Demirel seçim vaadini İpragaz’a ödetti, Baykal Türkiye’yi tüpsüz bıraktı

Haberin Devamı

İpragaz 50’nci yaşına basarken, İpragaz’ın kurucusu Yücel Kurttepeli, Türkiye’de pek çok ilklerin sahibi şirketin kuruluş yıllarında yaşadıklarını ilk kez kamuoyu ile paylaştı. Kurttepeli’nin anıları arasında Deniz Baykal’ın Enerji Bakanlığı döneminde Türkiye’yi nasıl tüpsüz bıraktığı ve Demirel’in İpragaz’ın özelleştirme parası ile seçim vaatlerini yerine getirme telaşı oldukça dikkat çekici.

Türkiye’de ilk LPG tüpü bundan tam 50 yıl önce doldurulmuştu. LPG tüpü Türk insanının hayatını değiştiren mucize gibi bir şeydi. 1960 yılına kadar evlerde yemekler ya odun-kömür ateşinde ya da çalı çırpı ile pişirilirdi.

Hali vakti biraz yerinde olanlar gaz yağı kullanırdı ancak o da yemeğin içine sinen ağır bir koku bırakırdı. Sonra Beyrut ve eski Yugoslavya’dan gelen LPG tüpleri mutfaklarda yavaş yavaş yerini almaya başladı. Bu işin tutacağını gören Yücel Kurttepeli ve ortakları ilk adı Eureka Metal olan İpragaz’ı kurdular. Tüpraş’a gidip “Sizin havaya savurduğunuz kullanımı olmadığı için bacada yaktığınız gaza talibiz” dediler. Böylece Türkiye’nin ilk LPG tüpünü dolduran İpragaz’ın öyküsü de başlamış oldu.



Yücel Kurttepeli geçmişe dönüp o günleri hatırlarken ortaya çok ilginç anekdotlar çıktı. Bu anektodları dinlerken aslında 1970’lere damgasını vuran benzin-tüp hatta margarin yokluklarında siyasilerin büyük beceriksizliklerinin payı olduğu ortaya çıkıyor. Kurttepeli’nin yarım asırlık şirketin ilk 40 yılında yaşadıklarından bazı satır başlarını aşağıda aktardım. İpragaz’da yüzde 49’luk kamu payının Fransız Primagaz’a satış sürecinde yaşananlar ise ibretlik. Türkiye’de özelleştirme gelirlerinin henüz ilk uygulamalarından itibaren nasıl çarçur edildiğini ortaya koyuyor.

Sene 1991. Süleyman Demirel seçimi kazanıyor. Seçimden önce çiftçilere birikmiş alacaklarını iktidara gelir gelmez 2 ay içinde ödeme sözü vermiş. Vermiş de Hazine’de kaynak yok. Tam o dönemde Fransız Primagaz, İpragaz’daki yüzde 49’luk TPAO hissesine talip. Ancak Fransızlar tedirgin. Çünkü özelleştirmede sıkıntılar oluyor, bazı sözler veriliyor tutulmuyor. Satışın Demirel için ise ayrı bir önemi var.

Fransızlar’dan gelecek para ile çiftçiye vaadettiği ödemeyi yapacak. Satış sürecinin bir an önce bitmesini bekliyor. Fransızlar nazlanınca dönemin Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanı Fransızlar’ın yanında Başbakan Demirel’i arıyor.

Demirel telefonun sesinin açılmasını istiyor ve Fransızlar’ın da duyabileceği şekilde Hükümet olarak bu satışta tüm garantileri verdiklerini belirtiyor. Fransızlar ikna oluyor ve 89 milyon dolarlık ödemeyi yapıyor. O ödeme ile de Hazine biraz rahatlayıp çiftçilerin parasını ödeyebiliyor, Demirel sözünü tutmuş oluyor.

Bakan inanmadı, 3 adamı dikip bize test yaptırdı

1 Nisan 1962’de resmi açılış yapıyoruz. 3 bakan açılışa geldi. Aralarında dönemin Enerji Bakanı Fethi Çelikbaş da var. Kendisine bir tüpün 4 kişilik ailenin 1 aylık yemeğini pişirebileceğini söyledik inanmadı. 3 adamını dikti, tüpün nasıl yemek pişirdiğini gözlemletti. Ancak o zaman ikna oldu.

Millileştirme yasasından Melen’in haberi yoktu

Yıl 1972. Ferit Melen başbakan. Kulağımıza şirketlerin millileştirileceğine dair söylentiler geliyor. Aslı astarı var mı diye Ankara’ya gittik. Ziyaret ettiğimiz bakanların hiçbiri böyle bir girişim olduğunu kabul etmiyor. Ferit Melen’e çıktık. Kendisi bize, ‘Böyle saçma şey olur mu, nereden çıkarıyorsunuz bunları’ diye çıkıştı. Özel kalemini çağırdı emin olmak için. Meğer hakikaten böyle bir tasarı var. Kabinenin tüm bakanları imzalamış, bir tek Başbakan’ın imzasına kalmış. Sonra iptal ettirdik kurtardık durumu. Ankara böyle bir yerdi. Zaten emekli oldum 7 yıl Ankara’ya uğramadım.

Baykal hem bizi hem gemileri geri çevirdi

Deniz Baykal’ın Enerji Bakanlığı dönemi. Tüp yokluğu almış başını gidiyor. Millet perişan. LPG Derneği olarak makamına çıktık. Soruna nasıl çare bulunabileceğine dair önerilerimizi sunacağız. Bizi, ‘Siz derneksiniz. Dernekler çıkar gruplarıdır siz kendi menfaatiniz için birleşmişsinizdir’ diye azarlayıp makamından çıkardı. ‘O halde şirket olarak gelelim’ diyecek olduk. ‘Şirketlerle zaten hiç konuşmam’ diyerek kestirip attı. Tüp ve benzin sıkıntısının had safhaya çıktığı yıllar. Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin petrol şirketlerini topladı. İki tankerin Türk karasularına girmek üzere olduğunu gaz ve petrol boşaltacağını belirtti ve tedbir almamızı istedi.

Bekliyoruz, gemilerden ses seda yok. Ertesi gün Hikmet Çetin bize döndü. Özür dileyerek ‘Biliyorsunuz ithalat izni Enerji Bakanı’nın elinde. Böyle bir teşebbüse kendisinin ön izni olmadan girdiğimiz için şimdi ithalat iznini imzalamıyor’ dedi. O kadar hazırlık yapmışız. Valilikten polis bile istemişiz dağıtımda kargaşa olmasın diye. Deniz Bey ithalat iznini imzalamadığı için gemiler geri döndü.

Koç bizi sıkıştırdı, TPAO ile ortak olduk

Kurttepeli’yi dinlerken ortaya daha bir sürü ilginç hikaye çıkıyor. İpragaz’ın 40 yılında başından geçen ilginçlikleri bizimle paylaşıyor:

1960 Aralık ayında Eureka Metal adıyla şirketi kurup 1961 yılı Şubat ayında ilk tüp dolumunu gerçekleştirdik. Bizden hemen sonra Koç da Aygaz’ı kurdu. Bir gün kalktık eski adı İpraş olan rafinerinin tüm gazını Aygaz kapatmış. ‘Size maalesef LPG veremeyiz. Onlara daha çok güvendik’ dediler. Sözleşmemiz var ama uymuyorlar ürün vermiyorlar. Mecburen Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile birleştik ve 1966’da İpragaz adını aldık. Gaz temini için bunu yapmak zorunda kaldık.

Türk insanı tüpe önce çok ihtiyatlı yaklaştı. İlk zamanlarda kimse almaya cesaret edemedi. Öncelikle köy muhtarlarına ocak ve tüp verdik. Yavaş yavaş insanlar bu tüpün hayatını kolaylaştıran çok önemli bir ürün olduğunun farkına varıp önemini anladılar.

50 yılda sadece iki yönetici

Bu karede İpragaz’ı kuran ve 2000’e kadar yöneten Yücel Kurttepeli ve 2000’den bu yana yöneten Selim Şiper yer alıyor. 50 yıllık geçmişi olan bir kurumda sadece iki üst düzey yönetici görmek kolay değil. Selim Şiper 1992 yılında Fransız Primagaz’a satılan, Fransızlar’ın da 1999 yılında Hollandalı SHV Gas’a sattığı İpragaz’da bugüne kadar tek bir yabancının çalışmadığına da ayrıca dikkat çekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR