Çocuklar arasında siber zorbalık ve cinsel riskler artıyor. Dünyada 8-12 yaş arasında her 100 çocuktan 47’si tacize uğradı. ‘Çare, çocukların kendi öz filtrelerini geliştirmesi’ diyen Turkcell, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yeni ama çok önemli bir eğitim projesi başlattı. Amaç çocukları dijital dünyanın kölesi değil, efendisi yapmak
Çocuklarımızın hemen hepsinin elinde ya birer cep telefonu ya da birer tablet, sosyal medyada cirit atıp, gözlerini kırpmadan oyun oynuyorlar. Bir araştırma yapılmış. Hapishanedeki mahkumlar bile artık çocuklardan daha fazla açık havada vakit geçiriyor. Ben hatırlıyorum da annem beni sokaktan alamazdı. Şimdi ise çocukları sokağa çıkarmanın imkanı yok.
Dijitalleşme ne yazık ki iyiliklerinin yanında kötülükleri ve büyük riskleri de beraberinde getiriyor. Bu saatten sonra çocukların elinden telefonları, tabletleri almak mümkün değilse çare dijital dünyada çocukları sorumlu bireyler haline getirmek. Onları dijital dünyanın kölesi değil, efendisi yapmak.
Zorbalık yayılıyor
Turkcell Teknoloji Zirvesi geçen hafta gerçekleşirken, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu beni bir öğlen yemeğine davet etti. DQ Enstitüsü Kurucusu ve CEO’su Dr. Yuhyun Park ve Milli Eğitim Bakanlığı Bilgi Teknolojileri ve Stratejiden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Hilmi Çolakoğlu’nun da bizimle olacağını söyledi. Başlatılan ve çok önemsediğim iş birliğine ilerleyen satırlarda değineceğim. Ancak önce bu konunun neden bu kadar önemli olduğunu somut örneklerle aktarmak sanırım daha dikkat çekici olacak. Çünkü araştırma sonuçları her anne babanın tüylerini diken diken edecek cinsten.
Hangi risklerden bahsettiğimizi de açalım. Dünyada filtresiz ve sansürsüz sınırsız içerik var. Şiddet içerikleri, yalan haberler, nefret söylemleri, güvenlik ihlalleri, siber zorbalık ve radikalleşme en tehlikeli tarafta. Siber zorbalık çok yayılıyor. Örneğin bir çocuk bir arkadaşının çıplak fotoğrafını çekip, diğer arkadaşlarına yollayabiliyor. Bu hiç masum olmayan eylem, intihara kadar gidebilecek bir süreci tetikleyebiliyor.
Randevulaşma oranı Türkiye’de yüksek
Gelelim araştırma sonuçlarına.
- 8-12 yaş arası çocukların dünya genelinde yüzde 56’sı siber risklere maruz kalıyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 47.
Siber riskten kastedilenler arasında siber zorbalık var. Dünyada 8-12 yaş arasındaki çocukların yüzde 47’si siber zorbalığa maruz kalırken bu oran Türkiye’de yüzde 38.
- Görülen bir diğer önemli taviz ise cinsel içerikler. Global tanımıyla çevrimiçi cinsel davranışlar. Dünyada bu oran yüzde 19 iken, Türkiye’de yüzde 12. Çevrimiçi cinsel davranışlar, cinsel içerikli web sayfalarını ziyaret etmek, cinsel içerik indirmek veya yabancılarla cinsel sohbetleri kapsıyor.
- İnternetten tanıştığı biriyle buluşma oranı dünyada yüzde 10 iken ne yazık ki Türkiye’de yüzde 19.
- Oyun bağımlılığı da eğitime muhtaç bir konu. Oyun bağımlılığı oranı dünyada yüzde 11 iken, Türkiye’de de yüzde 9’u bulmuş.
- 2020 yılına kadar 725 milyon 8-12 yaş arasındaki çocuğun dijital dünyada olacağı öngörülüyor. Yine 2020’ye kadar 390 milyon 8-12 yaş arası çocuk risk altında olacak.
- Dijital riskler, bilgi ve haberleşme teknolojileri gelişmiş ülkelere kıyasla bilgi ve haberleşme teknolojileri gelişmekte olan ülkelerde daha büyük bir sorun teşkil ediyor.
- Burada kritik olan nokta bilgi ve haberleşme teknolojileri gelişmekte olan ülkelerde daha çok çocuğun mobil olmasıyla beraber maruz kaldıkları dijital risklerin daha artması.
- Türkiye’de de 8-12 yaş arası çocuklar haftada 24 saatlerini ders çalışma ve ödev yapma dahil değil, sadece eğlence amaçlı olarak dijital dünyada geçiriyor. Bu rakam dünya genelinde haftada 32 saat. Bu süreler arttıkça da siber risklerle karşılaşma oranı daha da artıyor.
Önce eğitmene eğitim
Turkcell, Dijital Zeka Projesi ve yeni eğitim içeriği ilk kez ve ücretsiz olarak Turkcell tarafından Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde 2018-2019 yeni öğretim yılında Türkiye’deki 8-12 yaş arasındaki çocuklarla buluşacak. Proje başlangıcından önce MEB iş birliğiyle 1.000 öğrenci ve 1.600 öğretmene online anketler dolduruldu. Bu anketlerle, internet ve dijital medya kullanımları, desteklenmeleri ve risk altında olabilecekleri alanları ve öğretmenlerinin dijital vatandaşlık konusunda bilgi ve farkındalık düzeyi tespit edildi.
Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu izlenecek yöntemi anlattı: “Bakanlık olarak 17 milyon öğrencimizin ve 1 milyon öğretmenimizin bu konuda bilinçlenmesi noktasında sorumluluk hissediyoruz. 1.000 öğrenci üzerinde yürütülen testler sonucunda gördük ki Türkiye’deki çocuklar da siber risklere maruz kalıyor. 2018-2020 yılları arasında bu konu özelinde çalışacağız. Önce testleri Türkçeye çevireceğiz. Aynı zamanda öğretmenlerle pilot çalışmalar gerçekleştireceğiz, velileri eğiteceğiz ve akademisyenlerin bilinç düzeylerini arttıracağız. Konuyla ilgili ayrı bir ders koymak yerine, mevcut derslerin içerisinde gerekli mesajların gerekli zamanlarda verilmesini sağlayacağız. Eğitim fakültelerine bu konu ders olarak eklenecek.”
Çocuklar zararın farkında değiller
Dijital ortamda çocuklar hem kendilerine zarar verebiliyorlar, hem de bir başkasına. Ne yazık ki bunun da farkında olmayabiliyorlar. Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, yaptıkları iş birliğine giden yolu özetledi:
“Çocuklarımızın dijital dünyayla kontrolsüz etkileşimi büyük bir tehlike arz ediyor. Çocuklar kendilerine verdikleri zarar ile başkalarına verdikleri zararın farkında olmayabilirler. Özellikle de çocukların sosyal medyada bilinçsiz ve kontrolsüz bir şekilde tüm erişime açık olması onların gelişimi için tehlikeli bir durum. DQ Enstitü ile Dünya Ekonomik Forum’unda tanıştık. Güney Kore altyapısı gereğiyle teknolojik açıdan ileride, her evde fiber elektriğin ve en hızlı internet şebekesinin olduğu, elektriğin hiç kesilmediği bir ülke olarak teknolojinin çocuklar üzerinde etkilerini Türkiye’den daha önce deneyimlediler. Biz de Türkiye’de ve dünyada öncü bir şirket olarak Turkcell olarak DQ Enstitüsü ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı bu proje kapsamında bir araya getirdik.”
“Bir taraftan ‘İnsanların günü 1.440 dakika. Demek ki, işlenmiş data olarak satabileceğimiz, onların daha çok televizyon seyretmesini, daha çok müzik dinlemesini, daha çok internete girmesini bekleyeceğimiz 1.440 dakika var” diyen Terzioğlu’nun diğer taraftan böyle bir sorumluluk anlayışına ortak olması gerçekten çok önemli. Daha önce görme engellilerin, duyma engellilerinin ve mültecilerin hayatlarını teknoloji yoluyla kolaylaştırmak için çalışan Turkcell’in, şimdi de çocukları dijital dünyadaki risklere karşı korumak için harekete geçmesini ben şahsen çok önemsedim.
Dijitalin kölesi değil efendisi olmalılar
DQ Enstitüsü Kurucusu ve CEO’su Dr. Yuhyun Park dünyada ve Türkiye’de çocukların karşılaştıkları siber risklerden bahsederek, bunların önüne nasıl geçilebileceğini paylaştı. DQ Enstitü’nün, çocukların teknolojinin esiri değil, ustası olması için çalıştığını belirterek şöyle devam etti: “Dijital zekayı dijital yaşam için gerekli olan teknik, zihinsel ve sosyal yeterliliklerin toplamı olarak tanımlayabiliriz. DQ, kişilerin online dünyanın sorumlu üyeleri olmaları ve dijital çağın zorluklarıyla başa çıkmaları için gereken bilgi, beceri, tutum ve değerleri kapsıyor. Çocukları birer dijital vatandaş yapmalıyız. Dijital vatandaşlık, teknoloji ve medyayı güvenli, sorumlu ve etkili kullanma becerisidir. Ayrıca çocuklara dijital araçları kullanarak yeni içerikler oluşturarak, fikirleri gerçeğe dönüştürerek bu ekosistemin bir parçası olma becerisi kazandırmak, dijital girişimci yapmaktır. 8-12 yaş arası, bu alanda bilinçlendirme çalışmalarına başlamak için en ideal yaş aralığı. Doğru ve yanlış farkının gelişmeye başladığı bu dönem çok önemli. Yuhyun Park bu eğitimle çocuklara ekran zaman yönetimini, siber zorluklarla baş etmeyi, eleştirel düşünmeyi, kişisel güvenlik yönetimini, dijital empatiyi öğrettiklerini söyledi. Park, bu eğitimi alan çocukların dijital zekalarının yüzde 10 arttığını, siber risklere maruz kalma oranlarının yüzde 15 azaldığını belirtti.
2 çocuk annesi ve tehlikeyi fark etti
DQ Enstitüsü kurucusu ve CEO’su olan Dr. Yuhyun Park, iki UNESCO ödülü sahibi, OECD, IEEE ve WEF tarafından Dijital Okuryazarlık Eğitim Lideri olarak tanınıyor, Harvard Üniversitesi’nden bioistatistik alanında doktorası bulunuyor. Big data istatistiği ve dijital medya alanlarında uzmanlığı olan Dr. Park, hem dijital teknolojilerin büyüyen etkisinden hem de bu büyümenin sonucu olarak ortaya çıkan ve çocukların karşılaştığı siber zorbalık, teknoloji bağımlılığı, yalan haberler konusunda endişeli olduğunu, aynı zamanda da 2 çocuğunun hızla değişen dijital dünyada başarılı bir şekilde büyümesini istediği için bu konuya eğildiğini söyledi. Tüm bunların sonucu dijital geleceğe çocuklarımızı hazırlamak için bu önemli eğitimsel uçurumun eksiğini görerek Digital Intelligence Quotient (DQ) konseptini geliştirdiğini anlattı. Bu eğitim programının tüm dünya çocuklarına ulaşabilmesi için ülkelerin milli eğitim bakanlıkları ve OECD, WEF, UNESCO gibi dünyanın önde gelen platformları ile iş birliği yapan Park ve ekibi, hazırladığı Küresel Dijital Zeka Araştırması Raporu’yla yaklaşan tehlikeyi bilimsel yollarla ortaya koydu.
Haberin Devamı