Mevlana aşkım mâlum... Her yıl Şeb-i Arus geldi mi, Aralık ayında Konya'ya koşarım. Rumi'nin öğretilerini düşünür, öğütlerini anlamaya çalışırım. Yıllardır anlayamadığım bir şey varsa o da ünlü Mevlana resmidir. Hani şu epey tombul, başında sikkesi, ellerini koca göbeğinin altında kavuşturmuş, başı hafif öne eğik Mevlana tasvirinden bahsediyorum. Öyle ya bu kadar nefsi terbiyeyi, özellikle az yemek yemeği öğütleyen bir insan nasıl olur da bu kadar şişman olur! Hatta itiraf edeyim, ben yemeğe düşkün olduğum için ne zaman sofrada fazla kaçırsam hep aklıma Mevlevi öğretiler gelir ve şişmiş mideme baktığımda hicap duyarım.
İyi ama "imam'ın dediğini yap, yaptığını yapma" misali, koskoca Veli, Celaleddin-i Rumi'nin de çevresine öğüt verip, sonra bu kadar şişman olması mümkün mü! Sevimli bir tasvir olmakla birlikte, Mevlana'yı çıkarılandadır ettiğini düşündüğüm bu resimden hep rahatsız olmuşumdur. Çok şükür bu yanlış sonunda düzeltiliyor. Dünyaca ünlü kişilerin balmumu heykellerini sergileyen Madame Tussauds Müzesi, İstanbul'da açılıyormuş ve içinde Mevlana'nın heykeli de olacakmış. Yenilenen Emek Sineması'nın da içinde yer aldığı Grand Pera'da açılacak olan müzede 60 tarihi kişinin heykeli sergilenecekmiş. Neyse ki müze yetkilileri, Mevlana'nın torunları Esin Çelebi ve Faruk Hemdem Çelebi'ye danışmış.
Torunların anlatısı ve tarih kitaplarının da ışığında, bu tombul tatlı amca resminin Mevlana Hazretleri'ni yansıtmadığına kanaat etmişler. Sonunda, ailenin de onayıyla benzer olduğu söylenen 22. kuşaktan torun Faruk Hemden Çelebi'nin modelliğinde heykelin yapılmasına karar vermişler. Altı aylık bir çalışma yapılmış. Üç boyutlu vücut taramasından, üç ay süren saç-göz detayına kadar müthiş bir inceleme araştırma taslak yapılmış. Nihayet, bir zamanlar İran'da yapılmış olan ve artık simgesi haline gelen resmin yerine, Mevlana'yı daha iyi sembolize edecek bir figür, Madam Tussauds Müzesi'nde, zihinlerdeki imajı değiştirmek üzere yerini almaya hazırlanıyormuş.