İzmirli ressam Eli Filidis, Menderes Nehri’ni ve Antik çağlardan gelen imgesini, resminin öznesi olarak kurguluyor. Filidis’in sergisinin adı da hikayeye dair çok ipucu veriyor...
İzmir Ticaret Odası sergi salonunda düzenlenen açılışa, Patrik Bartholomeos katıldı.
İzmir’in önemli ressamlarından Eli Filidis, kültürler arası iletişim ve paylaşım için son derece etkili bir etkinlikle, 21. kişisel sergisini açtı. Ben de kendi doğup büyüdüğüm şehir ve sanatçısıyla övünüp, böyle güzel bir sanat olayını size duyurmak istedim. İzmir Ticaret Odası sergi salonunda düzenlenen açılışa, Patrik Bartholomeos’un katılması elbette büyük yankı yarattı. Yunanistan İzmir Başkonsolosu, Argiro Papulyas’ın da açılışta davetliler arasında olması, komşu ülke Yunanistan ile aramızdaki kültürel ve sanatsal bağın pekişmesinde önemli bir detay elbette. Menderes Nehri’ni ve Antik çağlardan gelen imgesini, resminin öznesi olarak kurgulayan Eli Filidis’in sergisinin adı da hikayeye dair çok ipucu veriyor; Maiandros’tan Menderes’e, “Bir Meander masalı.” Maiandros, Menderes nehrinin Antik çağdaki adı ve Latince karşılığı ise Meander. Menderes nehrinin eski adı olan Meander, zamanla, “çok kıvrımlı akan nehirler” için kullanılan uluslarası bir coğrafi terim olarak kullanılmaya başlanmış. İzmirli ressam Eli Filidis de Menderes nehrinin bu eşine az rastlanır kıvrımlı akışını, insan yaşamının akışıyla ilintilendirerek tuvale yansıtmış. Resim sanatının belki de en eski figürlerinden olan kıvrımlar, Filidis’in fırçasında yeniden bizim toprağımızın ifadesiyle buluşmuş. Disiplinlerarası anlatım gücüne sahip olan ve arkeolojik danışmanlığını Arkeolog Bora Eşiz’in yaptığı sergi 9-19 Mayıs tarihleri arasında, İzmir Ticaret Odası sergi salonunda sanatseverleri bekliyor.
Gelin, bugün çok önemli bir sanat etkinliğ ile gündemde olan İzmirli sanatçı Eli Filidis kimdir, kendinden dinleyelim ve çok kültürlü bir ülke olmanın güzelliği üzerine yeniden düşünelim. “Baba tarafım İzmir’e Yanya’da gelmiş. Annem Sakız Adası‘ndan. 2. Dünya Savaşı sırasında İzmir’e yerleşmiş. Babaannemin tarafı ise Avusturyalı. Ben İzmir’e gelenlerden üçüncü nesili temsil ediyorum. Çocukken anlamamış olsam da ben ve çocuklarım İzmir’de büyümenin bir güzellik olduğunu artık çok iyi farkediyoruz. Çocuklarım da çok güzel bir İzmir’de büyüdüler. İzmir’i çok seviyorlar. Onların yurtdışında okumaları için çok ısrar ettim. Bana ‘Biz İzmir dışında yapamayız. Sen olmasan bile İzmir’de yardımımıza koşacak bir sürü insan var, sokaklar dost kaynıyor’ diyorlar.
Ortaokul dönemlerimde desen ve yağlı boya resimler yapmaya başladım. Yurtiçinde ve yurtdışında sanat eğitimi aldım. Uzun sanat eğitimim açtığım resim galerisinde de devam etti...”
“Araştırmalarıma hala atölyedeki çalışmalarımla devam ediyorum. Beş yıldır sanat rehberi olarak çalıştığım Arkas Sanat Merkezi’nde farklı bir sorumluluk da yaşadığım için çok mutluyum. Şu günlerde ise antik çağdan esinlendiğim Maiandros’tan Menderes’e Bir Meander Masalı adlı sergimle İzmirlilerle buluşmanın heyecanını yaşıyorum. Çok güzel insanlarla dolu, güzel bir şehirde yaşıyoruz. Müthiş bir zenginlik ve mutluluk duyuyorum İzmirli olmaktan.