İyi, Kötü ve Çirkin...

Esad rejimi ve İran destekli güçler Rusya’nın kontrol ve bilgisi dahilinde Hama ve Halep’in bazı kısımlarında ve özellikle İdlib’de ilerliyor. Gerekçesi ise Nusra öncülüğündeki Heyet Tahrir Şam’ın varlığı... Ancak bu bahaneyle siviller ve ılımlı muhalif gruplar da havadan yapılan bombalamaların hedefinde kalıyor. Sadece 3 haftada 100’dan fazla sivil öldü. Bu durum bölgedeki 2 Milyondan fazla insanın Türkiye’ye doğru bir göçe maruz kalması demek. Şimdiden 500 Binden fazlası kuzeye doğru hareketlenmiş gözüküyor. Birkaç haftalık sürede Türkiye sınırında sığınma isteyenlerin sayısı 10 Bini aştı. Bu gerçekten Türkiye’nin kaldıramayacağı bir yük.

Türkiye, bunun üzerine İran ve Rusya’nın Ankara Büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığına çağırarak söz konusu ihlallerin sonlandırılmasını istedi.

Oysa daha 27 Kasım’da, Soçi’de, üç lider “artık siyasi çözüm”, “terörist grupların sürecin dışına çıkarılması” konusunda mutabık kalındığını ortaya koymuştu.

Acaba Türkiye, Rusya, İran ve Esad ekseninde neler oluyor?

Haberin Devamı

Dört temel başlıkta bu soruya cevap vermek mümkün:

(1) Açıkça görülüyor ki Türkiye ile Rusya arasında ciddi görüş ayrılıkları var. Bu ilerlenen yoldaki sapmalardan öte bir istikamet farklılığına yönelebilir. Nitekim Moskova’nın önceliği İdlib’te Türkiye’nin mızrak ucu vazifesi görmesi ve bugünlerde dördüncü gözlem noktasını kuran Türkiye’nin ılımlı muhaliflerle birlikte oradaki “terörist” gruplara açıkça müdahalede bulunması. Türkiye’nin önceliği ise başından bu yana Afrin...İdlib’de temel bulunma gerekçesi güneyden Afrin’e bir hat açarak oradaki PKK unsurlarını temizlemek.

(2) Aslında bu noktada ABD daha öngörülebilir duruyor. Ciddi bir süredir Suriye’nin kuzeyinde Kür t koridoru/yapılanması hedefliyorlar . ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Votel, 22 Aralık’ta yaptığı açıklamada DEAŞ’ın canlanmasını engellemek için Suriye’nin kuzeyinde sınır muhafız birlikleri kuracağını açıkladı. Rusya ise böyle değil. Afrin ve PYD kartını Türkiye’ye karşı kullanırken PYD-PKK terör örgütüne açık/örtülü destek veriyor ya da etkileşim kuruyor. Üstü düzey askeri uzmanlar karşılıklı ziyaretler yapıyor. Moskova’da PYD temsilciliği var. Ruslar Türkiye’ye “sözünü tut İdlib’de gereğini yap sonra bakarız” diyor. Yani ABD-Rusya arasında görünür farklılıklar ve ortaklıklar iç içe...

Haberin Devamı

(3) Soçi’de 29 Ocak’ta yapılacak olan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne bugüne kadar PYD’nin davet edilmeyeceği net bir şekilde açıklanmadı. Sadece Türkiye’nin net duruşuna aykırı söylem geliştirilmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun zaman sonra Esad’a “Devlet teröristi” demesi de bu konudaki dengenin bozulma ihtimaline karşı olabilir. Eğer Rusya-Türkiye anlaşmazlığı devam edecek olursa Diyalog Kongresi bir kez daha ertelenebilir. Bu bile Türkiye’nin haklı talebinin hala Rusya tarafından gölgelendiğini gösterir.

(4) PYD-PKK unsurları ise bu genel durumu iyi kullanmaya çalışıyor. Bir yandan ABD’nin vekil teröristi olmayı kabul ederken bir yandan da Rusya ile teması sürdürüyor. Rusya’nın PYD kartını bırakmaması ile PYD’nin bu tutumu eş zamanlı bir yönelim. Maalesef böyle bir süreç gerek silahlanma gerekse motivasyon açısından terör örgütlerine belirli bir zemin sunuyor.

Haberin Devamı

Bu gelişmeler karşısında İYİ KÖTÜ ÇİRKİN kimdir? sorusu daha da karmaşık bir hal alıyor. Ve küresel senaryonun oyuncuları, figüranları farklı yüzlerle karşımıza çıkmayı sürdürüyor.

DİĞER YENİ YAZILAR