Kalebodur’un, toplumu ve mimarlığı ilgilendiren değerlere sahip çıkma misyonuyla düzenlediği “Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor” isimli toplantı dizisinin ikincisi, ‘Kentsel Dönüşüm’ başlığı altında Kapadokya’da gerçekleştirildi. ‘Kentsel Dönüşüm’ün tüm boyutlarıyla ele alındığı toplantıya konuşmacı olarak Mimar Emre Arolat, Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Prof. Dr. Süha Özkan, Yard. Doç. Dr. Erbatur Çavuşoğlu ve Şehir Planlamacısı Faruk Göksu ile birlikte konuşmacı olarak katıldım.
Mimar Emre Arolat, Türkiye’nin Prag Büyükelçiliği’ni yeniden tasarlarken başından geçen ilginç bir anekdotu anlattı:
“Sadece sizin karar vermeniz yetmiyor. Binanın yakınında oturan herkesin görüşleri soruldu. Ona göre vize verilecekti. Tek itiraz geldi. O da binanın hemen yan komşusu. O kabul etmeden projeyi başlatamıyorduk. İtiraz edenin gerekçesi ‘Binanın saçaklarının gölgesi bizim üzerimize düşecek güneşimizi kesecek’ idi. Konsensus aranması hoşumuza gitmişti. Ancak bir miktar para ödeyince itirazını çekti ve benim de tüm algım allak bullak oldu...”
Arolat, bu örneği neden verdiğini de açtı. Türkiye dahil hemen her yerde gayrimenkul işinde rant olduğu için her şeyden taviz verilebileceğini vurguladı ve “Maalesef herşeyi dolar dolar gördüğümüz için kentsel dönüşümde de başarı şansımızı pek yüksek görmüyorum” diyerek sözlerini bitirdi.
Arolat, mahalle konseyi benzeri uygulamaların Türkiye’de de olması gerektiğini belirtirken, hemen her büyük projenin Başbakan Erdoğan’ın onayına gitmesini de tuhaf bulduğunu ifade etti.
Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Çolakoğlu’nun yönettiği panelde Prof. Celal Abdi Güzer, kentleşmede yaşanan manzarayı “Mısır patlağı gibi orada burada bir takım projeler ortaya çıkıyor ancak bir bütünlük yok maalesef” sözleri ile özetledi.
Faruk Aksu’nun kentsel dönüşümü gerçekleştiren vatandaşa parsel birleştirme bonusu, yola terk bonusu, kamusal mekana terk bonusu ve otopark bonusu gibi ödüller verilebileceğini aktaran konuşmasını oldukça ilginç buldum. Belki de panelde sadece olana eleştirel bakış açısının dışında tek somut öneriyi koyan kişiydi. 3ADA1ADA stratejisini incelemenizi tavsiye ediyorum.
Panelde naçizane ben de bir konuşma yaptım. Kentsel dönüşümde 7 milyondan fazla dönüştürülmeyi bekleyen konuttan bahsedildiğini, bunları yaparken müteahhit hakkı ile birlikte en az 14 milyon konutluk bir arzla karşı karşıya kalacağımızı matematiksel olarak bunları satın alacak bir talep bulunmadığını belirttim. Dolayısıyla kentsel dönüşümün başarı şansının çok sınırlı kalacağını düşündüğümü belirttim. Hazır mimarları yanımda ve dinleyici olarak karşımda bulmuşken provokatif olmayı da ihmal etmedim. Muğla, Safranbolu, Sille benzeri Türk tipi evlerdeki onca zenginliğimize ve estetiğe rağmen İstanbul dahil tüm şehirlerin tek tip TOKİ konutları ile donatılmasına mimarların neden sessiz kaldığını sordum. Panel, her panelde tanık olduğumuz gibi fikir birliği olmaksızın, konuşanın sadece konuştuğu ile kaldığı bir şekilde sona erdi, evlerimize dağıldık. Panele ev sahipliği yapan Uçhisar’daki büyüleyici ‘Argos in Cappadocia Oteli’ ise belki de zirvenin tek güzel anısı olarak zihnime yer etti.
Herşeyi dolar görürken kentsel dönüşüm zor
Haberin Devamı