Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. yıl kutlaması ilginç bir açık artırmaya sahne olacak. Cem Yılmaz ve Hüsnü Özyeğin ile bir yemek için artırım yapılacak. Bakalım kahkaha mı, iş mi galip gelecek.
Hayırseverlik organizasyonlarında daha fazla gelir sağlamak için tanınmış isimlerle bir akşam yemeği için ya da sadece bir kahve için bile açık artırmalar yapıldığını çok okumuşuz çok duymuşuzdur.
Bu alanda rekor, bildiğim kadarıyla ünlü yatırımcı Warren Buffet’a ait. 2012 yılında evsizlere yardım eden bir vakfın düzenlediği gecede milyarder işadamı Warren Buffet’la yemek yemek için açık artırma düzenlenmişti. O açık artırmayı 3.5 milyon dolar ödeyen ancak adının açıklanmasını istemeyen bir kişi kazanmıştı. Kazanan kişi, Buffet’la New York’ta vakfa her yıl bağış yapan bir restoranda yemek yedi. Bu açık artırma sayesinde vakfın yıllık 17 milyon dolar olan bütçesinin büyük bölümü de karşılanmış oldu.
Türkiye’de ilk olacak
Benzer bir açık artırmaya 29 Kasım’da Swissotel’de düzenlenecek Boğaziçi Üniversitesi’nin 150’inci kuruluş yılı balosunda tanık olacağız. Üstelik bu açık artırma iki ünlü için ayrı ayrı yapılacak ve Türkiye’de ilk olacak.
29 Kasım’da Sezen Aksu ve Cem Yılmaz’ın Boğaziçi Üniversitesi’ne gelir yaratmak için bedelsiz olarak sahneye çıkacakları daha önce duyurulmuştu. 600 kişilik salonda her bir bilet 500 dolardan satılacak. Sonuçta bilet satışından 300 bin dolar gelir elde edilmiş olacak. Hüsnü Özyeğin salonu bedava verdiği için bilet gelirinin tamamı üniversitenin ihtiyaçlarında kullanılabilecek.
Ancak Boğaziçi mezunlarından Sunset’in patronu Barış Tansever, bu gelirle yetinilmemesi gerektiğini düşünerek bu açık artırma fikrini ortaya atmış. Fikre hem Cem Yılmaz hem de Fiba Holding’in patronu bankacılık duayeni Hüsnü Özyeğin çok sıcak bakınca detaylar da belli olmuş.
Tansever, Türkiye’de ilk olacak açık artırmanın detaylarını şöyle açıkladı:
“Hem Cem Yılmaz için hem de Hüsnü Özyeğin için 10 kişilik bir akşam yemeği masası planladık. Bu masada yer almaya can atacak onlarca kişi olduğunu biliyorum. Açık artırmayı 10 bin liradan başlatacağız. Kişi başına 50 bin liraları çok rahat yakalayacağımızı hatta geçeceğimizi düşünüyorum. Belki hiç ummadığımız rakamlara da çıkabiliriz. Bilet satışından elde edilen geliri hatta üstünü bu açık artırmayla yakalayabiliriz.”
Doğrusu açık artırmanın sonucunu şimdiden merak ediyorum. Bir masada Cem Yılmaz’la bol kahkaha vaadeden bir yemek olacak. Bir başka masada ise duayen bankacı Hüsnü Özyeğin’den iş tiyoları alma, hatta bir projeniz varsa onu paylaşıp geliştirme imkanınız var. Her iki ünlü için de bol sıfırlı bir açık artırma olmasını ve Boğaziçi Üniversitesi’ne hatırı sayılır bir gelir kalmasını diliyorum.
Bu arada geliri öğrenci burslarında kullanılacak böyle bir organizasyon için otelini bedelsiz açan Hüsnü Özyeğin de sahne almayı kabul eden Cem Yılmaz da teşekkürü hak ediyor. Kardeşi Nihat Yıldırım’ın Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir mühendis olması nedeniyle bu okula karşı her zaman özel bir sempatisi olan Sezen Aksu’ya da ayrı bir teşekkür gönderiyorum.
Little little into the middle
Cem Yılmaz’la yemek denince 3.8 milyon kişinin izlediği FUNDAMENTALS isimli gösterisinde anlattığı, yurtdışında yaşadığı yemek macerasını anımsadım. Eminim yenecek yemekte benzer bir sahne yaşanabilir ya da masadakiler gösterinin o bölümünü tekrar canlandırmasını Cem Yılmaz’dan isteyebilir...
Yılmaz, oyununda yemek siparişi ile ilgili şunları söylüyordu: “Yemekte sipariş verenin eline kelepçe vur aç kalır. ‘Nohut pilav istiyorum gelsin’ yok. İlla ‘Kardeş ne yap biliyor musun’ diye tabak hareketi yaparız. ‘Kardeş ne yap biliyomusun?’ ‘Sen bize ne yap biliyomusun?’ Bunlar iki kardeş cümledir. Yemeği sıfırdan öğretiyoruz. Normalde çorba hortumla geliyordu. Bahattin abi tabak dedi. Bu 1 milyon gözlemden süzülmüş bir şeydir. Menüyü bırak. Hepsinden azar azar yap ortaya. Hiç filmde izlediniz mi şöyle bişey ‘Look! Come here. F.ck the menu. Everything, bak little little into the middle.’ Ben bunu vallahi duydum. Avrupa turnesine gittik, kahvaltıda büfeden aldım bişeyler yiyorum. Benim kuzenim o anglosakson adamla mücadele veriyor. Bir yakaladım garsona tabak işareti yapıyor. Bir kulak verdim ki şunu duydum; ‘Everything’ dedi. Adam hayatında hiç böyle bişey duymamış ‘Everything?’ Little little right in the middle. Bu çocuk Boğaziçi mezunu.
Hitachi, sessiz sedasız Mars Lojistik’i aldı
Bizim siyasetçilerin yüksek perdeden çığırtmalarının aksine Japonlar’ın sessizliğine bayılıyorum. Bazen de merak ediyorum acaba “Söz gümüşse sükut altındır” bir Japon atasözü mü diye?
Herşeyi kimsenin gözüne sokmadan büyük bir sessizlik ve asalet içinde yapıyorlar. Çankırı’ya tam 512 milyon dolar yatıran lastik üreticisi Sumitomo, temel atma töreni için sadece 3 kişiyle gelmişti. Bizim Çankırı milletvekilimiz olayı siyasi şova dönüştürmese belki tesis açılana kadar bu yatırımdan haberimiz bile olmayacaktı.
Sumitomo gibi bir Japon devi daha sessiz sedasız Türkiye’de çok ciddi bir yatırıma imza attı.
Türk lojistik sektörünün önde gelen firması Mars Lojistik’in yüzde 51’i Japon Hitachi’nin oldu. Japonlar ne bir toplantı düzenledi ne de bir basın bülteni hazırladı. Yüzde 51 hissenin devri geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız gerçekleşti.
Hitachi öyle sıradan bir şirket değil. Cirosal açıdan dünyanın 38’inci en büyüğü. Lojistik alanında bir plan çerçevesinde birer ay arayla ABD, Hong Kong ve Türkiye’de yatırıma gittiler.
Mars Lojistik, 3 ortaklı bir şirketti. 2 ortak hisselerinin tamamını Japonlar’a satıp bu yatırımdan çıkarken şirketin kurucusu Garip Sahillioğlu çok küçük bir hisse sattı ve yüzde 49 hisseyi elinde tutmayı tercih etti. Şirketi yine Garip Bey yönetip büyütecek.
200 yeni tır alacak
Mars Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Ali Tulgar, Hitachi’nin sağlayacağı sinerji ile özellikle Uzakdoğu’daki depolama imkanları ile yeni büyüme fırsatları yakalayabileceklerini söyledi. Son 3 yıldır karayolu taşıma kotalarını belirleyen UBAK belgesi dağılım listesine göre sefer sayısında Türkiye’nin en büyük lojistik firması olan Mars’ın kurum kültürü ile Japonlar’a cazip geldiğini belirten Tulgar, “Sürdürülebilir, planlı, çevreci kurumsal tavrımızdan etkilendiler. Bir kan uyuşması sözkonusu oldu sanırım. Sürekli büyüme performansımız da bir artı değer oldu” dedi.
Mars Lojistik’in halen 1000 tırı bulunuyor. Tulgar, 2014 yılının ilk çeyreğinde 200 tır daha alacaklarını belirtirken, bu yılı ise yüzde 22’nin üzerinde bir büyüme ile kapatmayı hedeflediklerini vurguladı. Mars Lojistik 2011 yılını 195 milyon dolar, 2012 yılını ise 225 milyon dolarlık ciro ile kapatmıştı. Mars Lojistik tekstilden otomotive farklı sektörlerde 7 bin 200’ün üzerinde müşteri ile çalışıyor.