Bir arkadaşımı, çalıştığı şirket dünyaca ünlü bir “gelişim” seminerine yollamış geçtiğimiz hafta. Günümüzde, büyük firmaların başarılı gördükleri personellerini çeşitli eğitimlere yollamaları çok moda biliyorsunuz. Ben de merak ettim ve arkadaşımdan seminerin detaylarını uzun uzun dinledim. Çoğu bildiğimiz şeyler... Daha doğrusu, bilip de bir türlü uygulayamadığımız türden içerikler... Meselâ; “Hayır” diyebilmenin önemi! Eh, hepimiz istiyoruz başkalarına “hayır” diyebilmeyi, ama hayatın içinde insanlarla karşılaşınca “yaparım tabii”, “memnuniyetle” gibi kelimeler bir anda dökülüveriyor işte dilimizden. Mesele, “hayır” diyebilmeyi becerebilmekte. Yani işin aslı, yapmamız gerekenleri biliyoruz da nasıl yapacağımızı bilmiyoruz genellikle. Ve maalesef bizi değiştirebilecek bir hap yok. Yıllar içinde kendimizi eğitmek, yine bize düşüyor. Bu seminerler de daha çok farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Arkadaşımın paylaştığı, kendini tanımaya yönelik metodlar içinde, özellikle bir tanesi bana çok yol gösterici geldi. Denedim, çok hoşuma gitti. Bence siz de bunu kendi üzerinizde denemelisiniz. Bu metod neyi istemediğinizi değil, aslında neyi istediğinizi bulmanızı sağlıyor.
Yapmanız gereken basit:
Kendinizi 80 yaşında hayâl edin ve o yaştayken olmak istediğiniz kişiyi anlatın. Bunu yaparken, bir kayıt cihazından faydalanın veya yazın. Çizdiğiniz 80 yaş tablosu, bu gün ne yapmanız gerektiğinin ve aslında neyi istediğinizin ipuçlarını verecek size. Örneğin seminere katılan arkadaşım, “öğrencilerim ziyaretime gelsin isterim” demiş. Oysa arkadaşım öğretmen değil, bir firmada yönetici olarak çalışıyor. Bu seminerden sonra, işinin yanı sıra akademik hayatına da devam etmeye karar verdi. Eğitimci olma isteğini böylece farketti. 80 yaşınızı hayal ederken, hiç düşünmeden, samimi olarak kendinizi nasıl görmek içinizden geliyorsa öyle anlatmalısınız. Sonra, geriye dönüp, söylediklerinizi tekrar dinleyerek ya da yazdıklarınızı okuyarak yorumlamalısınız. Örneğin; “bir sürü torunum çevremde koşuyor, arkadaşlarımla tavla turnuvası yapıyorum” diye gelecekteki kendinizi anlatıyorsanız, bugün işkolik yaşamamalısınız. Ailenize önem verip, geniş aile ve bir sürü torun için beli de çok çocuk yapıp, arkadaşlarınıza “şimdi” geniş zaman ayırmalısınız. “Bir sahil kasabasında resim yapıyorum” diye hayalinizi anlatıyorsanız, hemen bir resim kursuna yazılmalı, hatta sahil kasabasında küçük bir yer almak için girişimde bulunmalısınız. Kısaca, “ne ekersen onu biçersin” atasözünü unutmayıp, tohumları şimdi atmak gerekiyor. Elbette, insanın değişime açık olduğu unutulmamalı. Bu yüzden, her yıl, 80 yaş hayalini bir gözden geçirmek, eklenip çıkarılacak şeylerle yeniden düzenleyip, ona göre hareket etmek gerek. Geleceği hayâl edip anlatırken, insan hiç aklında olmayan, istediğinin farkında bile olmadığı şeylerle karşılaşabiliyor. Sonradan “keşke” dememek için bence denemeye değer..
Hayır diyebilmeyi becerebilme sanatı
Haberin Devamı