Sberbank’ın Denizbank’ı satmak üzere görüşmelere başladığını duyunca 2017 yılının Eylül ayına gitti aklım. Denizbank’ın 20’nci yılı nedeniyle verilen davette tüm hissedarların değişmeyen Genel Müdürü Hakan Ateş “My way” performansına geçmeden hemen önce anılarını aktarıyordu sahnede.
Dexia ile Sberbank arasındaki imza törenini Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirdikleri esnada Sberbank Yönetim Kurulu Başkanı Herman Gref ile aralarında geçen bir diyalogu aktardı: “Herman boğaza ve tarihi yarımadaya doğru bakıyordu. Bana döndü ve ‘Bu boğaz burada varoldukça daha çok alışverişler olur burada’ dedi.”
Ruslar 2012’de bu satın almayı yaparken, aradan geçen 5 yılın sonunda bankayı satmak isteyeceklerini de düşünmüş müydü bilinmez ama bir gerçek var ki Boğaz’ın fiyatı aradan geçen yıllarda artmadı tam tersine ucuzladı.
Kronolojik olarak geriye gidelim.
Zorlu Grubu Dexia’ya Denizbank’ı satarken, ortaya çıkan fiyat bankanın defter değerinin 3.9 katıydı.
Hüsnü Özyeğin de Finansbank’ı Yunan National Bank of Greece’e 3.8 çarpanla satmıştı.
2006-2007 banka değerlerinin zirve yaptığı yıllardı. Sonraki yıllarda çarpanlar giderek düşmeye başladı.
Citibank, Akbank’tan 2.98 çarpanla aldığı hisseleri 1 çarpanla geri verdi.
Zorlu’dan 3.9 çarpanla Denizbank’ı alan Dexia 2012 yılında Sberbank’a 1.3 çarpanla satmaya razı olmuştu.
National Bank of Greece de Katarlı QNB’ye Finansbank’ı yaklaşık 1 çarpanla iade etti.
İspanyol BBVA, Garanti Bankası’nda son kalan yüzde 9.95’lik hisseyi alırken de defter değerine göre oluşan fiyat 1’in bile altında 0.94 olarak gerçekleşmişti.
Fiyat ne olur?
Boğaz’da varlık fiyatlarının ucuzlamasının türlü türlü sebepleri var.
Ancak bankacılık özelinde analiz edersek sanırım Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bankaların sürekli fahiş kâr ettiğine dair algısı ve kamuoyunu da bu yönde şekillendirmeye çalışması ilk sıraya koyacağımız neden olabilir. “Kazandığınız paraları mezara mı götürecesiniz” şeklindeki enteresan çıkışlar, bankacılık sektörünü baskılamayı amaçlayan BDDK çıkışlı tedbirler, temettüler üzerindeki blokajlar etkili oldu. Başka etkenler de var mutlaka. Geldiğimiz noktada 10 yılda bankacılık sektörünün çarpanı 4’lerden 1’lere kadar geri çekilmiş durumda.
Peki bu şartlarda Denizbank’ın yeni satış fiyatı defter değerinin ne kadarı olur acaba?
Önceki güne kadar, yani henüz satış ile ilgili resmi bir açıklama yapılmadığı günlerde Denizbank da 1.2-1.3 çarpanla Borsa’da işlem görüyordu. Hatta uzunca bir süredir 1’lerin altındaydı ancak bankacılık sektörüne gelen alımlarla son 1 ayda bu seviyeye çıkmıştı. Dün ise satış haberi ile birlikte tavan oldu ve piyasa fiyatı da defter değerinin 1.56 katına çıktı.
Piyasa değeri 18.9 milyar TL yani 5 milyar doları geçti.
3.3 milyar lira sermayesi olan bankanın 9 aylık 1.4 milyar lira net kârı var. 18-20 milyar TL bandı değil ama 12-15 milyar TL bandı yani 3.5 milyar dolarlar seviyesi yeni satış fiyatı için daha makul görünüyor.
Görüşmeler henüz çok taze.
Nihai pazarlık seviyesine geldiğini sanmıyorum.
Bakalım Boğaz’ın çarpan değeri nereye doğru evrilecek.
Ortaya çıkacak rakam, Türk ekonomisi için de önemli bir endikatör olacak.