Murat Meriç'in hazırladığı "100 Şarkıda Memleket Tarihi", şarkıların ardında yatan hikayeleri keyifle anlatıyor....
Başka kültürlerde bizim gibi "şarkılardan fal tutmak" var mıdır, bimiyorum. Ama neşeliyken, efkarlıyken, nişanlıyken, boşanıyorken, fasılda eğlenirken, radyo dinlerken "Şimdiki şarkı sevgilimle bana gelsin" diyerek şansımıza gelen şarkının anlamına göre yorum yapmak üzere sıklıkla şarkılardan fal tuttuğumuzu biliyorum. Hatta arkadaşlarla bir arada iken, "ikinci benim, üçüncü senin" , "aaa olmaz üçüncüyü önce ben istedim" diye sıraya girmeler, tutulan şarkı ayrılık içeriyorsa dudak büküp üzülmeler, şaka ile karışık sinirlenmeler...
En çok şaşırdığım ise, şarkılarımızın hüznü ile bizde yarattığı duygu arasındaki çelişkidir. En hüzünlü şarkıda göbek atar, beddua eden sözleri mesela, "Dilerim Tanrı'dan ki sana açık kucaklar, bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun" diye bağıra bağıra en romantik bakışlarımızla sevgilimizin gözünün içine söyleriz. "Halime'yi samanlıkta bastılar" diye düğünlerde neşeleniriz. En eğlendiğimiz , "Eller havaya" dediğimiz şarkılar, ne kederli hikayeler taşır çoğu zaman. Tıpkı ölen Bahriyelilerin çamaşırlarının ailelerine verilmesini anlatan "Gemilerde talim var" gibi "Dom dom kurşunu", "Ormancı", hiç de öyle omuz sallayıp gerdan kırılacak, kadeh tokuşturulacak türküler değildir asına bakılırsa. En fenası "Hey 15'li 15'li" diye 15 yaşında askere yollanmış çocuklar için yakılmış türküde şıkır şıkır göbek atışımızdır mesela. Belki de şarkılardan bu kadar fal tutmayı sevdiğimiz halde, sözlerini pek de kale almıyoruz. Yoksa, "Aman Petrol" diye akar yakıta bile kalça sallamazdık, öyle değil mi?
Memleket tarihin izdüşümü şarkılar...
Peki şarkıların güftelerinde yatan hikayeleri, esin kaynaklarını öğrenmek ister misiniz? Cevabınız evet ise eminim, "100 Şarkıda Memleket Tarihi" ilginizi çok çekecek. "Hazır Bilgi Serisi'nin" 4'üncüsüsü, Murat Meriç'in hazırladığı "100 Şarkıda Memleket Tarihi", hikayesi geçen şarkıları anında dinleyebileceğiniz karekodları ile çok keyifli bir kitap. Memleket tarihinin, şarkılarla açılmış fallarından birkaç örnek size:
Son bakış - Sezen Aksu, 1989- "Amman Amman yandım aman/Kurşun gibi izler/Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda ..." Aysel Gürel bu dizeleri,12 Eylül'ün büyük utançlarından, henüz 17 yaşındaki Erdal Eren'in idamı üzerine yazmış. Erdal Eren'in idamdan önce çekilmiş son fotoğrafındaki bakışlar Savaş Ay'ın objektifinden zihnimize kazındağı kadar bu dizelerle de duygu hafızamızda kaldı.
Uğurlar Olsun - Selda Bağcan: Uğur Mumcu'nun, 1993'te suikast sonucu ölümüne ağıt olarak yazılmış bir şarkı. Kalemin düştü kana... "Zalimler pusudaydı...Bedenin paramparça...Uğurlar olsun....Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun..."
Güldünya - Aylin Aslım, 2005-: "Bir karında yatmadık mı/ Bir anadan doğmadık mı/ Bir memeden doymadık mı/ Binbir yarayla tek kurşunla/ Gitti Güldünya/ Kim farkında kimin umurunda" Töre cinayetine kurban giden Güldünya, ailesinin kararıyla abisi tarafından öldürülmüştü. Suçu, tecavüze uğradığı akrabasından hamile kalmaktı. Maalesef memleketin bu derin yarası hiç kapanmadı. Aylin Aslım'ın şarkısı, töre cinayetlerine kurban giden sembol isim olarak hafızamıza kazınmış, Güldünya'nın ve pek çok kadının öldürülmesinin hatırlatan bir sızı olarak dillerde kalmıştır.
Zülfü Livaneli: Memleket tarihine en çok not düşen belki de Liveneli'dir. 1972 yılında 25 yaşındayken öldürülen Ulaş Bardakçı'nın ardından "Ulaş", yine aynı yıl idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın ardından "Şarkışla" ağıtları, "tarihe not " niteliğindeki eserlerinden sadece bazıları.