Terörle mücadelede ihmal edilemeyecek nokta

Bir süredir terör örgütleri karşısında önemli bir mücadele veriliyor. Özelikle “çözüm sürecinin” sona ermesiyle birlikte PKK-YPG’ye yönelik operasyonlar örgütün yurtiçindeki pozisyonuna ciddi darbe vurdu. Ancak hala bu mücadelede eksik olan yanlar var. Daha önce de ifade etmiştim. Bunlardan biri de içiçe olduğumuz kavramlar dünyasında mücadeleyi kazanabilme zorunluluğudur. Cemil Meriç Avrupa ya da dayatmacı batı anlayışıyla mücadelede ederken “kavramlar dünyasındaki sav aşı kazanmak zorundayız” diyordu . Bugün ABD başta olmak üzere pek çok ülkenin terör tanımı ve beklentisi farklı. Uluslararası kuruluşlar nezdinde bile bu farklılaşma ya da çarpıklık dikkat çekiyor. ABD, PKK’yı terörist görürken YPG’yi öyle değerlendirmiyor. Böylelikle bir ülkenin başka bir ülkenin siyasetine yön verme isteğini terör eliyle gerçekleştirmesi günümüz savaş alanının yeni bir ku rgusu haline geliyor.

Bu mücadeleye uygun kavramlar geliştirmek kadar önemlisi, terör örgütlerine katılımların kesilmesi yönünde adımlar atabilmektir. Teröristlerin bu yönelimlerinde motivasyon unsurları sizin kullandığınız yönteme karşı değişiklik gösterebilmektedir. Ama bunun yolu asla taviz değildir ve olmamalıdır.

Haberin Devamı

Çünkü yakın geçmişte biz bunun acı tecrübelerini yaşadık. “Kobani” dedikleri sözde bölgenin özgürlüğü adına girişilen bir dizi eylem çerçevesinde ciddi bir kamuoyu oluşmuştu. Çoğunlukla kadın savaşçılar üzerinden sürdürülen algı operasyonu Türkiye içinde ve dışında geniş tartışmalar meydana getirmişti. Asıl adı, yani Ayn-el Arap, Kobani’ye dönüşürken ülkemizin dışında yeni bir öykü yazılıyor ve buradaki mücadelenin IŞİD’e karşı verilen insanlık mücadelesi olduğu yönünde etkili bir “insan hakları” vurgusu öne çıkarılıyordu. Ve bu yolla katılımlar artıyor, “yabancı savaşçılar” için meşru bir psikolojik iklim meydana geliyordu.

Bu süreçte eş zamanlı biçimde “Rojava” sorunsalı dünya kamuoyuna taşınıyordu. Artık katılımlar “insan hakları” çerçevesinden daha geniş ve etkili bir zeminde yükseliyordu. Çoğunluğu Avrupa’da yer alan farklı ülkelerden siyasi yapılar Rojava adlı ideolojiyi tıpkı içeride olduğu gibi bir öykünme aracı olarak görmeye başlıyor ve “insan hakları”, “özgürlükler” masalı resmediliyordu. Yabancı teröristler için de birbirine eklemlenen iki alan, iki kavram sunuluyordu: “Kobani”, “Rojava”

Haberin Devamı

Hangi kavramlar?

Geri dönüp bakıldığında yurtiçinde ve uluslararası kamuoyunda terörle ilişkilendirilen kavramlar öylesine meşru hale getirilmek istenmiş ki; buna karşı mücadele verenler itibar saldırısına uğramış ve kitle iletişim araçlarının bir bölümü acımasızca kullanılmıştır. İşte bu süreçlerden ders almamız gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde terörle askeri yönlü mücadelenin hız kesmeden devamı kadar bahsettiğimiz bu bilinç ağının her platformda inşasına ortak olmalıyız. Ancak bu kapsamlı bakış açısıyla meselenin farklı unsurlarını etkisiz hale getirebiliriz. Sosyolojik savaşı kazanılabilmek ve kuşatmanın nereden/nasıl şekillendirildiğini iyi görebilmek için kavramları kimin, nasıl kullandığına da dikkat etme zamanıdır.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR