Operatörlerin fiber altyapıyı ortak kullanmasına ve yeni yatırımları birlikte yapmasına dayalı yeni iş modeli pilot uygulamada görüldü ki çalışıyor. Vodafone Ankara’da bir noktaya gitmek istedi. Türk Telekom’un altyapısı o noktaya yüzde 50 mesafedeydi. Kalan bölümün kazı maliyetini Vodafone karşılayacak, hattı 10 yıl ucuza kiralayacak
Londra’da bu yıl 14’üncüsü düzenlenen 5G Dünya Zirvesi’nde “5G ile geliştirilen yeni iş modelleri” konulu panele konuşmacı olarak katılan Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany, zirve kapsamında Trafalgar’daki Corinthia otelinde gazetecilerle de bir araya gelerek Türkiye’de uygulanacak yeni sabit altyapı paylaşım sistemi hakkında bilgi verdi ve Türk usulü yeni modelin ayrıntılarını anlattı.
Doany, Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı toplantıda imzalanan protokolü daha sonra ‘Türk usulü’ olarak tanımlamıştı. Doany’nin bu sözlerini açık söyleyeyim ilk başta sitem gibi algılamıştım. Ancak anlaşmanın ayrıntıları ortaya çıkınca gerçekten de tüm dünyaya örnek olabilecek Türk usulü bir modelle karşı karşıya olduğumuz görülüyor.
Söz konusu model mükerrer fiber yatırımların önüne geçecek. Ancak daha önemlisi, Türk Telekom’un şu an elinde bulunan fiber altyapının çok daha fazlası, sıfıra yakın maliyetle Türk Telekom yeniden devlete döndüğünde Türkiye’nin bir zenginliği olacak.
Protokol nasıl çalışacak?
Protokol kapsamında sabit altyapı konusunda imtiyaz sahibi olan Türk Telekom, talep edilmesi halinde mevcut fiber altyapısını uzun süreli kullanım taahhüdü veren ve dileyen operatörlere uygun koşullar ile kiralayacak. Yeni altyapı gerektiği durumlarda operatörle işbirliğine gidecek; altyapıyı Türk Telekom döşeyecek, yatırım maliyetini operatör üstlenecek. Karşılığında operatör, bu yeni döşenen altyapıyı belli bir süre ücretsiz kullanma hakkına sahip olurken mevcut altyapıdan da indirimli yararlanacak.
Altyapı Türk Telekom bünyesinde işletilmeye devam etse de aslında Türk Telekom’un devletin verdiği imtiyaz hakkı neticesinde faaliyetlerini yürüttüğü göz önüne alındığında, günün sonunda tüm altyapının sahibi operatörler değil devlet olacak. Bu modelle operatörlerin yatırım maliyetleri azalacak. Altyapısı bulunmayan bölgelere altyapı sağlanacak. Fiber altyapının yaygınlığını daha da artıracak. Daha iyi kalitede sabit altyapı erişimi sunulmasıyla birlikte ürün çeşitliliği artacak. Türkiye’nin genişbant penetrasyonu artacak. Kamunun altyapı üzerindeki hakları korunmuş olacak. Mükerrer yatırımın önü kesilecek, kaynaklar daha verimli kullanılmış olacak.
Pilot uygulama başarılı
Yeni sistemde herkesin kazançlı çıkacağını dile getiren Doany, “Yatırım maliyetlerinin azalmasıyla fiber hizmet kapsamı daha da yaygınlaşacak, hizmet kalitesi iyileşecek, fiberin eriştiği hane sayısında önemli ölçüde artış gerçekleşecek. Sabit altyapıda imtiyaz anlaşmalarıyla asıl mülkiyet kamuya ait olduğundan, günün sonunda yapılan tüm yatırımlar devlete ve ülke faydasına olacak. Kısacası bu işin asıl kazananı vatandaş ve Türkiye olacak” dedi.
Geliştirdikleri yeni paylaşım modelinin tüm dünyaya örnek olacağını ifade eden Doany, “Bugünlerde Avrupa, benzer bir ortak yatırım modeli üzerinde tartışıyor. Sonuçta aklın yolu bir: Ortak yatırım modelinin operatörlerin yeni yatırımlar yapıp mevcut altyapıyı geliştirmelerini teşvik edici verimli bir model olduğunu herkes görecek” diye konuştu.
Doany, Vodafone’un İstanbul’da bir bölge için anlaşma istediğini belirterek, şöyle devam etti: “Gördük ki orada ulaşmak istedikleri yerin ancak yüzde 20’lik kısmında altyapımız var. Yani yüzde 80’lik kısmı kazmak gerekiyor. Orada başarılı olamadık. Ancak Ankara’da sistem işe yaradı. Gidilmek istenen noktanın yüzde 50’sindeydik. Şimdi kalan yüzde 50 için Vodafone parasını verecek, ben yapacağım. 10 yıl kullanım hakkı onun için bedava olacak. Bu güzergahı kendi yapmaya kalksa yüzde yüzünü kendi yapmak zorunda ve Türk Telekom’un halihazırda sunduğu geçiş hakkından faydalanmamış oluyor. Ayrıca mükerrerlik olacak. Bu modeli uyguladığınız zaman bu şirketin bu ülkenin sahiplik hakkına saygı göstermiş oluyoruz.”
Sağlık sektörüne odaklanacak
Paul Doany, odaklandıkları noktanın mobil ve sabit gelirleri çok fazla yatırım harcaması yapmadan nasıl geliştirmek olduğunu anlatarak, şöyle devam etti: “Bunu yaparken iyi bir şey de yapmalıyım. Bu tarz şirketlerin bu tarz görevi de olmalı mesela penetrasyonun arttırılması gibi ülke için faydalı ve iyi bir şey yaratmak. Bu bir kenarda dursun. Gelirleri artırırken toplum için de iyi birşeyler yapabileceğimiz projelerimiz var. Biz bunlara ‘dikeylerde büyümek’ diyoruz. İlk odaklandığımız dikey, sağlık sektörü. Her ülkede sağlık sektöründeki yetkili sayısı, doktor, hemşire sayısı sınırlıdır. Kalifiye kişilerin daha fazla kullanılması konusunda bu sektörün bir parçası olmalıyız. Bu da teknoloji ile yapılabilecek bir şey. Bağlantı gerekli. Bazı lokasyonlar çok yüksek hız gerektiriyor. Mobilde kalitenin sürdürülebilir olması gerekiyor. Bir saatlik oturumda bozulma olmamalı. Bu da programlanabilir erişimle sağlanabilir.”
Google ile yarışamazsınız
Paul Doany, Türk Telekom’un arama motoru çalışması olup olmadığının sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Arama motoru ile ilgili olarak TAMBU üzerinden bir şeyler yapmaya odaklanmış durumdayız. Web’te arama yaptığımız zaman diyelim Google, bu alanda biz de olalım diyenler Google ile yarışamaz. Yahoo arama Microsoft da denedi ama yarışamadı Google ile. Bu alanda ‘ben de varım, rekabete gireceğim’ demek bile en baştan bence kaybetmek. Mesela Çin’de Baidu var neden başarılı çünkü Baidu Google’ı izole etti, müsaade etmedi girişlerine. Güney Kore’de de var yerel arama motoru. Onlar Google’ı kapatmadılar bunu salt içerikle yaptılar. Zaten küçük bir ülke. Bir de Rusya’nın Yandex’i var. Onlar da Google’ı saf dışı bırakmaya çalıştılar. Yandex burada 80 milyon dolar yatırım yaptı, kaybetti. Bizim arama projemiz de vardı aslında ama bu tarih kitaplarına geçiyor artık.” Türk Telekom’un klavye uygulaması Tambu’ya yakında yeni bir özellik ekleyeceklerini anlatan Doany, bir arama yapmak istenildiğinde Tambu’dan sonuçları göstereceklerini, basit bir web araması olmayacağını, daha verimli olacağını ifade etti. Doany, “Google’un yatırım yapmadığı bir alanda mesela Türk klavyeye yatırım yapmıyor biz ona yatırım yapıyoruz. Bu bir uygulama değil web araması. Çok düşük maliyetle çok güzel şeyler görüyor olacağız. İlk yeni özellik iki ay sonra gelecek. Lansmanla göreceğiz” dedi. Doany, dijital reklamla ilgili bir yatırımlarının olacağını da sözlerine ekledi.