Yıllarca ‘Petrolümüz yok’ diye hayıflandık durduk.
Cari açığın en büyük nedeni enerji ithalatıdır doğru ancak Türkiye için bu ilelebet böyle gitmeyecek.
Teknoloji her gün Türkiye lehine bir aşama kaydediyor. Güneş panellerindeki maliyet düşüşü ve panel verimliliğinin artması güneş enerjisi yatırımları için çok büyük fırsat oluşturuyor. Çin, bundan
10 yıl önce termik santrallerle ilgili olarak yaptığı planı çöpe attı bile. Yeni hedef ülkenin artan enerji ihtiyacını güneş tarlaları ile karşılamak. Bunun için 360 milyar dolarlık bir yatırıma start verildi. Benzer bir şekilde Suudi Arabistan da güneşe yöneldi. Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Suudi Arabistan 200 milyar dolara mal olması beklenen 200 gigawatt’lık bir tarla kuracak.
Önceki gün ABD’den de bir haber geldi. Enerji verimlilik standartları kapsamında yenilenebilir enerjiden daha fazla faydalanmak isteyen ABD’nin Kaliforniya eyaleti yetkilileri evlerde güneş panelini zorunlu hale getirmeye hazırlanıyorlar. Enerji Komisyonu tarafından alınan karar gereğince 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yapılacak konutların çatısında veya uygun bölümlerinde güneş paneli bulundurmak mecburi olacak.
Bakın bundan çok değil sadece 5 yıl önce yelkenli tekneme solar panel kurmak için harekete geçmiş, CNR Boat Fuarı’na gidip bu işi yapan firmalarla kağıt kalem hesap makinası, maliyet analizi çıkarmıştık. Bütçemi aşan bir maliyetle karşılaşınca rafa kaldırmıştım. Geçen yıl benzer bir çalışmayı yine yaptım. 5 yıl öncesine göre maliyetlerde yüzde 50’ye varan düşüşler olmuştu.
Maliyet hızlı düştü
Güneşle ilgili maliyet analizleri her yıl değil, inanın her 3 ayda bir değişiyor. 2014’ten bu yana maliyetlerde yüzde 85’e yakın bir düşüşten söz ediyoruz. 2010’da güneşten 1 megawat elektrik üretmenin maliyeti 3.5-4 milyon dolarları buluyordu. Kömürde, doğalgazda bu maliyet megawat başına 1 milyon dolarlar civarında olduğu için doğal olarak güneş pahalı bir enerji kaynağıydı. 2014’e gelindiğinde güneş için maliyet 2.5 milyon dolarlara kadar düştü.
Bugün geldiğimiz noktada, 1 megawat enerji için 600 bin dolarlık ortalama maliyetten söz ediliyor. İnvertördü, konstrüksiyondu, kablolamaydı derken toplam maliyet taş çatlasın 750 bin dolarları buluyor. Hıza bakar mısınız. İnanılmaz bir değişim! Oysa böyle bir değişim ne termik santral, ne doğalgaz çevrim santrali ne de nükleer enerji yatırımlarında yaşanmadı. Rüzgar türbin maliyetlerinde de önemli düşüşler oldu ancak baş döndürücü değişim güneş panelinde yaşanıyor.
Güneşle ilgili tahminler de sürekli yenileniyor. 1 yıl önce okuduğum bir raporda 2040’a gelindiğinde dünyadaki toplam enerji üretiminin yüzde 22’sinin güneşten elde edilebileceği tahminine yer verilmişti. Geçenlerde bir başka rapor okudum. Oranı yüzde 29 olarak veriyordu. Oysa bir önceki raporda yüzde 30 oranına 2050’de ulaşılabileceği kaydedilmişti.
Dediğim gibi bunlar çok güzel gelişmeler. Her şeyden önemlisi Türkiye için umut verici. Bugün sadece Akdeniz, Ege bölgesi için değil, Karadeniz Bölgesi için bile fizibiliteler son derece güzel sonuçlar veriyor. Kocaeli’nde bir güneş paneli yatırımı için yapılan hesaplama kendini 7 yıl içinde amorti edebileceğini gösterdi.
Tamam kömürü bugüne kadar ihmal ettik, kendimizi ithal doğalgaza esir ettik.Ancak yeni dönemde bir yanlışı yeni bir yanlışla düzeltmeye çalışmayalım. Yüzümüzü ağırlıklı olarak güneşe dönelim.