ABD demek dünya ekonomisinin yüzde 26’sı demek ancak Türkiye o pazara sadece 4.6 milyar dolarlık ihracat yapabiliyor. Bugüne kadar çok çeşitli denemeler yapıldı fakat dikiş tutturulamadı. Özellikle Afrika açılımı ile dikkati çeken TUSKON gözünü ABD pazarına dikti. Ancak farklı taktiklerle.
Son verilere göre Türkiye’nin ABD’den ithalatı 16.4 milyar dolar, ihracatı ise sadece 4.6 milyar dolar. Türlü çabalarla ihracat miktarı son 1 yılda 3.7 milyar dolardan 4.6 milyar dolara çıkarılabildi. Ancak ithalat daha hızlı yol aldı ve 12.3 milyar dolardan 16.4 milyar dolara tırmandı. Siyasi ve askeri işbirliği ne yazık ki ticarette karşılığını bulamadı. Toplam ticaret hacmi topu topu 21 milyar dolar seviyesinde ve makas ABD lehine açılıyor.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi yani 500 milyar dolarlık ihracat rakamını tutturabilmesi için ABD pazarındaki etkinliğini artırmasından başka çaresi yok. Zira ABD pazarı, toplam dünya ticaretinin yüzde 26’sı anlamına geliyor. Ölçek olarak bu pazarda yer almayanın ilk 10 ekonomik oyuncudan biri haline dönüşmesi neredeyse imkansız.
Geçen hafta Türk İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Heyeti ABD’deydi. Yılda sadece 4-5 kez konuşan ABD Ticaret Bakanı John Bryson’u bir öğle yemeğinde ağırladılar. Bryson, Türkiye’ye özel önem verdiklerini söyledi ‘Şimdi Türkiye zamanı’ dedi. Ancak siyasilerin pozitif de olsa bakışı ticareti bir yere kadar taşıyabiliyor. Sonrası TUSKON gibi STK’ların işi. TUSKON da ABD’nin ünlü think tank kuruluşu CAP ile işbirliği yaparak ticareti daha ileriye taşımanın yollarını aramaya başladı.
TUSKON Başkanı Rızanur Meral bu temasları değerlendirirken ABD’de nasıl iş yapılabileceğine dair önemli tespitler yaptı:
- ABD kesinlikle New York ve Chicago’dan ibaret değil. Orası kurtlar sofrası. Oraya burnunuzu sokunca parçalanmadan çıkmanız mümkün değil.
- Oysa ABD’de pek çok eyalet var ve her biri koca bir devlet gibi. O eyaletlerde iş yapmak çok daha kolay. ABD taşrasındaki alıcılar küresel ticaret anlamında çok profesyonel değiller. Onlar da ithalatçı ancak ithalatı bizzat kendileri yapmak yerine ana distribütörlerden alıyorlar.
- Biz oraya onların ayağına gidersek aradaki distribütörü kaldırırsak çok daha iyi bir kâr marjını onlara teklif edebiliriz.
- Pazarı daha iyi anlamalıyız. En iyiyi ve en ucuzu yapamıyorsak, orjinal değişik ürünleri pazara sunmalıyız. Örneğin bir ceket satacağız, en iyi ve en ucuz değilse, mesela Osmanlı motifleri ile süsleyip otantik bir hale getirebiliriz. Bu tür şeyler bu pazarda ilgi görüyor.
- ABD’de 50 bin Türk öğrencisi var. Bu öğrencileri pazarlama ve pazar araştırmasında kullanabiliriz.
23 eyalete 23 heyet
Ruzanur Meral, TUSKON olarak şu an en yoğunlaştıkları ülkenin ABD olduğunu, 23 eyalete 23 heyet planladıklarını söyledi. Manisa’dan bir heyetin Kansas’a gittiğini söyleyen Meral, “Kansas Valisi’nin şu sözleri anlamlı. Heyetimize teşekkür etti ve ‘ABD’ye gelenler, genelde bizim üzerimizden uçarlar ve California’ya giderler. Siz ilk kez üzerimizden uçup gitmediniz, uçaktan buraya atladınız’ dedi. İşte bence sihirli anahtar cümle bu. Devlet gibi olan pek çok eyalet var ve oradaki KOBİ ölçeğindeki alıcıların ayağına gitmeliyiz. ABD pazarında varolma mücadelesi uzun vadeli bir koşu. Burada güçlü bir ayağımız olmalı. Burayı hissetmeden algılamadan burada başarılı olunmaz” diye konuştu.
Yeni pazarlar, emniyet subapı
Geçtiğimiz günlerde ithalat/ihracat verileri açıklanmıştı. En ilgi çekici kısmı ihracatta AB’nin payının yüzde 53’lerden neredeyse yüzde 40’lara çekilmesiydi. Bu değişen dengede TUSKON’un payını ne kadar görüyorsunuz diye bir soru sordum Rızanur Meral’e:
“Bizim için ilk hedef Afrika’ydı. Türkiye ihracatında Afrika’nın payı yüzde 4’lerden 11’lere çıktı. Komşu ülkelere, Kuzey Afrika’ya yapılan ihracatın payı yüzde 9’dan 30’lara yükseldi. Bunda elbette TUSKON üyelerinin çok büyük payı var. Çünkü bu pazarlarda bizim dışımızda sistematik çalışan başka bir STK yok. Afrika açılımını yaptık. Artık Afrika’nın tüm ülkelerini tanıyoruz. Osmanbey’e bir gidin. Bavul turizmi için gelenlerin neredeyse tamamı Rusya ve civar ülkelerdendi. Şimdi Afrikalılarla yarı yarıya bir durum var. Güney Amerika açılımı yaptık. Nikaragua’ya, Honduras’a dahi gittik. Mesela ben buradan dönüşte Haiti’ye uğrayacağım. Artık üyelerimiz bu ülkelerin adını biliyor, ilişkileri var. Yeni pazarlar, kriz dönemlerinde emniyet sübapı görevi görüyor. Mesela Arap Baharı ile bu ülkelere olan ihracatımızda 1.5 milyar dolar azalış oldu. Ancak Güney Amerika’ya olan ihracatımız 1 milyar dolar arttı. Yeni pazarlarla krizleri dengeliyoruz. Bunu bizim söylememiz ayıp olabilir ancak evet biz de duyuyoruz. Türkiye’nin ihracatında bir pazar dengelenmesi varsa bunda TUSKON’a büyük pay biçiliyor.”
Meral, tüm üyelerine pazar çeşitlemesi yaparak olası krizlere karşı denge kurmalarını önerdiklerini de belirterek, “Mesela Gaziantep’te bir üyemiz Irak’la çalışıyordu. Irak’la işler çok iyiydi ve kimse başka bir pazar aramaya gerek görmüyordu. Ancak biz ısrarla üyelerimize başka pazarlara da bakmalarını tavsiye ediyoruz. Irak’ta işler bozuldu, Antepli üyemiz ‘Ben Angola sayesinde ticaretimi dengeledim’ dedi. Bunlar çok önemli. İşler iyiyken de üyelerimize pazar çeşitlemesi yapmalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.