Milliyet ve Vatan Gazeteleri aynı binada yer alıyor. Güngör Uras abimizin meşhur Ayşe Teyze’si onu aramış. Ancak santralden yanlışlıkla bana bağladılar. Benim de ekonomi ile ilgili yazılar yazdığımı öğrenince “Evladım seni buldum, bari sen cevap ver” dedi. “Neyi merak ediyorsun” teyzecim dedim, sorusunu iletti:
Mandrake mi Bernanke mi bir adam varmış. Tahvil alımını azaltıyormuş. O yüzden de benim ülkemde borsa düşüyor, dolar ve faiz yükseliyor. Allah aşkına ne halt ediyor da benim ülkemin ekonomisi bozuluyor. Tahvil alımını azaltmak da neyin nesi, şunu bana da anlatıversen?”
Haklısın teyzecim dedim. “Fed tahvil alımını azaltacağını açıkladı, bu yüzden de piyasalar bozuldu” cümlesi herkesin diline pelesenk oldu. Ancak görüyorum ki çoğu kişi bu işin mantığını tam olarak bilmiyor. O yüzden Güngör Abimin affına sığınarak şu işi Ayşe Teyze’min anlayacağı basitlikte anlatmak gerektiğini düşündüm.
- Malum 2008 Eylül’ünde Lehman Brothers’ı iflasa götürecek derinlikte bir kriz başlamıştı. Mortgage balonu patlamış, tüm varlık fiyatları düşüyordu. Bankaların sermayeleri erimişti. Finansal kriz hızlıca reel ekonomiyi içine alan krize doğru kayıyor, binlerce işsiz yaratıyordu.
Aktifler kilitlenmişti
- Sermaye darlığı çeken finans kuruluşlarının elinde vadesi 2-3 yıldan başlayıp 30 yıla kadar uzanan Amerikan Hazinesi’ne ait iç borçlanma kağıtları vardı. Ancak bu kağıtları paraya çevirmek imkansızlaşıyordu. Hele bir de faizler yükselirse bir büyük tokat daha yiyecekler, bu aktifleri nedeniyle esaslı bir zarar yazacaklardı. (Demirbank’ı iflasa götüren süreci hatırlayalım)
- Amerikan Merkez Bankası Fed radikal bir karar aldı ve bankaların elindeki tahvilleri satın alacağını duyurdu.
- Bu arada düşük faiz politikası izleyeceğini faizleri neredeyse sıfıra kadar çekeceğini açıkladı.
- Bu ABD’deki finans kuruluşlarının elini rahatlattı. Faiz düşüyordu ancak onlar ellerindeki yüksek faizli tahvilleri Fed’e satabiliyorlardı. Diyelim elinde 5 yıl vadeli tahvil vardı. 100 dolarlık tahvile 95 dolar ödemişti. Şimdi o tahvili 99 dolara Fed’e geri veriyordu. Uzun vadeli, biraz da elinde kilitlenmiş aktiflerini nakde çevirebiliyordu.
- Fed aylık tahvil alım programını 85 milyar dolara kadar çıkardı.
- Fed bir de hedef koydu ortaya. Enflasyon yüzde 2.5’i geçmediği sürece tahvil alımlarını sürdürecekti. Amaç istihdam yaratıp işsizliği % 6.5’e çekmekti.
- Fed, likidite sağlayacak bu imkanı yarattı ancak finans kuruluşları ceplerine para girince bu parayı ABD’de değerlendirmek yerine ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülke piyasalarına götürdü.
- Zira o ülkelerde faiz daha yüksekti, Varlık değerleri de nispeten şişik değildi.
- Bu gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye de vardı. Banka elindeki tahvili Fed’e sattı, gelip Türkiye’de Borsa’ya girdi. Ya da daha yüksek faiz veren Türk Hazinesi tarafından çıkarılmış devlet iç borçlanma senetlerine yatırdı.
Şimdi Fed “Ben bu tahvil alımını azaltmak hatta bir yerde durdurmak istiyorum. Zira ABD ekonomisinin iyileştiğine dair olumlu sinyaller alıyorum” diyor.
- İşte bankalar bu mesajı alınca, gelişmekte olan ülkelere götürdükleri parayı geri çağırmaya başladı.
- Fed musluğu kesince bu ülkelere de sermaye akmayacak dolayısıyla borsalarda fiyatları mevcut seviyesinden yukarıya taşıyacak yeni girişler de olmayacaktı.
- Hem Fed ne diyordu: “ABD’de ekonomik toparlanma sinyalleri alıyorum...”
- O zaman toplarım tası tarağı yine ABD’ye dönerim. Yine ABD tahvili alırım...
Bilmiyorum Ayşe Teyze’nin anlayacağı basitlikte oldu mu ancak olup biten budur.
Piyasalar Fed’e ne feda ediyor?
Haberin Devamı