Çevrecinin daniskası kimmiş gösterin...

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2008 yılında Rize’de jeneriklik, akılda iz bırakan çıkışlarından birini yapmış, İstanbul Belediye Başkanı iken diktiği fidanları hatırlatarak “Ben çevrecinin daniskasıyım” demişti.

Sözü Karadeniz’de HES inşaatlarına itiraz edenlereydi gerçi ama biz kendisini çevrecinin daniskası olarak kabul etmek istiyoruz.

Eğer gerçekten çevreci bir Başbakanımız varsa bunu göstermesini de bekliyoruz.

2013 yılının 1 Ocak tarihinden itibaren akaryakıt piyasasında çok önemli bir karar uygulamaya alınacak. Sayılı günler kaldı.

Benzine yüzde 1 oranında biyoetanol katılması zorunlu olacak. Bu oran yıllar içinde artacak.

2014 yılının başından itibaren de motorine yüzde 1 oranında biyodizel katılacak. Oran yüzde 3’e kadar çıkacak.

Biyoetanol şeker kamışı, buğday, arpa, mısır gibi bitkilerden elde ediliyor. Biyodizel ise kanola, aspir, soya yağı, pamuk yağından. İlk etapta 180 bin ton biyoyakıta ihtiyaç var. Bazı şeker fabrikaları bu uygulamaya yönelik yatırımlarını planladılar ve devreye soktular.

Bir de evsel ve sanayi tipi atık yağlar var. Bu yağlardan da rafinaj işlemi sonrası biyoyakıt üretmek mümkün.

Evde patates kızartırız, balık pişiririz yağını hiç düşünmeden lavobaya dökeriz.

Oysa o yağlar önce aktığı borulara sonra da ulaştığı sulara o kadar çok zarar veriyor ki...

Yerli tarımdan elde edilen biyoyakıta ÖTV muafiyeti tanındı. Ancak atık yağlardan elde edilen biyoyakıt unutuldu.

Atık yağda litrede 1 lira 120 kuruşluk ÖTV sözkonusu.

Bu da atık yağların toplanma işini ekonomik olmaktan çıkarıyor ve sekteye uğratıyor.

Halbuki sadece atık yağlardan 350 bin ton biyodizel üretmek mümkün.

Düşünsenize yılda 350 bin ton üretim yapacağınız bir petrol kuyunuz var ve o kuyudaki değer boşa gidiyor.

Bu işe yıllarını vermiş Ezici Biodizel’in Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ezici, çalmadık kapı bırakmayıp bu unutkanlığın sonuçlarına dikkat çekmeye çalışıyor.

Yerli tarımla üretilecek biyoyakıta tanınan ÖTV muafiyetinin atık yağa da tanınmasından başka bir şey istemiyoruz. Bakanlar Kurulu bu yönetmeliğe “Atık yağdan elde edilen biyodizel” tanımını da eklerse harika olacak’ diyor.

Neden mi harika olacak?

Borulara mıknatıs gibi yapışan atık yağların altyapıya verdiği zarar en aza indirgenecek.

Yağlar sulara karışmayacak, sular temiz kalacak.

Atık yağ toplama işi ekonomik hale gelecek ve istihdama katkı sağlayacak.

Mustafa Ezici ÖTV muafiyeti tanınırsa, atık yağ toplama işi için en az 1000 kişiye istihdam sağlanabileceğine dikkat çekiyor.

Ve en önemlisi 350 bin tonluk petrol kuyusu bulunmuş gibi olacak.

Atık yağ meselesi bir kampanyaya dönüşürse Türk insanı buna duyarsız kalmaz.

Görüyorum, pet şişelerin mavi kapaklarını toplama kampanyası bile inanılmaz bir hızla yayıldı. O kapaklar tekerlekli sandalyeye dönüşüyor.

Üstelik Mustafa Ezici, atık yağ toplayabilirlerse promosyon vereceklerini de söylüyor.

5 kilogram atık yağ toplayana, 1 kilogram ayçiçek yağı veriyorlarmış.

Almanya’da her yıl 300 bin tonun üzerinde atık yağ toplanıyor.

Türkiye’de çok daha fazlası toplanır.

Yeter ki bu ÖTV meselesi çözülsün.

Çözülsün ki birileri gelsin ve o atık yağları evlerden alsın.

*****


ATIK YAĞDA ÖTV ENGELİ AŞILMALI

Mustafa Ezici, bazı sanayi kuruluşlarından toplanan atık yağların 10 numara yağa katıldığına dikkat çekti.

DİĞER YENİ YAZILAR