2009 Şubat’ında kriz kusursuz fırtınaya dönüştüğünde Bahçelievler My City Projesi’nin lansmanını yapan Ali Ağaoğlu, kampanyanın gördüğü ilgi ile tüm ekonomi kesimlerine moral olmuştu. Şimdi yine ekonomide donma uyarıları yapılırken, Ağaoğlu bu kez Maslak’taki dev projesinin lansmanına çıkmaya hazırlanıyor. Hazırlanırken de iddialı konuşuyor: Eğer ekonomide donma emareleri varsa merak etmeyin, ben yine ortalığı ısıtırım...
Yıl 2009, aylardan Şubat. 2008’in Eylül ayında Lehman Brothers’ın batışı ile küresel kriz zirve yapmış, piyasalarda işler bıçak gibi kesilmiş, esnaf ağlıyor, bankalar kredi dönüşlerinde sorunlar yaşıyor. İşsizliğin yüzde 14’e dayanıp tarihi rekor kırdığı günler...
Morallerin bozulduğu bir ortamda Ali Ağaoğlu çıkmış ve İstanbul’un Avrupa yakasındaki ilk projesi olan My City Bahçelievler’de yüzde 1 peşin’le bir kampanya başlatmıştı.
1.220 daire tabir yerindeyse kapanın elinde kalıp 2 hafta içinde de satılmıştı. Başta inşaat sektörü olmak üzere tüm ekonomiye büyük moral veren bir satış süreciydi.
Bugünlerde yine ekonominin soğuduğuna işaret eden istatistikler geliyor. Sokakta durgunluk söylemi ağır basıyor. Ekonomi kurmayları da duruma dikkat çekiyor, “Ekonomiyi soğutalım derken dondurmayalım. Sonra çözülmesi zaman alır, bize pahalıya malolur” demeçleri peşpeşe geliyor.
İşte bu ortamda müteahhit Ali Ağaoğlu, “Eğer ekonomide donma yönünde emareler varsa kimse merak etmesin, ben yine ısıtırım” diye iddialı bir çıkış yaptı.
2009 Bahçelievler My City kampanyasını hatırlatıp “Eylül ayında Maslak lansmanına çıkıyoruz. Yine çok iddialıyım. Göreceksiniz, piyasalarda yolunda gitmeyen işaretler varsa da bu lansmanla birlikte silinecek. Herkese moral gelecek” dedi.
Ali Ağaoğlu ile bir öğlen yemeğinde buluşmak üzere Ataşehir’deki ofisine gittiğimde açıkçası “Bana bir jest yapar, Maslak’ta 1 ay sonra satışa çıkaracağı projeyi ilk VATAN’a resimletir” diye umutluydum.
Projenin methini çok kişiden duymuştum. Ağaoğlu pek çok kişiye projenin maketini, detaylarını gösterdi ancak günyüzüne çıkmasına fotoğraflarının paylaşılmasına izin vermedi. Aslında kendince haklı nedenleri de var. Merak edilsin, daha çok konuşulsun, kulaktan kulağa yayılsın istiyor.
Projeyi gördüm, inceledim ancak ne yazık ki fotoğraflarını paylaşamıyorum. Ancak proje ile ilgili ilginç detayları yazı olarak aktarabilirim en azından...
Bu 250 dönümlük arazi için ihalede müthiş yarış olmuştu. İhaleyi önce Yeşil İnşaat ve Metal Yapı’nın başını çektiği konsorsiyum kazanmış ancak sonra bu konsorsiyum açılan dava yüzünden peşinatı ödemeyince TOKİ ile sorun yaşamış ve ihale ikinci Ağaoğlu’na gitmişti.
Atatürk Oto Sanayi Sitesi ile Fatih Ormanları’na komşu arazide yapılacak projenin biraz teknik özelliklerinden ve fiyat seviyesinden bahsedeyim.
8Lansman Eylül’de ancak bölgede inşaata başlandı. Günde 15 bin metreküplük hafriyat yapılıyor. Tamamı 3 senede bitecek projede ilk etap konutların 20-24 ay içinde teslim edilmesi planlanıyor.
84 etaptan oluşacak projede 5 bin 341 bağımsız bölüm olacak. Adı henüz belli değil.
8Proje geniş meydanları ile dikkat çekiyor. Alışveriş caddesi 30 dönümlük bir meydana çıkıyor. Projede 10’un üzerinde tiyatro, moda merkezi alanı ve Barlar sokağı var.
8Maslak zaten yüksek binaları ile farklı bir görünüme kavuşmuştu, Ağaoğlu projesi ile tam anlamı ile Manhattan olacak gibi görünüyor.
8Fiyat henüz belli olmadı. Ali Ağaoğlu, “Kalite yukarıda olacak ancak fiyatlar ulaşılabilir olacak. Bölgedeki ortalamaların altında bir fiyat belirleyeceğiz. Çünkü biz demiri de çimentoyu da en uygun fiyatla alırız. Satın almada kimse bizimle yarışamaz. Bu avantajımızı da bizden ev alanlarla paylaşırız” diyor. ‘Mashatten’de metrekare fiyatları 4-5 bin dolar seviyesinde’ diye hatırlatıyorum. Bu seviyenin altını işaret ediyor...
Bodrum’u iptal ettirenleri gördüğüm yerde öpeceğim
Ali Ağaoğlu, Bodrum Güllük’te dev bir proje başlatmış ancak şikayet üzerine yargı engeline takılmıştı. ‘Her şerde bir hayır vardır’ diyen ve şikayette bulunan iki kadına şimdi teşekkür edip “Gördüğüm yerde onları öpeceğim” diyen Ağaoğlu, bunun nedenini de şöyle aktardı: “Avrupalılara yönelik bir proje yapmıştık. Şimdi projeyi Ortadoğulular’a göre değiştireceğiz. O projenin dava öncesi değeri ile şimdiki değeri çok farklı noktaya geldi. Çünkü Türkiye’nin algısı çok değişti. Ortadoğu’da saygınlığı arttı. Bu arada Ortadoğulular Avrupa’da sıkıntı çekiyor, aşağılanıyor. Orada üçüncü sınıf muamelesi göreceklerine, Türkiye’de daha mutlu olurlar. Dolayısıyla bu proje farklı bir şekle bürünecek ve değeri de katlanacak...”
Bana kalsa bütün tanıtım bütçesini dizilere aktarırım
Ali Ağaoğlu, Türk dizilerinin başta yakın coğrafya olmak üzere Türkiye tanıtımına tahmin edilemeyecek katkısı olduğunu belirtti ve şu ilginç öneriyi yaptı: “Turizm Bakanlığı’nın tüm tanıtım bütçesini daha kaliteli dizilerin çekilebilmesi için aktaralım. İnanın katkısı çok daha fazla olur.”
Londra’nın Hyde Park’ı ve Nişantaşı Maslak’ta
Ali Ağaoğlu, geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız Fatih Ormanları’nın işletme hakkını almıştı. Hemen yanındaki Park Orman’ın üst kullanım hakkını da daha önce Serdar Bilgili almıştı. Fatih Ormanları, Ali Ağaoğlu’nun projesinin hemen yanıbaşında. Ali Ağaoğlu, “Bu ormanı yeniden dizayn edeceğiz ve hem bu projeden ev alanlara hem de tüm İstanbullular’a nefes alabilecekleri hoş bir ortam yaratacağız” diyor. Bu arada proje ile ilgili bir başka ipucu. Projede sağlı sollu gökdelenler dikkat çekerken ortasından 1.650 metre uzunluğunda bir cadde geçiyor. İstiklal Caddesi’nin Taksim Meydan’dan Tünel’e kadar 1.350 metre olduğuna işaret eden Ağaoğlu, “Burada çok daha büyük bir cadde oluşturuyoruz. Nişantaşı konseptini buraya taşıyacağız. Keyifli bir alışveriş caddesi yaratacağız” dedi.
Sevda Tepesi’ne takıldık gecekondulara göz yumduk
Mütekabiliyet Yasası’nın çıkmasının çok önemli olduğunu ancak eksik çıktığını belirten Ağaoğlu, Türkiye’de ev alan yabancıların oturma izni ve vize sıkıntısının da çözülmesi gerektiğini söyledi. Yabancıya mülk satışından kimsenin tedirgin olmamasını isteyen Ağaoğlu, Sevda Tepesi’nde kamuoyu algısının da çok yanlış olduğunu kaydetti. Ağaoğlu, şöyle konuştu: “Sevda Tepesi’ni kaptırmayacağız diye seferber olduk ama diğer yerlerdeki doğa katliamına göz yumduk. Sevda Tepesi’nin satıldığı tarihlerdeki Boğaz görüntüsünü hatırlayın. Armutlu yoktu, Beykoz’daki 2B arazileri yoktu o zaman. Sevda Tepesi’ne odaklandık ama diğer noktalarda binlerce gecekondu yapılmasına göz yumduk. Hangisi doğruydu acaba? Bizim büyümeye ihtiyacımız var. Herkes orta gelir tuzağından sözediyor. Bu tuzaktan kurtulmamız için büyümemiz lazım. Nasıl büyüyeceğiz, ya dışardan borç alıp büyüyeceğiz ki sağlıklı olmadığı görüldü. Ya da zengin yabancılara ev satacağız. Suudi Kral Marbella’ya gidiyor bir gidişinde 150 milyon dolar bırakıyor. Ne olurdu bu parayı bizim ülkemize bıraksaydı. Hilton’un yıllık o kadar ekonomik katkısı var mı acaba?”
Ekonomi donuyorsa merak etmeyin, ben ısıtırım
Haberin Devamı