Başbakan Erdoğan’ın “Hamdolsun kriz bizi teğet geçiyor” sözleri malum bu krizin en büyük bombası oldu. Herkesin dilinde bu sözler. Ekonomik tedbirlerin gecikmesi, IMF ile anlaşma konusunda isteksiz davranılması, Başbakan Erdoğan’ın krizi hafife aldığı, kurmaylarının bu anlamda kendisine yeterli bilgi vermediği kuşkularını artırıyor.
Erdoğan geçen hafta sonu da yine Kızılcahamam’da çok iddialı bir tespitte bulunmuş ve “Tahminimiz odur ki şu an itibariyle kriz tepe noktasına ulaşmış ve inişe geçmiş durumdadır” demişti.
Tüm dünyada denizler süt limanken, virüs gibi yayılan risk alma iştahından Türkiye de nemalanırken ve kronik sorunların üstü örtülmüşken kimse çıkıp Başbakan’ı eleştiremiyordu.
Çünkü Türkiye bir şekilde yoluna devam ediyor görünüyordu. Ancak denizler dalgalandı ve Türkiye’nin kaptanının ekonomik bilgisine yönelik şüpheler arttı. Bu şüphelerin artmasına da yukarıda kısaca özetlediğim sözler neden oldu.
Hadi Başbakan ekonomi kurmaylarını dinlemiyor, bari oğlu Burak’ı dinlese ya...
Muhtemelen Burak gemisine yük bulmada zorlanmıyordur. Ancak sektöründe olup bitenlerden de haberdardır diye düşünüyorum.
“Baba kriz denizcilik sektörünü teğet geçmiyor. Tsunami var burada. Ortalık yıkılıyor” dese, belki Erdoğan durumun vehametini anlayacak, finans sektörünü, iş dünyasını haşlamayı bırakacak.
Denizcilik sektöründe olup bitenler facia.
Navlun fiyatlarında düşüş yüzde 98’leri buluyor. Gemi fiyatları yerlerde sürünüyor.
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su ile sohbet ediyorduk. Denizcilik sektörüne özel yaptıkları uygulamadan bahsetti. Bu sigortacılık tarihinde ilk kez oluyormuş. “Gemi fiyatları o kadar düştü ki bu sektörde yaptığımız tüm poliçeleri aşağı yönlü revize ediyoruz” dedi.
50 milyon dolarlık gemi 10 milyon dolara düşünce harekete geçmişler.
Gemi sahibine gidip “Poliçenizi 10 milyon dolarlık değer üzerinden revize ettik. Bu değere göre yaptığımız hesaplamada da ödemeniz gereken prim de beşte bire düşüyor. Dolayısıyla size aradaki farkı takdim ediyoruz” diyorlarmış.
İş etiği açısından Anadolu Sigorta’nın bu tavrı önemli. Tabii bu operasyonun kötü niyetlilerin önünü kesmek için yapıldığını da gözardı etmemek lazım.
“Hazır gemim oldukça iyi bir değer üzerinden sigortalı. Batırıvereyim şunu” diyenler çıkabilir.
Armatörler alınmasın. Amacım sektörü töhmet altında bırakmak değil. Ancak kârlı görüp bu sektöre işi bilen bilmeyen o kadar çok kişi girdi ki...
İçlerinde, bu ekonomik sıkışıklık ortamında böyle bir yola sapan, şeytana uyanlar çıkabilir.
Sonuçta poliçe revizyonu gemisini batırmayı düşünenler için alınmış bir önlem...
Bana göre ise krizin Türkiye’deki etkilerini gözler önüne seren çok çarpıcı bir veri.
Hadi armatör Burak.
Başbakan babana biraz sektörden, krizden haberler ver...
Krizi Burak’tan dinlese ya...
Haberin Devamı