TÜSİAD’da hem Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, hem de TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ uzunca bir süredir ısrarla, “Bize birşey olmaz. Hamdolsun krize hazırlıklıyız” dar penceresinden global krizi yorumlayan Hükümet’in dikkatini bu noktaya çekecek uyarılarda bulunuyor.
Başbakan’ın tepkisini çekme, onu kızdırma pahasına yapmaya da devam ediyorlar.
Sadece Koç ve Yalçındağ da değil, Türkiye’nin önde gelen sanayicilerinden tüccarlarından da benzer uyarılar geliyor.
Duayenler de uyarılarda bulundu
Örneğin Bülent Eczacıbaşı. Eczacıbaşı “Krizi küçümseyemeyiz. Rüzgar değişti, fırtınaya döndü. Üretim daralmasına kafa yormak lazım” diyor.
Hatırlayın, Mustafa Koç, hem CNR’daki otomobil fuarının açılışında, hemen ardından Tekirdağ’daki ağaçlandırma kampanyası töreninde işsizlik sorununa vurgu yaptı. Önümüzdeki süreçte işsizliğin Türkiye’nin büyük sorunu olabileceğine dikkat çekti. Türkiye’nin çok hızlı hareket ederek IMF çıpasına sarılmasının hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
Çek Cumhuriyeti Başbakanı Topolanek ile bir kahvaltıda buluşan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da aynı günlerde “Çok tedirginiz, ekonomik krizin ciddiyetle ele alınması gerekiyor” diye konuştu. Hemen akabinde Koç Üniversitesi’nde katıldığı bir konferansta yüzyılın krizine Türkiye’nin 45 milyar dolarlık cari açıkla yakalandığını, krizden zarar göreceğimizi, büyümenin yavaşlayacağını vurguladı. Hükümete seslenerek “Piyasaları hazırlıklı olduğumuza ikna etmeliyiz. Bize bir şey olmaz söylemleri ekstra tedirginlik yaratıyor” dedi.
Hem Koç, hem de Yalçındağ, sert uyarılarına dünkü Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda, TÜSİAD’ın ağır toplarının da katılımı ile devam ettiler. Koç “İş dünyası olarak kaygılıyız, düşünceliyiz. Altı yeterince doldurulamayan ‘Her şey kontrol altında’ söylemi terk edilmeli. Eleştiri ve tartışmalardan rahatsız olarak onları bastırmaya çalışmak, siyaseti sürekli çatışma ve kutuplaşma tonunda sürdürmek, bu çatışma ortamının etkisiyle siyasal istikrarsızlık algısını güçlendirmektedir. İhracat pazarlarımız finansal krizi derinlemesine yaşıyor. Bu pazarlardaki büyüme muhtemelen sıfıra yakın düzeyde gerçekleşecek. Bu bizim sanayimize yavaşlama olarak yansıyacak” diye konuştu.
Yalçındağ da dün “Devir devletin özel sektörün bir arada olma devridir. Önerilere kulak verme devridir. Konuşanı susturma ‘Biz gerekeni yaparız’ diyerek tartışmaları bastırma, elini taşın altına koyan, istihdam yaratan, yatırım yapan, sırtında yumurta küfesi taşıyan özel sektörü suçlama devri değildir” diye eleştirilere ve uyarılara devam etti.
Şahenk: Türkiye parlayan yıldız
TÜSİAD’da yönetimin en tepesindeki bu iki isim, Ankara’dan krize karşı duyarlı olunmasını, proaktif bir şekilde hazırlık yapılmasını isterken, TÜSİAD’ın yönetimindeki üçüncü çok önemli ismin ise daha farklı düşündüğü görülüyor.
Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiş vaziyette. Arzuhan Doğan Yalçındağ görevi devrettiğinde Başkan koltuğuna, bir sürpriz yaşanmazsa, teamül gereği Ferit Şahenk oturacak.
TÜSİAD’ın tepe yönetiminde gerek Koç’tan gerekse Yalçındağ’dan krize yönelik çok ciddi uyarılar gelirken, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferit Şahenk’ten, yani 3 numaralı isimden ise farklı bir ses çıkıyor.
TÜSİAD Başkan Yardımcılığı görevinin yanı sıra Türk-Alman İş Konseyi’nin Başkanı olan Ferit Şahenk, krizde Türkiye’nin pozisyonu ile ilgili görüşlerini önceki gün ortaya koydu ve “Türkiye krize çok güçlü girdi. Gerekli tedbirlerin de hükümet tarafından alındığına inanıyorum” dedi. Dünyadaki bekle-gör döneminin gelip geçici olduğuna inandığını kaydeden Şahenk şöyle konuştu: “Türkiye’nin değişen konjonktürde yıldızı parlayabilir. Biz son 4-5 yılda yaptıklarımıza devam edebilirsek, IMF ile olan durumumuzu da hallettikten sonra bence yolumuz çok açık.”
Önceki gün bu görüşleri ortaya koyan Şahenk’in dünkü TÜSİAD Yüksek İstişare Konsey Toplantısı’nda söz alıp almayacağını, alırsa nasıl bir ses tonuyla konuşacağını merak ettim. İlginçtir, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferit Şahenk dünkü YİK’e katılmadı. Katılmayınca da bu beklentimiz havada kaldı.
Ancak görünen o ki, TÜSİAD’ın tepe yönetiminde krize bakış açısında ciddi bir çatlak var.
TÜSİAD yönetiminde bir kriz ayrışması olduğu net biçimde görünüyor. Patronlar kulübünde kriz ayrışması yaşayan kişinin, yakın gelecekte TÜSİAD’ın başkanı olmaya en yakın aday olması ise ne yalan söyleyeyim olayı renklendiriyor.
TÜSİAD’da ‘kriz’ çatlağı
Haberin Devamı