Yeni sisteme göre yüzde birlerin büyük önem kazandığı göz önüne alınırsa gençlerin yönelimi seçim sonuçlarını ve özellikle meclis dağılımını çok etkileyecek. Son seçimlere bakıldığında, 1 Kasım’da gençlerin tercihi sırasıyla %33 MHP, %32 HDP, %23 CHP ve %21 Ak Parti şeklinde (KONDA araştırma) olmuştu. 16 Nisan referandumunda gençlerde “hayır” diyenlerin oranı bir parça daha yüksekti. Şimdi ise siyasette ittifaklar dönemi ve denklemi etkileyecek yeni parti/oyuncular var.
Her ne kadar güncel ve kapsamlı çalışmaların sayısı az olsa da 18-24 yaş aralığı en uygun izah yöntemi. Bu kapsamda öncelikle TÜİK’in 2017 yılına ait araştırmasından birkaç sonuç verelim.
-15-24 yaş arasındaki nüfus yaklaşık 13 milyon ve top lam nüfusun %16,1’ini oluşturuyor. Genç nüfusun en yüksek olduğu il Hakkari en düşük ile ise Muğla.
-Bu yaş grubundaki 4 gençten 1’i işsiz, 1’i ne çalışıyor, ne de okuyor. Yaklaşık 1 milyon üniversiteli genç işsiz var. 2011 yılından bu yana işsizlik sürekli artıyor.
-Gençlerin hangi sektörde yoğun çalıştığına bakılırsa %51,6 ile hizmet sektörü ilk sırada, %30,4’le sanayi sektörü ikinci sırada yer alıyor.
-Yaşam memnu niyeti araştırması sonuçlarına göre; 18-24 yaş grubundaki gençlerin %61,3’ü “mutluyum” diyor. Mutluluk sebebi olarak %48,2 sağlık, %22,8 ile başa rı geliyor. Bununla bağlantılı olarak gençlerin %51,1’i elde ettiği kazançtan memnun. Dolayısıyla iş/kariyer anlamında gençlerdeki memnuniyetsizlik daha yüksek sayılabilir.
Bu rakamlara ek olarak Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı yaklaşık 59 milyon seçmenin içerisinde 1 milyon 650 binin ilk kez oy kullanacağını belirtelim.
Özgürlük ve sosyal medya
Gençlerin %92’si internete erişebiliyor ve bunun %96’sı sosyal medya kullanıyor. Genellikle politikaya ilgisi düşük olan (örn. mitinglere gitmeyen) gençler sosyal medya üzerinden daha politik bir çizgiye taşınıyor ve oy kullanma oranları artıyor. Bugünün gençleri veya ilk kez oy kullanacak seçmenler dünün retoriğine farklı tepkiler geliştiriyor. Özellikle metropollerde yaşam/özgürlük alanının farkında bir gençlik öne çıkıyor. Bilgi teknolojisi ile dünün vaatlerine, yapılan ve yapılmayanlara bir tıkla ulaşabiliyorlar. Aileden gelen parti tutumu halen etkili olsa da sandıkta bunun dışında eğilim sergileyen bir seçmen grubu da var.
İşsizlik ve gelecek kaygısı
Genç seçmenlerin olağan dönemlerde neye göre oy kullandığını araştıran pek çok çalışmada ekonomi faktörünün ilk sırada çıktığı söylenemez. Genellikle ideoloji, lider, aday gibi faktörler öne geliyor. Ancak gelecek kaygısının arttığı dönemlerde kısa vadeli ekonomik değerlendirme, örneğin “bir işim var mı?”, “iş bulabilecek miyim?”, “ne kadar param var?” ya da “maaşım yeterli mi?” vb sorular sorulmaya başlıyor. Bu durum o anda iktidarda olan parti aleyhine gelişebiliyor. Buna “Sorumluluk” yaklaşımı deniliyor. Fakat önemli bir koşul var. O da diğer alternatif partilerin geçmiş öykülerinde bu durumu tersine çevirebilecek belirtilerin ya da ihtimallerin seçmende karşılık bulması. Burası gençlerin kararsızlar grubunda “kim ekonomiyi yeniden düzeltebilir veya istediğim noktaya getirebilir?” sorusunun cevabına yönlendiriyor. Yani genç seçmenin belirli bir bölümü ideoloji/aidiyet duygusunu öne çıkarırken bir bölümü de hızla ekonomi politiğin çekim alanına giriyor.
İşte 24 Haziran’da gençlerin sandığa gitme oranını ve tercihlerini bu sorulara verdikleri cevaplar oluşturacak.