Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (KRG) Taq Taq sahasından çıkarılan petrolü kamyonlarla Mersin Limanı’na taşıması ve Bağdat yönetiminin onayı olmaksızın kendi insiyatifi ile ihraç etmesinin politik sonuçları olacağı belliydi.
Bu sevkiyatın sembolik değeri olduğunu, Türkiye’yi de çok yakından ilgilendirdiğini, bu sevkiyatla Kuzey Irak yönetiminin hem Bağdat hem de ABD’nin tepkisini ölçmeye çalıştığına vurgu yapmıştık.
ABD bu konuda sessiz kaldı çok radikal bir çıkış yapmadı. Bağdat yönetimi ise beklenen tepkisini verdi ve hem Erbil hükümetini tehdit etti hem de ihracatı gerçekleştiren Genel Energy hakkında hukuksal yollara başvuracağını açıkladı.
Bu tepkilerden sonra KRG yani Kurdistan Regional Goverment, çok makul bir açıklama yaparak Bağdat yönetimini adeta akıllı olmaya çağırdı. O açıklamanın satır başları şöyle:
- Bağdat’taki hükümet yetkililerinden, Irak’tan Türkiye’ye ve oradan da uluslararası pazarlara günde 3 milyon varil petrol gönderilmesini mümkün kılacak, geliri tüm Irak halkı tarafından paylaşılacak ‘Kuzey Enerji Koridoru’ oluşturma planını ayakta alkışlamalarını beklerdik. Özellikle, elde edilecek gelirin tüm Irak halkı ile paylaşılacağı düşünüldüğünde.
- Bu yüzden Irak petrol bakanının yaptığı düşmanca açıklamalar büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Bakan çok düşünülmeden yapılan açıklamada KRG’ye ayrılan payın kesileceği tehditinde bulundu. Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren şirketleri de ‘Üretim Paylaşımı Sözleşmesi’ kapsamında, sahip oldukları ‘buldukları petrol ve doğalgazı pazarlama’ hakkını savundukları ve uyguladıkları için tehdit etti.
- Petrol ve doğalgaz kaynaklarının yönetimi hususunda KRG, 2005 yılında gerçekleştirilen referandum kapsamında, Irak halkının çoğunluk oyları ile kabul edilen kalıcı Irak Anayasası’na tam anlamıyla inanmakta ve uymaktadır.
Bölgede gerçekleştirilmiş olan tüm anlaşmalar KRG’nin petrol ve doğalgaz kanunlarına uygun şekilde düzenlenmiş ve Kuzey Irak Parlamentosu tarafından 2007 yılında onaylanmıştır.
- Anayasanın 111’inci maddesi açıkta belirtmektedir ki petrol ve doğalgaz ‘Irak’ın farklı bölgelerinde, farklı yönetimler altında yaşayan halkın tümüne’ aittir. Petrol ve doğalgaz ne Irak Petrol Bakanlığı’na ne de Saddam Hüseyin zamanında kurulmuş olan Irak Ulusal Petrol Şirketi SOMO’ya aittir.
- Merkezi Irak Hükümeti’nin engellemeleri olmasa, KRG, yılda 500 milyon varil petrol ihraç ediyor ve 18 milyar dolar delir elde ediyor olabilirdi. Bu para KRG’nin yıllık bütçesi 10 milyar doları karşılamaya yettiği gibi, Irak halkının cebine de milyarlarca dolar girmesini sağlardı.
KRG’nin açık mektubunun özeti böyle. Durum öyle gösteriyor ki bu film burada bitmeyecek. Genel Energy Kuzey Irak’tan petrol sevkiyatına devam edecek.
Mektupta bahsedilen Kuzey Enerji Koridoru açılırsa bundan Türkiye’nin çok büyük çıkarı olacağı aşikar. Petrol önemli ancak asıl önemli olan doğalgaz olacak. Doğalgaz sevkiyatı başladığı takdirde Türkiye’nin enerji faturasında çok ciddi iyileşmeler beklenebilir. Türkiye’nin hemen dibindeki bu gelişmeleri çok yakından takip etmesinde, hatta siyasi olarak rol üstlenmesinde büyük fayda var.
18 milyar doları bölüşmek varken bu kavga niye?
Haberin Devamı