Patent konusunda da tıpkı metroda olan olmuş. Önemini tüm uluslardan önce kavramışız ancak sonra dünyanın çok gerisinde kalmışız. Patent hakkını Almanya, ABD ve Japonya’dan sonra 1879 yılında kabul eden dördüncü toplum olduğumuzu duyunca önce çok şaşırdım. Ancak sonrasını dinleyince şaşkınlığım azaldı. Zira gerisi tam Türk gibi başla... sözünü doğrular nitelikte.
Patent hakkını erken kavramışız ancak o tarihten bu yana sadece 150 bin patentle buluşculukta yani mucitlikte dünyanın çok gerisinde kalmışız. Bu tembelliğin bedeli olarak dışarıya milyarlarca dolar lisans hakkı ödemiş vaziyetteyiz, hala da pek çok alanda, sadece lisanslı üretim yapabiliyoruz ve dışarıya lisans bedeli ödüyoruz.
Ne kadar geri kaldığımızı şu çarpıcı örnekler gözler önüne seriyor.
Bizden birkaç yıl önce patent hakkını kabul eden ABD’de geçenlerde 10 milyonuncu patent alındı. 1950’lerden sonra dünya arenasında boy gösteren Güney Kore bile patent sayısında 8 milyonu devirdi.
Dediğim gibi Türkiye’de patent sayısı sadece 150 bin.
Ankesörlü telefonu jetonun buzdan kalıbını yaparak bedava kullanmanın yolunu bulan uyanıkların akıllara ziyan projeleri, bu sayıya dahil değil. Eminim uyanıklığa dayalı avantacı buluşlara da patent verilseydi Türkiye belki daha ön sıralarda kendine yer bulabilirdi.
Ancak bahsettiğimiz buluşlar bunlar değil...
Peki Türkiye ne zaman hazıra konan bir ülke değil de buluşcu bir ülke olacak?
Türkiye’nin önde gelen patent şirketlerinden Adres Patent, 2011’de sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğü bir proje ile 10 yılda 1 milyon patente ulaşmayı hedefleyen bir hareket başlattı.
2021’de 1 milyon patente ulaşabilirsek kendimizi iyi hissedeceğiz. Oysa ABD 1 milyon patent sayısına ne zaman ulaşmış biliyor musunuz?
Bundan tam 100 yıl önce yani 1911 yılında...
Eğer 2021’de 1 milyon patente ulaşabilirsek ABD’yi 110 yıl geriden takip etmiş olacağız. Geç kalmışız ancak, bundan sonrası farklı olabilir.
Türk sanayiisinin hak etmediği bu eksiği gidermek için Amerika’yı yeniden keşfetmek de gerekmiyor.
Bundan önce patenti alınmış ürünlere bakarak, o patentleri inceleyerek üzerine birşey ilave ederek yeni bir şeyler bulmak mümkün. Zaten doğru olan da bu.
Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut ve İletişim Sorumlusu Sezen Mutlu, geçen hafta içinde gazeteye ziyaretime gelerek bu hareketten söz ettiler.
Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri, belediyeleri ve vakıflarını da arkalarına almışlar. Türkiye Patent Hareketi adıyla başlayan kampanyada hedef Türkiye’de patentli yerli ürün ve firma sayısını artırmak ve 10 yıl sonunda dünya standartlarına getirebilmek.
Peki bu hareket hedef kitleye ne sağlayacak? Cumhur Akbulut, “Daha önce patenti alınmış tüm tescilli çalışmalar yani tüm dünyanın beyni aslında bir veri tabanında saklanıyor. Bu veri tabanını kullanarak yeni buluşlara yelken açmak mümkün. Şunu unutmamak lazım. Sekizi on yapmak sıfırı bir yapmaktan her zaman daha kolaydır. Dünyadaki pek çok buluş, daha önceki buluşların üzerine konarak ortaya çıkmıştır. Biz de bu veri tabanını buluşcu insanların hizmetine sunacağız” dedi.
Adres Patent bunun dışında sürekli etkinliklerle toplumu patent konusunda bilinçlendirmeye ve girişimcilere ilham vermeye çalışacak.
Mucitlikte ABD’nin 100 yıl gerisindeyiz
Haberin Devamı