İstanbul’da, yollarda çekilen trafik eziyetinin baş sorumlularından birinin sağa sola rastgele, sorumsuzca parkedilmiş araçlar olduğu gerçeğini herkes kabul eder sanırım. Günde ortalama 1.100 aracın trafiğe çıktığı İstanbul gibi büyük bir metropolde otopark bulmak büyük çile.
İmar Kanunu’na göre her binanın bir otoparkının olması gerekiyor ama yok.
Mevcut düzenleme, bu konuda belediyelere bir açık kapı bırakmış ve belediyeler de sağolsun bu kıyağı atlamayıp bir rant kapısına çevirmiş durumda.
Düzenleme, imar parsellerinin otopark yapımına hangi hallerde imkan vermeyeceğini net bir şekilde tarif ettiği halde, inşaat yapanlar Belediye’ye belli bir bedel ödeyerek her istedikleri yerde otoparksız bina dikebildiler...
Öyle ya...
Şimdi kim uğraşacak otoparkla. Orayı bodrum daire yap, dükkan yap, sat ki daha çok kazanasın.
Veriyorsun belediyeye kazandığın daire dükkan bedelinden çok daha küçük bir bedel, otopark zorunluluğundan sıyrılıyorsun.
Peki belediye o parayı niye alıyor?
Kanun diyor ki “İmar planları hazırlanırken parselinde otopark tesisi mümkün olmayan yerlerde otopark ihtiyacının karşılanması amacıyla bölge ve genel otopark yerleri belirlenir ve belediye tarafından yapılır”
Belediye otoparksız bina iznini verdi. Otopark bedelini aldı.
Peki otoparkı yaptı mı?
Tabii ki hayır.
Onun yerine ne yaptı?
Aldı eline bir fırça ve sarı boya...
Her yeri İspark ilan etti.
Hem otoparkın yapılmamasına göz yumup bedelini alıyorsun. Otoparkı da yapmıyorsun. Yaptığın otoparkları ücretlendiriyorsun. Hatta her caddeyi sokağı otopark haline getiriyorsun.
Katmerli kazanç.
Anladığım kadarıyla yeni düzenlemede belediyeler artık eskisi gibi keyfi davranamayacak. Mevzuatın tarif etmediği binaların sahipleri, “Parasıyla değil mi?” diyerek otopark mecburiyetinden kaçamayacaklar.
Umarım bu kez düzenleme sağından solundan esnetilmez.
Zararın neresinden dönülse kârdır. Kentsel dönüşüm projelerinin daha da hız kazanacağını düşünürsek, eğer kararlı bir şekilde mevzuatın arkasında durulursa, her evin bir otoparkı olur, caddeler de biraz nefes alır.