Yemeğe düşkün müsünüz? Ben öyleyim. Siz de faklı lezzetler peşindeyseniz S.G İmalathane’ye uğramanızı öneririm.
Lezzeti ve hayatı deneyimlemek için yepyeni bir mekan anlayışı keşfettim; S.G İmalathane.. Yemeğe düşkün müsünüz? Ben öyleyim. Hayatın tadı, boğazımdan geçer benim. Ama öyle sürekli dışarda, ezbere yemekler de haz vermiyor artık. Rafine lezzetler istiyorum, farklı rayihaların içinde kaybolmak istiyorum. Öyle dondurucuda hazır bekletilmiş, ısıtılarak önüme konulan kalabalık mönülü kafelerden keyif almıyorum. Öte yandan, “Mişlen” havalı, aç kalıp üzerine de bir sürü para ödediğim, koca tabakların ortasında süs gibi duran yemeklerin servis edildiği mekanlardan da hazetmiyorum. Egeliyim ne de olsa, samimi ve sıcak ortamda rahat ediyorum, sohbetsiz tad alamıyorum, yenilik arıyorum, her an yaşama dair bir şeyler öğrenmek istiyorum. Yani sadece midemi değil, gözümü kulağımı, burnumu ve tabii ki ruhumu doyurmak istiyorum. Ve işte tam da bu noktada benimle aynı duyguları paylaşıyorsanız size şahane bir tavsiyede bulunmak istiyorum.
Bu hafta, sevgili Saffet Emre Tonguç’un doğum gününü kutlamak için, muhteşem kadın Şah Yaycı şahane bir mekanda bir araya getirdi dostlarını. Ben de bu vesile ile keşfettim S.G İmalathane’yi. Burası başka hiçbir yere benzemeyen bir mekan, ticarethane değil, o yüzden paylaşıyorum. Sahiden “imalathane” olarak düşünebilirsiniz. Bir öğrenme, üretme ve paylaşma merkezi. Tek bir tane büyük masa var ortada. Hemen önünüzde uzanan kocaman açık mutfakta birbirinden yetenekli şefler, kendi ürettikleri malzemelerle her şeyi el yapımı ve taptaze haliyle gözünüzün önünde hazırlıyor, siz de meraklıysanız seyrediyorsunuz. Arkadaşınıza yemeğe gittiğinizi ama arkadaşınızın tam donanımlı bir şef olduğunu hayal edin, işte böyle bir ortam. Bu kadarla kalmıyor tabii. Bir konsept eşliğinde harmanlıyor her şey. Mesela bizim için mübadele yemekleri hazırlanmıştı, çünkü ben dahil çoğu misafir mübadil torunuydu. Türk-Yunan mübadelesinden kalma ortak kültüre ait yemeklere, çıkış noktası İzmir olan Rembetiko müziği eşlik ediyordu. Banttan değil elbette, müzik de taptaze ve el yapımı. Stelyo Berber ve Cafe Aman grubu, rembetiko ve Zorba filminden sahneler eşliğinde, kimi zaman sirtaki kimi zaman zeybek ile ve mübadele kültürünü anlatarak, muhteşem performanslarıyla hem duygusal hem eğlenceli bir gece yaşattı bize. Pek çok şey öğrendim mübadele ile Kavala’dan Selanik’e göçmek zorunda bırakılan dedemin köklerindeki kültüre ait. Yemekler desen hepsi Türk-Yunan kültürünün karışımının biraz da yeniden yorumlanmış hali...
Selda Güleç, devlet okulunda İngilizce öğretmeni. Herhalde öğretmenliğinden kaynaklı olsa gerek, yemek keyfi ile öğrenmeyi bir arada tuttuğu şahane bir aile ortamı yaratmış S.G İmalathane’de. Haftanın her günü bir atölye var. Kemik suyu yapımında, kefir üretimine aklınıza ne gelirse öğrenebilirsiniz burda. Haftanın çoğu günü için yemekli, öğrenerek ve paylaşarak hayatı deneyimleyebileceğiniz buluşmalar düzenleniyor, mekandaki o tek büyük masanın etrafında. Ben 27 Mart’taki “Nedim Atilla ile Ölmeme Günü”nü ajandama not ettim; Edip Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar şiirleri eşlik edecek sofraya, daha ne olsun. Deneyimlemenizi tavsiye ederim. Tabii ki mutlaka rezervasyon yaptırıp bu tek masada yerinizi ayırtmalısınız. SG İmalathane Instagram hesabından da etkinlik takvimini takip edebilirsiniz. Pek mekan tavsiye etmem ama burayı mutlaka bir kez ziyaret etmenizi dilerim, pişman olmazsınız.
Erdal Özyağcılar’dan yeni oyun: Kral
Tam 5 yıl önce, 18 sene sahnelere ara veren Erdal Özyağcılar “Hoşgeldin Boyacı“ oyunu ile tiyatroya geri dönmüştü. O gün bugün birlikte sahnedeyiz ve oyunumuz günden güne artan bir seyirci ile salonlarımızı dolduruyor. Erdal Özyağcılar bu hafta yepyeni bir oyun ile bu kez 40 yıl sonra aynı sahnede yer aldığı eşi Güzin Özyağcılar ile perde açtı. Kral, gelmiş geçmiş tüm diktatörlerin koltuk sevdaları ve yüksek EGO’ları üzerine bir komedi. Büyük yazar Ionesco’nun Hollywood tarafından defalarca sinemaya uyarlanan bu ünlü komedisini, Serkan Üstüner yönetti. Oyuncu kadrosu ise şöyle: Erdal Özyağcılar, Güzin Özyağcılar, Nihan Büyükağaç, Gözde Çetiner, Barış Kıralioğlu, Burak Tanay ve Ferdi Alver. Düşünün, gülün ve günümüzdeki karşılıklarını keşfedin. Keyifli izlemeler dilerim.