Hepimizin başı sağolsun...

Efsaneleri bizimle kaldı, büyük yıldızlar bir bir kaydı... Bu cuma, çocukluğumuzu biraz daha derine gömdük. Kaç kişi vardı ki zaten Türkiye’nin ortak paydası olan... Hepimizi aynı duygularla ve aynı anıların hisleriyle yoğuran. Aramızda sınıf, cinsiyet, ırk ayrımı bırakmadan bizi birbirimize bağlayan... Şu lime lime bölündüğümüz günlere hayretle direnip, inadına hepimizi yakınlaştıran...

Münir Özkul’u kaybettik... Hepimizin Mahmut Hocası, her evin Yaşar Ustası, her mahallenin turşucu Kazım Efendi’siydi... O “Türkiye Ailesi”nin gerçek büyüğüydü... Amcamız, dayımız, hocamız, ustamız, babamızdı... Bize hep iyiliği, güçlünün karşısında ezilmemeyi, kötülerin dünyasında yine de şerefinle direnmeyi, ne olursa olsun adaletin yanında durmayı anlatırdı. Belki şimdi çok uzak gelen, doğruluğa dair ne kadar değer varsa hepsinin sesiydi. En uzak düşünceleri yakınlaştırır, düşmanlara bile kardeşliği hatırlatırdı. Şimdi yokluğunun ağırlığı altında bir kez daha anlıyorum ki bir “Münir Özkul”a sahip olmak ne büyük bir şanstı.

Haberin Devamı

Büyükler gitti

Bir de bugüne bakın! Kısa yoldan para kazanmanın, okumadan “adam olmanın” sembolü idollerle büyüyor çocuklar. En kaba espriler yerleşiyor ortak hafızalarına. Aynı hissi çağrıştıracak, ne kadar ayrı düşerlerse düşsünler aynı çınlamayla gülüp, ardından aynı hüzünle ağlayacakları kimseleri yok anılarında... Onlara, memleketlerinin kokusunu taşıyan, ne olursa olsun aynı kucakta toplayan büyükleri yok. Kan davalı ailelerin elinde büyür gibi bilene bilene büyüyorlar bu topraklarda. En zor zamanlarda, gece körü eski bir filmle karşılarına çıkıp, tatlı sert bir fırça atan ve ne olursa olsun bu memlekette aile olarak eşit ve kardeşçe yaşamayı hatırlatan kimseleri yok. Bir sürü zengin, havalı, her dönemin adamı olan ünlüleri var bolca. Onları fikir ayrılığına, tartışmaya, kavgaya düşürecek çokları var da, sesini duyunca boğazında düğümle, insan olmayı hatırlatacak bir büyükleri yok. Gidenin arkasından tek ses “helal olsun” diyecekleri, “hakkını helal et Mahmut Hoca” diye tek yürek ağlayacakları bir ortak paydaları yok. Ortak paydada birleşmeyen çocuklarımız nasıl geleceklerini birlik içinde oluşturacak, işte bu noktada endişem çok!

Haberin Devamı

Mirası tanıtalım

Tam da bu sebeple, daha çok ihtiyacımız var Münir Özkul’a ve bizi yüreğimizden yakalayıp bir arada tutan ustalara... Yenilerini koyamıyorsak yerine, miras bilip, çocuklarımıza daha çok tanıtmalıyız bizi her dönemeçte savrulmaktan kurtaran tutkallarımızı, Mahmut Hoca’yı, Yaşar Usta’yı ve Münir Özkul gibi kaybettiğimiz diğer büyük yıldızları; Kemal Sunalları, Tarık Akanları, Barış Mançoları, Adile Naşitleri, Aziz Nesinleri, Yaşar Kemalleri ve bize aynı toprağın çocukları olduğumuzu hatırlatan tüm büyükleri. Münir Özkul’un her şeyden evvel tiyatro ile geçen ömründe, Fasulyaciyan’ın unutulmaz tiradı hep yüreğimizde, sesi hep bizimle... “Artık kendimiz yokuz, seyircilerimiz de kalmadı ama repliklerimiz fısıldaşırlar dururlar sabah kadar, gün ağırır, temizlikçler gelir, replikler yerlerine kaçışır, PERDE...”

Haberin Devamı

Ve Aydın Boysan da aramızdan ayrıldı

Bir büyük efsane daha aynı gün ardında kuyruklu bir iz bırakarak kayıp gitti. Bir büyük nüktedan, bir büyük düşünce ve en önemlisi yaşam adamı... Mimar ve yazar Aydın Boysan’ı tanımak, onunla muhabbet etmiş olmak bile derslerin en güzeliydi. Zeka, bilgi, görgü ve neşeyi, yaşam potasında eritip ardında muhteşem bir simya bırakıp gitti. Kendimize bir iyilik yapmalı ve bugün yaşama keyifle ve aşkla sarılmak için daha çok Aydın Boysan okumalı... Başımız sağolsun Türkiye...

DİĞER YENİ YAZILAR