O afişte ‘kadın cinayetleri’ yazmalı!

Haberin Devamı

Bu yazıyı Eylül 17'de kaydediyorum. Siz üç gün sonra yani bugün okuyorsunuz. O üç gün içinde daha neler yaşayacağız bilmiyorum. Sadece Eylül ayının ilk yarısında ve sadece benim aklımda kalanları paylaşıyorum. Bu örneklerin fazlası var biliyorum. Üç gün içinde daha artacak bunu da biliyorum. Bin kere yazdım bir kere daha yazıyorum. Sesim tek başına cılız çıksa da belki birilerine ulaşırım umudunu taşıyorum. Size küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum: n 1 Eylül Eskişehir kadın cinayetiyle sonbahara uyandı. n 7 Eylül Adana'da 2 çocuk annesi Halime, kocası tarafından öldürüldü. n 8 Eylül Gencecik Duygu'yu nişanlısı öldürdü. n 9 Eylül'de 7 çocuk annesi Nezahat yine kocası tarafında pompalı tüfekle bir minübüsün içinde öldürüldü. n 11 Eylül'de Adana'da Burcu'yu kocası öldürdü. n 13 Eylül'de Ümraniye'de sevgilisi, Fatma'nın boğazını kesip sonra Çeşme'ye tatile gitti. n 15 Eylül'de iki çocuk annesi Şeker'i yine kocası öldürdü... Bunlar sadece sevgili, nişanlı ya da kocaları tarafından öldürülen kadınlar. Bir de faili meçhul ya da kadının hiç ilgisi yokken saplantı cinayetine kurban gidenler var. Ve bugün... Yani 17 Eylül'de ben bu yazıyı yazarken, Şanlıurfa'da sokak ortasında bir kadın cesedi bulundu. Geçen yıl Eylül ayı, 24 kadını, erkeklere kurban verdi. 7 yıl içinde kadın cinayetlerindeki artış oranı yüzde 1400! Bu yıl sadece ilk 7 ay, basına yansıyan haberlere göre 162 kadın öldürüldü. Oysa, beş hafta önce "kadın cinayetleri" platformuyla İstiklâl Caddesi'nde yürüyüş yaptığımızda, başımızda Çevik Kuvvet bekledi. Bana "bu işte bir yanlışlık var" dedirtti! Birileri onlara, cinayetleri protesto eden kadınların değil, koca zulmünden kaçmak için koruma talep eden kadınların yanında olmaları gerektiğini söylemeli! Ve işte yine bana, "bu işte bir yanlışlık var" dedirten bir uyarı. "Yalnız insan afişi." Aile Bakanlığı'nın ellerindeki poşetlerde kendi kafalarını taşıyan ve kesik başlı bedenlerin gölgeler halinde yürüdüğünü gösteren afişini görünce aklıma hemen "kadın cinayetleri" geldi.

Evdeki hesap bakanlığa uymuyor

Ülkemizdeki kadın zulmünü ne güzel anlatırdı. Ama hayır! "Yalnız insan" yazıyormuş afişte. Üstelik bu afiş, aslında yurt dışında sadece "tüketicilik" üzerine hazırlanmış bir afişten araklama çıktı. Aile Bakanlığımız, bunu ülkemize uyarlarken "yalnız insan" olarak tercüme etmeyi uygun bulmuş. Kafam karışıyor! Aile Bakanlığı bize ne öneriyor? Tüketim bilincini topluma aşılamak yerine, toplu yaşamı önermek hangi hesabın kestirme yolu acaba? Toplu yaşamakla ilgili seçeneklerimiz ne? Meselâ, birleşip birkaç aile bir arada mı yaşamalı, yoksa gençler ayrı ayrı değil ortak ev tutup mu oturmalı? Ama hayır! Kızlı-erkekli öğrenci evlerine hoş bakılmadığına göre bu seçenek de afişe uygun düşmüyor. Geriye bir seçenek kalıyor; evlenip çoluk çocuğa karışmalı, hatta kişi başı tüketimi düşürmek için en az üç çocuk yapmalı. Afişteki hesaba göre bir kişi yüzde 33 fazla tüketiyormuş. Kişi başı tüketimi düşürmek uğruna, hane giderini dört katına çıkarınca, onca boğazı doyuracak işi nerden bulmalı? Evdeki hesap, bakanlığa uymayınca ülkedeki milyonlarca işsiz hangi kapıyı çalmalı? Bırakın kim nasıl yaşayacak diye afiş yapmayı, önce "yaşam hakkı" için çalışmalı!

Son dakika notu: Gazetenin baskıya girdiği saatlerde TRT Sanatçısı Hatice Kaçmaz, evlilik teklifini reddettiği Orhan M. tarafından 15 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.

DİĞER YENİ YAZILAR