Bonus Kafa’nın, Vada’nın rahatı kaçacak, ne fırtınalar kopacak

Haberin Devamı

Temmuz 2013’ten itibaren önce mobil yazarkasalar değişiyor. Yeni nesil yazarkasa üretiminde kimin kazançlı çıkacağı işin bir boyutu. Sistem değişince güç bankalardan perakendeciye geçecek. Banka kartlarında pazar payı dağılımları da silbaştan olacak. Bu da diğer cümbüşlü boyutu...

Kayıtdışılığı önleme amaçlı olarak yazarkasalarla POS cihazlarını tek bir ürüne dönüştürmeyi öngören plan devrede. Maliye Bakanlığı tebliğine göre 1 Temmuz 2013’ten itibaren kapımıza gelen hamburgerci, pizzacı ya da restoranda masamıza getirilen seyyar cihazlar yeni nesil cihazlarla değişmiş olacak. Sonrasında bakkalda, mağazada, hipermarkette bulunan sabit yazarkasalar da yeni nesil kasalarla değişecek. Onun tarihi de 2016 başı.

Yazarkasaları kimin üreteceği, burada olan biten işin bir boyutuydu. Bir hafta kadar önceki yazımda “2 milyon yazarkasa hurdaya çıkarken kimin cebi dolacak?” diye sormuştum. O konuya ayrı bir kutu açtım. Ancak olayın bir başka boyutu daha var.

Piyasadaki mevcut POS cihazları çöpe gidecek. Bu POS’lar çöpe gidince bankaların en büyük gelir kalemleri içinde yer alan kartlarda da oyun yeniden kurulacak.

Bugün için piyasanın en büyükleri Garanti Bankası’nın Bonus’u ile Yapı Kredi Bankası’nın World Card’ı yani Vada’sı. Onu Maximum, Card Finans, Axess, Advantage gibi diğer kartlar izliyor. Ancak Halkbank’ın Paraf’ı gibi piyasaya yeni giren ve agresif tavır sergilemeye hazır bankalar var. Bu pastadan daha büyük pay istiyorlar. Şimdi gelin yeni dönemde neler olabileceğine dair bir pencere açalım. Böylece nasıl büyük bir kavga gürültü kopacak daha iyi anlayalım.

- POS’ların sahibi bankalardı. Oysa yeni nesil yazarkasaların sahibi esnaf olacak. Yani güç bankadan esnafa geçiyor.

- Müşterinin uzattığı kartın hangi banka üzerinden geçeceğine esnaf karar verecek. Dolayısıyla bankaların bu işten aldıkları komisyon oranlarında indirim yapması gerekecek. Yüzde 0.75 alan yüzde 0.50’ye, 0.50 alan yüzde 0.25’e belki daha azına razı olacak.

- Yeni nesil yazarkasaları bankalar kendileri alıp esnafa hediye etmek isteyecek. Bu da öncelikle ilk etapta bankalara 150 milyon euro üzeri bir fatura çıkaracak. Muhtemelen bankalar bu yolu deneyecek. Bu plan da yine mevcut düzenin bozulması anlamına geliyor.

- Belki yazarkasayı üreten ve esnafa satan firma bankalarla pazarlığa girişecek. ‘Ben esnafa 100 bin yeni nesil cihaz sattım. Gel benimle masaya otur’ diyebilecek.

Görünen o ki şenlikli bir dönem başlıyor. Kart pazarında dengelerin nasıl değişeceğini hep birlikte göreceğiz...

Bonus Kafa’nın, Vada’nın rahatı kaçacak, ne fırtınalar kopacak

Uyanamadılar, geçmiş olsun

‘2 milyon yazarkasa hurdaya çıkarken kimin cebi dolacak?’ diye sorduğum yazıya o gün MT Grup’tan tepki geldi. Ben gerçi isim vermemiştim ancak cebi dolacak olan firmanın kendileri olduğuna inanmış olacaklar ki üzerlerine alınmışlar. Şirketin büyük ortağı Murat Sancak ile buluştuk. Ben sordum, o yanıtladı:

- Başta Beko olmak üzere yazarkasa pazarının büyük oyuncuları, Maliye Bakanlığı’nın tebliğine ayak uydurup tarif edilen yeni cihazı tasarlayamazken siz 1 Temmuz 2013’e yetişecek şekilde bunu nasıl başardınız?

Maliye stratejik eylem planında satış ve ödemenin bir arada yapılacağı işlemin yazarkasada başlayıp orada biteceği bir sisteme geçeceğini 2008’de duyurdu. 2011 başında da iş tarif edilmeye başlandı. POS ve yazarkasanın birbiri ile konuşması bütünleşik olması lazımdı. Bu alanda bizden çok ileride olan oyuncular işin ruhunu anlayamadı. Bankacılar da onları yanlış yönlendirdi. ‘Başka formül bulunur mevcut büyük yatırım çöpe atılmaz’ dediler, üreticileri inandırdılar. Tasarımda geç kaldılar. Yani uyanamadılar. Bu saatten sonra geçmiş olsun demek lazım.

- Siz nasıl uyandınız? AR-GE çalışmalarına 3 yıl önce başladık diyorsunuz. Oysa yeni nesil cihazı tarif eden teknik şartname 2011 Mart ayında çıktı. Üstelik elde taşınan küçük bir mobil cihaz olmasına rağmen, iki taraflı ekranı, barkod okuyucusu olacak diye tarif edildi. Bu özellikler piyasada sürpriz olarak kabul edilirken tarif sizin cihaza tıpatıp uyuyordu. Siz aylar öncesinden nasıl ‘Böyle birşey istenir’ diyerek tasarlamaya başladınız?

TÜBİTAK’ta bir toplantı yapıldı. O toplantıda istenen cihazın üç aşağı beş yukarı çerçevesi çizilmişti. 16 ay süreleri vardı. Bu kadar sürede yapamadılarsa bu benim suçum değil. Üstelik süre gelen talep üzerine 6 ay da uzatıldı.

- Şimdi sizin elinizde PCI sertifikasyonları da alınmış, Maliye Bakanlığı onaylı bir cihaz var. Diğerlerinin bu cihazı tasarlaması, onaylarını tamamlaması 1 Temmuz’a yetiştirmesi mümkün değil. Pazarın boyutu ne kadar ve bütün pazara siz mi hakim olmuş olacaksınız?

Biz bu cihazı tasarlamak için 40 milyon dolara yakın para harcadık. Biz şirketi yarım saat içinde kurduk. Bu küçük cihazın arkasında 250 kişilik bir ekip var. Bir risk aldık ve şimdi bu ürünü tabii ki satacağız. Piyasada 350 bine yakın mobil cihaz olduğu belirtiliyor. Bu cihazın perakende fiyatı 590 euro. 200 milyon euro’nun üzerinde bir pazar olacak demektir. Evet diğerlerinin 1 Temmuz’a yetişmesi mümkün değildir. Doğru yolda olan, cihaz geliştirme konusunda önemli aşama kaydeden firmalar olduğunu duyuyoruz. Ancak 1 Temmuz’a sanıyorum bir tek biz hazır olacağız. Diğer oyunculara ‘Gelin ben size kendi markanızla üretim yapayım’ dedim. Ancak kabul eden olmadı.

- Gelir İdaresi Başkanlığı sitesinde “Yeni nesil ödeme kaydedici cihaz satıyorum diyenlere kanmayın. Bu konuda tek onaylı ürün MT’nin Vera Delta markalı ürünüdür” diye bir duyuru çıktı. Sizce bu duyuru olağan bir duyuru mudur?

Bildiğim kadarı ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın buna benzer kamuoyunu aydınlatıcı duyuruları hep oluyor. Bir tuhaflık göremiyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR