Tablet bilgisayarlar öğrencilerin ufkunu genişletir, onları daha akıllı bireyler haline getirir mi bilmem ama madem bu FATİH projesine dünya para akıtılacak, Türkiye’den bir Samsung ya da LG benzeri elektronik devi çıkarma mecburiyeti var.
Bol bol ekmekle beslenen, içtiği süt bile bozuk çıkan öğrencilere kademe atlatacak, onları dünyaya açacak aracın tablet bilgisayarlar olacağı düşünülüyor. Akıllı tahta ve öğrencilere bu tahtalarla entegre tablet bilgisayar dağıtılmasına yönelik FATİH projesi, Kamu İhale Kurumu’nun denetimi dışına çıkarılmış haliyle devam ediyor.
FATİH’te öncelikli amaç, öğrencilerin internete kolay erişimini de içeren daha pratik bir öğrenme metodolojisi kurmak. Bunun için toplamda 20 milyar dolara yakın bir para harcanacak.
Böylesine devasa bir projenin çok farklı boyutları var. Örneğin tabletlerin mutlaka 3G’li olması gerektiği, aksi takdirde Sümerler’den kalma tabletlerden farkının kalmayacağını iddia edenler var. Ben de aynı görüşteyim ancak pilot ihaleler gösteriyor ki 3G konusu sanırım açılmamak üzere kapanmış vaziyette. İşin bir diğer boyutu ise yerlilik oranı ile ilgili.
Konunun muhatabı bakanlar her fırsatta yerlilik oranına dikkat çekiyor. Satın alınacak 10 milyonun üzerinde bir tablet bilgisayardan bahsedince Google, Microsoft, Apple gibi devlerin iştahı kabardı. İşletim tabanı ile ilgili kıyasıya rekabet var. Komisyon öncelikle buna karar verecek. Ardından tabletlerin alımı ve aranan yerlilik şartı komisyonu zorlayacak.
Hafta içinde AnalTech Genel Müdürü Aydın Çamlıbel ve AnelEs Genel Müdürü Mehmet Güvey ile biraraya geldik. Konuşmanın merkezinde FATİH projesi vardı.
Aydın Çamlıbel, öncelikle söze yüzde 80 yerlilik hedefinin biraz ütopik olduğunu belirterek girdi:
- Sanıyorum yerlilik oranını tabletin içindeki parçaların fiyatına göre belirleyecekler. İthal edilmesi gereken yarı iletken fiyatlarının düşüyor olması, oluşturulacak tablette yerli katkı payının artması anlamına gelir. Ancak böyle olsa bile yerlilik oranının yüzde 60’lara varması bile şu an için mümkün görünmüyor.
Mehmet Güvey araya girdi ve Anel olarak bu ihalelere ilgi gösterdiklerini amaçlarının FATİH projesinden para kazanmak olmadığını söyledi.
İtiraz edecek oldum. ‘Onca hazırlık, yatırım yapıyorsunuz ve amacınızın para kazanmak olmadığını söylüyorsunuz. Milli duygularla mı bu işe soyundunuz yoksa başka bir hedefiniz mi var?’
Mehmet Güvey, şöyle yanıtladı:
- Bu proje, Türkiye’de elektronik sektörünün önünü açacak muazzam bir proje. Bizim hedefimiz tabletten para kazanmak değil. Yüksek volümde sipariş alarak Türkiye’de bir LG bir Samsung gibi elektronik devi yaratmanın hayalini kuruyoruz. Ankara’nın da nihai hedefinin bu olduğunu biliyoruz.
“Acaba dünyada örnekleri var mı?” diye soruyorum. Yine Mehmet Güvey yanıtlıyor:
- Çin’de elektronik sektörü bugünkü seviyeye gelene kadar hep devlet tarafından desteklendi. Zarar ettikleri yıllarda devlet tarafından açıkları kapatıldı. Altyapıyı devlet yaptı. Güney Kore’de de benzer gelişme yaşandı. Biz de FATİH projesi sayesinde Avrupa’nın hemen dibinde bir Kore olabiliriz. Lojistik maliyetlerdeki avantajımız ile Çin’e, Kore’ye üstünlük sağlayabiliriz. Üstelik elektronik bilmediğimiz bir alan da değil.
“Yerli firma olarak Vestel ve Arçelik bu konu ile çok yakından ilgileniyorlar, hatta birlikte hareket ediyorlar. Sizin gücünüz bu devlerle yarışmaya müsait mi?” diye soruyorum, Aydın Çamlıbel yanıtlıyor:
- Pek çok dev ihalede elektronik altyapı işini üstlendik. Güneş enerjisi gibi oldukça yüksek teknoloji gerektiren bir alanda yoğun olarak faaliyet gösteriyoruz. Roketsan, Aselsan için çok gelişmiş üretimler yapıyoruz. Fujitsu için bilgisayar üretiyoruz. Ericsson için santral ekipmanları yapıyoruz. Kesintisiz güç kaynakları, uydu alıcıları üretiyoruz. Taksilerin dikiz aynalarındaki taksimetreler bizim Ümraniye’deki tesislerimizde yapılıyor. Yani bizde elektronikte bir marka yaratma potansiyeli kesinlikle var. FATİH gibi bir proje bu potansiyelden bir dünya devi çıkarma fırsatı yaratabilir.
Sonrası cep telefonu
Mehmet Güvey, yerli firmaların tablette yice piştikten sonra yeni alanlara da gireceklerine dikkat çekiyor:
- Tablet üretiminde yabancı firmalarla yerliler bir arada olacak. İhale şartnamesi gereği teknoloji transferi zorunluluğu var. Türk mühendisleri bilgi ve deneyimlerini pekiştirecek. Sonuçta bu proje biryerde sonlanacak. Sonrasında tablet için hazırlanan üretim bantlarını doldurmak lazım. Tablet sonrası cep telefonu üretimi pekala olabilir. Cep telefonuna ihracat teşviği verilirse Türkiye elektronik alanında yeni bir güç noktası haline dönüşebilir.
Yılda 4 milyon tableti kaç firmaya ürettirelim?
Aydın Çamlıbel, FATİH projesi kapsamında ihale yöntemini komisyonun sürekli ilgili taraflarla müzakere etmesinin çok önemli olduğunu, bunun Ankara’nın konuya yaklaşımı konusunda güven verdiğini söyledi:
- Arkadaşlarımızın katıldığı toplantılar oluyor. Bazen de form yolluyorlar. ‘Mesela yıllık 4 milyon tablet ürettireceğiz. Bunu kaç firmaya dağıtalım?’ diye soruyorlar. Herkes görüşünü ortaya koyuyor. Biz Anel olarak bu üretimi en çok 3 firmaya verilmesi gerektiğini söyledik. Zira 1 milyondan az üretim ekonomik olmayabilir. Dinliyorlar, not alıyorlar en doğru yöntemi bulmaya çalışıyorlar. Kabul etmek lazım ki kolay bir süreç değil...
FATİH Projesi, bir elektronik devi yaratmak zorunda
Haberin Devamı