GÖZ KAMAŞTIRAN BİR HAYAT SÜRMÜŞLERAma öte yandan Costner ile Baumgartner'ın hayatıyla ilgili bugüne kadar çok bilinmeyen bazı ayrıntılar da bu duruşmalarda ortaya çıkıyor. Elbette dava dosyasında yer alan kendi ifadeleri aracılığıyla.Bunlardan biri Costner'ın evli oldukları sürece Baumgartner'ın annesine her ay beş bin dolar para gönderdiğiydi.Çift yollarını ayırma kararı alınca bu para kesildi. Baumgartner da annesine destek olmak için Costner'ın arkadaşı ve evinin kapı komşusu olan Josh Connor'dan 20 bin dolar para aldı. Bunun yarısını annesine gönderdi. Geri kalanı da kendi ifadesine göre Connor'a geri gönderdi.Bu arada Christine Baumgartner'ın, Josh Connor ile sevgili olduğu iddialarının da ortada dolaştığını ekleyelim. Tabii ki Baumgartner tüm bunları yalanladı.Eski çiftin evlerindeki mutfak eşyaları için bile kavga ettiği de daha önce ortaya çıkmıştı. Bunlar işin tartışmalı tarafları ve uzun süre de bitmeyecek gibi görünüşe göre.40 TON KAR, ÖZEL IŞIKLANDIRMALI KAYAK PİSTİ.. HEPSİ KENDİ MÜLKLERİNDEAma bir de dava dosyasında Kevin Costner ile Christine Baumgartner'ın evli oldukları sırada sürdürdükleri lüks hayatla ilgili ayrıntılar var ki bunlar gerçekten dudak uçuklatacak türden.Bunları da bizzat Baumgartner, duruşmalar sırasında anlattı. Gelin onun söylediklerine bir bakalım ve ünlü çift mutlu günlerinde nasıl yaşıyormuş bir öğrenelim.Baumgartner'ın anlattığına göre çift, malikanelerinin bulunduğu 10 dönümlük arazide gösterişli Noel partileri veriyordu. Bu partiler için de hiçbir masraftan kaçınılmıyordu.Hatta California'nın sıcak havasında kar yağmadığı için atmosfer yaratmak amacıyla 40 ton kar getirtiliyordu. Ama bu kadar değil...Çeşitli hayvanlar da getiriliyordu. Sırf çocuklar bu binek hayvanlarıyla iyi vakit geçirsin diye.. Arazinin, köknar ağaçlarından oluşan ormanına kızar parkurları inşa ediliyordu.OĞLUNUN DOĞUM GÜNÜ İÇİN KAMP ALANI OLUŞTURULUYORDUBaumgartner'ın anlattığına göre malikanenin bu geniş arazisi 15 yaşındaki oğulları Cayden'ın doğum günleri için bir doğa kampına dönüştürülüyordu.Cayden ve arkadaşları için onlarca çadır kuruluyor ve Yemek servisi için de yine çok sayıda kamyon kiralanıyordu. Bu arada Baumgartner'ın ifadesine göre Cayden'in kendine ait bir teknesi bile vardı. Üç çocuğunun sık sık Balık tutmaya gittiğini belirten Baumgartner, dalgıç kıyafetleri, sörf tahtaları ve su sporları ekipmanlarının saklandığı ayrı bir odaları olduğunu da ekledi.Ama Christine Baumgartner'ın anlattığına göre gösterişli haya tarzı bunlarla sınırlı değildi. Çiftin Aspen'de bulunan evlerinin çevresindeki ormanda da müzik yayını için ağaçlara hoparlörler asılmıştı. Özel ışıklandırılmış kızak parkurları, balık utulabilen yapay göller ve kanolar bulunuyordu.HOLLYWOOD TARZI LÜKS HAYAT:HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİMİZ BİR CENNETChristine Baumgartner'ın anlattığına göre aile gerçekten de büyük bir lüks içinde yaşıyordu . Hatta bu durumu mahkeme dokümanlarında "İstediğimiz her şeyi yapabileceğimiz bir cennet yaratmıştık" diye tanımladı.Sonsuzluk havuzları, voleybol sahaları ve tenis kortları, kendilerini ziyarete gelen konukların kalabileceği ayrı evler... Bütün bunların hepsi Costner ile Baumgartner'ın lüks hayatının sıradan parçalarıydı.Yani Christine Baumgartner'ın geçen hafta ki duruşmada "Lüks hayat benim çocuklarımın DNA'sında var demesi " ya da yine aynı duruşmada "çocuklarım okyanus manzarası olmayan evde yaşayamaz" hatta "çocuklarım özel jetlerle lüks tatillere gidecek" demesiboşuna değil.İşte böyle lüks koşullar içinde dünyaya gözlerini açıp büyüdükleri için de Beumgartner çocuklarının standartlarının düşmesini istemiyor.Belli ki çocukları kendisiyle yaşadıkları için bütün bu lüks alışkanlıklarından mahrum kalmalarına gönlü el vermemişti Baumgartner'ın.ÇOCUK NAFAKASI KONUSUNDA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIŞöyle kısa bir değerlendirme yaparsak... Aslında belki de Baumgartner, Costner'ın çocukları için ödediği 129 bin doları kabullenmiş olsaydı belki de böyle bir kayıp yaşamayacaktı.Çünkü geçtiğimiz haziran ayında çocuk nafakasının miktarı bu şekilde belirlenmişti. Fakat Baumgartner daha fazlasını yani 161 bin dolar talep etti. Bu yüzden de bu ikinci dava açıldı.Fakat yargıç Thomas Anderle, Baumgartner'ın, aylık 161 bin dolarlık nafaka talebinin aşırı olduğuna karar verdi. Sonunda da Costner'ın üç çocuğunun ihtiyaçları için aylık 63 bin doların makul olduğuna hükmetti.OKYANUS MANZARALI EVDEN AYRILMAK ZORUNDA KALDI: Christine Baumgartner, geçen haftaki duruşmalarda "Çocuklarım okyanus manzarası olmayan evde yaşayamaz" demişti.... Fakat Baumgartner eşiyle birlikte yaşadıkları o okyanus manzaralı lüks evden taşınmak zorunda kaldı. Şimdi aylık kirası 40 bin dolar olan başka bir evde yaşıyor. Bu kiralık evin birçok lüksün yanı sıra bir yüzme havuzu olsa da Baumgartner eski lüks hayatını arıyor.
BÜYÜKKANNEYİ ANDILARUzun yıllar boyu veliaht unvanı taşıyan oğlu Charles tahta geçti. Yeni kralın en büyük oğlu William ve eşi Catherine de "rütbe yükseltti".Kraliçe 2. Elizabeth'in ölümünden sonra veliaht prenslerin taşıdığı Galler Prensi unvanını aldı William. Eşi Kate Middleton da Galler Prensesi oldu.Bu değişimde de bir "tarih yazıldı." Kate Middleton, Prenses Diana'nın ölümünden 20 yılı aşkın bir süre sonra açıkça bu unvanı taşıyan ilk aile üyesi oldu.Bu arada küçük bir not.. Aslında Camilla da Charles ile evlendiği için otomatik olarak Galler Prensesi unvanını aldı. Fakat bu unvan Diana ile özdeşleştiği için açıkça Galler Prensesi olarak anılmadı.Kraliçe'nin ölümünden sonra ise yeni Kral 3. Charles'ın açıklamasıyla, kayınvalidesi Diana'dan sonra halk tarafından neredeyse onun kadar sevilen Kate Middleton bu unvanı kullanmaya başladı.Galler Prensi William ile Galler Prensesi Kate, dün de Kraliçe'nin ilk ölüm yıl dönümü nedeniyle düzenlenen etkinliklere katıldı. Her ikisi de 41 yaşında olan üç çocuk sahibi Kate ile William, Galler'deki St Davids Katedrali'nde düzenlenen törene katıldı.Çift, tören alanına helikopterle ulaşmayı planlamıştı. Fakat sis yüzünden helikopterin uçuşu rötar yapınca Kate ile William da törene planlanan zamandan daha geç bir saatte ulaşabildi. Kate ve William'ı görmek ve onlarla birlikte Kraliçe 2. Elizabeth'i anmak için çevrede toplananlar da sabırla çiftin tören alanına gelmesini bekledi.Kate Middleton ile Prens William, bu yaz bazı çevreler tarafından çok eleştirilen uzun bir tatil yaptı. Biraz da bunun "hasretiyle" çifti görmek için epey kalabalık bir grup toplanmıştı.Kate ile William, katedral yolunda halkla selamlaştı, onların verdiği çiçekleri ve Kraliçe için sunduğu taziyeleri kabul etti.Çift, daha sonra da katedrale girip Kraliçe 2. Elizabeth anısına hazırlanan köşeye gitti. Bir demet beyaz çiçeği bırakan Kate ile William, saygı duruşunda bulunduktan sonra katedralden ayrıldı. İşin tören kısmı böyle geçti.ESKİ KIYAFETİNİ YENİDEN GİYDİMiddleton, Kraliçe'nin birinci ölüm yıl dönümünde anıldığı o etkinlikte daha önce de giydiği mürdüm rengi takımı giydi. Fakat bu kez şapkası ve çantası farklıydı.Bu arada şunu da hatırlatalım... Kate bu kıyafeti ilk kez geçen yıl Noel'de gerçekleşen ve ev sahipliğini üstlendiği konser gecesinde giydi. O konser de yine Kraliçe anısına düzenlenmişti. O gece giydiği kıyafeti farklı aksesuarlarla tekrar giyerek artık hayatta olmayan Kraliçe'ye saygıda bir kez daha kusur etmediKate Middleton aynı kıyafeti geçen yıl Kraliçe anısına düzenlenen ve ev sahipliğini üstlendiği Noel konserinde de giymişti.KRALİÇE'YE 'İNCİLİ SELAM'Bu arada bu buluşmada en çok dikkat çeken kişi yine Kate Middleton oldu. Bilenler bilir... İngiliz kraliyet ailesinin üyeleri gittikleri her yerde kıyafetleriyle, takılarıyla ve aksesuarlarıyla mesaj verirler. Kate de bu kuralı bozmadı ve törende Kraliçe 2. Elizabeth'e "incili bir selam" gönderdi.Önce işin bu kısmıyla başlayalım. Kate Middleton, törende Kraliçe 2. Elizabeth'in defalarca taktığı inci küpeleri kullandı. Saçlarını topuz yapan Kate, elmas bir platformdan aşağıya doğru sarkan gözyaşı damlası şeklinde inci küpeleri daha da görünür hale getirdi. Söz konusu küpeleri Kraliçe 2. Elizabeth, 1977 yılında kendisi onuruna düzenlenen Gümüş Jübile etkinliklerinde takmıştı. Elizabeth, bu küpeleri daha sonra da defalarca kullandı.Bir ara en küçük oğlunun karısı Sophie'ye de ödünç verdiği bu inci ve elmas küpeleri, söylenenlere göre daha sonra torunu William'ın karısı Kate'in kullanması için ona verdi. Yine ileri sürülenlere göre bu küpelerin kullanım hakkı artık Kate Middleton'da.CENAZE TAKILARI DA İNCİLİYDİKate, Kraliçe'nin cenaze töreninde de yine geleneği bozmamış ve hayata veda eden aile büyüğüne çok sevdiği ve bir zamanlar kendisinin de kullandığı üç sıra incili kolye ve yine inci küpelerle veda etmişti.O törende neredeyse bütün kadınlar inci takı kullandı. Çünkü bu beyaz gözyaşı damlası şeklindeki incilerin İngiliz kraliyet ailesi için derin sembolik bir anlamı var. İnci, yasın simgesi olarak kabul ediliyor.Üç çocuk annesi Kate Middleton, son yolculuğuna uğurlanan Kraliçe'ye saygısını sunmak için onun özel koleksiyonundan parçalar seçti. Yani boynundaki kolye Kraliçe 2. Elizabeth'e aitti. Dört sıra inci ve ortasındaki değerli taştan oluşan bu kolye, bir zamanlar onun boynunu süslüyordu. Kate, bu göz alıcı Japon incisi kolyenin yanı sıra yine Kraliçe'ye ait olan inci küpeleri taktı.40 YIL SİYAH GİYİP İNCİ TAKTI: İNCİ TANELERİ GÖZYAŞININ SİMGESİAma işin aslına bakılırsa bu cenazede inci takma geleneği çok uzak bir geçmişe dayanıyor. Tabii ki inci gibi değerli bir taşla üretilmiş takıları kullanabilmek için öncelikle varlıklı olmak gerekiyor. Ama incinin başka ve biraz da hüzünlü bir anlamı daha var. Gelin ona da bir bakalım...Yas takıları geleneği özellikle de siyah giysileri inci takılarla tamamlamak, Kraliçe Victoria dönemine kadar uzanan bir gelenek. Victoria'nın hayatında 1861 yılı çok acı ve önemli bir dönüm noktası.O yıl kocası Prens Albert'i kaybetmesi Victoria için büyük bir acı oldu. Kraliçe Victoria, öylesine büyük bir yasa büründü ki tam 40 yıl boyunca sadece siyah kıyafetler giydi.Bu siyah giysilerini de her bir tanesi bir gözyaşı damlasını temsil eden beyaz incilerle tamamladı. Bu da zaman içinde İngiliz kraliyet ailesi için bir gelenek haline geldi.Elbette bu geleneğe sıkı sıkıya uyanlardan biri de Kraliçe 2. Elizabeth oldu. Farklı koşullarda ve ortamlarda da inci takılar kullanan Kraliçe, kendi ailesinde başlayan bu geleneği hep uyguladı.Babası Kral 6'ncı George başta olmak üzere Prenses Diana'nınki de dahil katıldığı bütün cenaze törenlerinde siyah yas giysilerini inci takılarla tamamladı. Son olarak da kocası Prens Philip'in cenaze töreninde siyah kıyafetiyle beyaz inci takılarını kullandı.
Hatırlarsanız Meghan'ın Prens Harry ile evlenip aileye katıldığı ilk dönemlerde iki gelinin hayranları sosyal medyada bile birbirlerine giriyordu.O dönemde ortak kullandıkları Kensington Royal adlı sosyal medya hesabı, Prens William'ın eşi Kate ve Prens Harry'nin eşi Meghan arasındaki bu rekabete çok ağır bir şekilde sahne oluyordu.İşler öyle bir hale geldi ki İngliiz kraliyet ailesi, sosyal medya hesaplarında iki genç kadına yönelik hakaret ve küfür içerikli yorum yazanlar hakkında yasal işlem uygulanacağını duyurdu.Bir süre sonra iki çift sosyal medya hesaplarını ayırdıklarını açıkladılar. Kensington Royal hesabı, Kate ile William da kaldı. Harry ve Meghan ise Sussex Dükü ve Düşesi olarak yeni bir hesap açtılar. Zaten sonra bu işin altında bile başka bir durum olduğu ortaya çıktı. Harry ile Meghan ülkeden bile ayrıldı.Ama konumuz tam olarak bu değil. Artık Harry ile Meghan başka bir ülkede yaşasalar bile iki kardeşin eşleri arasındaki rekabet bitmek bilmiyor.Daha doğrusu rekabet okyanus ötesine taşındı. Kate ile Meghan ünlü ailenin gelinleri olarak ne kadar zaman geçerse geçsin hep birbirleriyle rekabet halinde olacaklar. Hayranlarının gözünde durum böyle.BİR ZAMANLARIN ELTİLERİ DIANA VE SARAHBundan yıllar önce yani 1980'lerde de benzer bir durum vardı İngiliz kraliyet ailesinde. Yani iki gelinin rekabeti söz konusuydu. Zaten kendilerinin de bunu böyle gördüğü hayatta kalan eltinin itirafıyla ortaya çıkmış oldu.Charles'ın 1981 yılında evlendiği Lady Diana Spencer ile kardeşi Andrew'nun 1986'da hayatını birleştirdiği Sarah Ferguson arasındaydıbu rekabet.Ama iki eltinin dışarıdan görünüşleri, Kate ile Meghan'dan çok farklıydı. Büyük olasılıkla aile içindeki ilişkileri de öyle çok gerilimli değildi.Her ne kadar "can ciğer kuzu sarması" olmasalar da Diana ile Sarah'nın arasında bugün Kate ile Meghan'da olduğu gibi buz dağları yoktu.DIANA ÖNE GEÇTİKÇE KENDİNDEN NEFRET ETMEYE BAŞLADIAma yine de iki elti sürekli olarak birbirleriyle kıyaslanıyordu. Bu rekabetten de çoktan halkın sevgisini kazanmış olan Diana galip çıkıyordu hep.Diana ile Sarah arasındaki bu rekabet, yani iki eltinin sürekli birbirleriyle kıyaslanması, yıllar sonra yaptığı itirafa göre Sarah Ferguson'ı çok etkiledi.Diana'nın 1997'de gencecik yaşında ölümünün üzerinden bunca yıl geçtikten sonra da Sarah bunu kendi sözleriyle ifade etti.Kansere yakalanıp bir göğsünü aldırdıktan sonra Diana ile sürekli kıyaslanmasından dolayı geliştirdiği "kendine nefret" duygusundan kurtulduğunu söyledi Fergie.HASTALIK, KENDİNE BAKIŞINI DEĞİŞTİRDİŞimdi Sarah Ferguson'ı bu kadar değiştiren kötü tecrübesini bir hatırlayalım. Bundan birkaç ay önce gelen habere göre Andrew'nun 1996 yılında boşandığı eşi Sarah, rutin kontroller sırasında meme kanseri olduğunu öğrendi.Tedavinin bir parçasıolarak da King Edward VII Hastanesi'nde ameliyat masasına yattı ve bir göğsü alındı. Sonradan yapılan açıklamaya göre de ameliyat başarılı oldu.Sarah Ferguson kendisinin hazırlayıp sunduğu Tea Talks (Çay Sohbetleri) adlı podcast yayınında bu operasyonun kendisini nasıl değiştirdiğini anlattı.Bir göğsünü aldırdıktan sonra kendine dönüp baktığını söyleyen Sarah "Güzel bacakları olduğunu, aslında güzel göründüğünü" fark etmiş. Ama öncesinde kendinden sürekli nefret ettiğini de gizlemedi elbette.Bunun nedenini de şöyle açıkladı yayında: "Sanırım bu, sürekli olarak Diana ile kıyaslanmamdan kaynaklanıyor. Sonunda da kendimin bu konuda o kadar da iyi olmadığını düşünmeye başlamıştım."Ama kanser nedeniyle bir göğsünü aldırmasından sonra bu konuda kendisine bakış açısının değiştiğini saklamadı Sarah Ferguson. Kendinden hoşlanmaya başladığını yani kendine yönelttiği nefret duygusunun törpülendiğini itiraf etti.Sarah Ferguson'ın kanser olduğunu öğrenmesi bundan iki ay önce gerçekleşti. Rutin kontrollerini yaptırırken bir göğsünde kanserli kitle tespit edildi. Sonra da tedavinin bir parçası olarak bu göğsünün alınması önerildi. Her ne kadar bu haberi aldıktan sonra kendini kötü hissete de fazla zaman kaybetmeden doktorların önerisini yerine getirdi ve göğsünün birin aldırdı. Ferguson'ın sekiz saatlik bir operasyon geçirdiği belirtildi.AİLEDE KİMİN ADI SKANDALA KARIŞSA ONA DESTEK ÇIKTIBugün nasıl herkes Prens Harry'nin karısı Meghan Markle'ı konuşuyorsa 80'li ve 90'lı yıllarda da Sarah gündemin ilk sıralarındaydı. Diana ile birlikte ama ondan çok farklı bir şekilde.Aslına bakılırsa İngiliz kraliyet ailesinde "skandal" denilince ilk akla gelen isimlerden biriydi Sarah Ferguson.Sonradan da ailesinde kimin adı bu tür küçük ya da büyük skandallara karışsa ona desteğini esirgemez oldu rahmetli Kraliçe 2. Elizabeth'in eski gelini.Ferguson, iki yıl önce yaz aylarında damadı Jack Brooksbank'in karıştığı küçük çaplı bir skandalda onun destekçisi olduğunu kendisi açıklamıştı.Küçük kızı Eugenie ile evli olan Brooksbank, iş gezisi için gittiği İtalya'da üç modelle birlikte yat turu yaparken görüntülenmişti. Eşi Eugenie'nin küçük oğulları August ile birlikte evde olduğu bir sırada ortaya çıkan bu görüntüler de dünya kamuoyuna bomba gibi düşmüştü.İşte o olayda herkes Jack Brooksbank'in, karısı Eugenie'yi aldattığını ileri sürerken Sarah Ferguson onu savundu.Eski kocası Andrew'nun adı cinsel taciz skandalına karıştığında da ilk destek Sarah'dan eldi. Hatta bir ara eski kocasının ABD'de yargılanması gündeme geldiğinde bile Sarah'nın hemen kendi hukuk ekibiyle ona yardımcı olmaya çalıştığı ileri sürüldü.'BEDAVACI SARAH'Bu durum da kimseyi şaşırtmadı aslında. Çünkü Sarah Ferguson'ın ya da basının taktığı adıyla Fergie'nin geçmişi de İngiliz kraliyet ailesinin başını ağrıtan skandallarla dolu.'Her ne kadar artık resmi olarak ailenin bir üyesi olmasa da Andrew ile evliliğinden iki kızı olan Sarah Ferguson, aileyle olan bağlarını tamamen koparmadı.Eski eşiyle sık sık görüşen ve York Düşesi unvanını da koruyanFergie, 1986 yılında Prens Andrew ile gösterişli bir törenle evlendi.Buckingham Sarayı'na gelin gittiğinde "büyük gelin" Diana ile birlikte kamuoyunun büyük ilgisini çekiyorlardı. Günümüzün "eltileri" Kate ile Meghan'dan farklı olarak daha dostane bir tablo çiziyorlardı.Fakat bu durum uzun sürmedi. Andrew ile araları bozuldu ve ondan sonra da Sarah Ferguson Magazin basınının manşetlerinden inmez oldu.BİR DÖNEM AİLENİN BAŞINI ÇOK AĞRITTIFergie'nin skandalları saymakla bitmeyecek türden.2008 yılında kızları Eugenie ve Beatrice'in maddi yardımıyla Sarah Selects adını verdiği vakfı kurdu. Fakat elde ettiği yüksek miktarda parayı kendi çıkarı için kullandığı ortaya çıktı. O dönemde Sarah'nın İngiliz basınındaki adı artık "Bedavacı Sarah" idi.Fergie'nin adı bir dizi skandala daha karıştı. Alışveriş ettiği mağazalara ve yanında çalışan kişilere borçlarını ödemediği ortaya çıktı.Dünyayı sarsan ve telekulak skandalı nedeniyle kapısına kilit vurmak zorunda kalan News of The World Gazetesi'nin gizli kamerasına da yakalandı Fergie.O sırada 500 bin sterlin karşılığında eski eşi Prens Andrew ile bir iş görüşmesi ayarlamaya çalışıyordu.PARMAK EMME SKANDALININ ÜZERİNE SADECE ESKİ KOCASI ÇIKABİLDİAma bütün bunların ötesinde Sarah'nın kahramanı olduğu öyle bir skandal var ki ailede kimse bu konuda onun eline su dökemedi. Aileden çok uzun süre dışlanmasına neden oldu.Peki Ferguson'ın neden aile tarafından böylesine dışlandığını bilmek ister misiniz? İşte bunun nedeni Sarah'nın 1992 yılında baş kahramanı olduğu, fotoğrafları dünya basınında kelimenin tam anlamıyla 'çarşaf çarşaf' yayınlanan o fotoğraflar.Sarah Ferguson, tüm dünyanın bir peri masalını izler gibi izlediği Diana Spencer ve Prens Charles düğününden beş yıl sonra İngiliz kraliyet ailesine gelin gitti. 1986'da Prens Andrew ile Sarah Ferguson evlendi. Eugenie ve Beatrice adında iki kızları dünyaya geldi. Ancak evlilik iyi gitmedi ve çift, 1992 yılında yollarını ayırma kararı aldı. Resmi olarak boşanmaları ise 1996'da tamamlandı.YARI ÇIPLAK FOTOĞRAFLAR DÜNYA BASININDA YAYINLANDIFakat bu resmi boşanmaya kadar geçen zamanda Sarah Ferguson, bugün bile kendisiyle özdeşleşen o büyük skandalın kahramanı oldu.Sarah, Andrew ile yollarını ayırdıktan sonra Fransa'nın gözde tatil bölgesi St. Tropez'ye gitti. O tatil sırasında Amerikalı finans danışmanı John Bryan ile vakit geçirdi.İkili, bir gün havuz başında güneşlenirken Bryan, Sarah'nın ayak parmağını emmeye başladı. Onları adım adım takip eden paparazziler elbette o anları kaçırmadı. Her ne kadar boşanmak üzere olsalar da İngiliz kraliyet ailesinin gelininin bu görüntüleri dünya basınının manşetlerinde yer aldı.İşin daha da tuhafı şu ki, o fotoğraflar yayınlandığı sırada Sarah, tüm aileyle birlikte Balmoral Şatosu'nda bulunuyordu.Kraliçe 2. Elizabeth bu fotoğrafları görünce öfkeden küplere bindi. Sarah aynı gün Londra'ya döndü. Her ne kadar başka bazı gelişmeler olsa da Sarah Ferguson ağırlıklı olarak bu skandal yüzünden aileden dışlandı. Bu skandal patlar verdiğinde takvimler 1992 yılını gösteriyordu.O görüntülerin manşetlere çıktığı gün, Fergie, kraliyet ailesiyle birlikte Balmoral Şatosu'ndaydı. Kraliçe, fotoğraflar yüzünden çok öfkelendi ve Sarah Ferguson aynı gün Londra'ya döndü. Zaten Andrew ile evlilikleri de 1996 yılında resmen sona erdi.BOŞANDIKTAN SONRA UNVANI GERİ ALINMADIPrens Andrew ile olan evliliği bitse de York Düşesi unvanı elinden alınmayan Sarah Ferguson ya da tam adıyla Sarah Margaret Ferguson, 1959 yılında Londra'da dünyaya geldi.Binbaşı Ronald Ivor Ferguson ve Susan Mary Wright'ın kızı olarak dünyaya gözlerini açtı. Babası silahlı kuvvetlerde kariyer yaptı ve Prens Charles'ın polo-takımının menajeri olarak çalıştı.Babası tarafından düşesin soyu Richmond Dükü I. Charles Lennox ve Monmouth Dükü I. James Scott kolundan İngiltere kralı II. Karl'a dayanıyor.İmtiyazlı bir çocukluk geçiren Sarah, kız kardeşi ile beraber bir yatılı okulda okudu. Mezun olduktan sonra bir sekreterlik okuluna devam eden Ferguson, bir halkla ilişkiler firmasında, sonra bir galeride ve nihayet Londra'da bir yayınevinde çalıştı.1985 yılında kraliyet ailesi tarafından Windsor Sarayı'nda bir partiye davet edildi. Prens Andrew ile ilişkisi de orada başladı. Fakat daha çocukken, babasının polo tutkusu dolayısıyla kraliyet ailesiyle teması olmuştu.
'ERKEK KÜLKEDİSİ' OLARAK TANINIYORAma bu düğünde alışılmışın dışında bazı ayrıntılar vardı. Bir kere evlenen soylu yani veliaht yakışıklı bir prens değil, güzel bir prensesti. Yani soylu aileye bir damat geliyordu. Bu bir ayrıntı...İkincisi ise kraliyet ailesinin damadı öyle kendileri gibi 'mavi kanlı' bir aileden gelmiyordu. Halktan biriydi. Daha da çarpıcı olan ayrıntı ise genç prensesin, kişisel spor eğitmeniyle hayatını birleştirmesiydi.Durumu özetlemek gerekirse, veliaht prenses, fiziksel görünüşünü korumak amacıyla birlikte çalıştığı eğitmenine aşık olmuştu. Tabii ki eğitmeni de ona. Bir tür "erkek külkedisi" masalıydı söz konusu olan.Bütün dünya Veliaht Prenses'le evlenen geleceğin konsort kralını "Kate Middleton'ın erkek versiyonu" olarak nitelendiriyor.Yıllar içinde iki çocukları olan çift her zaman mutlu ve uyumlu birliktelikleriyle dikkat çekti. Ama son günlerde beklenmedik bir gelişme oldu. Çift,ihanet söylentilerinin ortasında kaldı. İşte taraflardan biri yani ailenin damadı bu söylentilere noktayı koydu.Belki sizin de aklınıza kraliyet ailesi denildiğinde ilk anda Kral Charles, oğlu William ve onun karısı Kate geliyor. Ama sembolik de olsa varlıklarını sürdüren çok sayıda kraliyet ailesi var dünyada... Özellikle de Avrupa'da .İşte İsveç kraliyet ailesi de bunlardan biri. Biraz önce kısaca özetlediğimiz o gelişmeler de bu ailede yaşanıyor.'AKLI BAŞINDA BİRİ BU SÖYLENTİLERE İNANMAZ'Vakti geldiğinde babası İsveç kralı Carl XVI Gustaf'dangeldiğinde tahtı devralacak oyan 46 yaşındaki Veliaht Prenses Victoria ile 2010 yılından bu yana evli olduğu iki çocuğunun babası Prens Daniel ya da evlilik öncesi adıyla Daniel Westling'in mutlu yuvası üzerinde "ihanet söylentileri" dolanıyor. Bazı iddialara göre iki çocuklu Victoria ve Daniel'ın evliliğine ihanetin gölgesi düştü.Aslına bakılırsa bu söylentiler geçen yıldan beri ortalarda. Hatta İsveç Kraliyet Ailesi bu konuda resmi bir açıklama yapmak zorunda bile kaldı. Daniel ile Victoria ise bu zamana kadar hep sessizdi.Ancak belli ki söylentilerin sonu gelmiyor ve aile içi dengeler buru gerektirdi. Sonunda Prenses Victoria'nın eşi Prens Daniel bu konuda bir röportaj verdi.Bu , aile için pek alışıldık bir durum olmasa da belli ki İsveç Sarayı bütün bu söylentilerden iyice rahatsız oldu ve bir nokta koyma gereği hissetti.Prens Daniel verdiği röportajda karısı Victoria'yla arasına ihanet girdiğine ilişin iddiaları "zalimce ve gerçeği yansıtmayan dedikodular" olarak nitelenirdi.Sosyal medyada ve İsveç basınının bir kısmında dolaşan bu söylentilerin ailesi üzerinde ciddi sonuçlar doğurduğunu savundu.Daniel'in söylediğine göre bütün bu söylentiler hem İsveç'teki hem de deniz aşırı ülkelerdeki yakınlarının kulağına kadar gitti. Belli bir noktadan sonra da ailesi adına böyle bir açıklama yapma gereği hissetti.SARAYDAN BİLE AÇIKLAMA YAPILDIİsveç kraliyet ailesinin damadı Daniel Westling "Bu söylentilere inanacak kadar aklını kaçırmış birileri olduğunu sanmıyorum" dedi.Biraz önce de söylediğimiz gibi İsveç Sarayı geçen yıl yayılmaya başlayan bu söylentiler hakkında bir açıklama yapmıştı. Basında ve sosyal medyada "İnanılmaz ihanet" olarak nitelendirilen bu iddiaları yalanladı.Açıklamada "Şunu açıkça ortaya koymak isteriz ki bu söylentiler kesinlikle temelsizdir.Evlilikte ihanet ve boşanmanın yaklaştığına dair söylentiler giderek yayılıyor. Normalde bu tür spekülasyonlara ve söylentilere yanıt vermeyiz. Ama ailemizi korumak için bunu açıkça ortaya koymak isteriz ki yayılan bu söylentiler tamamen asılsızdır" denildi.İDDİALARI ORTAYA ATAN GAZETECİ: KAYNAKLARIM SAĞLAM: Daniel ve Victoria'nın evliliğinde ihanetin gölgesinin dolaştığını ilk kez haberleştiren muhabirDaniel Nyhlen ise bu konuda çok ciddi ve güvenilir kaynakları olduğunu savundu. Bu yüzden de haberi yayınlamak için hiçbir çekince duymadığını sözlerine ekledi.ONA 'ERKEK KATE MIDDLETON' DİYORLARDaniel Westling, İsveç Veliaht Prensesi Victoria ile evlenmeden önce bir spor salonu sahibiydi. 2002 yılında Victoria ie flört etmeye başladılar. 2009 yılında çiftin nişan açıklandı. Bir yıl sonra da dünyanın dört bir yanındaki kraliyet ailesi üyelerinin katıldığı gösterişli bir törenle evlendiler.Çiftin 11 yaşında Estelle ve yedi yaşında Oscar adında biri kız diğeri erkek iki tane çocuğu bulunuyor.Halktan biri olarak doğup sonra geleceğin kraliçesiyle evlenen Daniel Westling, Magazin dünyasında "erkek külkedisi" ya da "erkek Kate Middleton" olarak anılıyor.Evlendikten sonra "prens" unvanını alan Daniel, tıpkı kendisiyle aynı konumda olan Kate Middleton gibi kısa sürede halkın sevgisini ve beğenisini kazandı.Kraliyet yaşamına kısa sürede uyum sağlayan Daniel, bu yüzden İngiliz kraliyet ailesinin gelini Kate Middleton'a benzetiliyor.Bir gün karısı Victoria kraliçe olarak tahta oturduğunda Daniel de "konsort kral" olacak.KANUN DEĞİŞİKLİĞİYLE VELİAHT PRENSES OLDUBu arada Veliaht Prenses Victoria ile ilgili birkaç hatırlatma. Vakti geldiğinde Victoria, 1720'den bu yana İsveç'in ilk kraliçesi olacak.Aslında erkek kardeşi Carl Philip dünyaya geldiğinde, o dönemdeki kurallara göre Victoria taht için ilk sırada olmayacaktı.Yani Carl Philip veliaht Prens olacaktı. Fakat o daha bebekken yapılan kanun değişikliğiyle kral ile kraliçenin ilk dünyaya gelen çocuğuna veliaht olma hakkı verildi. Böylece tam adı Victoria Ingrid Alice Désirée olan Prenses'e taht yolu açıldı.ASLINDA KRAL'IN EŞİ DE SIRADAN BİR AİLEDEN GELİYORAslında ailenin damadı Daniel, ileride kraliçe eşi olacağı için halktan gelmesi çok konuşuluyor. Ama ailede doğuştan "mavi kanlı" olan tek kişi İsveç Kralı Carl Gustav. Olaya böyle bakıldığında çocukları da bu "mavi kan" meselesinde "melez" sayılır. Çünkü Kral'ın karısı Kraliçe Silvia da soylu bir aileden gelmiyor.İsveç kraliçesi, Silvia Renate Sommerlath adıyla Almanya'da dünyaya geldi. Babası Alman, annesi Brezilyalıydı. Dönemin veliaht prensi Carl Gustaf ile 1972 Münih Olimpiyat Oyunları sırasında tanıştı. 1976 yılında evlendiler.Carl Gustaf tahtı babasından değil büyükbabasından devraldı. Çünkü prens babası, o henüz 9 aylık bir bebekken bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Büyükbabası Kral Gustav 6'ıncı Adolf ölünce de Carl Gustav kral, eşi Sylvia da kraliçe oldu. Çiftin üç çocuğu var.İsveç kraliçesi Silvia da Alman- Brezilyalı bir aileden geliyor. Kral ise tahtı babasından değil büyükbabasından devraldı.İsveç Kralı ile İsveç Kraliçesi'nin üç çocuğu da halktan kişilerle evlendi. Ailenin gelini yani Carl Philip'in karısı Sofia Hellqvist, soylu olmayan bir aileye mensup eski bir TV yıldızı.Küçük kızları Madeleine'in eşi Christopher O'Neill ise İngiliz- Amerikalı bir finansçı.
Sonra gelsin arkasından uykusuz geceler, pişmanlıklar, neyin yanlış yapıldığı sorgulamaları... Sonra o kişiyle yeniden bir araya gelir ve kendinize ikinci bir şans verirsiniz.Zaten artık ikiniz de anlamışsınızdır birbiriniz olmadan yaşayamayacağınızı. Hayatlarınızı resmen birleştirirsiniz ve gerisi gelir. Hem de mutlu bir şekilde.İşte birazdan ünlüler dünyasının böyle bir çiftinin öyküsünü anlatacağız size. Daha doğrusu o öykünün bilinmeyen yanını.Çiftin; kapalı kapılar ardında yaşadıklarını ve onları ilk denemede ayrılığa götüren yolda yapılan itirafları. Sonra da nasıl olup da sağlam bir evlilik kurduklarını.'KISKANÇLIK YÜZÜNDEN BİR PİSLİĞE DÖNÜŞTÜM'Gencecik hatta çocuk denecek yaşta kamera karşısına geçerek adını duyuran sonra da kariyerini başarılı bir şekilde bugünlere getiren Jessica Alba ve kocası Cash Warren, öyküsünü anlatacağımız bu ünlü çift. 15 yıldır evli olan üç çocuk sahibi çift, nişanlıyken kısa bir ayrılık yaşamıştı.İşte Alba'nın 44 yaşındaki kocası Cash Warren, evlenmeden önce yaşadıkları o kısa ayrılıkla ilgili bazı itiraflarda bulundu. O önemde olup bitenlerin sorumluluğunu üstüne aldı ve hepsinin kendi suçu olduğunu söyledi. İtirafına göre "derin kıskançlığı" o kısa ayrılığa neden olmuştu.Cash Warren, Whine Down With Jana Kramer adlı pod cast yayınına konuk oldu. Alba gibi oyuncu değil tanınmış bir yapımcı olan Cash Warren, ilişkilerinin ilk döneminde çok kıskanç olduğunu söyledi."Jessica'nın diğer erkeklerden gördüğü ilgiyi gerçekten kıskanıyordum" diye anlattı o dönemde hissettikleri Warren.Aslında tıpkı karısı Jessica Alba gibi fiziksel görünüm açısından avantajlı olan yani boyu posuyla ve yüz hatlarıyla yakışıklı olarak nitelendirilen Cash Warren "Hayatımda hep özgüvenli bir insan oldum. Ama o sırada onun başka erkeklerden ilgi görmesi bana kendimi kötü hissettiriyordu. Bakıyordum ve kıskanıyordum" dedi.İşte o sırada sevgilisi olan Jessica Alba'yı bu kadar kıskanması, çiftin kısa bir ayrılık yaşamasına neden oldu. Bu duygunun kendisini "bir pisliğe" dönüştürdüğünü anlattı Cash Warren.'EVLENDİK... İLİŞKİMİZ DEĞİŞİM GEÇİRDİ'Tam 15 yıldır Alba ile mutlu bir evlilik sürdüren Cash Warren gerisini de şöyle anlattı: "Sonuçta ayrıldık. Ve ayrı geçirdiğimiz o süreçte düşündüm... Eğer tekrar bir araya gelirsek artık daha farklı davranacaktım. Daha yapıcı bir şekilde..."İkisi için de kolay geçmeyen bu ayrılık sürecinin ardından Jessica Alba ile Cash Warren evlendiler. Belli ki o ayrılık süreci her ikisi için de öğretici oldu.Tekrar bir araya geldikten sonra ilişkileri daha da güçlü bir hale geldi. Alba ile Warren; şu anda 15 yaşındaki Honor; 12 yaşındaki Haven ve 5 yaşındaki Hayes adlı çocuklarını büyütüyor.Cash Warren, Jessica Alba ile uzun ve mutlu ilişkisinin en önemli anahtarını tek kelimeyle özetledi: Sabır! Bu arada Warren, yıllar içinde ilişkilerinin bir değişim geçirdiğini de sözlerine ekledi: " Flört etmeye başladığınız ilk dönemde kavga ediyorsunuz ve hemen karar veriyorsunuz. Ama ilişkiniz ilerledikçe kavga etseniz de bu kez birkaç gün sonra bir karara varıyorsunuz."Warren, eşi Alba ile tartıştıkları zamanlarda birbirlerine zaman tanıyıp özel alan yarattıklarını sözlerine ekledi. "Açıkça konuşuyoruz, belki bazen birlikte dışarı çıkıyoruz. İşleri yoluna sormak için uğraşıyoruz. Ve ne şanslıyım ki yanımda olup biteni anlayan bir hayat arkadaşım var. "YAŞA... AFFET VE UNUTEşi Jessica Alba gibi ünlü bir oyuncu olmadığını anlatan Cash Warren spot ışıklarıyla ilgilenmediğinin de altını çizdi. "Ben iyi bir takım arkadaşı olmaya çalışıyorum. Ben bir yıldız değilim, bir oyuncu hiç değilim. Bir oyuncu olmak için hiçbir zaman çaba harcamadım. Bırakıyorum, karım istediği işi yapsın. Bu şekilde yıllar içinde ilişkimiz daha konforlu bir hale geldi. "Warren "iyi bir takım arkadaşı olaya çalışıyorum" diyerek eşi Alba'ya kariyerinde ne kadar büyük destek verdiğinin de altını çizdi. Onu hiçbir şeyi kurban etmeden, ödün vermeden kariyer anlamında yapmak istediklerini yapması için cesaretlendirdiğini de sözlerine ekledi.Bu arada Jescsica Alba'nın sadece oyunculuk yapmayıp yıllar önce iş hayatına adım attığını da hatırlatalım. Alba, çocuklara ve annelere yönelik organik ürünler pazarlayan bir şirketin kurucu ortaklarından.Bu yüzden bazen Film çekimleri için bazen de bir iş kadını olarak evinden ve çocuklarından ayrılmak zorunda kalıyor.Böyle durumlarda da Warren karısına neler söylediğini anlattı: "Ona, çocukları birkaç gün yalnız bıraktığı için kendini kötü hissetmemesini söylüyorum. Çünkü ona da söylediğim gibi çocuklar eninde sonunda büyüyecekler ve annelerinin üç ya da beş gün yanlarında olmadığını unutacaklar. Yaşarız, affederiz ve unuturuz."KENDİNİ 'ŞANSLI BİR ADAM' OLARAK NİTELENDİRDİBu arada Cash Warren, karısı Jessica Alba'nın her zaman kendisini desteklemek ve kötü hissettiğinde onun ruh halini yükseltmek için çeşitli yollar bulduğunu da sözlerine ekledi.Jessica Alba da daha önce konuk olduğu ET'ye kocasıyla başarılı evliliğinin sırlarını anlatmıştı: "Sanırım bunun sırrı bazen fazla iletişim kurmak bazen de bu iletişimi en aza indirmek. Bazen 'biraz yalnız kalmak istiyorum, sonra konuşuruz' diyebilmek. Bazen de tam tersine 'Seni özledim, sana htiyacım var' diyebilmek. Nasıl hissettiğiniz konusunda her zaman iletişimde bulunmak" sözleriyle anlatmıştı.Warren ile tartışmalarının, olayları farklı açılardan görmekten kaynaklandığını belirtti Alba. Ama çift bunun da çözümünü bulmuş.Bakın Alba bu konuda neler söyledi. "Karşılıklı konuşuyoruz ve mutlaka bir çözüme ulaşıyoruz. İkimiz de rasyonel insanlarız. Uzun zamandır evliyiz. Uzlaşmayı biliyoruz ki bu bir sanat."'TATLIM, BUGÜN DEGİŞİK BİR ŞEY YAPIP EVLENELİM Mİ?"Jessica Alba ve Cash Warren, 2004 yılında Fantastic Four filminin setinde tanıştılar. Alba o filmde Sue Storm karakterini oynuyordu. Warren ie filmin yönetmen asistanıydı.O sette aralarnda bir aşk doğdu. Tanıştıktan üç yıl sonra nişanlandılar. Kısa bir ayrılık döneminin ardında da evlendier. Alba o sırada büyük kızı Honor'a dokuz aylık hamileydi.Aslına bakılırsa evlilikleri de ilginç oldu çiftin. Bu fikir Jessica Alba'dan çıktı. Alba, Warren'a "Tatlım bu sabah farklı bir şey yapmak ister misin?" diye sordu. Warren ise buna "Hayır" yanıtını verdi.Yine de Alba devam eti: "Hükümet binasına gidip evlenelim mi?" Warren'ın buna yanıtı ise "Evet" oldu. Gidip evlendiler. Bu mutluluğu da düğün pastası yerine waffle yiyerek kutladılar. Sonra da karnı burnunda hamile olduğu için Jessica Alba'nın doktor randevusuna gittiler.
Kraliçe'nin ölümünden sonra tahta geçen Kral Charles'ın karısı Camilla da eskisine oranla biraz daha sempati kazanmış gibi görünüyor.Tabii bu arada Diana'yı unutmayalım. Ölümünün üzerinden neredeyse 30 yıl geçmiş olmasına rağmen, onu hiç hayattayken görmemiş yeni nesiller için bile bir tür ikon Diana.Ama sadece ailenin doğrudan içine doğan ya da evlilik bağıyla katılanlar değil bazı "yan rollerdeki" kişilerin de kimi zaman öne çıktığı görülüyor. Sözgelimi Kate ile William'ın çocuklarının dadısı Marie Teresa Borrallo buna bir örnek.Ama öyle biri var ki epey uzun zamandır,aileden olmayan ama aile için çalışanlar içinde hiç kimse onun kadar dikkat çekmiş değil. Bu durum, Kraliçe 2. Elizabeth'in cenaze töreninde iyice görünür hale geldi. Bu kişi, başta İngiliz gazeteleri olmak üzere dünya basınında kendine yer buldu. Hem de manşetlerde!GEORGE CLOONEY'E BENZETİYORLARKimden mi söz ediyoruz? Dünya üzerinde İngiliz kraliyet ailesini takip eden milyonların "Buckingham'daki George Clooney" diye söz ettiği Binbaşı Jonathan Thompson'dan tabii ki!Üzerinde kilt üniformasıyla, hayattayken Kraliçe'nin şimdi de Charles'ın yanından ayrılmayan yakışıklı Binbaşı, bir anda Magazin figürü haline dönüştü.Bunda da uzun boyunun, gösterişli fiziğinin ve yüzünden eksik etmediği kibar gülümsemesinin etkisi var kuşkusuz.Fakat Kral 3. Charles geçtiğimiz günlerde İskoçya'ya yaptığı ziyarette Binbaşı Thompson'ın hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.O DA NE! YERİNDE BAŞKASI VARKral, tören kıtasını denetlerken üzerinde yine geleneksel İskoç kıyafeti vardı. Tabii ki yanında da üniforması içinde bir yaver. Ama her zaman bir adım gerisinde yürüyen yakışıklı Binbaşı'nın yerinde yeller esiyordu!Onu görmeye alışanların yüreği bu kez ağızlarına geldi. Çünkü Kral'ın hemen arkasında, Thompson'ın olması gereken yerde başka bir yaver vardı. O da uzun boyluydu, kibarca gülümsüyordu ama hayranlarına göre "bir Binbaşı Thompson değildi."Birkaç dakika sonra şaşkınlık ikiye katlandı. Aslında, kısa sürede tüm dünyada kendine özgü bir hayran kitlesi oluşturan Binbaşı, hemen Charles'ın yanındaydı. Ama ilk bakışta tanınacak gibi değildi. Çünkü üzerinde üniforma değil kareli bir takım elbise vardı.ACABA KRAL GÖLGEDE KALMAK İSTEMEDİ Mİ?İlk dakikalarda herkesin görevinden ayrıldığını düşündüğü Thompson'ın yine Kral'ın yanında olması yüreklere su serpti ama başka bir ayrıntı daha vardı. Binbaşı Jonathan Thompson'ın üzerindeki elbise sanki kendisine bir beden büyük gelmiş gibiydi.Bu durum da sosyal medyada bazı esprili yorumlara yol açtı. Bazı kullanıcılar, Kral Charles'ın gençliğinden bu yana hep ön planda olmak istediğini belirtip "Belki de Binbaşı'nın kendisinden daha fazla sempati toplamasından hoşlanmayıp onu geri plana çekti. Üstelik de üzerine bol gelen kötü bir takım elbise giydirdi" şeklinde yorumlarda bulundu.Aslında bilenler bilir ama biz tanımayanlar için Binbaşı Jonathan Thompson'ı yani Buckingham'daki George Clooney'i biraz daha yakından tanıyalım."KALP ATIŞLARINI HIZLANDIRDI"Thompson, Kral 3. Charles'ın geçen mayıs ayındaki taç giyme töreninde, Westminster Abbey'de attığı her adımda yanındaydı. Bu özelliğiyle de yine sadece İngiltere'de değil dünya basınındamanşetlerde yerini buldu.Artık söyleyelim bazı sosyal medya platformlarında Brad Pitt ya da George Clooney ile kıyaslanan bu adamın kim olduğunu: Binbaşı Jonathan Thompson. Büyük olasılıkla aileyle ilgili törenlerde sizin de gözünüze takılmıştır kilt adı verilen İskoçlara özgü eteğin yer aldığı üniformasıyla "salınan" bu genç adam.Binbaşı Jonathan Thompson, Kral 3. Charles'ın taç giyme töreninde aile üyeleri dışında en çok dikkat çeken kişi oldu. Yakışıklı Binbaşı'nın, törenin yapılacağı Westmister Abbey'e koyu renk takım elbiseyle gittiği, kimliğini göstererek güvenlik şeridinden geçtiği anlar sosyal medyada haftalarca konuşuldu.İngiliz gazetelerinde Binbaşı Thompson ile ilgili olarak yapılan yorumların özeti şöyle: "Charles'ın cazibeli kişisel emir subayı, kalp atışlarını yine hızlandırdı."HARRY VE MEGHAN, ENSELERİNDE ONUN NEFESİNİ HİSSETTİAslında Kraliçe'nin tahta çıkışının 70'inci yılı nedeniyle düzenlenen Platin Jübile sırasında 'başrole yükselen', monarşi hayranları arasında bir Film yıldızı kadar popüler olan Binbaşı Jonathan Thompson'ı biraz daha yakından tanıyalım mı?Aslında Binbaşı Thompson, yakışıklı olmasına yakışıklı, gösterişli olmasına gösterişli. Ama onun ilk kez, Harry ile Meghan'ın da katıldığı Platin Jübile etkinliklerinden birinde her zamankinden fazla dikkat çektiğini biliyor musunuz?St. Paul's Katedrali'ndeki törende Sussex çiftinin hemen arkasında yer aldı Thompson. Neredeyse "bir nefes alımı" kadar uzakta.Bu yüzden de sosyal medyada, sağlık sorunları yüzünden o etkinliğe katılamayan Kraliçe'nin ajanı olabileceği söylentileri çıktı. Bir başka iddia da yakışıklı binbaşının, Kraliçe değil o sırada veliaht prens olan Charles tarafından, aynı amaçla görevlendirildiği ileri sürüldü.Bir süredir kraliyet gözlemcilerinin mercek altına aldığı39 yaşındaki Jonathan Thompson ölümüne kadar Kraliçe 2. Elizabeth'in kişisel hizmetinde çalıştı. O dönemde Charles ile Camilla'nın çıktığı Yunanistan gezisinde de onların yanından ayrılmadı.TARİHİ OLAYLARIN TAM ORTASINDAArkadaşlarının "Johnny" diye çağırdığı Jonathan Thompson, Kral 3. Charles'ın bu unvanla kamuoyu karşısına çıktığı ilk etkinlikte de onun yanı başındaydı. Bu tören yürüyüşünden bir gün sonra Başbakan Liz Truss'ı, Thompson Kral'a takdim etti.Charles, St. James's Sarayı'nda tarihi imzasını atarken de hemen onun yanı başındaydı. Hatta Charles'ın, sinirli hareketlerle masadaki kalemliğin kaldırılmasını istediği o anlarda da sakin bir şekilde onun isteğini yerine getirdi. Özetle Jonathan Thompson, bir anda kendini tarihi olayların en yakın tanıklarından biri olarak buldu.İskoçya 5'inci Tabur Kraliyet Alayı'ndan Binbaşı Jonathan Thompson'ı bugüne kadar bütün dünya üniformasıyla gördü. Yakışıklı görüntüsüyle dikkat çeken Thompson'ın medeni durumu da bir o kadar merak konusuydu.İşte bu noktada kadın hayranlarının yüreğini burkacak bir ayrıntı var: Binbaşı,n 2010 yılından bu yana pazarlama müdürü olarak çalışan Caroline Thompson ile evli.Bu arada eşinin kendisinden birkaç yaş büyük olduğunu da hatırlatalım. Thopmson ile 44 yaşındaki eşinin dört yaşında bir oğlu var. Aynı zamanda hayvan sever olan çiftin aile üyeleri arasında Odin ve Piper adında iki tane de labrador cinsi köpek bulunuyor.EKONOMİ VE POLİTİKA ÖĞRENİMİ GÖRDÜJonathan Thompson, 2004 yılında Aberystwyth Üniversitesi'nden ekonomi ve politika diploması alarak mezun oldu. 2006 yılında da orduya katıldı.Herkes onun İskoçya doğumlu olduğunu düşünse de Thompson, Northumberland'da dünyaya geldi ve ailesiyle birlikte Surrey de yaşıyor. Yakışıklı Binbaşı'nın önde gelen hobileri ise ruby oynamak ve dağcılık.
İngiliz kraliyet ailesinin en gözde üyelerinden Prens William ve Kate Middleton'dan söz ediyoruz. Üniversite yıllarında birbirlerine gönül veren Kate ile William epey uzun bir süre flört ettiler artık herkesin bildiği gibi.Evliliklerine kadar geçen süre içinde de iki kez ayrıldılar. İkinci ayrılığın üzerinden çokzaman geçmeden de nişanları ilan edildi. Sonra dünyanın merakla izlediği düğün geldi. Kısacası modern çağların "Cinderella"sı Kate ile ülkesinin gelecekteki kralı William erdi muradına.Birçok kesim tarafından varlığı tartışılan ve açıkçası çok da uzun ömrü kalmadığı öne sürülen Britanya monarşisinin vitrin yüzleri Kate ile William. Hele evlendikten sonra aralarına katılan üç çocuklarıyla dışarıdan bakıldığında kusursuz bir çift gibi görünüyorlar.Peki ama durum gerçekten öyle mi? Yani Kate ile William'ın evliliği gerçekten göründüğü gibi mi?GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLÇiftin ana konutunun ve William'ın çalışma ofisinin bulunduğu Kensington Sarayı'nın görevlilerine bakılırsa Galler Prensesi ve Galler Prensi'nin evliliği öyle dışarıdan göründüğü kadar mükemmel değil.Halkın karşısında birbirlerinin gözlerinin içine bakan çift, kapalı kapılar ardında pek de öyle bir hayat sürmüyor.Gilded Youth: An Intimate History of Growing Up In The Royal Family adlı kitabın yazarı Tom Quinn, Daily Express'in ABD edisyonuna verdiği röportajda Kate ile William'ın evliliği hakkında çarpıcı yorumlarda bulundu.REHBERLERİ KRALİÇE 2. ELIZABETHÜstelik bunların dayandığı temel de Kensington Sarayı'nda çalışanların yani "içeriden" kaynakların anlattıkları.Quinn röportajda "Konuştuğum insanlara göre Kate ile William'ın evliliği o kadar da sakin değil. Dışarıdan göründüğü gibi mükemmel bir durum yok ortada" dedi. Ama yine de Quinn'e göre Kate ile William, kişisel farklılıklarının bilincinde ve evliliği yürütmeyi beceriyorlar.Bu konuda şunları söyledi Tom Quinn: "William büyükannnesi Kraliçe 2. Elizabeth'in tavırlarını ve davranış biçimlerini benimsemiş durumda.Kate de şikayet etmeme konusunda gayet iyi. " Deneyimli yazar Quinn'in görüşüne göre de bu zaten başarılı bir evlilik için olması gereken bir durum.Tom Quinn'e göre çiftin her ikisi de Kraliçe 2. Elizabeth'i 70 yıl boyunca tahtta tutup başarılı bir hükümdar haline getiren özelliğe sıkı sıkıya bağlı.Bu konudaki görüşlerini şöyle anlattı Quinn: Kate de William da çok çok nadir şikayet ederler. Bunu yaptıklarında da ölçülü davranırlar."Tabii bu "ölçülü" kısmına takılıp da Kate ile William'ın hiç kavga etmeyen bir çift olduğunu düşünmeyin.MİNDERLER HAVADA UÇUŞUYORÇünkü ünlü yazarın Kensington Sarayı'nın içinden kaynaklara dayanarak anlattığına göre Kate ile William bazen gerçekten korkunç tartışmalar yaşıyorlar.Yine Kensington kaynaklarına göre bazen Kate ile William bu tartışmalar sırasında birbirlerine bir şeyler fırlatıyorlar.Bakın Quinn, nasıl anlattı o durumu: " Bazençiftler tartıştıkları zaman birbirlerine vazo gibi ağır eşyalar fırlatırlar. Ama Kensington kaynaklarının bana anlattığına göre Kate ile William böyle ateşli tartışmalarda birbirlerine minden fırlatıyorlar. Durum her zaman kontrol altında."Tom Quinn, William ve karısı Kate'in, küçük prens Harry ve Meghan Markle ile farkına da değindi röportajda: " Galler çifti kişisel meselelerini kamuoyunun gözlerinden uzak tutuyorlar. Harry ve Meghan'dan bu konuda ayrı düşüyorlar. "Aslına bakılırsa Tom Quinn, Galler çiftinin evliliğini daha önce de çeşitli açılardan masaya yatırmıştı.WILLIAM'A 'DÖRDÜNCÜ ÇOCUK' MUAMELESİO dönemde de Kate ile William'ın halkın gözünde kusursuz evlilik imajı çizmek için çok büyük çaba harcadıklarını söyledi. Bunun da en ufak hareketleri bile kamuoyu tarafından mercek altına alınan Galler çifti için hiç de kolay bir durum olmadığını sözlerine ekledi.Quinn'in yine Kensington Sarayı'ndan kaynaklara dayandırdığı iddiasına göre Prens William'ın bir öfke kontrolü sorunu var.Fakat Kate bunun da kendine göre bir çaresini bulmuş. "Kate, huzura ihtiyaç duyduğu zaman kocasını sakinleştirebiliyor. "Ayrıca kolayca öfke nöbetlerine kapılabilen William'ı idare edebilmek için Kate'in bulduğu etkili bir yöntem daha var. Ona dördüncü çocuğu gibi davranmak!
Gençti, güzeldi, hem kendi ülkesinin halkı hem de dünya üzerindeki milyonlarca kişi tarafından beğeniliyordu. Hangi kıyafeti giyse, hangi takıyı taksa anında taklit ediliyordu.Üstelik güzelliği de dillere destandı. Öyle ki bir kuşak tarafından güzel kadın nitelemesi onun adı kullanılarak yapıldı. Ne de olsa o bir ülkenin hükümdarının karısı yani imparatoriçeydi.Öte yandan yerine getirmesi gereken önemli bir görevi vardı. Tahta veliaht doğurmak. Onu da yaptı tabii. Kısa sürede ikisi kız ikisi erkek dört tane çocuk dünyaya getirdi.Kız çocuklarının taht için söz hakkı yoktu ama iki tane erkek çocukla ailenin geleceği de güvence altına alınmıştı. Böyle bakıldığında hayatları sorunsuz sürecekmiş gibi görünüyordu. Ama öyle olmadı.O peri masalı kahramanı gibi görünen genç kadın, hükümdar kocası ve tüm ailesi, gerçekleşen siyasal değişiklikler nedeniyle arkalarına bile bakmadan ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar.Artık onlar için alışık olmadıkları başka bir hayat başlamıştı. Masal bitmişti...Geçen zamanda bir dönemin binbir gece masalı kahramanı olan kadın, tahtını yitiren kocasını da kaybetti. Sonra çocuklarıyla birlikte hayatına devam etti. Bugünlerde gündeme gelmesinin nedeni ise mutlu bir olay...Buraya kadar kısaca özetlediğimiz bu olayların kahramanları İran'ın son şahı Muhammed Rıza Pehlevi, karısı Farah Pehlevi ve çocukları. Aile, artık ABD ve Fransa'da yaşamını sürdürüyor. Eski hükümdar eşi geçen zaman içinde gelin, damat ve çok sayıda torun sahibi de oldu.Ailece ülkeden ayrıldıkları 1979 yılından bu yana artık imparatoriçe unvanını da taşımayan Farah Pehlevi, geçtiğimiz hafta sonu hayatının en mutlu günlerinden birini yaşadı.Şu anda 84 yaşında olan Farah Pehlevi'nin. bir zamanlar veliaht prens olan 62 yaşındaki en büyük oğlu Rıza'dan dünyaya gelen kızı Iman bir süredir birlikte olduğu Amerikalı Bradley Sherman ile nişanlandı.Babası eski bir veliaht prens olduğu için kendisi de sembolik olarak "prenses" unvanını taşıyan 29 yaşındaki Iman ile Sherman'ın kumsaldaki romantik nişan anları da ailenin sosyal medya sayfalarından paylaşıldı.SEVGİLİSİ ÖNÜNDE DİZ ÇÖKÜNCE MUTLULUKTAN AĞLADIFarah Pehlevi'nin oğlu Veliaht Prens Rıza ile gelini Yasmine'nin Instagram sayfalarında yer verdiği fotoğraflarda iki gencin mutluluğu gözler önüne seriliyor.Paylaşılan fotoğraflara göre Bradley Sherman, evlilik teklifi ve nişan yüzüğünü vermeden önce kumsalda küçük bir hazırlık yaptı.Kumların üzerini gül yapraklarıyla donatan Sherman, sonra da sevgilisi Iman'ın önünde diz çöküp ona evlenme teklif etti ve değerli bir taşla süslü bir nişan yüzüğü verdi. Genç kızın ise o anlarda gözyaşlarını tutamadığı görüldü.Gelin adayı Iman'ın annesi Yasmine ve babası Rıza, Instagram sayfalarında o mutlu anları kayıt altına alan fotoğrafları " Bizim tatlı Iman'ımız bu hafta sonu nişanlandı. O ve Bradley üç yıldır flört ediyorladı. Onların ilişkisinin gelişip "çiçek açmasına" hepimiz tanıklık ettik. Bundan böyle yaşamlarını birbirlerine adamaya söz verdikleri için çok mutluyuz" mesajı eşliğinde paylaştı.HAYATLARININ GERİ KALANINI BİRLİKTE GEÇİRECEKLERÇiftin bu paylaşımına takipçilerden çok sayıda tebrik mesajı geldi. İran'ın eski imparatoriçesi Farah Pehlevi de torununun mutluluğuna "Mükemmel" mesajıyla ortak oldu.Iman'ın ablası Nur da kendi Instagram sayfasında yaptığı paylaşımla kutladı.Yakında evlenmeye hazırlanan Iman Pehlevi ve Bradley Sherman, finans sektöründe çalışıyor. Çift, 2017 yılında ortak bir arkadaşları aracılığıyla tanıştı. Sonradan dostlukları aşka dönüştü ve şimdi de hayatlarının geri kalanını birlikte geçirmeye karar verdiler.DÜĞÜNE DÜNYA MEDYASI DA BÜYÜK İLGİ GÖSTERDİIman'ın nişan töreninin bu kadar ilgi görmesinin nedeni ailesinin geçmişi. Hiç tanışmadığı dedesi Muhammed Rıza Pehlevi ile babaannesi Farah Pehlevi, 1959 yılında gösterişli bir törenle evlendi.O sırada evlilik öncesi adıyla Farah Diba, henüz 21 yaşında bir genç kızdı. Şah Muhammed Rıza ise 40 yaşındaydı. İran'ın son şahı olarak tarihe geçen Rıza Pehlevi, Farah'dan önce iki evlilik daha yapmıştı.İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ilk evliliğini Mısır Prensesi Fevziye ile yapmıştı. Fakat eşi tahta varis olacak erkek çocuk yerine bir kız çocuğu doğurduğu için ondan boşandı, karısını sürgüne gönderdi. İkinci evliliğini de sonradan "mahzun prenses" olarak anılan Süreyya İsfendiyari ile yaptı. Fakat Süreyya tahta bir varis veremediği yani çocuk dünyaya getiremediği için ondan boşanmıştı. Güzelliği dillere destan olan Süreyya da hayatını ülkesinin dışında sürdürmek zorunda kalmıştı.Rıza Pehlevi bunun ardından kendisinin yarı yaşındaki Farah Diba ile evlendi. Son derece görkemli bir şekilde gerçekleşen düğün, dünya medyasından da büyük ilgi gördü. Özellikle Farah Pehlevi'nin gelinliği, kuşağının birçok sosyete düğününe esin kaynağı oldu.HAYATINI ABD VE FRANSA'DA SÜRDÜRÜYORŞah Rıza Pehlevi ile eşi Farah'ın; Rıza, Farahnaz, Ali ve Leyla adında dört tane çocuğu oldu. Hükümdarlıkları sırasında Farah, ülkesinde kültür ve sanatın yükselmesi için çaba harcadı. İran'ın batı dünyasına açılmasına destek verdi.Aynı zamanda dünya çapında tanınan bir moda ikonuna da dönüştü. Bu arada Farah Pehlevi'nin, ABD'nin suikaste kurban giden başkanı John F. Kennedy'nin eşi Jackie'ye benzetildiğini ve Orta Doğu'nun Jackie Kennedys'si olarak anıldığını da ekleyelim.Fakat Şah Rıza Pehlevi ve Farah, İran'da yaşanan siyasi değişim sonucunda 1979 yılında ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar: Tüm aile 43 yıldır sürgünde yaşıyor. Farah Pehlevi ise hayatını ABD ve Fransa'da sürdürüyor.