Gıda Komitesi kurulduğunda hepimiz umutlanmıştık. Hatta bazı bakanların açıklamaları umudumuzu daha da artırmıştı. “Sorunun kaynağını biliyoruz. Sorun tarladan markete gelene kadarki süreçte. Aradaki zincirlerde...” demişti bir bakanımız.
Öyle ya tarladan markete bir ürünün fiyatında 7-8 katlık fiyat farkı dünyanın neresinde görülmüş?
Mesela Nisan ayı rakamlarına bakalım. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin yaptığı bir çalışmadan çıkan rakamlara.
Kuru soğanda tarladan markete tam 7.5 katlık fiyat farkı var. Bu elmada 5.8 katı, kuru kayısıda 4.6 katı, lahanada 4.4 katı, patlıcanda 3.4 katı, maydonozda bile 3 katı buluyor.
Tarlada soğan 15 kuruş. Gel gör ki markette 1 lira 15 kuruşa satılıyor. Yine tarlada 25 kuruş olan maydonoz 1 hatta 1.5 liradan aşağı bulunamıyor.
Peki sorunun temelinde aracılar varken, biz niye ithalat sopası ile geçici çözümler arıyoruz?
Bilmemeleri imkansız
Gıda Komitesi’nde eminim fotoğraf net olarak masaya konuyordur. Cümle alemin bildiğini komitedekilerin bilmemesi imkansız. Biliyorlar ancak ne yazık ki görmezden geliyorlar.
Çünkü aracıların üzerine gidecek siyasi iradeyi gösteremiyorlar.
Yakınları, eşleri dostları bu işin içinde olduğu için değil. Aracıların üzerine gittiğiniz takdirde de bir sürü yan etki var da ondan.
Pek çok kişinin saadet zincirine çomak sokmuş oluyorsunuz. Bu saadet zincirindeki kişilerin de yarattığı bir ekonomi var. O aradaki zincirde de istihdam var. Yani aslında iki el değiştirerek nihai hedefine ulaşacak bir ürünü 5-6 elden geçirerek olayın içine pek çok kişiyi daha katıyorsunuz. Sektörü büyütmüş, işsiz kalacaklara iş yaratmış oluyorsunuz. Ancak gelin görün ki herkes sağından solundan tırtıklayınca kendi kârını koyunca 15 kuruşluk soğan oluyor sana 1.15 lira. Onu da nihai tüketici düşünsün.
Bir babayiğit çıkar mı?
Peki gümrük vergilerini indirerek ortaya konmaya çalışılan çözüm başarılı olabilir mi? Mümkün değil.
Evet geçici bir süre fiyatları kontrol altında tutabilirsiniz, hesapsız kitapsız keyfi zam yapılmasının önüne geçebilirsiniz ancak orta ve uzun vadede daha büyük sorunlara zemin hazırlarsınız. Bizim çiftçimizin refleksi belli. Bir sezon para etmeyen ürünü gelecek yıl tarlasına ekmez. Halbuki sürü psikolojisinden bir çıksa yani komşusunun yaptığını yapmayıp o yıl para etmeyen ürünü gelecek yıl için ekse, para kazanacak. Arz taleple ilgili en ufak bir fikri olmadığı için ekmez.
Hatta bu iş öldü der, tarlasını satar.
Bakalım sorunun damarına ne zaman inilecek?
Neşteri doğru yere vuracak bir babayiğit çıkabilecek mi?