Çoğunlukla dini motifleri kullanan bazı uyanıklar bugüne kadar gurbetçilerin tam 70 milyar dolarını batırdı. 3 bin 500 gurbetçi tarafından 1965 yılında kurulan İşbir ise 4 binin üzerindeki istihdamı ve 250 milyon dolara yaklaşan konsolide cirosu ile çok ortaklı sistemin parlayan tek yıldızı olarak dikkat çekiyor.
1960’lı yıllarda Türkler Almanya’ya çalışmaya gittiklerinde ve elleri biraz para gördüğünde bazı fırsatçılar da hemen türeyivermişti. Çoğunlukla dini motifleri kullanan ve pazarlamalarını camilerde yapan bu fırsatçılar gurbetçilerin paralarını toplayıp, kağıt üzerinde kurdukları şirketlerin göstermelik hisse senetlerini verdiler. Pek çoğu, çorak bir arazide fabrika niyetine temeli atılmış birkaç kolondan öteye gidemedi. Bırakın üretim yapmayı, o kolonların üzerine bir dam bile inşa edemediler. Benzer yöntemler 2000’li yıllar da dahil hep kullanıldı ve gurbetçiler sürekli sömürüldü.
SPK’nın bir hesabına göre, gurbetçiler bu tip oluşumlarda bugüne kadar tam 70 milyar dolar para batırdı. Onlar batırırken birileri zengin oldu...
1965 yılında, Almanya’da çalışan 3 bin 500 Türk tarafından kurulan İşbir Holding, gurbetçilere sırtını veren çok ortaklı sistemin tam 45 yıldır ayakta kalan tek örneği olarak dikkati çekiyor. O gurbetçilerin bir bölümü bugün yaşamıyor. Bir bölümü ise hisselerini devretti. Ancak aileleri, çocukları hatta torunları halen İşbir’in ortağı olmanın keyfini sürüyor.
80 milyon $ yataktan geliyor
3 bin 500 gurbetçiden toplanan 2 milyon 700 bin lira ile önce İşbir Sentetik Dokuma Sanayi kuruluyor. 10 yıl içinde önce sünger ardından yatak fabrikası faaliyete geçiyor. Gözlük camı ve optik üreten fabrika da grubun en kârlı yatırımı oluyor.
Şu an grubun cirosunun 80 milyon doları sünger ve yataktan, 30 milyon doları optikten, 110 milyon doları da sentetik dokumadan geliyor.
İşbir oluşumu o kadar başarılı ki gurbetçiler daha ilk yıldan yüzde 39 temettü almanın keyfini yaşamış. Zaten 3’üncü yıl sonunda da yatırdıkları parayı temettü olarak geri almışlar. Şirket bazı yıllar ortalama yüzde 200’ler civarında temettü dağıtmayı başarmış.
İşbir yetkilileri bu başarının ardındaki sırrın hep iyi profesyonellerle çalışmak ve ilk günden itibaren herşeyi kayıt altına almak olduğunu düşünüyor. Yazılarımı takip edenler Mamak Çöplüğü’nde bir mucize gerçekleştiren Ali Kantur ile yaptığım söyleşiyi hatırlayacaktır. Ankara’ya giderken aslında amacım Ali Kantur ile modelinin en başarılı örneği olan İşbir Holding’i konuşmaktı. Ali Kantur, İşbir Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı.
Zaten bu isim bile İşbir yatırımcılarının gerçekten doğru kişilere işi emanet ettiklerinin kanıtı.
‘Ömrün üçte biri yatakta geçiyor’ dedi, visco sünger
ile piyasanın tozunu attı
İşbir Holding’in konsolide cirosu içinde sünger ve yatağın payı aslında düşük. Ancak tüketici ile İşbir’in birebir buluştuğu nokta İşbir Yatak olduğu için kamuoyu en çok bu markayı tanıyor. Markanın arkasında 3 bin 500 gurbetçinin başarılı ortaklığının olduğunu bilmese de...
İşbir Yatak ise sektöründe inovatif ürünleri ile dikkat çekiyor. Ali Kantur ile buluşmamızda İşbir Yatak Genel Müdürü Metin Gültepe de vardı ve şirketle ilgili bilgi verdi.
Yatak deyip geçmemek lazım. Günde 8 saatlik uyku çeken biri aslında ömrünün üçte birini yatakta geçiriyor demektir.
Dolayısıyla nasıl bir yatakta yatıldığı çok önemli. Üstelik yatak sadece uykudaki 8 saati değil, daha sonra ayakta geçirilen 16 saati de ipotek altına alan bir ürün. İyi bir yatakta yatılmadığı takdirde vücut tüm günü yorgun geçiriyor.
Ar-Ge çalışmaları neticesinde İşbir Yatak’ın geliştirdiği viscoelastik sünger malzeme ve bu malzemeden üretilen İşbir yataklarının sektörde ayrı bir yeri var. Bel fıtığı sorunu ile yaşayanlar yatağın önemini daha iyi bilir. Tempur bu alanda NASA teknolojisi ile geliştirilen özel süngeri kullanıyor ve tercih ediliyordu.
İşbir de tamamen kendi mühendisleri ile sözkonusu NASA teknolojisini geliştirmeyi başardı. Viscoelastik malzemeden üretilen Viscostar yataklar, ithal ürünlere göre fiyat avantajı ile pazarda çok önemli bir pay almış vaziyette.
Ortopedik özelliği ile adeta bağımlılık yaratıyor. Bu laf olsun diye kurulan bir cümle değil. O kadar bağımlılık yaratmış ki, müşterilerin ricaları üzerine şirket söz konusu ürünün seyahatlerde kullanılabilen portatif bir setini çıkarmak zorunda kalmış.
Özel çantasına katlanarak konuyor ve diyelim ki iş seyahatine çıktığınızda oteldeki yatağın üzerine seriliyor.
Kullanan kişi evindeki yatak konforunu otel odasına da taşımış oluyor. Metin Gültepe, çok sık seyahat eden CEO’ların bu seti çok tercih ettiğini söyledi.
Bu malzeme hafızalı hücreleri sayesinde vücut ısısına ve basıncına göre farklı tepkiler veriyor. Yatağın vücut üzerindeki basıncını azaltıyor. Visco yatakta uyuyanlar sonrasında uykuyu “havada uyumuşum” diyerek tarif ediyorlar.
Reflüde etkili horlamayı kesen yastığı da var
İşbir’in ürünleri İşbir Yatak Uyku Merkezleri’nde test edilebiliyor. İşbir’in deniz yosunundan, karbon fiberden hatta soyadan ürettiği yataklar var. Bunlar antistres özellikleri ile dikkati çekiyor ve özellikle çevreciler tarafından tercih ediliyor. Masaj yapan yataklarının yanısıra İşbir’in reflü ve horlamaya çözüm olmak amacıyla üretilen yastıkları da dikkat çekici.
Almanyalı ‘İşbir’likçi nasıl başarılı oldu?
Haberin Devamı