Körfez’deki rüzgarı yakalamak için Dubai’de ofis açtı

Haberin Devamı

Akbank, Dubai ile ilgili tereddütlerin oluştuğu bir ortamda Dubai Ofisi’ni hizmete soktu. Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, “Burayı bir üs olarak görüyoruz. Bu üssün imkanlarını kullanarak Katar, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan gibi tüm Körfez bölgesindeki fonları Türkiye’ye yönlendirmek buna aracılık etmek istiyoruz. Türkiye’ye müthiş bir sevgi ve sıcaklık var. Bu sıcaklığı, Türkiye’de yeni iş imkanları yaratmak için kullanabiliriz” dedi.

Akbank, Körfez ülkelerindeki fonları Türkiye’ye çekme projesi kapsamında Dubai Ofisi’ni faaliyete soktu. Dubai’de bir nevi finansal serbest finans bölgesi olan Dubai International Financial Centre’da (DIFC) açılan ofisin genel müdürlüğünü bölgedeki en deneyilli bankacılardan biri olan Cem Ataç yürütecek. Akbank üst düzey yönetimi de başta Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer olmak üzere Dubai Ofisi açılışına katılmak için bölgeye bir ziyaret yaptı. Açılışa Akbank CEO’su Ziya Akkurt ve Akbank Murahhas Üyesi Hayri Çulhacı da katıldı.

Açılış için bölgeye gelen Suzan Sabancı Dinçer’in ofis açılışının yanı sıra Suudi Arabistan, Dubai ve Abu Dhabi’de en üst düzey yöneticilerle yaptığı ziyaretler dikkat çekti. Bu ziyaretlere Türkiye’nin önde gelen 7 grubunun CEO ve hissedarlarının da katılması, 3 günlüğüne bölgede bir Türkiye rüzgarının esmesine neden oldu.

Dubai Ofisi ve yaptığı ziyaretleri değerlendiren Suzan Sabancı Dinçer, Dubai’deki ofisi bir hub olarak gördüklerini, Dubai’nin altyapısını kullanarak tüm Körfez bölgesini içine alan bir bölgede yeni fırsatlara bakacaklarını söyledi. Dubai gibi Rusya ve Çin’de de ofis açma planları olduğunu belirten Dinçer, “Ancak şimdilik enerjimizi buraya verdik. Rusya’yı beklemeye aldık” dedi.

Dubai’ye geliş sebeplerinin herkes kredilerini geri çağırırken buraya kredi vermek olmadığını, buradaki fonları ve şirketleri Türkiye’ye çekmeye çalışacaklarını ifade eden Suzan Sabancı Dinçer, şöyle konuştu:

‘Fırsata çevirmeliyiz’

“Bölgede herhangi bir yere de gidebilirdik. Ancak Dubai’yi bir hub olarak gördük. Burada hayat standartları çok yüksek. Buradaki altyapı hiçbir yerde yok. Çok büyük bilgi altyapısı var. Çalışanın doğrudan bulunabilmesi bir avantaj. Havuzda bir sürü profesyonel var. Dubai ve Abu Dhabi’de çok büyük aileler ve şirketler var. Türkiye’yi tanıdıkça Türk sermaye piyasalarına gelerek buradaki enstrümanları satabileceğiz. Evliliklere aracılık yapabileceğiz. Burada İngiliz iş kanunları geçerli. Dolayısıyla burada olmanın avantajları var.”

Suzan Sabancı Dinçer, bölgede Türkiye’ye karşı büyük bir sıcaklık olduğunu da belirterek bunu mutlaka fırsata çevirmeleri gerektiğini kaydetti. Dinçer, şöyle devam etti:

“Gerek Cumhurbaşkanımız Gül, gerekse Başbakanımız Erdoğan bölgede çok seviliyor. Kimle konuşsam Türkiye’den övgüyle, saygıyla söz ediyorlar. Yakın zamanda Türkiye’yi ziyaret etmiş, tatilini Türkiye’de yapmış üst düzey yöneticileri tanıdık. Bu insanlar genellikle hisse alan insanlar. ‘Yüzde 15-20 alayım, iyi yönetilen şirketlere ortak olayım’ diyen insanlar. Hem Türkiye’de yatırıma çok istekliler, hem de bizimle birlikte başka ülkelere girmeye. Mesela buradaki temaslarımız sırasında Mısır’da birlikte iş geliştirebileceğimiz ortaya çıktı.. Bölge enteresan bir bölge. Herkes birbirini izliyor. Özellikle Suudi’lerin yaptığı yatırımlar bu bölgede izleniyor. İlişkiler kuvvetli olursa burada yeni açılımlar yakalamak mümkün. Öne çıkan bazı sektörler var. Örneğin finans, perakende, enerji ve sağlık. Bu alanlarda işbirliğine açıklar. Hatta bizden tek tek bilgi dahi aldılar.”

Suzan Sabancı Dinçer, ofis açılışı için gerçekleşen ziyarete Türkiye’nin en önemli işadamlarının davet edilmesi ile ilgili olarak da, “Burada ilişki çok önemli. Şahsen gelince daha çok inanıyorlar. Bize vakit ayırdılar. Sadece Akbank gelsin istemedik. İşadamlarımız da buradan iş çıkarsın, kendilerine ve Türkiye’ye fırsat yaratsın istedik” diye konuştu.

‘Hedefi tam 12’den vuran’ ziyarette CEO’lar prensin çiftliğinde ağırlandı

AKBANK’IN Dubai Ofisi’nin açılışı, Türk işadamları için de bölgede yeni iş imkanlarının geliştirilmesi için bir fırsata dönüştü.

Suzan Sabancı Dinçer’in bağlantıları sayesinde Türk CEO’lar, dünyanın sayılı zenginlerinden Suudi Prens Alwaleed ile Riyad’daki çiftliğinde buluşma imkanı buldular. Dubai Şeyhi El Maktum’un oğlu Şeyh Macid ve Abu Dhabi Şeyhi Al Nahyan’ın oğlu veliaht Prens Mansur’un ekibi ile de iş geliştirme toplantıları yaptılar. Akbank’ın davetini kabul eden Akkök Holding CEO’su Mehmet Ali Berkman, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Boydak, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Maya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özsüer, Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Kurama bölgeye geldi. Özel uçakla yapılan seyahatin dönüşü sırasında Mustafa Boydak’ın, “Ben farklı meslek örgütleri ve siyasilerin ekibinde de bu tür seyahatlere katıldım. Ancak bu kadar hedefi 12’den vuran, son derece başarılı bir buluşmaya tanık olmadım. Burada Türkiye’nin en önemli gruplarının temsilcileri var. Her biri binlerce çalışanı olan ciroları ile Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşları. Bu güç sayesinde ve Akbank’ın bize sağladığı imkanlarla müthiş verimli bir 3 gün yaşadık” dedi. İşadamlarının özellikle Prens Alwaleed’in çiftliği ile ilgili izlenimlerini anlata anlata bitirememeleri dikkati çekti.

3 günde, 1.5 trilyon dolara hükmeden fonların en büyük 3 temsilcisi ile buluştu

Suzan Sabancı Dinçer 3 gününü Riyad, Dubai ve Abu Dhabi’de geçirirken, dünyanın en zenginleri arasında gösterilen Suudi Prens Alwaleed, Dubai Şeyhi El Maktum’un oğlu Şeyh Macid ve Abu Dhabi veliaht prensi Şeyh Mansur ile görüştü. Bu üç isim bölgeden yönetilen 1.5 trilyon dolarlık fonların en büyük hissedarı konumunda bulunuyor

Ekonomİ dergilerinin yaptığı ’En zenginler’ sıralamasının en üstünde hep onlar var. Suudi Prens Alwaleed, Forbes’a göre dünyanın en zengin 22’nci kişisi. Citibank’ın yüzde 4 ortağı. Citibank’ın Akbank’a ortaklığı olduğu için dolaylı olarak Akbank’ın da ortağı. Bloomberg’e göre, Ağustos sonu itibariyle Krallık Holding Şirketi’nin 7.26 milyar dolar, prensin ise 3.18 milyar dolar gayrimenkul, 1.56 milyar dolar medya ve 1.7 milyar dolar diğer yatırımları bulunuyor. Bunların dışında nakit olarak elinde bulundurduğu kıymetlerin hesabı tam yapılamıyor.

Four Seasons otellerinin yüzde 50’si, Monte Carlo Grand Otel’in yüzde 50’si, New York’daki Plaza Oteli’nin yüzde 50’si ve Londra’daki Savoy Oteli’nin tamamı onun. Eurodisney’de yüzde 10’luk payı var. Prens Alwaleed, Suzan Sabancı Dinçer ve beraberindeki Türk işadamı heyetine tam 4 saatini ayırırken, heyeti hem ofisinde hem de çiftliğinde ağırladı. Türkiye’deki iş imkanlarını konuştular. Prens’in yaklaşık 20 kişilik bir danışman heyeti var. Tüm yatırımlara bu danışmanlarla birlikte karar veriyorlar.

Bir hesaba göre dünyada private equity olarak yaklaşık 3 trilyon dolar yönetiliyor. Bu 3 trilyon doların 1.5 trilyon doları yani yarısı ise Körfez Bölgesi’ne ait. Bu 3 isim ise bu fonların en önde gelen sahipleri.

Abu Dhabi Prensi veliaht Şeyh Mansur, Dubai Şeyhi El Maktum’un kızı ile evli. Abu Dhabi’nin Dubai’nin borçlarının 20 milyar dolarını underwrite ettiği operasyonun arkasındaki isim. Kişisel serveti 17.7 milyar sterlin yani 29 milyar dolar. Khalifa bin Zayed Al Nahyan’ın başında olduğu Al Nahyan Ailesi’nin yönettiği fonların toplamı ise 500 milyar sterlin yani 815 milyar dolar. Barclays Bank’a 10 milyar dolar koyup kısa sürede 1.5 milyar dolar kazanan kişi Şeyh Mansur. İngiltere Premier Ligi takımlarından Manchester City’nin sahibi.

Akbank yanında sanatı da götürdü, büyük sükse yaptı

Akbank Dubai ofis açılışı ile paralel bir de Türk Çağdaş Sanatı’ndan eserlerin olduğu bir sergiyi Dubai’ye götürdü. Çok önemli 20 Türk sanatçısının 60’ın üzerinde eseri 31 Ocak’a kadar Dubai’de sergilenecek. Suzan Sabancı Dinçer sergi ile ilgili olarak, “Buranın insanı çok duygusal. Herkesin bölgeye inancının kaybolduğu, soru işaretlerinin olduğu bir dönemde gelişimiz çok etkileyici oldu. Kendilerinin inandığı bir şeye başkalarının da inandığını gördükleri zaman inanılmaz mutlu oluyorlar. Bir de buraya sadece iş olarak bakmadığımızı gösterdik. Bunun için yanımızda bir sanat sergisi de getirdik. Türk kültürü uzun yıllar bölgeye uzak kalmış. Aradaki mesafeyi kapatmak için bu tür etkinliklerin de çok önemli olduğunu gördük. Türkiye’yi tanımak istiyorlar. Hatta bize Altın Harfler koleksiyonunu görmek istediklerini belirttiler. New York ve Londra’ya giden koleksiyonu burada da görmek istediklerini vurguladılar” diye konuştu.

DİĞER YENİ YAZILAR