erdim'le hayata geçti. Murat Başoğlu'nun sunuculuğunu üstlendiği programda Hakan Ka, Mehmet Coşkundeniz, Eser Eyüboğlu, Demet Tuncer, Deniz Özerman, Eylül Öztürk, Berrin Keklikler ve Özgür Özberk yarışmacı oldu ve gösterilerini sergilediler. Ben Mehmet Coşkundeniz ve Eser Eyüboğlu'nun performansını beğendim. Ama gelelim Benzemez Kimse Sana'nın sorununa... Öncelikle programın tüm aksiyonu Seyfi Dursunoğlu üzerine kurulu... Bu da onun enerjisi olmayınca ritmi düşürüyor. Bu sene ekranda eski yıllara göre daha sakin bir Dursunoğlu vardı. Bu da sırtını Seyfi Bey'e dayayan yarışmayı düşürdü. Diğer sorun ise casttı. Yarışmacıların çoğu tanınmıyor. Bu da ekranda onları cazip kılmıyor. Çünkü aynı akşam iki Bu Tarz Benim vardı. Birinde Bülent Ersoy, diğerinde Burak Kut vardı. Zaten yarışmacılar birilerini taklit ediyorlardı. Entrika, kavga, atışma da eklenince Benzemez Kimse Sana'ya ilgi düştü.Güllerin Savaşı'nda bitmeyen kavgaBu yakıştırmaya karşıyım ama Allah hepimizi hırslı ve gözü dönmüş kadının şerrinden korusun... Gülfem ve Gülru'nun savaşında Cihan'a, Ömer'e ve Mert'e yaşattıkları içler acısı... O kadar empati kurarak yazıyorum ki, bu da senaryo, reji ve oyunculukların başarısını gösteriyor. Hepsinin emeğine sağlık.