Deprem Türkiye coğrafyasının fıtratında var. İnşaatları yapanlara denetleyenlere güvenimiz tam olsa bir Japon’a sinek vızıltısı gelecek şiddetteki depremlerde panik olmaz, derhal telefona sarılmayız.
Çevre Şehircilik Bakanı gibi ‘İyi sallandık’ der, işimize gücümüze devam ederiz. Ancak Türkiye gibi, derme çatma, Allah’a emanet yaşanan bir ülkede elbette bu refleksi göstermek çok zor. Biliyoruz ki yeri geldiğinde 5-6 şiddetindeki bir deprem bile koca koca apartmanları yerle bir edebilir.
Bu yüzden de yakınlarımızı sevdiklerimizi arama, iyi olup olmadıklarını öğrenme ihtiyacı duyuyoruz.
Dün yine böyle oldu.
Herkes telefona sarıldı ve haliyle kimse uzun bir süre konuşamadı.
Twitter’daki yorumlara bakınca çoğu kişinin GSM operatörlerini suçladığını gördük.
İşin tekniğini bilmeyenler GSM operatörlerini sınıfta bıraktı.
Bir yorum ilginçti: Anladık ki depremde enkaz altında kalsanız cep telefonunuzla iletişim kuramazsınız ancak candie crash oynayabilirsiniz.
Evet sevdiğine ulaşamayan isyan etti, ancak acaba telefonlar neden kilitlendi?
Bir GSM şirketinin yetkilisinin söylediklerini aktarmak istiyorum:
“Her baz istasyonun bir arama kapasitesi var. Bu kapasiteler de yerine göre değişir. Örneğin Taksim’deki istasyonun kapasitesi ile Ayazağa’daki istasyonun kapasitesi bir değildir. Teknik ölçümler yapılır. O noktadan aynı anda yapılabilecek azami arama sayısı bulunur ve bu sayının 1 belki 1.5 katı kapasiteli bir istasyon kurulur. Dünyanın her yerinde de bu mantıkla istasyon yatırımı yapılır. Ancak dün depremin hemen ardından yani 12.25’ten sonra 12.40’a kadar istasyonlara 4 hatta bazı noktalarda 5 kat fazla bir yüklenme oldu. Bu yüklenme yüzünden de trafik kilitlendi.”
Yani aslında trafiğin kilitlenmesinin sebebi GSM operatörleri değil, ilk paniği atlattıktan sonra telefona sarılan, yakınlarına ulaşmaya çalışan aboneler. Dünyanın en geniş otobanını da kullansanız sonuçta bunun bir kapasitesi var. Saniyede geçebilen araç sayısı 20 ise ve aynı anda 100 araç geçmeye çalışırsa ne olur, otoyol kilitlenir. Cep telefonlarına olan da bu.
Aynı yetkilinin tavsiyesini de aktarmak istiyorum. Bu tip yüklenme anlarında ses trafiğinin açılması zaman alıyormuş, ancak SMS’le haberleşmek mümkün olabiliyormuş.
SMS yoluyla yani kısa mesajla yapılacak haberleşmede yol çok daha açık görünüyor.
Bir sevdiğinize ulaşmak istiyorsanız, dünkü gibi herkesin telefona sarıldığı anda siz en iyisi SMS atın. Sevdiklerinize konuşarak değil, yazışarak ulaşın. Konuşabilenler de kısa keserlerse yolu gereksiz meşgul etmemiş, gerçekten ihtiyacı olanları engellememiş olurlar.
Depremde aramayın SMS atın
Haberin Devamı