Turkcell’de SPK frene bastı, BTK ‘Hakim’ ortağı arıyor

Haberin Devamı

Turkcell’de 29 Haziran’da yapılması gereken Olağanüstü Genel Kurul, SPK’nın müdahalesi ile anlamını yitirmişti. Genel kurul öncesi SPK devreye girmiş ve yaptığı açıklama ile kendisine bildirilen bağımsız üye aday listesini ciddiye almayacağını vurgulamıştı. Zira bağımsız üye adayları yönetim kurulu kararı olmaksızın yani yönetmeliğe uygun olmayan biçimde kendisine iletilmişti.

Peki sonra ne oldu?

Aradan 1.5 ay geçtikten sonra Turkcell derin bir sessizliğe bürünmüş vaziyette.

Oysa SPK’nın o uyarı yazısının devamında çok ilginç başka satırlar da vardı. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 22. maddesi 1. fıkrası Z bendine atıf yapılıyordu. Getirilen uyum zorunluluğuna aykırı işlemlerin hukuka aykırılığının tespiti veya iptali için her türlü teminattan muaf olarak ihtiyati tedbir istemek, dava açmak, açılan davada uyum zorunluluğunun yerine getirilmesi sonucunu doğuracak şekilde karar alınmasını istemek gibi eylemlere başvurabileceğini belirtiyordu. Bunların hiçbiri olmadığı takdirde bağımsız üyeleri kendisinin atayabileceğine de dikkat çekiyordu.

Kesin bir dil kullanılan, kararlı bir uyarı yazısı gibi gelmişti bana.

29 Haziran atlatıldı, herkes kabuğuna çekildi. SPK dahil...

Benim anladığım şu.

Ne zaman ki Turkcell ile ilgili kritik bir durum sözkonusu olacak, belli ki SPK yine devreye girip mevcut statükoyu korumak için bir hamle yapacak.

Ancak sorunu kökünden çözecek bir radikal eyleme girişmeyecek.

Peki SPK’nın aba altından sopa gösterdikten sonra bunu yapmaya hakkı var mı?

Ya da soruyu şöyle soralım: SPK neden frene bastı?

Madem yatırımcı menfaatinin bağımsız üye sayısının artmasından geçtiğini düşünüyor, o halde kangren olmuş bu sorunun çözümü için neyi bekliyor?

Benim aklıma 2 ihtimal geliyor.

Ya Ankara’da güçlü bir lobi faaliyeti sürdüren Rus Alfa istediğini almak üzere...

Ya da SPK kurmayları “Turkcell gibi çok gözönünde olan bir şirkete müdahale edersem uluslararası piyasalarda Türkiye imajına zarar verir miyim” diye yersiz bir endişeye kapıldılar.

Üçüncü bir ihtimal olarak ‘Çukurova ile Alfa arasında Londra’da süren davanın sonucunu bekleyelim” demiş olabilirler. Ancak ben buna pek ihtimal vermiyorum.

SPK yetkilileri bilmeli ki Turkcell bu haliyle uluslararası piyasa nezdinde Türkiye’nin itibarını daha fazla zedeliyor. Lazard gibi bir fon bu şirketin ortağı ve bir an önca çözüm üretilmesini istiyor.

Çünkü biliyorlar ki Turkcell’de düğüm çözüldüğü takdirde şirketin değeri, bugünkü değerinin çok ama çok üzerine çıkacak.

Kaldı ki Turkcell’in gerçek sahibi kamudur. İmtiyaz sözleşmesi vardır ve üst kullanım hakkı belli bir süre için özel sermayeye verilmiştir. Kamunun kendi malına, onun iyiliği için müdahale etmesinden daha doğal birşey olamaz.

Acarer: Hakimiyet değişikliği var mı diye inceliyoruz


Turkcell’de matruşka misali çok karmaşık bir hissedarlık yapısı olduğunu daha önce vurgulamıştım. Turkcell’i kontrol eden Turkcell Holding’deki değişikliğe dikkat çekmiştim.

Tekrar kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse Turkcell İletişim’i aslında Turkcell Holding yönetir. Çünkü Turkcell İletişim’de yüzde 51 hisse onundur.

Peki Turkcell Holding’i kim yönetir?

Turkcell Holding’de

Çukurova Telecom Holding’in yüzde 52.9, Sonera Holding’in ise yüzde 47.1 payı var.

Turkcell Holding yönetim kurulu 7 üyeden oluşur. Bunun 2 üyesi Çukurova’dan, 2 üyesi Alfa’dan,

3 üyesi ise TeliaSonera’dan. TeliaSonera ve Alfa grubu ortak hareket etmeye başladıktan sonra Turkcell Holding’de karar nisabı için gerekli 5 oya ulaşmış vaziyetteler. Yani aslında fiilen halka açık şirket olan Turkcell İletişim’i bu iki hissedar kontrol etmeye başladı.

Son 5 yıl içinde yapılan Genel Kurul’lara bakıldığında, 2007, 2008 ve 2009’da Turkcell Holding’i Çukurova Grubu temsil ederken,

29 Nisan 2010’dan itibaren Telia Sonera veya Alfa temsil etmeye başladı. Her iki yabancı ortak, fiili yüzde 51 hisse ile Turkcell’i temsil eden Turkcell Holding’i kontrol ederek aslında Turkcell İletişim’i kontrol eder hale geldi. Nitekim 2010’dan sonra da kritik kararlarda Turkcell yatırımcısını mağdur edecek uygulamalara gittiler. Çekimser kalarak başta temettü olmak üzere pek çok kritik konuda şirketi kilitlediler.

BTK bunun farkında mı diye sormuştum.

Geçen hafta içinde BTK Başkanı Tayfun Acarer’in iftar yemeğine katıldım. Masada değil ancak çay kahve içerken Sayın Acarer ile ayak üstü

bu konuyu konuşma

fırsatım oldu.

Acarer, Turkcell’de ortaklık hakimiyetinde bir değişim var mı yok mu incelediklerini, Turkcell’den bilgi istediklerini söyledi.

Demek ki BTK da durumun farkında...

Konu neden önemli?

Zira bir mobil operatörde hissedarlık yapısında ya da kontrolde bir değişiklik olacaksa buna BTK’nın onay vermesi gerekiyor. BTK’nın onay vermediği bir yönetim şekli uygulanamıyor.

Bakalım ne sonuç çıkacak.

Hem SPK hem de BTK’nın atacağı adımları merakla bekliyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR