Dünya Semiha’yı konuşacak

31 Ağustos 2013

Bu kıza dikkat! Adı Semiha Bezek. Bana kalırsa bu yazıdan sonra nasıl fark edemedik diye bir sürü yönetmen kafasını duvara vuracak. Bu kadar iddialı cümleyi neden mi kuruyorum? Çünkü seneye öyle bir filmde oynayacak ki, sadece biz değil dünya onu konuşacak. Filmi anlatacağım ama önce size biraz Semiha Bezek’i anlatmak lazım… 20 yaşında ve Fethiyeli. Annesi dansçı, babası organizatör. Müthiş bir aşk çocuğu olarak büyümüş. 3 yaşında okumayı öğrenmiş. Çocukken “Büyüyünce Müjde Ar olacağım ve Okan Bayülgen’le evleneceğim” dermiş. Her sporu denemiş ama tiyatro sahnesine çıkınca aklında ne okul ne de Fethiye kalmış. Konservatuvar okuyacağım diyerek İstanbul’un yolunu tutmuş. Tesadüfen gittiği Uğurkan Erez’in ofisinden “Senin ağzın süt kokuyor” diyerek gönderilmiş. Ama ertesi gün gelen telefonla kendisini Cemil İpekçi defilesinde bulmuş. Para kazanmak için mankenlik yapmaya başlamış. Oyunculuk yapmaya kafayı koyunca Muhteşem Yüzyıl’a cariye Gözde olarak girmiş. Birinci sezonun sonunda ayrılınca Best Model of Turkey’e girip Press&TV güzeli olmuş. Bu arada Leyla ile Mecnun’un senaristi Burak Aksak’tan oyunculuk dersleri almış. Şu anda Doksanlar dizisinde oynuyor.Babasıyla ensest ilişki yaşayacakGelelim onu bu satırlara gelen sebebe… Tarih Aralık 2011… Semiha Bezek bir bara gidip dans etmeye başlıyor, birileri de onu kameraya çekmeye... Ardından da Alman yönetmen Hermann Vaske’den film teklifi alıyor. Ama ciddiye almıyor. Vaske eline kartını tutuşturuyor. Eve gelince adını internette araştırıyor ve ciddiyeti anlayınca mail atıyor. Ancak Bezek’ten bugüne kadar rol aldığı işlerin görüntülerini istiyorlar. O da Muhteşem Yüzyıl’da küçücük iki sahnem var diyerek göndermiyor. Aradan bir yıl geçiyor. Şubat 2013’te “Uçak biletini yolluyoruz. Senaryoyu da gönderiyoruz. Deneme sahneler çekmek için Almanya’ya bekliyoruz” diyerek bir mail geliyor. Almanya’ya gidiyor ve sahneleri çekiyorlar. Semiha Bezek filme hazırlansın diye 2014’te çekmeye karar veriyorlar. Yani anlayacağınız Bezek, 2014’te Steven Darff’la Saltland filminde başrol oynayacak. Film daha çekilmeden Cannes Film Festivali’nden davet almış bile. Çünkü Semiha Bezek filmde babasıyla ensest ilişki yaşayan bir kızı canlandıracak. Çok kişilikli bir karakteri oyanayacak Bezek, bence çok ses getirecek. 2015 yılında sadece biz değil, dünyada onu konuşacak.İş dünyasının uğuruGeçen hafta Adana’dan dönerken havalimanında beni çok şaşırtan bir şey gördüm. Bloomberg HT’de ekrana gelen, Aslı Şafak’ın hazırlayıp sunduğu Günden Kalanlar programını bir sürü işadamı açmış cep telefonundan canlı seyrediyordu. Açıkçası böyle bir şeye ilk kez şahit oldum. Zaten saat 17.00’ydi. Biraz araştırınca neden olduğu ortaya çıktı. Ekonomi dünyasının güçlü ismi Aslı Şafak’ın meğer iş dünyası için bambaşka bir uğuru varmış. Saat 17.00’yi gösterdiğinde Şafak, siyah giyinip kırmızı ruj sürdüyse iş dünyası hisse alıyormuş. Çünkü o zaman yükselişe geçiyorlarmış. Aslı Şafak’ı yıllardır tanırım. İzlediğimde hiç anlamadığım ekonomi programlarından farklı bir yayıncılığı vardır. Ev hanımlarının da anlayacağı dilde bize paranın notlarını verir. Ekran enerjisi, rahatlığıyla o sıkıcı ekonomi programlarından ayırır kendisini. O nedenle bana kalırsa değişik bir şov programıyla da adından söz ettirecek bir isim. Onu sadece ekonomi dünyasıyla sınırlamak seyirciye de haksızlık…

Devamını Oku

Aman çocuklara dikkat!

30 Ağustos 2013

Son 12 yıldır Türk televizyonları adeta dizilere teslim. Prime time denilen zaman diliminde yani 20.00-23.00 arasında sadece diziler yayınlanıyor. Televizyonlar reklam pastasının en büyük dilimini dizilerle yiyebiliyor. Hal böyle olunca bizlerde dizilerle yatıp dizilerle kalkıyoruz. Hiç dizi izlemediğini söyleyen bir kitle var ama halkın çoğunluğu sosyalleşme aracı olarak dizileri kullanıyor. Her dizinin kadın ya da erkek oyuncusu akşam yemeklerinin veya sabah kahvaltılarının mutlaka sohbetinde yer alıyor. Her yıl sezon başında yaklaşık 50-80 dizi ekrana “Merhaba” derken, 6 hafta gibi kısa bir sürede yarısı veda ediyor. Adına henüz sektör denmese de dizi piyasası ekonominin yaklaşık 2 milyar dolarlık bir dilimini oluşturuyor. Düşünün, yurt dışına en çok ihraç etiğimiz şey yerli diziler. Ayrıca ekonomiden siyasete, modadan astrolojiye, kültür sanattan psikolojiye her şeyi artık diziler belirliyor. Yeni doğan bebeklere dizi karakterlerinin adı koyuluyor. Arkadaş sohbetlerinde aşk dizi karakteriyle tanımlanıyor. Dizilerde giyilen kıyafetler, gidilen mekânlar, kullanılan takılar yepyeni bir tüketim alışkanlığı kazandırıyor. Yani kabul edelim, hayatımız dizi oldu. Peki, ben bu kadar lafı neden ettim? Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bir araştırma yapmış. Araştırma dizi izleme yaşının 11 olduğunu söylüyor. Yani 6-10 yaşına kadar çocuklar ekranda çizgi film izlemeyi tercih ederken, 11 yaşından sonra çocuklarda aileleri gibi dizilere teslim oluyor. Tam hayranlık yaşları olduğu için bazı oyunculara da saplantılı bir şekilde bağlanıyorlar. Onları kendilerine rol model olarak alıyorlar. Kişisel olarak bir oyuncunun kimseye örnek olması gerektiğini düşünmüyorum ama bu yaşta çocukların örnek aldığı çok sayıda oyuncu var. O nedenle onlara biraz sorumluluk düşüyor. Onların hem proje seçerken, hem de özel hayatlarında biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü her yaptıklarını kendilerine örnek alan, kurguyla gerçeği tam olarak ayıramayan ciddi kitleleri var. Üstelik öyle hafife alınacak kadar sayıları az değil… Kanal yöneticileri, yapımcılar ve oyuncular dikkat! Önünüzde yaptığınız projeyi baş tacı edecek bir kitle var. O nedenle verdiğiniz mesajlara çok dikkat etmelisiniz.Şehzadeler ekrana yakıştıMuhteşem Yüzyıl için hazırlanan üç yeni tanıtım gelecek hafta görücüye çıkacak. Ama öncesinde Sarı Selim’i canlandıran Engin Öztürk ve Bayezid’i oynayan Aras Bulut İynemli’nin fotoğrafları geldi. İkisi de rolüne o kadar yakışmış ki, bence müthiş merak uyandırıyorlar. Meryem Uzerli’nin diziden ayrılmasının ardından “Bu dizi tutmaz” önyargılarına karşı ben bu sezon daha da iddialı geldiklerini düşünüyorum. Yepyeni altı oyuncunun katılmasıyla bu sezon haremi Merve Boloğur karıştırırken, Vahide Perçin’in yani Hürrem’in yeni düşmanı Meltem Cumbul olacak. Sanmayın ki, mücadele sadece kadınlar arasında yaşanacak. Şehzade Mustafa, Selim ve Bayezid’in çatışması da reytingi alevlendirecek.

Devamını Oku

Yeni sezonda hangi dizi tutar?

29 Ağustos 2013

Eylül ayına sadece bir hafta kaldı. Hal böyle olunca kanallarda yeni sezon projelerini bir bir görücüye çıkarmaya başladı. O nedenle bugün biraz ahkâm keseceğim. Malum, A.Ş.K., Fatih, Kayıp, Aramızda Kalsın, Medcezir, Ben Onu Çok Sevdim, Eski Hikâye, O Ses Türkiye’nin tanıtımları taze taze çıktı. Önce A.Ş.K’la başlayalım. Yapımcılığını Gold Film, yönetmenliğini Ömür Atay’ın üstlendiği dizide Hazal Kaya, Hakan Kurtaş, Aslı Tandoğan, Kaan Urgancıoğlu ve Nebahat Çehre başrolleri paylaşıyor. Dizinin konusuna gelince; tenis hocası Azra ve yüzme hocası Kerem birbirine deli gibi âşıktır. Kader onlara öyle bir ağ örer ki, başlarını beladan kurtarmanın yolu Kerem’in Şebnem’le evlenmesidir... Bence bu dizinin tutma ihtimali yüksek. Çünkü Türkiye’de zengin-fakir çatışmaları iyi işlenirse her zaman talep vardır.Fatih duygu veremediFatih’in önceki akşam tanıtımı yayınlandı. Mehmet Akif Alakurt, Gamze Özçelik, Birkan Sokullu, Seda Akman’ın rol aldığı Fatih, bu senenin en ihtişamlı işi ama tanıtımdan o duyguyu çok hissedemedik. Merak uyandırdığını itiraf etmeliyim. Ama ahkâm kesmek için bir tanıtıma daha ihtiyacımız var. Kayıp, konusunda şüphelerim olduğunu daha önce yazmıştım. Mete Horozoğlu, Dolunay Soysert, İlker Kaleli, Aslı Enver ve Kaan Taşaner’in başrollerini paylaştığı dizi dünyada çok izlenen ama ne yazık ki Türkiye’de ilgi duyulmayan bir tarzı konu alıyor. Bir çocuğun kaçırılmasının ardından ailenin sırlarının deşifre olmasını konu alan dizinin en büyük şansı ise yönetmeni Zeynep Günay Tan. Eminim bizi o çocuğun kaçırılması hikâyesiyle kanırtarak ağlatacak. Çünkü o işine duygusunu katmadan çekmez. Yine de Kayıp’la ilgili kafamda soru işaretleri var. İlk bölümü izlemeden olumsuz fikir söylemek istemem ama işi zor.Aramızda Kalsın alternatif işUğur Yücel, Binnur Kaya, Gökçe Bahadır ve Caner Cindoruk’lu Aramızda Kalsın’ın tanıtımları size de çok tanıdık gelmedi mi? Biz bu aileyi sanki Yabancı Damat’ta, Canım Ailem’de gördük. Aramızda Kalsın belli ki bize hem komik hem de sıcak bir hikâye anlatacak. Ama büyük bir iddiası olamaz. Bence bu yılın alternatif işi olur. Medcezir, tarışmasız bu yılın en merak edilen işlerinden. Çağatay Ulusoy, Serenay Sarıkaya, Mine Tugay, Barış Falay ve Taner Ölmez’in başrollerini paylaştığı dizinin önceki akşam birinci bölüm tanıtımı yayınlandı. Kesinlikle izlediğim tanıtımlar arasındaki en özenilmiş işti. İzleyicide müthiş bir merak uyandırıyordu. Medcezir, tanıtımından tutma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu arada diziyi Ali Bilgin yönetiyor. Ona da dikkat çekmek lazım. Zira, daha 32 yaşında olmasına rağmen farkını gösterdi. Son olarak 20 Dakika’yı yönetmişti Bilgin ama belli ki bu projeden sonra adını daha çok anacağız.Acun dizileri zorlarMehmet Aslantuğ, Birce Akalay ve İdil Fırat’ın başrolünü paylaştığı, Adnan Menderes’in hayatını anlatan Ben Onu Çok Sevdim benim heyecanla beklediğim proje. Çünkü Türkiye’nin en sevilen başbakanlarından birinin özel hayatını ne kadar anlatabileceklerini merak ediyorum. Tanıtımda “Benim anlatmaya cesaretim var. Sizin dinlemeye cesaretiniz var mı?” diye soruyorlar. Eğer cesurca anlatılırsa bence izlenecek projeler arasına adını yazdırır. Eski Hikaye, TRT 1’in bu sezon en iddialı işi. Buğra Gülsoy, Funda Eryiğit ve Murat Daltaban’ın başrollerini paylaştığı dizi bir intikam hikâyesi anlatacak. Bu yılın sürpriz işlerinden olma ihtimali yüksek. Gelelim, haftanın iki günü dizilere kafa tutacak O Ses Türkiye’ye… Bu sene Hülya Avşar ve Mustafa Sandal’la yollarını ayıran Acun Ilıcalı, Gökhan Özoğuz ve Ebru Gündeş’i jüriye aldı. Ben şimdiden Hadise ve Ebru Gündeş arasındaki atışmaları hayal edebiliyorum. O Ses Türkiye, bu sezon dizileri bir hayli zorlayacak gibi görünüyor.

Devamını Oku

Biz ne zaman bu kadar kötü olduk?

27 Ağustos 2013

Uzun zamandır başlıktaki soruyu soruyorum kendime… Özellikle ekrana gelen dizileri izlediğimde hepsinin bilinçaltımıza ne kadar kötü olduğumuzu kazıdığını düşünüyorum. Neden mi? İsterseniz bu fikre nasıl kapıldığımla başlayalım. Eskiden kutsal aile kavramı diye bir şey vardı. Dizilerde de aile, komşuluk, dostluk, vefa gibi kavramlar işlenirdi. Perihan Abla, Süper Baba, Hayat Bağları, İkinci Bahar, Ekmek Teknesi dediğimde hepiniz ne demek istediğimi anlarsınız.Süper Baba’yı özledikBu dizilerin ortak özelliği kötünün, kötülüğün aile içinden değil, dışardan gelen bir şey olduğunu göstermesiydi. Ne zaman ailenin başına bir şey gelse herkes bir araya gelir iyilik kılıcını kötülere karşı çekerdi. Bizlerde ekran karşısında onların yanında olur kötülere karşı zafer kazanırdık. Sonra hayatımıza gerçekçilik diye bir kavram girdi. Ekrana gelen projelerde bu gerçekçilik akımını takip etti. En azından kanal yöneticileri buna uyguladı. Önce Türkiye’de izleyici profilinin değiştiği söylendi. Ardından da kötülerin içimizde yaşadığı empoze edilmeye başlandı. Kardeş kardeşe kazık attı, kocasını elinden aldı, kötülük yaptı. Anne çocuğunu sevdiğinden ayırdı. Baba kızını pazarladı. Dost arkadaşının sevgilisine göz koydu. Anne kızının sevgilisiyle yattı. Örnekleri çoğaltabilirim. Ve işin ilginç yanı, bir zamanlar ailenin kutsallığına inanan bizler, ağzımızın suyu akarak, saf tutarak ve bu projeleri reyting aletinde zirveye taşıyarak ödüllendirdik. Kabul ediyorum, kusursuz ailelere, dostluklara sahip değiliz. Bu devirde kötülüğün en yakınımızdan geleceğini öğrendik, öğretildi bize. Hepimizin ailesinde iyi olduğu kadar kötü kişilerde var. Peki, biz ne zaman bu kadar kötü olduk? Kardeşimiz değil mi başımıza bir şey geldiğinde ilk koşan? Dostumuz değil mi dara düştüğümüzde yanımızda olan? Ailemiz değil mi mutsuz günümüzde bize omzunu gösteren? Yoksa bu mutlu aile tablosu sadece reklamlarda mı kaldı? Diziye çatışma lazım ve izletmek için bu devirde en popüler çatışmanın aile içinden yaratıldığının farkındayım. Ama artık yetmedi mi? Ben ekranda Süper Baba gibi işler izlemeyi çok özledim. Düşünün 1990 sonrasında doğan kuşak Süper Baba gibi bir iş izlemedi. Lütfen, bir kanal artık cesaret edip dışarıdan gelen kötülere karşı birlik olup mücadele edebileceğimizi anlatan bir proje yayınlasın. Sizler de iyi aile bağlarının olduğu, dostluğun, vefanın anlatıldığı dizileri özlemediniz mi? Neşeli Günler filmi gibi bir dizi olsa izlemez misiniz? Yoksa ben bir ütopyada mı yaşıyorum?Haftaya hangi diziler başlıyor?Hazır olun, artık sezonu açıyoruz. Bu sezon bizi ekrana bağlayacak diziler birer birer başlıyor. Sezonun açılışını Kadir Doğulu ve Neslihan Atagül’ün başrollerini oynadığı Fatih Harbiye’yle 31 Ağustos Cumartesi Fox TV’de yapacağız. Onu 2 Eylül Pazartesi yine Fox’ta ekrana gelecek olan Çocuklar Duymasın takip edecek. Pazartesiden perşembeye saat 20.15’te ekrana gelecek. Şenay Gürler, Nesrin Cevadzade, Yıldız Çağrı Atiksoy ve Semra Dinçer’li Görüş Günü Kadınları açık görüşünü 2 Eylül Pazartesi 22.15’te yapacak. TRT 1’in Beni Böyle Sev’i de 2 Eylül Pazartesi 19.50’de yeni sezonuna başlayacak. 4 Eylül Çarşamba 19.50’de TRT 1’de Avrupa Avrupa, 7 Eylül Cumartesi Kanal D'de Arka Sokaklar start verecek.

Devamını Oku

Ekranı sporcular kapladı

25 Ağustos 2013

Bu sezon ekrana gelen Güneşi Beklerken, Benim Hala Umudum var dizilerinde bazı karakterlerin en belirgin özellikleri sporcu olmaları. Eylülde başlayacak olan A.Ş.K.’ta da iki başrol oyuncusu sporcu. Eskiden dizilerde sadece spor salonlarında yürüme bandı üzerinde olan karakterler izlerken gitgide hem oyuncuları zorlayan hem de farklı sporlara özendiren işler geldi. Önce Güneşi Beklerken’le başlayalım. Dizide Zeynep karakterine hayat veren Hande Doğandemir atlet olmaya hazırlanıyor. O nedenle onu sürekli koşarken izliyoruz. Belli ki dizinin ilerleyen bölümlerinde bir atletin doğuşunu izleyeceğiz. Gençlerin çok izlediği bir dizi olduğu için bence bu spora ilgiyi artırabilir. Dizide Barış karakteri de basketbol oynuyor. Cihan Hoca’da bu gençleri sporcu olarak yetiştiriyor. Benim Hala Umudum Var’da galiba ilk kez bir dizide kürekçi izliyoruz. Berk Oktay’ın canlandırdığı Hakan karakterini neredeyse her bölüm kürek çekiyor. Bu sporu ekranda izlemekten çok keyif alıyorum. Bence o sahneleri biraz daha artırmalılar. Üstelik ekranda çok estetik duruyor. Eylül ayında başlayacak olan A.Ş.K. dizisinin başrol oyuncuları Hazal Kaya ve Hakan Kurtaş da karşımıza iki sporcu olarak çıkacak. Kaya’nın canlandıracağı Azra tenis hocası, Kurtaş’ın hayat vereceği Kerem ise yüzme hocası olacak. Anlayacağınız, bu sezon gençlerin izlediği dizilerde sporcular var. Ne dersiniz, belki bu diziler izleyicileri spora da teşvik eder!Bir Yastık’ta ölü doğduNe yalan söyleyeyim başladığından beri Bir Yastıkta dizisini zaten beğenmiyordum. Bir türlü ekrana sıcaklığın geçmediği bir işti. Ne yazık ki, Bir Yastıkta ölü doğmuş bir bebekti. Ama TRT 1 inatla dizinin arkasında durdu. Şimdi de senarist, yönetmen ve oyuncu değişikliğiyle hayatına devam edecekmiş. Üstelik bunu Twitter’dan öğrendik. Başrol oyuncusu Özge Borak, “Diziden şutlandık” diye duyurdu. Özge Borak, dizinin tutmamasının nedeni olamaz ve bir dizinin en önemli üç kalemini değiştirip aynı diziye devam etmek olacak şey değil. En mantıklısı diziyi bitirmekti. Aynı yapım şirketine başka senarist, yönetmen ve oyuncularla yeni bir dizi yaptırılabilirdi. Bundan sonra da dizinin izleneceğini zannetmiyorum.Ertan Saban aşçı olacakElveda Rumeli’yle hayatımıza giren, son olarak Sakarya Fırat’ta izlediğimiz Ertan Saban ekrana dönmeye hazırlanıyor. Senaryosunu Nuran Evren Şit’in kaleme aldığı, adı henüz netleşmeyen dizinin yapım şirketi NTC Medya. Ertan Saban bu kez karşımıza bir aşçı olarak çıkacak. O nedenle şu anda hummalı bir şekilde dersler alıyor. Farkında mısınız, bu sene ekranda farklı meslekler var. Caner Cindoruk’u da Aramızda Kalsın’da bir aşçı olarak izleyeceğiz.

Devamını Oku

Kanal D eylülde reyting yarışına 10 diziyle başlıyor

24 Ağustos 2013

Her sene 50-100 arasında dizinin başladığı ve ne yazık ki birkaç hafta içinde yarısının sonlandığı bir döneme sadece birkaç hafta kaldı. Kanallarda hummalı bir çalışma var. Neredeyse sabahlayarak çalışıyorlar. Tabii ki en büyük planlama prime-time için yapılıyor. Çünkü kanallar reklam pastasının en büyük dilimini dizilerin yayınlandığı saatte yiyebiliyor. Her yıl yeni sezon açılırken en iddialı diziler genellikle Kanal D’de başlar. Kabul edelim ki, sektörün dinamiğini belirleyen kanaldır. Fakat geçtiğimiz yıl şampiyonluğunu Star TV’ye bıraktı. O nedenle bu yıl çok daha fazla hazırlık içindeler. Bu kadar teknik bilgi yeter… Gelelim, Kanal D’nin bu sezon reyting savaşına gireceği dizilere… Öncelikle 5 Eylül Perşembe İntikam yeni sezonunu açıyor. İntikam’ın bu sezon Kurtlar Vadisi’yle mücadelesinin geçen sezondan farkı olmaz. Olduğu yeri korur. 6 Eylül Cuma Arka Sokaklar sekizinci sezonuyla açılış yapacak. Bu dizinin neden bu kadar izlendiğini anlamayan çok kişi var ama bence nedeni basit. Çünkü Arka Sokaklar’ı çocuklar izliyor.Medcezir 6 Eylül’de başlıyorYalnız dizi cuma akşamında kalırsa sıkı bir rakibi var. Çağatay Ulusoy ve Serenay Sarıkaya’nın başrollerini paylaştığı Medcezir 6 Eylül’de başlıyor. Çocuklar ve gençlerin yeni idolü bu ikili, Arka Sokaklar’dan ciddi seyirci çalar. Yalan Dünya’nın çekimleri 1 Eylül’de başlıyor. Yayın tarihi de büyük ihtimalle 16 Eylül Pazartesi olacak. Galip Derviş yeni bölümleriyle 19 Eylül Perşembe başlayacak. Merhamet’in de 16-20 Eylül arasında yayınlanacağını söyleyebiliyorum. Büyük ihtimalle PT 2 denilen zaman aralığında yani 22.00’den sonra ekrana gelecek. Fakat gün değişikliğine gidilebilir. Bu arada Güneşi Beklerken yeni sezonda da devam edecek. Ancak hafta içi ekrana gelirse mecburen 22.00’den sonra yayınlanacak. Güzel Çirkin’e gelirsek son iki haftadır AB grubunda reytinglerde birinci olsa da ekim ayında bitme ihtimali çok yüksek.Tanıtım filmi aralıktaGelelim yeni sezon dizilerine… Kanal D’nin yayın akışı henüz belli değil. Kanalda ciddi bir matematik hesabı yapılıyor. O nedenle net olarak hangi dizinin ne zaman yayınlanacağı bilgisini alamadım. Fakat tahminlerimi sıralayabilirim. Kayıp, 16 -20 Eylül haftasında bir günde kesinlikle saat 20.00’de yayınlanacak. Bana kalırsa Kayıp’ın günü pazartesi olmalı. Ardından da Yalan Dünya’yla Kanal D yarışa katılmalı. Fatih’in çarşamba yayınlanma ihtimali var. Fakat üç sezondur çarşamba akşamları ekrana gelen Muhteşem Yüzyıl’ın karşısına gelirse bence Kanal D’ye yakışmaz. O nedenle salı 20.00’de yayınlanmalı. Çalıkuşu bu yılın en riskli dizisi. Çünkü önümüzde Aydan Şener ve Kenan Kalav’lı muhteşem bir örnek var. Ama büyük sürpriz yapabilir. Bu dizi kesinlikle çarşamba yayınlanmaz. Çünkü Tim’s aynı zamanda Muhteşem Yüzyıl’ın da yapımcısı. Yapımcı iki büyük kanalda kendi dizilerini çarpıştırmaz. Bana kalırsa Çalıkuşu 20 Eylül Cuma saat 20.00’de ekrana gelecek. Gelelim A.Ş.K.’a… Farkındaysanız gün kalmadı. O nedenle 18 Eylül Çarşamba 20.00’de start verir. Bu arada hafta sonu Ben Bilmem Eşim Bilir ekrana gelecek. Ancak eylül ayında beklenen performans sergilenmezse cumartesiye kaydırılabilecek diziler var. Benim bile tahminlerimi sıralarken kafam karıştı. O nedenle bu yıl Kanal D’nin işi diğer kanallardan zor. 10 diziyle sezon açıyor. Bu arada her yıl merakla beklediğimiz Kanal D tanıtım filmi bu sene olmayacak. Çünkü Kanal D’nin 20’inci yılı. O nedenle aralık ayında iddialı ve tanıtım filmi yayınlanacak.

Devamını Oku

Görüş Günü Kadınları’nı cezaevinde ziyaret ettim

23 Ağustos 2013

8 Ağustos’taki ilk yazımda size dizilerden haberler vereceğimi söylemiştim. Ama bazen de dizi setlerine konuk olup oradaki dünyayı ve perde arkasını aktaracağım. İlk ziyaretim Görüş Günü Kadınları setine oldu. Dizi Adana’da çekiliyor. O nedenle en zorlu ziyaretim buydu. Çünkü Adana sıcağına karşı mücadele etmek hiçbir şeye benzemiyor. Ben birkaç saatte pes edip klimanın esiri olurken, ekip sıcağa karşı savaşmaya devam ediyordu. Hepsine saygım sonsuz. Efendim, dört kadının cezaevindeki sevdiklerine karşı birbirlerine ve hayata tutunma hikâyesini konu alan Görüş Günü Kadınları 2 Eylül’de Fox TV’de başlıyor. Şenay Gürler, Nesrin Cevadzade, Yıldız Çağrı Atiksoy ve Semra Dinçer’in başrollerini paylaştığı Görüş Günü Kadınları’nın setinde ilk dikkat çeken şey, tanıdıklık hissi. Bir aydır çalışmalarına rağmen oyuncular ve teknik ekip üç yıldır birlikte çalışıyormuş gibi alışmış birbirine… Dizide sevdiklerine karşı birbirine tutunan dört kadın anlatılırken, set arkasında da sevdiklerinden uzakta birbirine tutunan insanların başka bir hikâyesi yaşanıyor. Dizinin yönetmeni Faruk Teber’di. Ancak birinci bölüm çekimlerinin ardından koltuğunu Veli Çelik’e devretti. Bu değişiklik kimseyi etkilememiş. Görüntü yönetmenliğini Sami Saydan üstleniyor. Ben ona parçalı ışık Sami lakabını taktım. Sami diziden çok umutlu ve olgunluk dönemini yaşadığını söylüyor: “Çok iyi bir iş ortaya çıkardık. İzlediğinizde gerçekten çok şaşıracaksınız. Her karakter için ayrı ayrı çalıştık. Hepsinin başka bir rengi, ışığı olacak” diyor.Cezaevi inşa edildiDizi cezaevindeki sevdiklerine karşı ayakta kalmaya çalışan dört kadını anlattığı için ilk ziyareti cezaevine yaptık. Bir zamanlar en büyük iplik ve dokuma fabrikası olarak kullanılan, 15 yıldır atıl bir şekilde çürümeye terk edilmiş, 7 bin 500 metrekarelik alana kurulu Çukobirlik binası bugünün koşullarında bir cezaevine dönüştürülmüş. Benim için parmaklıklar ardında gezinmek değişik bir tecrübe olsa da, birkaç dakika sonra içinizi özgürlüğünüzün elinizden alınması hissi kaplıyor. Bir sürü duyguyla hesaplaşıyorsunuz. Sette oyuncular arasında müthiş bir uyum var. Yıldız Çağrı Atiksoy, Şenay Gürler, Nesrin Cevadzade ve Semra Dinçer’in arasından su sızmıyor. Sinan Tuzcu hem oyuncu arkadaşları hem de teknik ekiple sürekli muhabbet halinde… Sıcaktan söylendiğine bile şahit olmadım. Atiksoy’un canlandırdığı Gülay karakteri hamile. O nedenle set aralarında bile eli sürekli karnında… Sinan, “Bazen seni gerçekten hamile zannediyorum” diye espri yapıyor Çağrı’ya…2 Eylül’de başlıyorBugüne kadar gezdiğim set sayısını hatırlamıyorum ama bu kadar konforlusuna ilk kez şahit oldum. Yapımcı Mehmet Yiğit Alp çalışanlarının rahatlığını ilk sıraya koymuş. Dizinin başarılı olması için hiçbir masraftan kaçınmıyor. Her şey güllük gülistanlık görünse de senarist Özgür Evren Heptürk’e dizinin adıyla ilgili şüphemden bahsediyorum. Bana kalırsa Görüş Günü Kadınları adı insanı cezbetmiyor. Ama Heptürk, “Şu anda başlayan dizilerin ismine bakarsan hepsi ne anlattığını açıklamak için çaba göstermek zorunda. Bizim dizimiz sadece adıyla birlikte ne anlatacağını söylüyor. Bu da bizi avantajlı konuma geçiriyor” diyor. Bu kez “Parmaklıklar Ardında dizisine benzeyecek mi?” diye soruyorum. Heptürk, “O dizide cezaevindeki kadınlar anlatılıyordu, Görüş Günü Kadınları’nda ise yakınları cezaevinde olan kadınlar” diye cevap veriyor. İki günlük Adana ziyaretimde birbirine ve hikâyelerine güvenen, sıcağa karşı mücadele eden ama inançlarından hiç vazgeçmeyen 100 kişilik bir ekibin müthiş emeğine şahit oldum. Ama bu emeğin karşılığını görüp görmeyeceğini 2 Eylül akşamı Fox TV’de yayınlanan ilk bölümle göreceğiz.

Devamını Oku

Leyla ile Mecnun bitmemeliydi!

21 Ağustos 2013

Daha dün gençlerin ekrandan beklentilerini yazmıştım. Özellikle Leyla ile Mecnun’un Y kuşağı olarak tanımlanan gençler için ekranın ilk alternatifi olduğunu söylemiştim. Hiç televizyon izlemeyen ve internet dünyasına gömülen gençliğe TRT 1’in Leyla ile Mecnun’la “Sizi ciddiye alıyoruz” dediğinin altını çizmiştim. Yazının mürekkebi kurumadan dün akşam saatlerinde yapım şirketi Eflatun Film, dizinin yayından kaldırıldığını açıkladı. Bir aydır yayından kaldırılacağına dair dedikodular alıp başını gitmişti. Gezi olaylarının ardından Onur Ünlü ve ekibinin TRT yönetiminden uyarı aldığı konuşuluyordu. Ama ben hiç ihtimal vermek istemedim. Çünkü TRT 1 yönetimi reytinglerde başarılı olmamasına rağmen dizinin arkasında durmuştu. Üstelik Leyla ile Mecnun değil miydi, elektrik faturalarından alınan TRT payını yine TRT’de eleştiren?Yeni dizi teklif ettilerKanalın diziye önem verdiğini de bizzat kanal koordinatörü Bülent Ata’yı Ankara’da ziyaret ettiğimde dinlemiştim. O nedenle içim çok rahattı. Bunlar bir dedikodu olarak kalır diyordum. Fakat yayından kaldırıldığını okuyunca şaşırdım. Gerekçenin internette izlenmesine rağmen televizyonda izlenmemesi olması daha da canımı sıktı. Çünkü Leyla ile Mecnun 104 bölüm boyunca yüksek reytingler almadı. Ona rağmen kumandamızda arka sıralarda olan TRT 1’i ilk sıralara taşıdı. TRT 1’in diğer dizilerine de bakmamıza sebep oldu. Bugün TRT 1’de kaliteli diziler var diyorsak bunda hiç şüphe yok ki, bu fitili Leyla ile Mecnun ateşledi. Ekranda absürd komedinin de yapılabileceğini bize kanıtladı. Sonuçta yayından kaldırıldı. Sanırım şimdi sadece şunu söylemek kaldı: Önce Onur Ünlü, ardından tüm ekibinin eline sağlık! Cesaretleri, tavırları ve sözlerinin arkasında durdukları için… Aldığım duyumlara göre, TRT 1 Onur Ünlü’den başka bir dizi hazırla masını istemiş. Bakalım, bu işin sonu neye bağlanacak?Hazal çok güzelleşmişOyuncu bukalemun gibidir. Kısa sürede kilo alır, verir. Saçını keser başka görünür, makyajını değiştirir farklı olur. Oyuncu değişmeyi becerebilendir. Çok değil birkaç ay önce Hazal Kaya’nın kiloları konuşuluyordu. Sağlık sorunları olduğunu söyledi ama nafile. Önceki akşam yeni dizisi A.Ş.K.’ın tanıtımı yayınlandı. Bence çok güzel görünüyordu. Kilolarından kurtulmuştu. Üstelik ilk defa kötü birini canlandıracak. Dizinin tanıtımı bence güzel olmuş, merak uyandırıyor. Fakat Hakan Kurtaş’ın gözaltlarını fazla kızarttıklarını düşünüyorum.Oğlum Nerede gibi olmuş!Hayatımda hiç sevmediğim şey bir dizinin ilk bölümünü izlemeden önyargı içerisinde olmak. Ama Kayıp dizisinin tanıtımını izleyince geçmişte izlediğim bir diziye o kadar benzettim ki, bunu söylemezsem olmaz diye düşünüyorum. Efendim, Kayıp 5 yıldır yapılmak istenen bir dizi. Doğan TV CEO’su İrfan Şahin’in bir cümleden yola çıkarak yapılmasını istediği dizi için neredeyse Türkiye’deki tüm senaristler çalıştı. Ama bir türlü olmadı. Sonunda bu yıl yapılmaya karar verildi. Oyuncu kadrosunda Dolunay Soysert, Mete Horozoğlu, Kaan Taşaner, Aslı Enver, İlker Kaleli var. Yönetmenliğini bence Türkiye’nin en iyi dizi yönetmenlerinden Zeynep Günay Tan üstleniyor. O nedenle dizi yüksek bir beklenti yaratıyor. Önceki akşam tanıtımı yayınlandı. Bir dizi tanıtımı için oldukça başarılıydı. Ama 2010’da atv’de ekrana gelen Kızım Nerede dizisine benziyordu. O dizide kızları kaçırılan zengin bir ailenin, sorgulamalar arttıkça sırlarını deşifre ediyordu. Kayıp’ta kaçırılan bir erkek. O nedenle bana Kayıp, Oğlum Nerede olmuş gibi geldi.

Devamını Oku