Geçtiğimiz hafta günlük dizilere el atmaya ve günde 60 dakika, haftada 5 gün yayınlanan bu çılgınlığa şahit olmak istedim. Önce yolum Aşkın Bedeli’ne düştü. Başrollerini Deniz Bolışık, Arda Öziri, Özlem Maden, Tolga Akman, Yeşim Alıç’ın paylaştığı diziyi daha önce izlemiyordum. O nedenle bir günde 10 bölüm yani 10 saat diziyi izledim. Ondan sonra da devrelerim yandı. Çünkü kim kiminle anlamak için ilişki şeması yapmadan anlamam pek mümkün olmadı. Annemi arayıp yardım almaya çalıştım ama başaramadım. Ben de dizinin setinin yolunu tuttum. Aşkın Bedeli Dudullu’da Stüdyo 216’da çekiliyor. Her katında farklı bir dekorun olduğu dizide 4 saatimi geçirdim. Vurulma sahnesiyle başlayan günüm, daha sonra hastanede, holdingde ve pavyonda devam etti. Anlayacağınız dört saatte ben bu kadarını yaşadıysam oyuncular 300 bölümde neler yaşadılar. Sahne sırasında dizide Sedef karakterine hayat veren Deniz Bolışık’ın yanına yanaştım. Bolışık, “1.5 sezonda Sedef’in yaşadıklarını ben 33 yıllık ömrümde yaşamadım. Bazen o kadar yoğun sahneler çekiyoruz ki, birilerinin bana Deniz olduğumu hatırlatmalarını istiyorum” dedi. Deniz haklı, inanın hiç kolay değil Sedef olmak. 5 bölüm iç içe çekiliyorPoyraz’ı oynayan Arda Öziri aynı zamanda Anemi grubunun vokali. Ama son zamanlarda ağırlığı oyunculuğa vermiş. “Zaten başka bir şey yapmaya da vaktimiz yok” diyor. Dizinin kötü kadını Şimal yani Belgin Alptekin, sokakta kötü tepkiler aldığını ve bunun kendisini mutlu ettiğini söylüyor. Çünkü bunun işini iyi yaptığını gösterdiğine değiniyor. Yönetmen Özdemir Göksel Aydın’ın önünde bir balya kağıt duruyor. Yanına yaklaşıp “Bu nedir hocam?” diye soruyorum. Aydın, “Her hafta 5 bölüm çekiyoruz. O nedenle bize 5 bölümlük senaryo gelir ve 6 günde çekeriz, bir haftada yayınlanır. Bir mekâna girip beş bölümlük malzemesini çekip çıkarız” cevabını veriyor. Ferhat karakterini canlandıran Erhan Mirahmetoğlu, “Aşkın bedeli bu kadar ağırsa gerçek hayatta insanlara hem sabır hem de metanet diliyorum” diyor.Dar alanda kısa paslaşmalarÖzgür Özberk, günlük dizide çalışarak hızlandırılmış bir workshop’ta olduğuna inanıyor ve ekliyor: “Ben hiç ezber yapamazdım. Ama iki hafta günlük dizide çalışınca kol kası yapar gibi ezber yapmayı beceriyorsunuz.” Ben en çok kötü karakterken iyi karaktere dönüşen Emir karakterine şaşırıyorum. Tolga Akman ise “Aşk Emir’in sivri köşelerini düzeltti, onu iyileştirdi” diyor. Gülnara, yani Özlem Maden’in de derdi aşk. Her senaryoyu okuduğunda “gerçekten böyle aşklar var mı?” diye sorduğunu söylüyor. Hayriye yani Serap Önder, “Herkese aşk var ama bana yok. Siz bana bir aşk yaşatın, ondan sonra olayları görün” diyor. Anlayacağınız herkes halinden memnun ama sette oynadıkları karakter gibi yaşıyor. Zaten aksi mümkün değil. Yemeği bile çok hızlı yiyorlar. Çünkü bir günde neredeyse bir bölüm çekiyorlar. Sonuç olarak, günlük dizinin göbek adı hız, anlamı dar alanda kısa paslaşmalar demekmiş.
Bugün sokağa çıkıp “En sevdiğiniz Türk dizisi hangisiydi?” diye sorsak hiç şüphe yok ki, 100 kişiden 99’u ‘İkinci Bahar’ cevabını verir. 1998-2001 yılları arasında yayınlanan, başrollerini Şener Şen, Türkan Şoray, Nurgül Yeşilçay, Ozan Güven, Güven Hokna, Özkan Uğur, Meral Okay’ın canlandırdığı ‘İkinci Bahar’ gerçekten en şahane dizilerimizden biriydi. Yayınlandığı dönemde kanal devam etmek istemiş ama yapımcı “Tadında kalsın” demiş ve diziyi bitirmişti. Finalinin yayınlandığı gece insanlar ekrana kilitlenmişti. Sokaklardan bir araba bile geçmiyordu. Efendim, o yıllarda seyirciye saygı vardı. Hikayenin lastik gibi uzamasına izin verilmezdi. Ne de olsa sevildik deyip aynı olayları izlemezdik. Ne yapsak tutar diye bir anlayış yoktu.Birçok star kazandırdı!Üstelik bize inanılmaz starlar da kazandırdı. Düşünsenize; Nurgül Yeşilçay, Ozan Güven, Devin Özgür Çınar, Ali Atay bize bu dizinin hediyesinde. Bir daha da o tatta bir dizimiz olamadı. Yıllardır “İkinci Bahar gibi dizimiz olsa da izlesek” derim. Ama bir türlü olamadı.Şimdi ‘İkinci Bahar’ yeniden başlıyor. Kanaltürk’te yarından itibaren hafta içi her gün 17.15’te tekrarları yayınlanacak. Açıkçası ben hepsini çok özledim. Siz de Ali Haydar ve hayatını benim gibi özleyenlerdenseniz kaçırmayın derim.
Başrollerini İlker Kaleli, Burçin Terzioğlu ve Musa Uzunlar’ın paylaştığı, Limon Yapım-Hayri Aslan’ın yapımcılığını üstlendiği, Ethem Özışık’ın senaryosunu kaleme aldığı ve Çağrı Liva Lostuvalı’nın yönettiği Poyraz Karayel sonunda görücüye çıktı. Temmuz ayında çekimlerine başlanan, ekim ayında yayında olacağı duyurulan ama bir türlü yayın günü bulamayan dizinin tanıtımları oldukça dikkat çekiciydi. Bir polisiye beklediğimiz dizinin son tanıtımları öylesine romantik komediye kaçmıştı ki, kavram karmaşası yaşar hale gelmiştik. Ben işten çok umutluydum. Aslında hâlâ umutsuz değilim. Çünkü Poyraz Karayel’i sevdim. Önemli bir gazetecinin alkolik kızıyla evli olan ve Sinan adında bir oğlu olan Poyraz Karayel, hayatta serseri ama oğluna sevdalı bir polistir. Bir operasyon sırasında iftiraya maruz kalır ve hapse girer. Kayınpeder boş durmaz ve torununun velayetini alır. 6 ay sonra hapishaneden çıktığında da Poyraz’a çocuğunu göstermez. Artık polis değildir ve oğlunu kaçırmaya kalkar. Ayşegül’de o gün karşısına çıkar. Tesadüfe bakın ki, Ayşegül Poyraz’ın uzun zamandır peşinde olduğu Bahri’nin kızı çıkar. Babasından kardeşinin ölümüne engel olamadığı için nefret eden Ayşegül’ün tek derdi kaçıp bu ülkeden gitmektir. Ancak kuzeninin askerliğe vedasında çıkan çatışmada arkadaşı Taner’i kaybederken, Poyraz aradığı Bahri’nin hayatını kurtarır. Size birinci bölümü özetledim.Burçin’e mest oldumGördüğünüz gibi konumuz klişe ama işleniş biçimi kötü değildi. Sorunları var mıydı? Olmaz mı? Öncelikle senaryoya başlayalım. Bence baba-oğul ilişkisi çok tatlıydı. Keşke çocuk baba ve erken olgunlaşan çocuk ilişkisi daha komedi üzerinden gitseydi. Sahneler aslında durum komedisi olabilirdi ve iş sıcaklığını oradan alırdı. Diğer taraftan işin baba tarafı çok filozoftu. Hep söylediğim şey burada da vardı. Ezel’de Ramiz Dayı’da mafyaydı ama karakterin alt metni çok sağlamdı. O yüzden edebiyatta yapıyordu, felsefe de… Ama Bahri’nin kızı onu herkesin önünde aşağılarken ettiği o büyük büyük laflar gerçek değil, karton görünmesine sebep oldu. Bir yanda felsefe yüklü içerik üretmeye çalışırken, Poyraz karakterinin her olacak olayı kendi kendine söyleyip sonra olaya girmesi bu senaryoya yakışmamıştı. Rejiye gelirsek; aynı kararsızlık orada da vardı. Baba-oğul, Poyraz-Ayşegül ve Poyraz-komşu oğlu sahnelerinde yönetmen risk alıp bu dramatik yapıyı durum komedisine çevirmeliydi. Özellikle Poyraz’ın komşu oğluna ülkemizi anlattığı sahne hepimizi kahkahalara boğabilirdi. Çünkü biz ağlarız acınacak halimize… Sahne drama olarak çekildiği için bol mesaj kaygılı görünüyordu. Bir restoranın basılıp taranması çok büyük bir olayken sıradan bir çatışma sahnesi izledik. Ama oyunculuklara tek laf edemem. Özellikle Burçin Terzioğlu’na mest oldum. İnanılmaz bir performans sergilemiş.İş umut vaat ediyorİlker Kaleli zaten çok beğendiğim bir oyuncu. Burada da çoktan Poyraz olmuş bile. Musa Uzunlar şahaneydi. Ama keşke senarist ve yönetmen tercihiyle ya gerçek bir baba olsaydı, ya da gerçek bir mafya babası. Ataberk Mutlu bir mucize… Hem çok sempatik, hem de iyi oynuyor. Ali İl gıcık bir Sadrettin’di. Daha çok komedilerden izlediğimiz Cem Cücenoğlu’na Taş Kafa rolü çok yakışmıştı. Görkem Kanbolat Arslan ileride çok konuşacağımız bir Sefer olacak. Demedi demeyin! Celil Nalçakan’ı ilk bölüm çok topa girmiş göremedik ama ilerleyen bölümlerde onu da konuşacağımız çok belli. Emel Çölgeçen avukat rolünün altından kalmıştı. Kısacası; ben Poyraz Karayel’i tüm bu sorunlarına rağmen umut vaat eden bir iş olarak izledim. Ancak reyting sonuçları iç açıcı değil. Dizi Tüm Kişiler’de 3.65 reytingle 14’üncü, AB’de 4.55’le 8’inci oldu. Reçeteme gelince; karşısında Diriliş ve Güzel Köylü varken zirvede yer alması çok zor. Tadında Kara Para Aşk lezzeti var ama bir seçim yapması lazım. Dizi bu haliyle sadece AB’ye hitap eder. Ama dram, polisiye ve komediyi harmanlarsa her üç diziden seyirci alabilir.
Başrollerini Selin Şekerci, Deniz Baysal, Açelya Topaloğlu, Furkan Andıç, Fırat Altunmeşe, Fırat Albayram, Şenay Gürler ve Ege Aydan’ın paylaştığı Kaçak Gelinler’in setini ziyarete gittim. Sizinbu akşam izleyeceğiniz parti çekimlerinde hem üşüdüm, hem eğlendim, hem de yardımcı oyunculuk üzerine epey bilgi sahibi oldum. Paşabahçe’de daha önce İntikam’ın çekildiği kafede yapılan çekimlerde tüm oyuncu kadrosu dışında onlarca yardımcı oyuncu hazır bulunuyordu. Ben öncelikle soluğu onların yanında aldım. Hallerinden oldukça memnun beklerken yanına yaklaştığım Canan Akkaya’ya neden figürasyonluk yaptığını sordum. Cevap hayli ilginçti: “Çok fazla dizi izlemem ama tüm boş vakitlerimde dizilerde oynarım. Bugüne kadar çok fazla dizide rol aldım. Setleri seviyorum. Buralarda edindiğim arkadaşlarım var ve en iyi dostlarım onlar. Bu işin kazancı şöyle oluyor. 5 fiş 35 lira, sonra 40 lira oluyor. Eğer diyaloğunuz olursa 60 lira.” Tabii ki benim sorum “Fiş ne demek?” oluyor. Akkaya, “Biz oynadığımız her işe fiş keseriz. Beş tane olduğunda 35 lira kazanılır. Sonrasında artar. Tüm ay biriktiririz. Sonrasında ajansa keseriz ve sigortamız yatar.” O halinden hayli memnun görünüyor ama öldürseniz o kadar bekleyemem deyip soluğu sette alıyorum.En çok uyku konuşuluyorÖnce yönetmen İnci Balabanoğlu’nun yanına yanaşıyorum. Sonuçta dizi bir romantik komedi ve kadınlar romantik komedi severler. Sizin için nasıl bir duygu diyorum. Balabanoğlu, “Ben romantik komedi izlemeyi sevmem. Ama çekmek değişik bir tecrübeymiş. Çünkü çekerken o klişe şeyleri izlemediğim için kullanmıyorum. Dolayısıyla benim güldüğüm sahne gerçek oluyor” diyor. Soluğu kafede alıyorum. Müzik başlıyor ve herkes dans ediyor. Tabii ki ben de müziğe kendimi teslime diyorum. Hatta Deniz Baysal ve Fırat Altunmeşe’ye bazı dans figürlerimi öğretiyorum. Ardından sohbete başlıyoruz. Ekip çok genç olunca muhabbetin “Sette çok eğleniyoruz” diye başlayacağını zannediyorum ama ne mümkün bu gençlerin derdi sadece uyku. En çok uyku konuşuyorlar. Hep uyumak istiyorlar. “İçiniz geçmiş sizin” dediğimde “Ama bu hafta yoğunuz. O nedenle böyle oldu. Yoksa eğleniriz” cevabını veriyorlar.Setin en genci Ege AydanSette gerçekten herkes birbiriyle iyi anlaşıyor. Ege Aydan setin en büyüğü olmasına rağmen aslında en çocuk olanı o. Bunu tüm ekip doğruluyor. Şenay Gürler’e herkes “Şenay Hanım” diye hitap ediyor. Ama hep bir ağızdan “Ona o kadar saygı duyuyoruz ki, görünce oturuşumuza bile dikkat ediyoruz” diyorlar. Ekip sağlam, eğlence yerindeyken ben artık dışarı çıkıyorum. Ama durmak ne mümkün! Hava buz gibi soğuk, sahnenin bitmesi lazım ve sabaha sadece birkaç saat var. Artık pes ediyorum ve “Ben gidiyorum” diyorum. Tüm oyuncular “Kalsaydın bizle” diyorlar. Ama bu kadarı bile yetti bana. Türkiye’de her iki kişiden biri oyuncu olmak istiyor. İyi oyuncu olmak başka bir mesele ama set beklemek demek. Bu kadar beklemeye tahammülü olmayan herkese önerim, kendinize başka uğraşlar seçin. Setlerde bu soğukta çalışan herkesin emeğine sağlık!
Ocak ayının televizyoncular için çok bereketli olduğuna inananlardanım. Zaten ekran tarihine damgasını vurmuş pek çok iş bu ayda kendini göstermiştir. Geçen sezon o kadar çok dizi bitti ki, 2014’ü tutmuş iki dramayla kapattık: Paramparça ve Kaderimin Yazıldığı Gün… Şimdi yeni bir dönem başladığına göre, ocak ayında başlayacak dizilere bakalım. Kanal D’yle başlayalım… Öncelikle bugün başlayacak olan İlker Kaleli ve Burçin Terzioğlu’nun başrollerini oynadığı Poyraz Karayel var. Çok uzun zamandır bekliyoruz diziyi, tanıtımları çok eğlenceli. Bu akşam reyting yarışında nasıl yer alacağını yarın sabah göreceğiz. Ardından Beş Kardeş dizisi başlayacak. Onur Ünlü imzalı, Serkan Keskin, Fatih Artman, Melisa Sözen’in başrolünü paylaştığı diziyi merakla bekleyenlerin başında ben varım. Hadi artık Beş Kardeş gelsin. Serdar Akar imzalı Adı Yok dizisi de yayın günü bekliyor. Ocak ayında başlayacak dizide Orhan Kılıç, Hakan Eratik ve Deniz Uğur başrolleri paylaşıyor.Aşk Yeniden Fox’taAtv’de bu ay Necip Memili ve Sedef Avcı’nın başrolünü oynadığı Bedel ve Özlem Yılmaz, Engin Hepileri’nin rol aldığı Kara Ekmek görücüye çıkacak. Elçin Sangu ve Kadir Doğulu’nun Sevdam Alabora’sı ay sonu ya da şubat başı ekrana gelecek. Star TV’de ocak ayında Benzemez Kimse Sana, Patron, Ve Kazanan, Eyvah Düşüyorum yarışmaları ekrana gelecek. Ama ay sonunda ya da şubat ayının başında Songül Öden, Mert Fırat ve Alican Yücesoy’un başrolünü paylaştığı Serçe Sarayı yarışa katılacak. Show TV, Serhat Teoman, Nur Erkul, Seda Akman’ın başrolünü oynadığı Acil Servis dizisini ocak ayında yayına sokacak. Ayrıca Tolgahan Sayışman ve Amine Gülşe’nin rol alacağı Asla Vazgeçmem başlayacak. TV8’de Hazal Kaya ve Aras Bulut İynemli’nin rol aldığı Maral başlıyor. Fox TV’de Buğra Gülsoy, Özge Özpirinçci ve Mert Öner’in rol aldığı Aşk Yeniden start verecek. Yani anlayacağınız 11 yeni dizi bu ay ekrana “Merhaba” diyecek. Bu 10 dizinin göstereceği yol bize aslında tüm yılın rotasını çizecek.
Ocak ayının ilk iki haftası reklam bütçeleri ayarlandığı için genellikle ekranlarda dizilere ara verilir. Çünkü dizi pahalı bir ürün ve reklam yoksa bir anlamı yok. Ancak sson yıllarda yeni dizi tutturmaya çalışan kanallar zarara girmeyi göze alarak yeni dizilerini yayınlıyorlar. Fakat Kurtlar Vadisi gibi bir marka buna ihtiyaç duymuyor. Zira 12 yıldır zaten zirvede oturuyor. O nedenle yılbaşının ertesi günü yayında yoktu. Haftaya da olmayacak. Ama ekrana tam da reytinglerin yükseldiği dönemde ara verdi. Havaların soğuması kesinlikle televizyon izlenme oranlarını artırdı. Çünkü bu soğukta kimse dışarı çıkmak istemiyor. Hal böyle olunca da herkes soluğu ekran karşısında alıyor.Bu hafta Prime-time’da neredeyse tüm diziler yükselişte. Ama Kiraz Mevsimi ve Kocamın Ailesi ciddi anlamda atak yaptı. Tabii ki yılbaşının ertesi günü Kurtlar Vadisi’nin yokluğu Kocamın Ailesi’ne yaradı. Dizi Tüm Kişiler’de zirveye oturdu.Çift haneli reytinge geçtikKiraz Mevsimi tüm rakiplerini geride bırakarak Cumartesi akşamı 8 reytingin üstüne çıktı. Tam artık sıktı, kendini tekrar ediyor dediğimiz nokta da küllerinden yeniden doğdu. Paramparça ve Kaderimin Yazıldığı Gün reyting artışını sürdürüyor. Hatta yılbaşı akşamı yayınlanan Güzel Köylü bile bir önceki haftaya göre reytingini yükseltti. Gönül İşleri Ocak ayında ekrana ara veren dizilerden.. Kaçak Gelinler de Perşembe yayınlanmadı. Bu hafta Tüm Kişiler’de reyting şampiyonu Karagül olurken, Paramparça onun sadece bir adım ötesindeydi. Böyle devam ederse zirveye oturacak gibi görünüyor. Kocamın Ailesi ve Kiraz Mevsimi’nin yükselişi Karadayı gibi dişli bir rakibi ilk beş listesinden çıkardı. Kaderimin Yazıldığı Gün yerini korudu. AB’de Paramparça ve Karadayı rekabeti yaşandı bu hafta. Ama kazanan Paramparça oldu. Onları Kocamın Ailesi, O Hayat Benim ve Kaderimin Yazıldığı Gün takip etti. Kısacası reytingleri ortalama 7 ve üzeri olan diziler bunlardı bu hafta. Bu izlenme oranları devam ederse çift haneli reyting görmeye tekrar başlarız.
Ocak ayının ilk iki haftası reklam bütçeleri ayarlandığı için genellikle ekranlarda dizilere ara verilir. Çünkü dizi pahalı bir ürün ve reklam yoksa bir anlamı yok. Ancak son yıllarda yeni dizi tutturmaya çalışan kanallar zarara girmeyi göze alarak yeni dizilerini yayınlıyorlar. Fakat Kurtlar Vadisi gibi bir marka buna ihtiyaç duymuyor. Zira 12 yıldır zaten zirvede oturuyor. O nedenle yılbaşının ertesi günü yayında yoktu. Haftaya da olmayacak. Ama ekrana tam da reytinglerin yükseldiği dönemde ara verdi. Havaların soğuması kesinlikle televizyon izlenme oranlarını artırdı. Çünkü bu soğukta kimse dışarı çıkmak istemiyor. Hal böyle olunca da herkes soluğu ekran karşısında alıyor. Bu hafta Prime-time’da neredeyse tüm diziler yükselişte. Ama Kiraz Mevsimi ve Kocamın Ailesi ciddi anlamda atak yaptı. Tabii ki yılbaşının ertesi günü Kurtlar Vadisi’nin yokluğu Kocamın Ailesi’ne yaradı. Dizi ‘Tüm Kişiler’de zirveye oturdu.Çift haneli reytinge geçtikKiraz Mevsimi tüm rakiplerini geride bırakarak Cumartesi akşamı 8 reytingin üstüne çıktı. Tam artık sıktı, kendini tekrar ediyor dediğimiz nokta da küllerinden yeniden doğdu. Paramparça ve Kaderimin Yazıldığı Gün reyting artışını sürdürüyor. Hatta yılbaşı akşamı yayınlanan Güzel Köylü bile bir önceki haftaya göre reytingini yükseltti. Gönül İşleri ocak ayında ekrana ara veren dizilerden... Kaçak Gelinler’de perşembe yayınlanmadı. Bu hafta ‘Tüm Kişiler’de reyting şampiyonu Karagül olurken, Paramparça onun sadece bir adım ötesindeydi. Böyle devam ederse zirveye oturacak gibi görünüyor. Kocamın Ailesi ve Kiraz Mevsimi’nin yükselişi Karadayı gibi dişli bir rakibi ilk beş listesinden çıkardı. Kaderimin Yazıldığı Gün yerini korudu. AB’de Paramparça ve Karadayı rekabeti yaşandı bu hafta. Ama kazanan Paramparça oldu. Onları Kocamın Ailesi, O Hayat Benim ve Kaderimin Yazıldığı Gün takip etti. Kısacası reytingleri ortalama 7 ve üzeri olan diziler bunlardı bu hafta. Bu izlenme oranları devam ederse çift haneli reyting görmeye tekrar başlarız.
Birkaç gün önce 2014 yılında olanları kaleme almış ve yılın modasının şarkı söyleyen oyuncular olduğunu yazmıştım. Hatta biraz ileri giderek şarkıcıların pabucunu dama attıklarını iddia etmiştim. Yılbaşı gecesi programlarında reytingleriyle öne çıkan yapımlara bakarsanız ne kadar haklı olduğumu anlarsınız. Tüm Kişiler’in kazananı Ben Bilmem Eşim Bilir ama AB ve ABC1 kategorilerinde O Ses Türkiye önde. Bu sene O Ses Türkiye’de17 ünlü isim şarkı söyledi. Fakat öne çıkan performanslar oyunculardı. 13 oyuncu; Gamze Özçelik, Sarp Apak, Murat Yıldırım, Selin Şekerci, Buğra Gülsoy, Şafak Sezer, Gupse Özay, Tuba Ünsal, Ersin Korkut, Derya-Ferhan Şensoy, İbrahim Büyükak, Mete Horozoğlu özgüvenlerini ortaya koyup risk aldı. Diğer yarışmacılar İvana Sert, Arda Turan, Saba Tümer ve Atalay Demirci’ydi. Ben en çok İbrahim Büyükak, Sarp Apak ve Selin Şekerci’nin performansını beğendim ama hepsinin çabası takdire şayandı. Bu da reytinge yansıdı. Şarkı söyleyen oyuncular büyük ilgi gördü. Güzel Köylü dizisine yılbaşı bölümünde Sibel Can konuk oldu. Ama dizinin sürprizi Bünyamin karakterine hayat veren Toygan Avanoğlu’nun söylediği şarkılar oldu. Özellikle Selami Şahin’in Tapılacak Kadınsın şarkısını söylediği sahne büyük beğeni topladı. Ben Bilmem Eşim Bilir çok eğlenceli bir programa imza attı. Sonuçta yılbaşı geceleri ekranları süsleyen şarkıcılar yoktu bu sene… Diziler ve yarışma programlarında yer alan oyuncular ipi göğüsledi. Ve kazanan farklı yeteneklerini ortaya koyan oyuncular oldu.Maral merak uyandırdıHazal Kaya ve Aras Bulut İynemli’nin başrollerini paylaştığı Maral dizisinin tanıtımı yılbaşı gecesi yayınlandı. Zaten ikisini yan yana düşündüğümde bile çok iyi bir çift olacaklarını yazmıştım. Ancak tanıtımda aralarındaki kimyayı görünce bir kez daha emin oldum. Şimdi heyecanla bu ikiliyi izlemeyi bekliyorum. Senaryosunu Pınar Bulut Deren’in kaleme aldığı diziyi Deniz Koloş yönetiyor. Aras dizide bir çikolata ustasını, Hazal ise garsonluktan mağaza işletmeciliğine yükselen Maral’ı canlandırıyor. Çekimleri birkaç gün içinde başlayacak dizi şubat ayında ekranda olacak.