Umut Oran: Tarım ölüyor destekleme primleri üretim öncesi açıklansın

Haberin Devamı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye’nin gıdada alarm verdiğine ve pamuğu bile Yunanistan’dan ithal eder hale geldiğine dikkat çekti. Maliyetini bilen ancak yetiştireceği ürünün ne kadar edeceğini bilmeyen çiftçinin de üretimden kaçtığını belirten Umut Oran’a göre, destekleme primlerinin önceden açıklanması, belirsizliğin ortadan kaldırılmasını sağlayacak.

Seçimler öncesi çeşitli ekonomik konularda hazırladığı kapsamlı raporlarla dikkat çeken CHP’nin ‘Yeni Tarım Düzeni’ başlıklı raporu, içinde oldukça ilginç tespitler barındırıyor.

Geçen hafta içinde Rize’ye gittim ve çay bitkisi ile ilgili geniş kapsamlı bir bilgilendirme toplantısına katıldım. Bu arada Kaçkarlar’ın yamacında bir köyde çay üretimi ile ilgili köylülere verilen bir eğitimi de içim sızlayarak dinledim. Eğitimde maalesef üreticiye hâlâ tarımın ABC’si sayılabilecek bilgilerin verilmeye çalışıldığını üzülerek gördüm.

Çay bitkisi Rize’de 1930’lardan bu yana yani 80 yıldır yetiştiriliyor ancak ne yazık ki çiftçi hâlâ doğru gübreleme nasıl yapılır, onu bile bilmiyor.

Gübreyi avuç avuç alıyor, bitkinin üzerine savuruyor. Sonra da eline aldığı bir uzun değnek ile bitkinin üzerine vurarak yaprakların üzerinde kalan gübrenin toprağa düşmesini sağlıyor. Bu ilkel gübreleme yöntemi ile hem toprağa istediğinden ihtiyacı olandan fazlasını verip, ekonomik anlamda zarar ediyor hem de fazla gübrenin sulara karışarak doğayı kirletmesine neden oluyor. Toprak analizi yapılmadığı için hangi cins gübreye ihtiyacı olduğunu bilmemesi, değnekle vurarak bitkiye verdiği zarar da cabası. Çaya kötü davranınca çay da intikamını sürgün vermeyerek alıyor. Bu ziyaretin ardından Umut Oran’la buluştuk. “CHP’nin tarımla ilgili tespit ve hedeflerini konuşmak istiyorum. Bu konu biraz geri planda kaldı” deyince, Rize gezisi sonrası Oran’ı daha bir can kulağı ile dinledim. Önce Oran’ın tarım ile ilgili tespitlerini aktarmak istiyorum:

- Dünyada nüfus da artıyor, açlık da.

- Tarım ürünlerinin fiyatı sürekli yükseliyor. FAO 1990 yılında 100 olan dünya gıda fiyatları endeksinin 2010 yılı Aralık ayında 214.7 ile tüm zamanların rekorunu kırdığını açıkladı. Öyle görünüyor ki fiyatlar daha da artacak.

- Tarım tüm dünyada stratejik bir ürün haline gelirken ne yazık ki Türkiye son 10 yılda dışa daha çok bağımlı hale geldi. Tarımda Cumhuriyet tarihinin en düşük büyüme oranı gerçekleşti, ithalat patladı. Buğday ekim alanları daraldı, baklagillerde dahi ithalatçı olduk. Tütün bitme noktasına geldi, Yunanistan’dan pamuk ithal eder hale düştük. 2003-2009 döneminde 6.7 milyar doları Yunanistan, Mısır ve ABD’ye pamuk almak için ödedik.

- Yağ bitkileri ithalatı 13 milyar doları buldu. Sebze meyve üreticisi para kazanamadı. Girdiler pahalandı, ürün para etmedi.

- 2002 yılında çiftçinin 1 litre mazot almak için 4.73 kilogram buğday satması gerekiyordu. 2011 yılında bu bedel 6.12 kilogram buğdaya çıktı. Yine 1 ton üre almak için 2002 yılında 1.030 kilogram buğday satan çiftçi şimdi 1.270 kilogram buğday satmak zorunda.

Peki ne yapmak lazım?

Umut Oran, tarım alanlarının 2002 yılında 26.5 milyon dönümden 24.3 milyon dönüme indiğine dikkat çekiyor. Boş bırakılan tarım alanlarının Yalova, Kilis, Bartın, Düzce, Osmaniye, Zonguldak, Iğdır ve Kocaeli illerinin toplam alanını geçtiğine vurgu yapıyor. Türkiye’nin tarımdan koptuğunu kaydeden Oran’a göre, bunun en büyük sebebi destekleme primlerinin önceden açıklanmaması. Belirsizliğin çiftçinin üretimden kaçmasına neden olduğunu vurguluyor. Çünkü çiftçi maliyeti biliyor ancak ürününü kaça satacağını bilmiyor.

Oran destekleme fiyatının önceden açıklanmasının belirsizliği ortadan kaldıracağını belirtiyor. Arazi toplulaştırma, çiftçinin kullandığı mazottan vergi almama ve fiyatı 1.5 TL’ye çekme, tarımsal Ar-Ge’ye en az 1 milyar TL kaynak aktarma, planlı kontrollü bir ekim gibi projelerin de bu olumsuz tabloyu değiştirebileceğine vurgu yapıyor.

Sulamada geri kaldık

Umut Oran, sulanabilir 4.3 milyon hektar alanı 8.5 milyon hektar alana çıkarmayı hedeflediklerini, her yıl 400 bin hektar alanı sulamaya açacaklarını da belirttikten sonra şöyle devam etti:

“GAP’ta 200 bin hektar sulanabilir alanı 2014’e kadar 1 milyon 600 bin hektara çıkarma sözü veren AKP şu ana kadar ancak 80 bin hektar alana su getirebildi. Bunun hedefe ulaşması mümkün değil. Ana kanalların ihaleleri yapılıyor ancak bu suyun kılcal damarlarla tarlalara ulaştırılması işi aksıyor. Bunlara özel önem vereceğiz.”

CHP’nin tarımda hedefi ne?

Umut Oran, yeni bir perspektifle buğdayda 21 milyon ton olan üretimi 25 milyon tona, arpada 3.5 milyon ton olan üretimi 7 milyon tona, pamukta 1.7 milyon ton olan üretimi 5.2 milyon tona, soyada 50 bin ton olan üretimi 3 milyon tona, mısırda ise 4 milyon ton olan üretimi 11 milyon tona çıkarmayı hdeflediklerini söyledi.

12 Haziran’da siyaset tablosu nasıl şekillenir bilemem. Ancak tarım ekonomisinin önümüzdeki süreçte çok daha değerleneceğini biliyorum. Eğer Türkiye tarımda üretimi artırabilirse, enerjiye harcadığı milyarlarca dolar dövizi tarım ürünü satarak karşılayabilir. Türkiye’nin toprakları böyle bir zenginliğe fırsat sunuyor. Yeter ki tarım üvey evlat muamelesi görmesin.

DİĞER YENİ YAZILAR