Bu perşembe ekranda büyük bir savaş yaşanacak. Polat Alemdar ve ekibinin Kurtlar Vadisi Pusu’suna karşı, Kocamın Ailesi uzun süredir iyi bir rakip oldu. Son haftalarda Tarık’ın ailesine kavuşması nedeniyle reytinglerini de bir hayli yükseltti. Hatta geçen hafta Kurtlar Vadisi’ni geride bıraktı. Show TV’de Asla Vazgeçmem her hafta yükseliyor. Atv’de Bedel var. Ama genellikle ilk 3’te Kurtlar Vadisi Pusu ve Kocamın Ailesi’ne sahne oluyor reyting karnesi… İşte bu düzene dur diyecek iki proje görücüye çıkıyor 5 Mart’ta yani bu perşembe… İlki, başrollerini Songül Öden, Mert Fırat, Alican Yücesoy, Selen Öztürk ve Erkan Bektaş’ın paylaştığı Serçe Sarayı… Tanıtımları hem dram, hem de komedinin bizi beklediğini gösteriyor. O nedenle bu dizi Kocamın Ailesi’ne rakip olacak. Eğer bizi ilk 7 dakika içine alacak ve derdini anlatacak bir kurguyla karşımıza çıkarsa şansı yüksek olur. Zaten diğer diziler özet verirken başlaması en büyük şansı olacak. Yani iyi bir malzeme çıkarsa seyirci satın alacak.Maral da başlıyorGelelim, perşembe akşamı başlayacak diğer iddialı diziye… Başrollerini Hazal Kaya, Aras Bulut İynemli ve Ceyda Düvenci’nin paylaştığı Maral-En Güzel Hikayem özellikle perşembe akşamları kumandayı erkeklere ve kadınlara kaptıran gençliğin ilgi göstereceği bir dizi. Bu tahmini, Hazal Kaya ve Aras Bulut İynemli’nin izleyici kitlesinin daha çok gençlerden oluştuğunu bildiğim için yapıyorum. Tabii ki, hikâye her yaş grubunu hedefliyor. Tanıtımı merak uyandırıyor. Ama daha çok AB izleyici kitlesinin ilgi çekeceği bir diziye benziyor. Ayrıca TV8’de yayınlanıyor olması bu dizinin zamana ihtiyacı olacağını gösteriyor. Çünkü kanalın yarışma programlarında izlenme oranı ne kadar yüksekse, dizide o kadar az. Çünkü izleyicinin bu kanalda dizi izleme alışkanlığı yok. O nedenle daha fazla tanıtıma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Oyuncu kadrosu güzel, hikaye ilgi çekici, yönetmen iyi… Fakat perşembe başlayacağını çok az kişi biliyor. Eğer iyi tanıtım yapılırsa, gençler kumandayı ele geçirirse Maral perşembe akşamları iyi bir alternatif olacaktır. Ne diyeyim, iki dizinin de yolu açık, reytingi bol olsun!
Şubat 2013’te Alper Saldıran, Zeynep Çamcı, Güven Kıraç, Selen Uçer, Altan Gördüm, Lale Mansur, Bala Atabek, Burcu Altın, Erdem Akakçe, Burcu Biricik, Mert Turak, Fatih Koyunoğlu, Beyti Engin, Yusuf Akgün ve Meral Asiltürk’ün rol aldığı diziyi keyifle izledim iki sezon boyunca… Daha sonra bazı oyuncular başka dizilere geçti. Önce Beyti Engin ayrıldı, daha sonra Mert Turak, Burcu Biricik, Lale Mansur, Altan Gördüm… Ama Umut Kurt, Ozan Osmanpaşaoğlu, Zafer Algöz, Gülden Dudarık ve Eda Ece diziye katıldı. Ayşem Ve Ömer aşkı, rotasını Reyhan ve Mazhar’a kırdı. Üniversitede aşk yaşamaya başlayan çiftler, evlendi, çocukları oldu ve hayat mücadelesine başladılar. Üç sezon boyunca naif bir hikâye izledik. Fonumuzda Orhan Gencebay’ın Beni Böyle Sev şarkısıyla… Dizi bize saf aşkı, gerçek dostluğu ve kalabalıklar içinde tek vücut olmayı gösterdi yayında kaldığı süre boyunca… Bir de bize Ayşem ve Nail’le harika bir baba-kız aşkı izletti. Paramparça’daki Cihan ve Cansu’dan önce Ayşem ve Nail vardı benim için… Reytingleri gitgide düşen dizi üçüncü sezonunda cuma akşamı veda etti. 89 bölüm boyunca entrika çevirmeden, naif bir hikâye anlatılabileceğini hepimize kanıtladılar. O nedenle tüm ekibin emeğine sağlık!1 milyon tık aldı Ulan İstanbul ikinci bölümüyle de bir milyon tık aldı. İnternet yayıncılığını çok desteklediğim için her hafta takip edeceğim tıklanma sayısını ve yazacağım. Çünkü özgürleşmenin yolu internette… 45 dakika, doldurma sahne olmadan dizi izlemek gerçekten çok keyifliymiş. Ben rotasını dijitalciliğe kıran Ulan İstanbul’u ekrandakinden çok daha fazla sevdim. Tüm karakterlere daha çok gülüyorum. Bir de o baskı olmadan yazma, oynama ve yönetme işe o kadar yansımış ki, tadından yenmeyen bir iş izliyorsunuz. Bugün 14.30’da Kanaltürk’te ekrana gelecek Dizi Doktoru programımda da Ulan İstanbul dizisine konuk oldum. Gerçekten çok eğlenceli bir ekiple karşılaştım. Öncelikle beni sette ağırlayan uygulayıcı Ayşıl Tay’a çok teşekkür ederim. Her şey o kadar planlı bir şekilde ilerledi ki, “Her hafta bu sete gelebilirim” dedirtti. Tüm oyuncular misafirperverlerdi. Ortaya çok eğlenceli bir iş çıktı. Umarım bu ekip uzun yıllar üretmeye devam eder. Çünkü tam hikâye bitti dediğimiz yerden, yepyeni bir çengel atıyor senarist Uğraş Güneş. Yarın yeni bölüm var, heyecanla bekliyorum. Daha fazla gülmek ve düşünmek için…
- Survivor All Star’ın gelişi reyting listesini alt üst etti. Öncelikle Paramparça’yı iki haneli reytinglerden indirdi. Her ne kadar gün birincisi olsa da dizi ortalama 2.0 reyting kaybetti. Ancak Paramparça bu hafta diziye yeni bir parantez açtı. Bu defa “Senin baban benim” durumunu izleyeceğiz. Buna karşın, Survivor Karadayı’nın işine yaradı. Çünkü dizi ortalama 1 reyting yükseldi.- Survivor’ın gelişi en çok Kanal D’yi vurdu. Çünkü pazar Şeref Meselesi’ni, pazartesi Beş Kardeş’i, Salı Küçük Ağa’yı yerinden etti. Kanal ciddi anlamda kan kaybetti.- Aşk Yeniden bir geldi, pir geldi! Dizi ilk bölümün ardından çift basamaklı reytinglere ulaştı. Survivor karşısında gün birinciliğini korumayı sürdürdü. Sektörde, sokakta herkes diziyi konuşuyor. Bu arada diziye yeni bir oyuncu katılıyor. Derin Şevket’in karısı, Zeynep’in annesi geliyor. Muhteşem Yüzyıl’ın Daye Hatun’u Sema Keçik Aşk Yeniden’e katıldı. Tamer Levent ve Sema Keçik’in muhteşem bir oyunculuk performansı sergileyeceğine eminim.- Oyuncu Burak Sağyaşar’ın yapımcılığa geçiş yaptığını aylar önce yazmıştım. İlk projesiyle yazın Kanal D ekranında olacak. İzzet-i Nefis adlı proje romantik komedi türünde olacak.- Bir romantik komedi de Süreç Film’den… Kanal D’de ekrana gelecek dizinin adı Evli ve Öfkeli. Şu anda oyuncu seçimleri yapılıyor.- Songül Öden, Mert Fırat, Alican Yücesoy, Selen Öztürk ve Erkan Bektaş’ın başrollerini paylaştığı Serçe Sarayı, 5 Mart Perşembe akşamı Star TV’de başlıyor. Dizi daha yayın hayatına başlamadan yurtdışına satışı gerçekleşti.- Kösem Sultan dizisi eylülde Star TV’de ekrana gelecek. Daha önce yazmıştım. Yönetmeni Öyle Bir Geçer Zaman ki, Kayıp, Benim Adım Gültepe dizilerini yöneten Zeynep Günay Tan oldu. Şu anda tüm dünyada Kösem Sultan’ı oynayabilecek yeni bir yüz aranıyor.
Discop Fuarı salı günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda başladı. Her yıl şubat ayında düzenlenen fuarda hem Türk distribütörler, hem de yabancı firmalar dizilerini ve formatlarını görücüye çıkarıyorlar. Ben de salı günü fuarın açılışına gittim ve havayı kokladım. Bu fuarın iki büyük Türk distribütörü ITV ve Global Agency hem açtıkları stantlarla, hem de dizileriyle dikkat çekiyor. Fuarın girişini henüz yayına bile çıkmayan Maral afişleri süslüyor. Onu baştan söyleyeyim. Yani daha Türkiye’de yayınlanmayan dizinin yurt dışı satışı başladı. Diriliş ve Filinta dikkat çeken diğer diziler… ITV Inter Medya Ceo’su Can Okan, hem Diriliş hem de Filinta için özel kataloglar hazırlatmış. Dizinin konusu, karakterleri ve özel fotoğraflarının olduğu kataloglar çok dikkat çekici. Ben de o katalogları karıştırırken Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin Karolin’i Wilma Elles’in Filinta dizisine konuk oyuncu olarak değil, sürekli olarak katıldığını gördüm.Parti düzenlendi Can Okan, ayrıca Filinta’nın satışında yurt dışı firmalarına sundukları bir teklifi anlattı. Filinta’yı sattıkları ülkelerde “Sizin oyuncularınızı diziye konuk oyuncu olarak alabiliriz” diyorlarmış. Ne yalan söyleyeyim, çok mantıklı bir teklif. Böylece uluslararası satışlarımız artacak. Yunanistan, Latin Amerika ve Ortadoğu ülkeleri bu teklife çok sıcak bakmış. Şimdiden 30 ülkeden Diriliş’e ilgi varmış. Bu fuarın etkinlikleri bitmez. Salı akşamı Can Okan ve Ahmet Ziyalar Nişantaşı’nda misafirlerine bir parti verdi. Sektörden pek çok oyuncunun, yapımcının, kanal yöneticilerinin ve yabancı konukların katıldığı gece çok eğlenceliydi. Kara Para Aşk dizisinin pek çok oyuncusu da yabancı misafirlerle bir araya geldi. Ancak gecenin haberi Muhteşem Yüzyıl’ın Mahidevran Sultan’ı Nur Fettahoğlu’nun Filinta’ya dahil olduğu haberiydi. Anlayacağınız, Filinta Türkiye’de çok yüksek reytinglere imza atmasa da, yurtdışında yüksek satışlara oynuyor. Özellikle prodüksiyon kalitesi sebebiyle yabancıların da çok ilgisini çekiyor. Bizzat gözlerimle gördüm.Kara Para Aşk oyuncuları gecede yabancı misafirleriyle bir araya geldi.
Yıllardır söylerim, ekranda Survivor’ın başlaması artık yaz yaklaşıyor demek. Tatil hayalleri kurmak, bikinili ve şortlu insanları izlemek ve yaz planları yapmak demek. İçimizi karartan şeylere bakmak yerine, kafa dağıtmak demek. Çünkü Survivor izleyiciye tüm bunların yanında, ünlü insanların hayatını gözetleme, çatışma, oyun izleme fırsatı da sunuyor. Özellikle yeni başlayan Survivor All Star çok daha heyecanlı bir halde geldi. Gelir gelmez de ekranın tozunu attırdı. Düşünsenize; yıllarca bu yarışmayı izlediğimiz isimlerin hepsi bir arada… Özellikle kadınlar tarafında Sahra, Merve Aydın, Merve Oflaz, Serenay Aktaş ve Duygu kendi başlarına olay demekti. Şimdi aynı yarışmadalar… Erkekler için de aynı durum geçerli…Bu sene aşk yaşanır Survivor’ın da aslında bir diziden farkı yok. Issız bir adaya düşmüş insanların hayatta kalmak ve kazanmak için önce birbirlerine tutunma, sonra birbirlerini yeme hikâyesini izliyoruz. En yakın arkadaşların nasıl birbirilerinin kuyusunu kazdığına şahit oluyoruz. Kavgalar, yarışlar derken zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz. Bence bu sene Survivor’da bir aşk başlar ve onu da izleriz. Yani dizilerin karşısında üstelik yeni hayatlara tanıklık ettirdiği için çok iddialı bir rakip.Karanlık iş girmeyinŞimdi son iki günün sonuçlarına bakalım. Pazar akşamı başlayan Survivor gelir gelmez O Hayat Benim’i birincilikten indirdi ve zirveye oturdu. Pazartesi akşamı Paramparça’yı yerinden edemedi ama ciddi anlamda reytingini çaldı. Fakat en çok Beş Kardeş ve Karadayı’yı vurdu Survivor. Salı akşamı da Küçük Ağa ve Kaderimin Yazıldığı Gün’den seyirci alacaktır. Yani gelir gelmez dengeleri alt üst etti. Ama asıl tehlikesini yeni başlayacak dizilerde gösterecek. Demedi demeyin, ben olsam artık bu dönemden sonra karanlık bir işi ekrana sokmazdım. Çünkü tutunma şansı çok zor olacak. Çünkü hem havaların ısınması, hem siyasi gündemin sıcaklaşması, hem de ekonominin durumu insanların sadece kafa dağıtacak işlere bakmasına neden olacak.
Yıllardır romantik komedi seven bir toplum olduğumuza inanırım ama nedense Türk televizyoncuları dramaya prenses tacını takar. Bizler zaten her gün yeni bir vahşete, olaya, kaosa uyanan bir toplumuz. Dolar aldı başını gidiyor, seçim yaklaşıyor, ortam karışıyor. Böyle dönemlerde bir toplum şişer ve ağlamak, gerilmek istemez. Kafasını boşaltacak, gülüp tebessüm edeceği işler izler. Zaten son zamanlarda reyting sonuçları da bunu gösteriyor. Yeni başlayan Aşk Yeniden tam da bu söylediğimin karşılığı… İnsanları iki saat boyunca germiyor, tebessüm ettiriyor ve rahatlatıyor. Aynı şeyi Kiraz Mevsimi ve Poyraz Karayel’de yapıyor. Poyraz Karayel başka bir tür olmasına rağmen Poyraz ve Ayşegül arasındaki ilişki tamamen romantik komedi formülüyle ilerliyor. Hepsinin izlenme oranı yüksek. Kısacası üreteceğiniz projeyi toplumun siyasi ortamından farklı düşünemezsiniz. Bir dizi tutturmanın en önemli formüllerinden biri siyasetin toplumun üzerinde yarattığı psikolojiyi de iyi okumaktır. Benden söylemesi eylüle kadar komedi dizileri iş yapar. Romantik komediler öne çıkar. Ağır, ağlak dramalar ise hayal kırıklığı yaratabilir.Yemekteyiz bugün başlıyor Yemekteyiz, önce Show TV’de başladı, ardından Fox TV’de devam etti. Show TV’de ekrana geldiği dönemde ciddi anlamda fenomene dönüştü. Belli bir sürede, gelecek konuklarını ağırlamak için hazırlanan menüler, sofralar ve yemeklere puan verme yarışması bir anda yemek soslu kavgaların bitmediği bir reality şova dönüştü. Daha sonra kanal değiştirdi ama eski şöhretini yakalayamamıştı Yemekteyiz. Uzunca bir aradan sonra bu format bugün Kanal D’de başlıyor. Tanıtımları uzun süredir yayınlanıyor. Yine yemekten çok yarışmacıları konuşacağımız çok belli. Formatta küçük bir yenilik var. Bugün 11.00’de başlayacak yarışmada 5 gün boyunca yarışmacılar hünerlerini gösterecek. Cuma günü kazanan yarışmacı 10 bin lira kazanacak. Ancak yarışmaya bir yenilik eklendi. Mutfakta bir sürpriz kutu olacak. Bu kutudan şanslarına çıkan malzemeyle haftanın tatlısını yapmak için yarışacaklar. Dedim ya, bu yarışma iyi kurgulanırsa, renkli yarışmacılar seçilirse ve çekişme dozu artırılırsa izlenir. Tanıtımlar bunu vaat ediyor. Yine bir bardak suda fırtınaların kopacağı, yemek sofralarında kavgaların yaşanacağı günlere hazır mısın izleyici?
Kabul ediyorum, bu aralar fazla sulu gözlüyüm. Ama perşembe akşamı Kocamın Ailesi’ni izleyip ağlamayan varsa bizden değildir! 33 bölümdür Tarık ve Ar Ailesi’nin çıkmazı çözüldü çünkü. Tarık ilk bölümden beri ailesini arıyordu, Ar Ailesi ise 5 yaşında kaybolan ve 25 senedir kayıp olan oğulları Engin’i… Bizler ilk bölümden beri Engin’in Tarık olduğunu biliyorduk ve onların bunu öğrenmesini 33 haftadır bekliyorduk. Bir süredir zaten bu bölümde her şeyin açıklanacağı duyurulmuştu. Ben çekimde olduğum için ancak geç saatte kaydedip izleyebildim bölümü. Ama sosyal medyada herkesin “Ağladık” yazmasına da kapılmamaya çalıştım. O kadar güzel yazılmış, çekilmiş, oynanmış bir bölümdü ki, tüm profesyonelliğimi unutup salya sümük ağlayarak izledim bölüm finalini! O kadar empati kurdum ki, sonunda gece yarısı klavyenin başına oturdum. Çünkü kendimi Tarık’la, Mukadder’le, Hikmet’le ve Zafer’le aynı yere koydum. O nedenle öncelikle senaristleri Nuray Uslu, Şeyda Delibaşı ve Veda Pars’ın kalemine sağlık! Öyle kolay değildir, final gibi bölüm yazmak ve her şeyi aslında yeniden başlatmak. Çünkü bu bölüm final gibi görünse de, bir sonun yeni başlangıcı…Oyunculuk eğitimi veriyorYönetmen Kemal Uzun, o kadar ruhunu koymuş, duyguları sağmış ki boğazımızı düğüm düğüm bıraktı, gönül sazımızı titretti. Oyunculuklara gelirsek; bu dizinin en sevdiğim özelliklerinden biri özellikle aile büyüklerini gerçek oyuncuların oynaması… Daha doğrusu oynamaması, gerçekten o olmaları… Ayşenil Şamlıoğlu, kesinlikle bu ülkenin çok üstünde bir oyuncu. Çünkü bugüne kadar ne oynadıysa o oldu. Hem de saçının telinden ayak tırnağına, gözünün kirpiğine kadar… Zaten Mukadder’i muhteşem oynuyordu ama Tarık’ın oğlu olduğunu öğrendiği sahnede adeta altın vuruş yaptı. Bir sürü methiye düzerim ama bu kadını herkes izlemeli! Bu kadını tüm oyuncular ve oyuncu olmak isteyenler izlemeli. Çünkü ekranda oyunculuk eğitimi veriyor. Beni tanıştığımda en çok şaşırtan ise gerçek bir çılgın olmasıydı. Mukadder’den bu kadar farklıyken o kadar şeffaf bir şekilde Mukadder ki, onun için önünde saygıyla eğiliyorum. Ağlarken sümüğünün akmasına takmayıp kendini saldığı ve gerçek olduğu için de helal olsun… Sen hep ekranda ol, biz de oyunculuğun lezzetini seninle tadalım Ayşenil Şamlıoğlu…O, hepimizin dedesiYıldız Kültür kadar hep karaktere giren kaç kadın izledik biz bu ekranlarda… Hatırlayın, en son Behzat Ç.’de Behzat’ın annesi olmuştu. Bambaşka bir kadındı. Hikmet ondan o kadar farklı ki, bir an bile eski oynadığı rolleri hatırlatmıyor. Erman Okay, hepimizin dedesi… Kadınlar arasında bir erkeğe düşmesi gereken olgunluğu hep gösteriyor. Arabulucu, naif ve toparlayıcı… Bu dizinin genç oyuncuları karşınızda Türkiye’nin en bukalemun oyuncuları var. Sömürün onları, emin! Ne öğrenseniz kârdır… Bu bölümde emeği geçen tüm ekibin emeğine sağlık! Benim gibi eleştirel gözle dizileri izleyen bir yazarı bile bir tek kötü söz söylemeden, duyguya tamamen girmiş, gözleri yaşlı ve sabaha karşı üşenmeden bu klavyenin karşısına diktiğiniz için…
AY Yapım-Kerem Çatay’ın yapımcılığını, Onur Ünlü’nün senaryo ve yönetmenliğini üstlendiği, Serkan Keskin, Fatih Artman, Nadir Sarıbacak, Tansu Biçer, Osman Sonant, Nihal Yalçın ve Melisa Sözen’in başrolleri paylaştığı Beş Kardeş sonunda pazartesi akşamı ilk bölümüyle görücüye çıktı. Diziyi çok uzun zamandır bekliyordum. Çünkü Onur Ünlü kalemi ve rejisini çok severim. Popüler tabiriyle Onur Ünlü kafası başkadır. Ekrana Leyla ile Mecnun, Ben de Özledim gibi işlerden sonra ara vermişti. Beş Kardeş’in Leyla ile Mecnun gibi absürt komedi olmasını bekleyenlere “Bu dizi benzemiyor” diye açıklama yapmıştı. Çünkü yeni denek grubu için Leyla ile Mecnun gibi projeler artık hayal olmuştu. Zaten Leyla ile Mecnun’u yapmak kendini tekrar etmek olurdu. Her neyse sonuçta Türkiye’nin en büyük yapım şirketlerinden biri Ay Yapım’la, tamamı iyi oyunculardan oluşan bir oyuncu kadrosuyla yola çıktı Onur Ünlü.İlk tanıtımlar geldiğinde de yine yaptı yapacağını dedirtti. Çünkü Müslüm Gürses’in Hangimiz Sevmedik şarkısının kullanıldığı tanıtım tüm derdini anlatıyordu. Beş kardeşin de derdi, karakteri ve dizinin ne anlatacağı bir dakikalık tanıtımda anlatılmıştı. Bu yılın en iyi tanıtımlarından biriydi.Süre çok uzunduDizi, pazartesi gibi Paramparça’nın ambargo koyduğu bir günde, üstelik Ay Yapım’ın diğer iddialı dizisi Karadayı karşısında yarışa başladı. İlk bölümün süresi o kadar uzundu ki, dizi bir türlü bitmek bilmedi. Süreler kısalsın diye konuşurken reklamsız neredeyse 2.5 saat dizi izlemek sanırım bana biraz fazla geldi. Şikayetçi değilim, şahane oyunculuk performansları izledim ama süre uzayınca bazen dizinin kendini tekrar ettiği yerler olmaya başladı. Daha açık söylemem gerekirse, Sait’in Canan’a evlenme teklif edeceği yemekte zaten bütün kardeşlerin başına bir şey geldi. Orhan bıçaklandı, Nazım karakola düştü, Turgut hırsızın saldırısına uğradı, Aziz kaza yaptı. Ama dizinin finaline doğru aynı şeyler sanki tekrar yaşandı. O nedenle “Keşke süre daha kısa olsaymış” dedirtti.Gözlerim dolduBenim Beş Kardeş’ten en büyük beklentim bir mahalle komedisiydi. Onu da bu dizide buldum. Gerçi ilk bölüm için draması biraz fazlaydı ama ileride bizi daha çok komedi bekliyor. Dizi onun sinyalini verdi. İki sahnede kendimi gözleri dolmuş halde buldum. İlki, Fahriye’nin ölümüyle can düşmanı Kudret’le sarılan Sait, ikincisi Sait’in evleneceğini duyan Nazım’ın “Benim babam bir daha ölüyor” demesi oldu. Eve gelen Melike aslında tam Onur Ünlü kafasını ortaya koydu. Konuya fazla Fransız kalsa da, ileride bize o özlediğimiz Leyla ile Mecnun duygusunu yaratacak karakter Melike. Ona iyi bakın. Dizide şikayetçi olduğum iki şey oldu. Biri az önce de söylediğim gibi süre, ikincisi de kurgu. Çıkan haberlerden bölümlerin kurguda birleştirildiği açıklanmıştı. Ne yazık ki, ilk bölümdeki kurgu bunu hissettirdi.Münir Özkul’u hatırlattıGelelim oyunculuklara… Serkan Keskin inanılmaz bir oyuncu… Bir insan her oynadığı karaktere inandırabiliyorsa onu ayakta alkışlamak lazım. Sait’i izlerken o Yeşilçam tadını bize fazlasıyla yansıttı. Münir Özkul’u izliyormuş gibi hissettim. Tansu Biçer’in kısa bir süre önce İtirazım Var filminde imamı oynayan Serkan Keskin varken bu rolü kabul etmesi riskmiş. Ama rolün altında kalmamış. Çok iyi bir karakter çıkarmış. Osman Sonant’a çok güldüm. Güvenlikten piyanist şantörlüğe geçişi hem komik, hem de hüzünlü oldu. Fatih Artman, Behzat Ç.’deki Harun’dan sonra Aziz’le son derece hayta olmuş. Melisa Sözen’i sadece aşk sahnelerinde izledik. Ama Sait’e bakışlarıyla bile o kadının aşkına inandık. Nihal Yalçın, belli ki Canan’ı oynarken çok eğlenmiş. Ayşen Guruda’nın deli dolu halleri çok güldürdü. Ece Dizdar, iki kardeşi birbirine sokacak. Gizem Erdem’i ilk bölümde az gördük ama Nazım sayesinde Gizem’in şahane performansını izleyeceğiz. Nadir Sarıbacak’ı zaten çok beğendiğimi defalarca yazmıştım. Eylül’de onu kamyon şoförü Nazif olarak izlemiştik Bana ArtıkHicran De dizisinde… Burada karşımıza gazeteci Nazım olarak çıktı. Üstelik takıntıları çok fazla. Belli ki, bize şahane bir oyunculuk resitali sunacak.Sait abimiz olsana…Ezcümle, Beş Kardeş Onur Ünlü mizahını, arabeski ve şahane oyunculuk performanslarını izlerim diyenler için biçilmiş kaftan. Ancak bu kafa total kafası.Yani iyi bir mahalle hikâyesi izlemek isteyenlere de uygun. İlk bölüm yüksek başlangıç yapmadı ama ritmi biraz daha artarsa ikinci bölümden itibaren tadı daha lezzetli olacak. Beş Kardeş hoş geldin, Sait bizim de abimiz olsana…