Kim ne derse desin, 2008 yılında patlak veren global krizin en derinden vurduğu ülkelerden birisi Türkiye’dir. Evet belki Türkiye diğer ülkeler gibi bankalarına kaynak aktarmak zorunda kalmadı ancak diğer tüm unsurları ile krizi buram buram iliklerine kadar yaşadı. Yaşamaya da devam ediyor.
Açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) da zaten bu krizi ve Türk ekonomisinde açtığı derin yarayı ortaya koyuyor. Geçtiğimiz günlerde Ekonominin Çarı, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan “Bu kriz bizi 3 yıl geriye götürecek, 2011 yılında 2008 yılı rakamlarını ancak yakalayacağız” şeklinde demeç vermek zorunda kaldı.
Aslında rakamları daha da geriden tararsak bu krizin Türkiye’ye çıkardığı faturayı daha net görmek mümkün oluyor.
Çiller Hükümeti döneminde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan şimdi Demokrat Parti’nin Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Ufuk Söylemez, bu taramayı yapıp rakamları konuşturarak bana göndermiş. Ortaya çıkan sonuçlar bir hayli ilginç.
“OVP ile ilan edilen temel ekonomik büyüklüklerin biran için aynen gerçekleştiğini ve tutturulduğunu varsayalım” diyor.
2003-2012 yılları arasındaki 10 yılda (eğer AKP’nin orta vadeli planındaki hedefler aynen tutturabilirse) ülkenin ortalama büyüme hızı yüzde 4.23 olarak gerçekleşecek.
Halbuki 1963-2002 yılları arasında Türkiye’nin 40 yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 4.38 olmuş.
Yani siyasal çalkantılar, kısa ömürlü koalisyonlar ve ara dönemlerin yaşandığı 40 yılda elde edilen ortalama ekonomik büyüme, AKP’nin 2012 yılına kadar gerçekleştireceğini iddia ve arzu ettiği (erken seçim olmazsa) 10 yıllık iktidar süresinde erişebileceği büyümeden daha fazla.
Aynı durum işsizlik oranlarında da geçerli.
Türkiye’nin 1988 yılından, AKP’nin iktidarı ele geçirdiği 2002 Kasım seçimlerine kadar geçen 15 yıllık sürede ortalama işsizlik oranı yüzde 7.74 olarak gerçekleşmiş.
Halbuki AKP iktidarının 2003-2012 yılları arasındaki 10 yıllık iktidarında (erken seçim olmazsa) gerçekleşecek işsizlik oranı, ortalama yüzde 12.14. Yani AKP ile geçen 10 yıl, AKP’den önceki 15 yılın ortalama işsizliğinden yüzde 50 daha fazla. Bu hesabı OVP’nin aynen tutması ihtimaline göre yapıyoruz. Biliyorsunuz son günlerde dünyada ve tabii ki Türkiye’de büyümenin gecikebileceği 2010 yılının üç hatta son çeyreğine sarkabileceğine dair söylemler de arttı. Eğer öyle olursa 2010 yılında yüzde 3.5’lik büyümeyi bile yakalayamayabiliriz.
Sonuç olarak ekonomide çok da övünülecek bir tablo yok ortada...
Tabii bir de buna AKP döneminde artan iç ve dış borçları da eklemek lazım. Cumhuriyet’in kurulduğu 1923 yılından 2002 yılına kadar alınan iç ve dış borç toplamı 222 milyar dolar olmuş. 7 yıllık AKP iktidarı döneminde ise kamu ve özel sektörün iç ve dış borçlarında 243 milyar dolarlık bir artış yaşanmış.
Teğet geçen krizle kaç yıl geriye dönüyoruz?
Haberin Devamı